0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Adli Yardımla Ertelenen Yargılama Giderlerinin Tahsili

HMK Madde 339

(1) Adli yardım kararından dolayı ertelenen tüm yargılama giderleri ile Devletçe ödenen avanslar dava veya takip sonunda haksız çıkan kişiden tahsil olunur. Adli yardımdan yararlanan kişinin haksız çıkması hâlinde, uygun görülürse yargılama giderlerinin en çok bir yıl içinde aylık eşit taksitler hâlinde ödenmesine karar verilebilir.

(2) (Ek : 11/4/2013-6459/ 24 md.) Adli yardım kararından dolayı Devletçe ödenen veya muaf tutulan yargılama giderlerinin tahsilinin, adli yardımdan yararlananın mağduriyetine neden olacağı mahkemece açıkça anlaşılırsa, mahkeme, hükümde tamamen veya kısmen ödemeden muaf tutulmasına karar verebilir.



HMK Madde 339 Gerekçesi

Adli yardım kararı, ondan yararlanan kişiye geçici bir muafiyet tanıdığından, ertelenen giderler ve verilen avanslarla, temin edilen avukatın ücreti, dava veya takip sonunda haksız çıkan taraftan tahsil edilecektir. Ancak, dava veya takip sonunda, adli yardımdan yararlanan kişinin haksız çıkmış olmasına rağmen, yoksulluk koşulunda bir değişiklik olmaması hâlinde, daha önce ertelenen giderlerin ve verilen avansların tamamının derhâl bu kişiden tahsiline girişilmesinin, sosyal devlet anlayışı ile bağdaşmayacağı kabul edilmiştir. Bu nedenle bu durumda olan kişilerin, adli yardım sebebiyle muaf tutuldukları giderleri ve Devletçe ödenen avansların geri ödenmesi konusunda, kişinin malî durumu dikkate alınarak, mahkeme tarafından kendisine, en çok bir yıl içinde aylık eşit taksitlerle ödeme yapması konusunda bir imkân tanınabilir. Mahkemenin bu hususu, verdiği kararın yargılama giderlerine ilişkin hüküm fıkrasında açıkça belirtmesi gerekir.


HMK 339 (Adli Yardımla Ertelenen Yargılama Giderlerinin Tahsili) Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 18. HUKUK DAİRESİ Esas : 2016/8075 Karar : 2016/8536 Tarih : 26.05.2016

  • HMK 339. Madde

  • Adli Yardımla Ertelenen Yargılama Giderlerinin Tahsili

Madde Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak;

Davanın kabulü dikkate alınarak davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin nüfus müdürlüğü dışındaki davada zorunlu taraf olması gereken davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekirken davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına karar verilmesi doğru değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden mahkemenin gerekçeli kararının hüküm fıkrasının 3 ve 4. paragraflarının metinden çıkarılarak onların yerine “davacı tarafından peşin yatırılan 45,60 TL harç, 400 TL gider avansının davalılar ….a ve …`dan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, suçüstü ödeneğinden karşılanan 3500 TL adli tıp giderinin ise HMK. 339. maddesi gereğince 10 taksit halinde yukarıda adı geçen davalılardan alınıp hazineye gelir kaydına” ibaresi yazılmak suretiyle 6100 sayılı HMK.ya 6217 sayılı Kanunla eklenen Geçici 3. madde gözetilerek HUMK.nun 438. maddesi uyarınca hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ Esas : 2014/11807 Karar : 2015/4997 Tarih : 26.03.2015

  • HMK 339. Madde

  • Adli Yardımla Ertelenen Yargılama Giderlerinin Tahsili

Davalı vekili yasal süresi içerisinde vermiş olduğu temyiz dilekçesinde adli yardım talebinde bulunmuş, bu nedenle mahkemece temyiz harçları alınmadan dosya Dairemize gönderilmiştir.

Adli yardıma ilişkin usul ve esaslar 6100 sayılı HMK’ nun 334-340. maddelerinde düzenlenmiş olup, aynı kanunun 336/3 maddesine göre adli yardım talebi kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtay`a da yapılabilir ve talep hakkında duruşma yapılmaksızın karar verilebilir.

Davalı vekilinin adli yardım talebini içeren dilekçesi ve dosya kapsamındaki belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; davalının, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken kanun yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu yönünde kanaat oluşmadığından, davalı vekilinin adli yardım talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Şu durumda; hükmü temyiz eden davalı vekilince karşılanması gerekli olan temyiz harçları yatırılmadığından, müteakip işlem olan temyiz incelemesine başlanamayacaktır.

Bu nedenle, temyiz eden davalı tarafın; kanun yoluna başvuru giderlerine dahil olan temyiz harçları ile posta masraflarının tamamlaması için HUMK. nun 434/3. maddesine göre işlem yapılması ve ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, oybirliğiyle karar verildi.


DANIŞTAY 15. DAİRE Esas: 2016/2380 Karar: 2016/2544 Tarih: 12.04.2016

  • HMK 339. Madde

  • Adli Yardımla Ertelenen Yargılama Giderlerinin Tahsili

Dava; davacı tarafından, engellilik durumunun ağır engelli olmadığına ilişkin 02.10.2014 gün ve 1654 sayılı İnegöl Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu kararının ve bu karara karşı yapılan itiraz üzerine hakem hastane sıfatıyla Bursa Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 20.11.2014 gün ve 6061 sayılı Sağlık Kurulu raporunun iptali istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesince; feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Davacı tarafından, yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmaması gerektiği iddiası ile Anılan mahkeme kararının yargılama ücreti yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinde2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinde, bu Kanun’da hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler ile elektronik işlemlerde hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Feragat ve Kabul Halinde Yargılama Giderleri” başlığı altında düzenlenen 312. maddesinde, feragat veya kabul beyanında bulunan tarafın, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edileceği, feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyetin, ona göre belirleneceği, “Adli Yardımla Ertelenen Yargılama Giderlerinin Tahsili” başlığı altında yer alan 339. maddesinin ikinci fıkrasında adli yardım kararından dolayı Devletçe ödenen veya muaf tutulan yargılama giderlerinin tahsilinin, adli yardımdan yararlananın mağduriyetine neden olacağı mahkemece açıkça anlaşılırsa, mahkeme, hükümde tamamen veya kısmen ödemeden muaf tutulmasına karar verebileceği şeklinde düzenlemeye yer verildiği görülmüştür.

Yukarıda anılan mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden adli yardımdan yararlanan kişiden yargılama giderlerinin tahsilinin açıkça ilgilinin mağduriyetine neden olacağının mahkemece anlaşılması halinde, ilgilinin tamamen ya da kısmen yargılama giderinden muaf tutulması imkanı getirildiği görülmüştür.

Dosyanın incelenmesinden, böbrek hastası olan davacı tarafından, engellilik durumunun ağır engelli olmadığına ilişkin 02.10.2014 gün ve 1654 sayılı İnegöl Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu kararının ve bu karara karşı yapılan itiraz üzerine hakem hastane sıfatıyla Bursa Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 20.11.2014 gün ve 6061 sayılı Sağlık Kurulu raporunun iptali istemiyle adli yardım talepli dava açıldığı, Bursa 3. İdare Mahkemesi’nin 16.04.2015 tarih ve E:2015/399 sayılı kararıyla davacının adli yardım talebinin kabul edildiği, idare mahkemesince davalı idarenin savunmasının alındığı, Mahkemenin 26.11.2015 tarih ve E:2015/399 sayılı kararı ile bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği aşamada davacının 21.12.2015 tarihli dilekçesi ile dava sürecinde eşinin vefat ettiğini, bu nedenle psikolojik olarak davayı devam ettirmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davadan feragat ettiğini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesi doğrultusunda yargılama giderlerinden muaf tutulmak suretiyle karar verilmesi isteminde bulunduğu, ancak idare mahkemesince davacının feragat dilekçesinde yer alan yargılama giderlerine ilişkin talebinin değerlendirilmesi yapılmaksızın feragat nedeniyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı ile yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakıldığı görülmüştür.

Bu durumda adli yardımdan yararlanan kişinin feragati nedeniyle sonuçlanan davada, yargılama giderlerinin tahsilinin, adli yardımdan yararlananın mağduriyetine neden olup olmayacağı hususunun irdelenmesi suretiyle yargılama giderleri yönüyle bir karar verilmesi gerekirken, idare mahkemesince anılan husus irdelenmeksizin yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılma yolunda karar verilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Bursa 3. İdare Mahkemesi’nin 22.12.2015 tarih ve E:2015/399; K:2015/1457 sayılı kararının yargılama giderleri yönünden bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun’un 54. maddesinin 1. fıkras 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ Esas : 2015/10115 Karar : 2018/4938 Tarih : 14.05.2018

  • HMK 339. Madde

  • Adli Yardımla Ertelenen Yargılama Giderlerinin Tahsili

Davacı vekili, kaza tarihi itibariyle trafik sigortası bulunmayan aracın, davacının idaresindeki araca çarpmasıyla oluşan kazada ağır biçimde yaralanan davacının maluliyete uğradığını, zarara neden olan aracın trafik sigortası bulunmadığından davalının zarardan sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30.000,00 TL. maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı vekili, davacı tarafın kusur ve zararı ispat etmesi gerektiğini, kaza tarihinde geçerli … teminat limitiyle sınırlı biçimde ve sigortasız araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını, kaza tarihinden faiz isteminin yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacının zarara uğramasına yol açan davaya konu kazanın gerçekleşmesinde davacının tam kusurlu olduğunun alınan bilirkişi heyeti raporuyla saptandığı, davacının kendi kusuruna dayanarak tazminat talep hakkı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dosya içerisinde mevcut olan muhtarlık yazısı ile diğer belgelere istinaden, 6100 sayılı HMK’nun 336. maddesi uyarınca, davacı vekilinin adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen, uzman bilirkişi heyeti raporundaki kusur tespitinin benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA;

davacı adli yardım talebi Dairemizce kabul edilmiş ise de HMK 339.maddesi gereğince temyizde haksız çıktığından 35,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına 14/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ Esas : 2015/8619 Karar : 2018/3179 Tarih : 22.03.2018

  • HMK 339. Madde

  • Adli Yardımla Ertelenen Yargılama Giderlerinin Tahsili

Davacı vekili, davalıların işleteni/sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın kusurlu olarak müvekkilinin bisikletine çarptığını, yol kenarında ağaç dikim söküm çalışmalarını yapan bu nedenle trafik güvenliğini tehlikeye atacak şekilde yolun trafiğe ayrılan en sağ şeridini kapatan davalı … Büykşehir Belediye Başkanlığı’nın KTK.nun 13. maddesi uyarınca sorumlu olduğunu, olayda davacının ağır şekilde yaralandığını, beden gücü kaybına uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 30.000,00 TL manevi tazminatın davalı … şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 4.506,16 TL maddi tazminatın ve 5.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı … vekili ile davalı … tarafından temyiz edilmiştir.

1-Davalı … vasisine temyiz harç masrafları yatırması için mahkemece çıkarılan muhtıra kısıtlıya tebliğ edilmiş, davalı vasisi 14.05.2015 tarihli dilekçesiyle muhtırayı 14.05.2015 tarihinde tebliğ aldığını ancak temyiz harç ve masraflarını yatıracak güçlerinin olmadığını, dosyanın bu şekilde temyize gönderilmesini talep etmiştir. Davalı … vasisinin bu talebi Dairemizce adli yardım talebi olarak nitelendirilmiş ve 6100 sayılı HMK’nın 336/3. maddesi uyarınca temyiz başvurusu sırasında adli yardım talebinin incelenmesi görevi Dairemize ait olmakla, öncelikle davalı … vasisinin adli yardım talebi incelenmesi gerekmiştir. Temyiz eden davalı … vasisi yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığından davalı … vasisinin kanun yoluna ilişkin harç ve giderler bakımından adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

2-Davalı …’in temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı …’in tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

3-Davalı … vekilinin temyiz itirazlarının incelemesinde gelince;Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Davacı, yol kenarında ağaç dikim söküm çalışmalarını yapan bu nedenle trafik güvenliğini tehlikeye atacak şekilde yolun trafiğe ayrılan en sağ şeridini kapatan davalı … Büykşehir Belediye Başkanlığı’nın KTK.nun 13. maddesi uyarınca sorumlu olduğunu belirterek dava açmış olup, davada hizmet kusuruna dayanılmıştır. Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan belediyeler, kamu hizmeti sırasında verdikleri zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildirler. Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekmektedir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınması zorunludur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.11.2015 tarih ve 2015/17-731, 2015/2366 K. sayılı kararı ile de; “davalının hizmet kusuruna dayalı zararın tazmini için açılan eldeki davanın bir tam yargı davası olması nedeniyle davada idari yargı mercileri görevli olduğundan yerel mahkemece dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar verilmesi gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” denilmek suretiyle hizmet kusuruna dayanılarak açılan davalarda idari yargının görevli olduğu belirtilmiştir.O halde mahkemece, hizmet kusuruna dayanılarak belediye aleyhine açılan bu davada davalı … bakımından HMK 114 1-b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde karar verilmesi yerinde görülmemiştir.

4-)Bozma neden ve şekline göre davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vasisinin adli yardım talebinin kabulüne, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı …’in tüm temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile davalı … yönünden verilen hükmün BOZULMASINA, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin bozma neden ve şekline göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, adli yardım talebi Dairemizce kabul edilmiş ise de HMK 339.madesi gereğince temyizde haksız çıktığından 649,36 TL harcın davalı … vasisi …‘den tahsili ile hazineye irat kaydına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …‘na geri verilmesine 22/03/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.


YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ Esas : 2016/5071 Karar : 2016/7471 Tarih : 5.05.2016

  • HMK 339. Madde

  • Adli Yardımla Ertelenen Yargılama Giderlerinin Tahsili

1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-) Davacı, 19.12.2005-19.01.2007 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde hizmet akdine tabi olarak geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespitini talep etmiş olup, Mahkemece yapılan yargılama sonucunda “14.07.2006” tarihli tebliğ evrakından yola çıkılarak ve isabetli olarak, davacının 14.07.2006-19.01.2007 tarihleri arasında çalıştığının kabul edildiğinin anlaşılmasına göre, hüküm yazımı sırasında maddi hataya düşülerek davacının “14.06.2006” tarihinden itibaren çalıştığının yazılmış olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

3-) Davacı talebi dikkate alındığında, 14.07.2006-19.01.2007 tarihleri arasındaki süre yönünden istem kısmen hüküm altına alınmış olmasına rağmen, reddedilen kısım yönünden vekille temsil edilen davalı Kurum lehine vekalet ücretine, kabul ve ret oranına göre yargılama giderine hükmedilmemesi de isabetsiz bulunmuştur.

Ne var ki, bu aykırılıkların giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollaması ile Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.

SONUÇ: 1-) Hüküm fıkrasının birinci bendinde ve hükmün gerekçesinde yer alan “14/06/2006” tarihlerinin silinerek, yerlerine “14/07/2006” tarihinin yazılmasına,

2-) Hükmün dördüncü bendinin sonuna “Davalı Kurum kendini vekille temsil ettirdiğinden 1.800 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Kuruma verilmesine,” ibaresinin yazılmasına,

3-) Hükmün yargılama giderine ilişkin beşinci bendinin tamamen silinerek, yerine, “Davacının adli yardımdan faydalanıyor olması nedeni ile HMK’nın 339/1. maddesi gereğince muaf tutulduğu ve hazinden karşılanan toplam 473,50 TL yargılama giderinden 224,60 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına, kalan kısmın ise davacıdan tahsiline,” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 05.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS