0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Temyizin İcraya Etkisi

HMK Madde 367

(1) Temyiz, kararın icrasını durdurmaz. İcra ve İflas Kanununun icranın geri bırakılmasıyla ilgili 36 ncı maddesi hükmü saklıdır. Nafaka kararlarında icranın geri bırakılmasına karar verilemez.

(2) Kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemez.



HMK Madde 367 Gerekçesi

Bu maddede, temyiz yoluna başvurunun kararın yerine getirilmesine (icrasına) etkisi düzenlenmiştir.

Bir karara karşı temyiz yoluna başvurulmuş olması, kural olarak onun yerine getirilmesini (icraya konulmasını; İcra ve İflâs Kanunu madde 24 ve devamı) durdurmaz. Yani kural olarak, kararın kesinleşmemiş olması, kararın yerine getirilmesini önlemez. Öteden beri gerek usul ve gerekse icra ve iflâs hukukumuzda benimsenmiş olan bu ilke, maddenin ilk fıkrasının birinci cümlesinde açıkça ifade edilmiştir.

Her ne kadar kararın temyiz edilmesi, onun yerine getirilmesini durdurmazsa da İcra ve İflâs Kanununun 36 ncı maddesinde öngörüldüğü üzere, kararı temyiz eden borçlu, teminat göstermek suretiyle bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan “icranın geri bırakılması (tehiri icra) kararı” getirebilir. Bu suretle borçlu, bölge adliye mahkemesi veya Yargıtayca verilecek karara kadar, kararın yerine getirilmesini durdurmuş olur. Bu husus, maddenin ilk fıkrasının ikinci cümlesinde belirtilmiştir.

Hukukumuzda eskiden beri bazı kararların kesinleşmedikçe yerine getirilmemesi de (icraya konulmaması) benimsenmiş bir ilkedir (örneğin, Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 34, Sayıştay Kanununun 64, İdarî Yargılama Usulü Kanununun 52, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 536 ncı maddesinde olduğu gibi).

Bu düzenlemeye sadık kalınarak, maddede değişiklik yapılmadan, kişiler ve (nafaka kararları hariç) aile hukukuna, taşınmaz mal ile ilgili aynî haklara ilişkin kararların kesinleşmedikçe yerine getirilemeyeceği, maddenin ikinci fıkrasında açıklanmıştır.


HMK 367 (Temyizin İcraya Etkisi) Emsal Yargıtay Kararları


Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/8770 E. , 2023/2800 K.

  • HMK 367
  • Kesinleşmeden icraya konulamayan kararlar dışında kalan ticaret şirketlerinin ortaklığından çıkarılmaya ilişkin kararlar kesinleşmeden icraya konulabilir.

HMK’nın 367/1 maddesi gereğince, temyiz kararın icrasını durdurmaz. Yani kural olarak kararın kesinleşmemiş olması, kararın yerine getirilmesini önlemez. Bu kuralın istisnaları da yine yasalarda düzenlenmiştir.

Taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar (HUMK 443/4 m.). Mahkûmiyete ilişkin ceza ilamlarının tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin kısımları, (5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 4.maddesi), Kira tespit ilamları (12.11.1979 tarih 1979/1-3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı). Menfi tespit davasına ilişkin ilamlar ( İİK 72. madde). Yabancı Mahkeme ilamlarının tenfizi hakkındaki kararlar ( MÖHUK 41/2 ), Sayıştay Kararları (6085 sayılı Sayıştay Kanunu 53. madde), İdare aleyhine açılan haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar (2577 sayılı İYUK 28/1) kesinleşmeden takibe konu edilemezler.

Takip konusu Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.10.2019 tarih, 2015/440 E.-2019/988 K. sayılı ilamının incelenmesinde davacının Peda Turizm Tic. İşletmeleri Anonim Şirketi, davalının ise … Petrol Ve Turizm Ticaret Ltd. Şti. olduğu, davanın kabulüne, davacının davalı … Petrol ve Turizm Tic. Ltd Şti’deki ortaklığından çıkartılmasına, 694.619,21 TL’nin karar tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine ilişkin hüküm kurulduğu görülmektedir.

Uyuşmazlık ticari şirketlerde hissenin el değiştirmesi ve payda mülkiyet değişikliklerine ilişkin ilamların kesinleşmeden icra takibine konulup konulamayacağı hususunda toplanmaktadır. Gerek öğretide gerek Yargıtay uygulamalarında ilamların kesinleşmeden icraya konulması kural olup keşinleşmeden icra takibi yapılamaması ise istisnadır.

Yargıtay uygulamaları ve öğretide kabul edilen ticari şirketlere ilişkin ilamların kesinleşmeden takibe konu olmaması gerekçesi olarak HMK 367/2 fıkrası uyarınca kişiler hukukuna dayandırılmıştır. Bu uygulamada kişiler hukuku cümlesi geniş yorumlanarak tüzel kişilerin organlarına ilişkin verilen kararlar olup, bu sonuca da geniş yorum yapılarak ulaşılmıştır.

Dairemizin bazı kararlarında da ticari şirketlere ilişkin ilamlarda sicil değişikliği yaptığı gerekçesiyle kesinleşme aranmıştır. Takibe dayanak ilama konu şirket Türk Ticaret Kanununda sayılan ticaret şirketlerinden limited şirkettir.

Takibe konu ilam eda hükmü içermekte olup, mamelek hukukuna ilişkindir. Ticaret şirketlerinde ortaklıktan çıkmaya ilişkin ilamların kesinleşmesi sadece 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 16/son maddesi gereği aranmıştır. Bunun dışında ortaklıktan çıkma, pay bedelinin ödenmesi ve pay mülkiyet değişikliği sonucu doğuran ilamlarda kesinleşmeye ilişkin kanun hükmü bulunmamaktadır.

Yukarıda açıklanan gerekçelerde yer verildiği üzere, davaya konu ilamın kesinleşmeden takibe konulmasında yasaya uymayan bir yön bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.


Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2024/2245 E. , 2024/7762 K.

  • HMK 367
  • Taşınmaza ait davalar “tapu iptal ve tescil, tescil olmazsa tazminat istemi talepli” olarak açılsa ve tazminat hükmedilse bile terditli taleplerden biri taşınmazın aynıyla ilgili olduğunda söz konusu ilam kesinleşmeden icraya konulamaz.

6100 sayılı HMK’nın 367/2 maddesine göre gayrimenkul ile ilgili ayni haklara ilişkin ilamlar kesinleşmedikçe takip konusu yapılamaz. Somut olayda anılan ilama ilişkin davanın terditli olarak açıldığı, tapu iptal ve tescilin talep edildiği, tescil olmazsa tazminat isteminin yer aldığı, mahkemece tapu iptal ve tescil talebi reddedilerek tazminat yönünden hüküm kurulduğu görülmekle, takibe dayanak ilamda mülkiyet ihtilafı bulunduğundan kesinleşmeden infaz edilemeyeceği, terditli açılmasının sonuca etkili olmadığı, ilam kesinleşmeden başlatılan takibin hukuka aykırı olduğu anlaşılmıştır. O halde Bölge Adliye Mahkemesince bu yönde oluşturulan icra mahkemesi kararına yönelik istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekirken, kararın kaldırılarak yazılı gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi isabetsiz olup, kararın bozulması gerekmiştir.


Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/8180 E. , 2023/878 K.

  • HMK 367
  • Tapu iptali ve tescil davası olarak açılan, ancak taşınmazın dava sırasında üçüncü kişiye devredilmesi sebebiyle bedele dönüştürüldüğü hallerde bile çekişmenin taşınmazın aynına ilşkin olduğu ve kararın kesinleşmeden icraya konulamayacağı kabul edilmelidir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 367/1 maddesi gereğince, temyiz kararın icrasını durdurmaz. Yani kural olarak kararın kesinleşmemiş olması, kararın yerine getirilmesini önlemez. Bu kuralın istisnaları da yine yasalarda düzenlenmiştir.

Taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve kişiler hukukuna ilişkin ilamlar (HMK. 367/2. madde.), mahkûmiyete ilişkin ceza ilamlarının tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin kısımları, (5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 4.maddesi), Kira tespit ilamları (12.11.1979 tarih 1979/1-3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.), menfi tespit davasına ilişkin ilamlar ( İİK 72. madde.), Yabancı Mahkeme ilamlarının tenfizi hakkındaki kararlar (5718 sayılı Kanun 57/2 ), Sayıştay Kararları (6085 sayılı Sayıştay Kanunu 53. madde), İdare aleyhine açılan haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar (2577 sayılı İYUK 28/1) kesinleşmeden takibe konu edilemezler.

Somut olayda, takip konusu ilamın incelenmesinde, davanın önce tapu iptali ve tescil davası olarak açıldığı ancak taşınmazın dava sırasında üçüncü kişiye devredilmesi sebebiyle bedele dönüştürüldüğü her iki tarafın kabulündedir. Yargılama sonucunda mahkemece her ne kadar alacağa hükmedilmiş ise de, temelde dava gayrimenkulün aynına ilişkin olup, öncelikle gayrimenkulün aynı hakkında haklılık tartışılarak tazminat yönünden sonuca gidildiğinden söz konusu ilam kesinleşmeden icra takibine konu edilemez.


Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/9269 E. , 2022/9422 K.

  • HMK 367
  • Boşanma kararı ve çocukla şahsi ilişki kurulmasına ilişkin karar kesinleşmeden icraya konulamaz.

HMK’nın 367/1 maddesi gereğince, temyiz kararın icrasını durdurmaz. Yani kural olarak kararın kesinleşmemiş olması, kararın yerine getirilmesini önlemez. Bu kuralın istisnaları da yine yasalarda düzenlenmiştir. Aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar (HMK.350/2 m.) kesinleşmeden icra edilemez. Anılan maddede belirtilen hükümler, Medeni Kanunun “Kişiler Hukuku” ve “Aile Hukuku” kitaplarında yer alan konulara ilişkin tüm hükümler olmayıp, kişinin doğrudan şahsı ya da ailevi yapısı ile ilgili hukuki durumunda değişiklik yaratan ilamlar ile bu ilamların feri niteliğindeki hükümlerdir (örneğin ad,soyad,yaş tashihi,velayetin nez’i, babalık davası,nesep tashihi, boşanma ve bunun fer’i niteliğindeki hükümler gibi…). Yine çocuk teslimine ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin ilamlar da kesinleşmedikçe icra edilemez (…-İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, sayfa 923-924).

Somut olayda, icra takibinin dayanağı olan Bakırköy 9.Aile Mahkemesi’nin 2016/ 664 Esas, 2018/309 Karar sayılı ilamı, boşanma kararı ve çocukla şahsi ilişki kurulmasına ilişkin olup, takibe konulabilmesi için kesinleşmesi gerekir.

O halde, İlk Derece Mahkemesinin şikayetin kabulü ile takibin iptaline ilişkin kararı yerinde olup Bölge Adliye Mahkemesince alacaklının istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.


Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2024/2747 E. , 2024/8026 K.

  • HMK 367
  • Meni müdahale istemli dava taşınmazın aynına ilişkin çekişme içeriyorsa ilam kesinleşmeden icraya konulamaz.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 367/1 maddesi gereğince, temyiz kararın icrasını durdurmaz. Yani kural olarak kararın kesinleşmemiş olması, kararın yerine getirilmesini önlemez. Bu kuralın istisnaları da yine yasalarda düzenlenmiştir.

Taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve kişiler hukukuna ilişkin ilamlar (HMK. 367/2. madde.), mahkûmiyete ilişkin ceza ilamlarının tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin kısımları, (5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 4.maddesi), Kira tespit ilamları (12.11.1979 tarih 1979/1-3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.), menfi tespit davasına ilişkin ilamlar ( İİK 72. madde.), Yabancı Mahkeme ilamlarının tenfizi hakkındaki kararlar (5718 sayılı Kanun 57/2 ), Sayıştay Kararları (6085 sayılı Sayıştay Kanunu 53. madde), İdare aleyhine açılan haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar (2577 sayılı İYUK 28/1) kesinleşmeden takibe konu edilemezler.

Somut olayda, müdahalenin meni ilamına dayalı olarak ilamlı icra takibi başlatıldığı, borçlulara örnek 2 nolu icra emri tebliğ edildiği, takip konusu ilamın incelenmesinde; davanın elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemli olarak açıldığı, davalıların (borçluların) inançlı temlik nedeniyle mülkiyet iddiasına dayanarak davaya karşı koydukları ve takip tarihi itibariyle ilamın kesinleşmediği anlaşılmış olup, dava gayrimenkulün aynına ilişkin olduğundan, ilam kesinleşmeden ilamlı icra takibine konu edilemez.

O halde, İlk Derece Mahkemesinin şikayetin kabulü ile takibin iptaline ilişkin kararı yerinde olup, Bölge Adliye Mahkemesince alacaklının istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.


YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ Esas : 2017/11899 Karar : 2017/7826 Tarih : 29.05.2017

  • HMK 367. Madde

  • Temyizin İcraya Etkisi

Borçlu vekili, icra takibinin dayanağı boşanma ilamı kesinleşmeden nafaka hariç diğer alacak kalemlerinin talep edilemeyeceğini, işlemiş ve işleyecek faize itiraz ettiklerini belirterek icra emri ve takibin iptalini talep etmiştir.

Mahkemece, takibin dayanağı ilamın maddi ve manevi tazminata ilişkin kısmının ilam kesinleşmeden icra takibine konu edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulü ile icra emrinden maddi ve manevi tazminat talebi ile bunlara işletilmiş faiz ve ücreti vekaletin çıkartılmasına, icra emrinin bu şekilde düzeltilmesine karar verilmiş olup hüküm alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.

HUMK’nun 443/4.(HMK`nun 367/2.) maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemez. Ayrıca, boşanma kararının “eklentisi” olan alacak kalemleri de aynı kurala tabi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekir.

Somut olayda takip dayanağı ilamda; hükme bağlanan maddi-manevi tazminat ve diğer alacaklar ilamın ferileri niteliğinde olup boşanma hükmünün kesinleşmesi ile takibe konulabilir hale gelirler.

Bu durumda boşanma hükmünün 18.03.2015 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle feri kalemler yönünden 13.07.2015 tarihinde yapılan takipte bir usulsüzlük bulunmamaktadır.

O halde, mahkemece diğer şikayet nedenlerinin incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile takibin iptali doğru olmamıştır.

SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK`nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 29.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ Esas : 2016/21450 Karar : 2017/3705 Tarih : 16.03.2017

  • HMK 367. Madde

  • Temyizin İcraya Etkisi

Borçlu vekili, takibe dayanak ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacağını, ilamın iki kişi adına verilmiş olmasına rağmen icra takibinin sadece müvekkili … adına yapıldığını, dayanak ilamda müvekkilinin … 4. İcra Müdürlüğü’nün 2004/12624 ve … İcra Müdürlüğü’nün 2004/12514 Esas sayılı takip dosyalarındaki toplam alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere sorumlu tutulduğunu yapılan icra takibindeki rakamların borçla bir ilgisinin olmadığını belirterek kesinleşmeden yapılan takibin iptalini talep etmiştir.

Mahkemece tasarrufun iptali ilamının takibe konulabilmesi için kesinleşmesinin gerekmediği, borçlunun … 4. İcra Müdürlüğü’nün 2004/12624 Esas ve 6. İcra Müdürlüğü’nün 2004/12514 Esas sayılı dosyalarındaki toplam alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere sorumlu tutulduğu, İcra Müdürlüğü’nce borçlunun sorumlu olduğu miktarın tespitinin mümkün olduğu gerekçesiyle hesabın İcra Müdürlüğü’nce yapılmasına, şikayetin reddine karar verilmiş olup hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir.

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

2004 sayılı İİK’nın 283/1. maddesinde “Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, bu davaya konu teşkil eden mal üzerinde cebri icra yolu ile, hakkını almak yetkisini elde eder ve davanın konusu taşınmazsa, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın tashihine mahal olmadan taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.

İİK’nun 277 ve müteakip maddelerine göre alınmış tasarrufun iptaline ilişkin kararın amacı, yalnızca borçlunun tasarrufuna konu ettiği maldan alacaklının alacağını tahsil olanağını sağlamaktan ibaret olup, konusu ayni değil, şahsi hak doğurucu niteliktedir. Tasarrufun iptali davası, borçlunun hukuki işlemlerini ortadan kaldırıcı nitelikte bir hukuki sonuç yaratmaz, iktisap edenin borçludan yaptığı iktisaba etkisi yoktur. Bir başka anlatımla bu nitelikteki dava sonunda taşınır ya da taşınmaz mülkiyeti el değiştirmiş olmaz. Bu durumda ilam HMK’nun 367/2. maddesi kapsamında kalmayacağından infaz edilebilmesi için kesinleşme şartı aranmaz.

HMK’nun 367/2.maddesi gereğince gayrimenkule ve buna ilişkin ayni haklara ilişkin hükümler kesinleşmedikçe icra edilemezler. Buna karşılık gayrimenkulün aynına ilişkin olmayan (gayrimenkul üzerindeki kişisel “şahsi” haklara yönelik) ilamların icraya konulabilmesi için bunların kesinleşmesine gerek yoktur.

Tasarrufun iptali ilamı üzerine ilk takip dosyası üzerinden 3. şahsa satılan malların haczi ve satışı istenerek takibe devam olunabilir. Somut olayda takip dayanağı .. . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 16.04.2014 tarih 2006/70 Esas 2014/167 Karar sayılı ilamında ‘‘…Davalı … in A3 Blok (2), (3) ve (4) nolu bağımsız bölümlerin toplam rayiç bedeli 189.000,00 TL ile C Blok (2) nolu bağımsız bölümün rayiç bedeli 78.000,00 TL’ yi geçmemek üzere… davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün 2004/12624 E ve 6. İcra Müdürlüğü’nün 2004/12514 E takip dosyalarındaki toplam alacak ve fer’ileri ile sınırlı olmak üzere nakdi teminat ile sorumlu tutulmalarına, davacıya bu dosyalardaki alacağın tahsili yönünde bu kişiler ile ilgili takip ve dava yetkisi tanınmasına…’’ şeklinde hüküm kurulmuştur. Takip dayanağı … 11. İcra Dairesi’nin 2014/9056 Esas sayılı dosyası ile ilamda sözü edilen alacaklar toplamı 267.000,00 TL asıl alacak ve 3.938,25 TL faiz talep edilmiştir. Yukarıda yer verilen hali ile ilam, alacaklının daha önce başlattığı icra dosyaları üzerinden takibe devam etmesi imkanını sağlar. Takipte istenen miktarların tahsiline ilişkin bir hüküm kurulmadığından hüküm fıkrasında geçen bu miktarlar için 3. şahıs aleyhine takip yapılamaz. Şikayetin bu nedenlerle kabulü gerekirken yazılı gerekçelerle reddi doğru değildir.

SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 16.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ Esas : 2016/21779 Karar : 2017/1149 Tarih : 6.02.2017

  • HMK 367. Madde

  • Temyizin İcraya Etkisi

Borçlu vekili, takibe dayanak ilamın gayrimenkulün aynına ilişkin olup, kesinleşmeden icraya konulamayacağından bahisle takibin iptalini talep etmiştir.

Mahkemece, takibe konu ilamın tapu iptal ve tescil talebini de içermesi ve bunun taşınmazın aynına ilişkin olması sebebiyle ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacağı gerekçesi ile şikayetin kabulüne karar verilmiş hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

6100 sayılı HMK’nun Geçici 3.maddesi gereğince uygulanması gereken HUMK’nun 443/4 (HMK`nun 367/2) maddesi gereğince, gayrimenkul ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe icra edilemez. Bu nedenle aynı ilamda yazılı eklentilerin de infazının istenebilmesi için ilamın kesinleşmesi zorunludur. Buna karşılık, gayrimenkulün aynına ilişkin olmayan (gayrimenkul üzerindeki kişisel “şahsi” haklara ilişkin olan) ilamların icraya konulabilmesi için bunların kesinleşmesine gerek yoktur. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra İflas Hukuku, 3. cilt sayfa 2212)

Somut olayda, takibe konu … 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/418 Esas-2014/497 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; Mahkemece, terditli taleplerden tapu iptali talebinin reddine, muhdesat bedelinin davacıya verilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.

İlamda sicilde değişikliğe yol açan tescil hükmü bulunmadığı dolayısı ile ilamın taşınmazın aynına ilişkin olmayıp infazı için kesinleşmesi koşulu bulunmadığından Mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK`nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 29,20 TL peşin harcın istek halinde geri verilmesine 06.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ Esas : 2016/22062 Karar : 2017/880 Tarih : 30.01.2017

  • HMK 367. Madde

  • Temyizin İcraya Etkisi

Borçlu vekili,…8. İcra Müdürlüğü`nün 2016/6379 sayılı takip dosyasına konu ilamın kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkin olduğunu, HMK 367/2. maddesi gereğince kesinleşmeden icraya konulamayacağını ileri sürerek, icra emrinin ve takibin iptalini talep etmiştir.

Mahkemece dayanak ilamda manevi tazminata hükmedildiği, ilamın şahsın hukukuna ilişkin olduğu ve kesinleşmeden icra edilmeyeceği gerekçesi ile…8. İcra Müdürlüğü`nün 2016/6335 sayılı dosyasında takibin iptaline karar verilmiş, hüküm alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.

Borçlu vekili…8. İcra Müdürlüğü’nün 2016/6379 sayılı takibinin iptalini talep etmiş olmasına rağmen, Mahkemece taraflar ile ilgisi bulunmayan yine…8. İcra Müdürlüğü`nün 2016/6335 sayılı takip dosyasının iptal edilmiş olması doğru değildir.

Kabule göre de, icra takibinin dayanağı olan…5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/128 Esas, 2016/151 Karar, 05.04.2016 tarihli ilamı haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat alacağına ilişkindir. İlam, şahsın hukuku ile ilgili olmakla birlikte tarafların hukuki durumlarında değişiklik yaratan bir sonuç doğurmayıp sadece malvarlığını etkilediğinden, şikayetin bu nedenle reddedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile sonuca gidilmesi isabetsizdir.

SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK`nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 30.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ Esas : 2016/15117 Karar : 2016/14080 Tarih : 20.10.2016

  • HMK 367. Madde

  • Temyizin İcraya Etkisi

Borçlu vekili İcra Mahkemesi’ne başvurusunda; icra takibine dayanak olan …. Hukuk Mahkemesi’nin 2013/2 esas, 2016/46 karar sayılı ilamının kesinleşmeden takibe konu yapılamayacağını açıklayarak takibin iptalini istemiştir.

Mahkeme’ce şikayetin kabulüne karar verilerek, şikayete konu takip iptal edilmiştir. Hüküm yasal süresi içeresinde alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Talep, İİK’nun 41. maddesi yollamasıyla İİK`nun 16. maddesine dayalı şikayete ilişkindir.

6100 Sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken HUMK`nun 443/1 (HMK. 367/1 m.) maddesi gereğince, temyiz kararın icrasını durdurmaz. Yani kural olarak kararın kesinleşmemiş olması, kararın yerine getirilmesini önlemez. Bu kuralın istisnaları da yine yasalarda düzenlenmiştir.

Taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar (HUMK.443/4 m.),

Mahkumiyete ilişkin ceza ilamlarının tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin kısımları, (5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 4. maddesi),

Kira tespit ilamları(12.11.1979 tarih 1979/1-3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı),

Menfi tespit davasına ilişkin ilamlar (İİK`nun 72. madde),

Yabancı Mahkeme ilamlarının tenfizi hakkındaki kararlar (MÖHUK. 41/2 ),

Sayıştay Kararları (6085 sayılı Sayıştay Kanunu 53. madde),

İdare aleyhine açılan haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar (2577 sayılı İYUK 28/1 ),

Somut olayda; icra takibinin dayanağı olan …. 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi`nin 2013/2 Esas, 2014/46 Karar, 04.04.2016 tarihli ilamının incelenmesinde; Birleşen 2008/203 Esas sayılı dava dosyasında, asıl davaya konu olan pierre cardin markasının erkek çamaşır ve ürün gruplarında alt lisansör olan davalıdan temlik alınan royalty (telif ücreti) alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlam, şahsın hukuku ile ilgili olmakla birlikte tarafların şahsı ile ilgili hukuki durumlarında değişiklik yaratan bir sonuç doğurmayıp sadece mal varlığını etkilediğinden takibe konulabilmesi için kesinleşmesi gerekmez.

O halde, Mahkemece şikayetin reddi yerine yazılı gerekçe ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK`nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 20.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ Esas : 2016/14739 Karar : 2016/12621 Tarih : 26.09.2016

  • HMK 367. Madde

  • Temyizin İcraya Etkisi

Borçlular vekili İcra Mahkemesi’ne başvurusunda; takip dayanağı ilamın taşınmazın aynından kaynaklandığını, söz konusu ilamın temyiz edildiğini, icranın geri bırakılması kararı getirmek üzere İcra Müdürlüğü’nden süre talep ettiklerini, İcra Müdürlüğü’nce teminat yatırılmasına karar verildiğini, yatırılan teminat üzerine mehil vesikası verildiğini, Yargıtay 1. HD`nin … sayılı kararı ile dava ve kararın taşınmazın aynına ilişkin bulunduğu ve kesinleşmeden infaz edilemeyeceği, ferilerinin de aynı hükme tabi olduğu gerekçesiyle icranın geri bırakılması isteğinin reddine karar verildiğini iddia ederek takibin iptali ile tehiri icra için alınan teminatın iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece, takibe dayanak ilamın aile hukukuna ilişkin ilamlardan olduğu, kesinleşmeden takibe konulamayacağı gerekçesiyle şikayetin kabulüne takibin iptaline karar verilmiş olup; hüküm, alacaklılar vekilince temyiz edilmiştir.

6100 sayılı HMK’na eklenen “Geçici madde 3” atfı ile uygulanması gereken HUMK’nun 443/4. maddesi (6100 sayılı HMK`nun 367/2. maddesi) gereğince gayrimenkule ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümler kesinleşmedikçe icra edilemez; buna yönelik şikayetler de kamu düzenine ilişkin olup süresiz şikayete konu edilebilir.

Somut olayda takibe dayanak ilamın konusu taşınmazın aynına ilişkin olmayıp paydaşlardan birinin diğerlerinin rızası olmadan taşınmazı 3. bir kişiye kiraya vermesine ilişkin olarak geçersiz kira akdi yapılmış olduğu iddiasıyla açılan el atmanın önlenmesi davasıdır. Bu nedenle ilamın takibe konulması için kesinleşmesi gerekmez. Şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru değildir.

SONUÇ: Alacaklılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HUMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; taraflarca İİK`nun 366/3. maddesi gereğince yargıtay daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 29,20 TL peşin harcın temyiz edene iadesine, 26.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ Esas : 2016/7478 Karar : 2016/10845 Tarih : 20.06.2016

  • HMK 367. Madde

  • Temyizin İcraya Etkisi

Şikayetçi borçlu vekili dilekçesinde diğer şikayet nedenlerinin yanısıra takip dayanağı ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacağını belirtip takibin iptalini istemiş, mahkemece şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmiş olup hüküm alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.

6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken HUMK`nun 443/1 (HMK. 367/1 m.) maddesi gereğince, temyiz kararın icrasını durdurmaz. Yani kural olarak kararın kesinleşmemiş olması, kararın yerine getirilmesini önlemez. Bu kuralın istisnaları da yine yasalarda düzenlenmiştir.

Taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar (HUMK. 443/4 m.),

Mahkumiyete ilişkin ceza ilamlarının tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin kısımları, (5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun`un 4. maddesi),

Kira tespit ilamları (12.11.1979 tarih 1979/1-3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı), Menfi tespit davasına ilişkin ilamlar (İİK 72. madde), Yabancı Mahkeme ilamlarının tenfizi hakkındaki kararlar (MÖHUK. 41/2),

Sayıştay kararları (832 sayılı Sayıştay Kanunu 64. madde),

İdare aleyhine açılan haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar (2577 sayılı İYUK 28/1)

İcra takibinin dayanağı İstanul 1. Tüketici Mahkemesi’nin 23.12.2014 tarih 2010/721 Esas 2014/2187 Karar sayılı ilamında davacı tarafça 2006/2007, 2007/2008, 2008/2009 eğitim ve öğretim yıllarına ait ders ve yurt ücretleri toplamı olan 41.010,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiş olup mahkemece de davanın kısmen kabulüne 30.478,00 TL`nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu haliyle dayanak ilam, eda hükmü içeren alacak davasına ilişkin olup infazı için kesinleşmesi gerekmez. Mahkemece diğer şikayet nedenleri incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

SONUÇ:

Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK`nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 27,70 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ Esas: 2014/14891 Karar: 2014/16219 Tarih: 04.06.2014

  • HMK 367. Madde

  • Temyizin İcraya Etkisi

Genel haciz yoluyla takipte borçlu, alacaklı tarafın talebi üzerine kendisine gönderilen tahliye muhtırasına yönelik olarak şikayette bulunarak, ilgili taşınmaza istinaden açılan tasarrufun iptali davasının henüz kesinleşmediğini belirterek muhtıranın iptalini talep etmiş, mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.

HMK’nun 367/2. maddesi gereğince taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümler kesinleşmedikçe icra edilemez.

Somut olayda, alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan genel haciz yoluyla takipte, 277 ve müteakip maddelerine göre tasarrufun iptaline ilişkin ilam alınmıştır. Bu kararın amacı 283.maddesine dayalı olarak yalnızca borçlunun tasarrufuna konu ettiği maldan alacaklının alacağının tahsili olanağını sağlamaktan ibarettir. Bu nedenle söz konusu ilam, bu haliyle ayni değil şahsi niteliktedir.

Kaldı ki tasarrufun iptali davası borçlu lehine sonuçlansa dahi kesinleşen ihale kararını etkilemez.

Somut olayda tahliyeye konu taşınmazla ilgili ihale süreci kesinleşmiş ve hatta alacaklı lehine tapuda tescil işlemi yapılmıştır.

O halde mahkemece borçlunun isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 366 ve HUMK’nun uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.06.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS