Adli Yardımdan Yararlanacak Kişiler
HMK Madde 334
(1) Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler.
(2) Kamuya yararlı dernek ve vakıflar, iddia ve savunmalarında haklı göründükleri ve mali açıdan zor duruma düşmeden gerekli giderleri kısmen veya tamamen ödeyemeyecek durumda oldukları takdirde adli yardımdan yararlanabilirler. (Not: Bu fıkra hükmü, Anayasa Mahkemesi’nin 2024/78 esas ve 2024/164 karar sayısıyla iptal edilmiştir. İptal hükmü, kararın Resmi Gazete’de yayın tarihi olan 21.11.2024 tarihinden itibaren 9 ay sonra yürürlüğe girecektir.)
(3) Yabancıların adli yardımdan yararlanabilmeleri ayrıca karşılıklılık şartına bağlıdır.
HMK Madde 334 Gerekçesi
Anayasada düzenlenen hak arama özgürlüğünün kullanılabilmesi ve adil yargılama hakkının unsurlarından olan, taraflar arasında silahların eşitliği ilkesinin hayata geçirilebilmesi için, gerekli yargılama giderlerini hiç veya sıkıntıya düşmeksizin ödeyemeyecek durumda bulunan kişilere, her türlü malî ve hukukî korunma taleplerinde kolaylık sağlanması, sosyal hukuk devleti ilkesinin gereklerindendir. Bu gereğin yerine getirilebilmesi ise adli yardım ile mümkün olacaktır.
Adli yardımdan yararlanabilme koşulları, yoksulluk ve haklılıktır. Yoksulluk, tamamen fakr–u zaruret içinde bulunmak şeklinde anlaşılmamalıdır. Kendisi ve ailesinin normal geçimini sağlayacak kadar mal ve haklara veya gelire sahip olan bir kişinin, açmak zorunda kaldığı bir dava veya kendisine karşı açılan bir dava sebebiyle yapmak zorunda kalacağı harcamaları, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zora düşürmeksizin karşılama gücünden yoksun olan kişilerin de adli yardımdan yararlanmaları icap eder. Haklılık koşulunun varlığı konusunda ise yaklaşık ispat ölçüsünde hâkimde bir kanaatin oluşması gerekir. Talepte bulunan kişinin baştan açıkça haksız görülmüyor olması da, adli yardımın koşulu olan haklılığın ispatı için yeterli sayılabilir.
Maddenin birinci fıkrası hükmü, 1086 sayılı Kanundaki düzenlemenin günümüz Türkçesine uyarlanmış şeklidir. Ancak metne geçici hukukî koruma taleplerinde de adli yardımdan yaralanılabileceği yolunda bir ilâve yapılmıştır. Bazen dava açılmadan önce talep edilmesi gereken ihtiyatî haciz ve ihtiyatî tedbir gibi geçici hukukî korumalarda özellikle teminatların oldukça yüksek meblağlara ulaşabileceği göz önüne alındığında, bu teminatı ve diğer yargılama giderlerini ödemek zorunda kalacak olan kişilere, haklı oldukları yolunda hâkimde kanaat uyandırmaları hâlinde, adli yardım sayesinde, tüm giderlerden geçici olarak muafiyet tanınması, etkin bir hukukî korumanın gerçekleşmesine önemli ölçüde hizmet edecektir.
İkinci fıkrada, gerçek kişiler için öngörülen adli yardımdan, istisnaî olarak, kamuya yararlı dernek ve vakıfların da yararlanabilmeleri düzenlenmiştir. 1086 sayılı Kanunda, gerçek kişilerden başka sadece hayır kurumlarının adli yardım talebinde bulunabilecekleri düzenlenmişti. Ancak hukukumuzda, hayır kurumu adı altında bir tüzel kişilik kategorisi bulunmamaktadır. Kamuya yararlı dernek ve vakıfların faaliyetleri sırasında taraf olmak zorunda kalacakları dava ve işler sebebiyle yapacakları harcamaları karşılayacak yeterli malî kaynaklarının bulunmaması durumunda, gerçekleştirebilecekleri kamuya yararlı faaliyetlerin de tehlikeye girmesi söz konusu olabileceğinden, bu tür tüzel kişilerin de adli yardımdan yararlanmaları uygun bulunmuştur.
Yabancıların adli yardımdan yararlanabilmeleri için ise yoksulluk ve haklılık koşulları yanında, karşılıklılık koşulunun da bulunması gerekir. Türkiye’de adli yardım talebinde bulunan yabancının, vatandaşı olduğu ülkede, Türk vatandaşlarının da adli yardımdan yararlanabildiklerinin ispatında, iki veya çok taraflı uluslararası antlaşmalar ve ilgili ülkenin kanunlarından yararlanılabileceği gibi, fiilî uygulamaların ispatı da yeterli olacaktır.
HMK 334 (Adli Yardımdan Yararlanacak Kişiler) Emsal Yargıtay Kararları
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ Esas : 2018/3611 Karar : 2018/5360 Tarih : 6.07.2018
-
HMK 334. Madde
-
Adli Yardımdan Yararlanacak Kişiler
… 1 Sulh Hukuk Mahkemesinin 23/02/2017 tarihli, 2015/1085-2017/251 sayılı kararma karşı, davalı tarafından adli yardım talepli olarak temyiz talebinde bulunulmuştur.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 20/03/2018 tarihli 017/12909 esas - 2018/2694 karar sayılı ilamı ile davalının adli yardım talebinin reddine, temyiz harcının tamamlanması için dosyanın geri çevrilmesine hükmedildiğinden mahkemesince, temyiz talebinde bulunan davalıya “eksik yatırılan temyiz harcı ve yargılama giderlerinin tamamlanması, aksi halde temyiz isteminden vazgeçmiş sayılacağına” dair muhtıra 02/05/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı 09/05/2018 tarihli dilekçesiyle adli yardım talebinin reddine ilişkin karara itiraz etmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin ilamında “… Adli yardımdan yararlanacak kişiler 6100 sayılı HMK’nın 334. maddesinde sayılmıştır. Anılan maddenin 1. bendine göre ancak gerçek kişiler, 2. bendine göre de ancak kamuya yararlı demek ve vakıflar adli yardımdan yararlanabilir. Kamuya yararlı demek ve vakıflar dışındaki tüzel kişilerin adli yardımdan yararlanmaları mümkün değildir. Davalı ticaret şirketi olup Yasa gereği adli yardımdan yararlanması mümkün bulunmadığından adli yardım talebi yerinde görülmediğinden…” gerekçesiyle adli yardım talebinin reddine karar verilmiştir. İtirazın incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
Davalının talebi, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 20/03/2018 tarihli 2017/12909 esas -2018/2694 karar sayılı adli yardım talebinin reddi kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK 334. maddesi kapsamında, dosyadaki tüm bilgi ve belgeler değerlendirildiğinde; davacının temyiz aşamasındaki adli yardım talebinin reddine ilişkin Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 20/03/2018 günlü kararın kaldırılmasını gerektirecek bir husus bulunmadığından bu karara yapılan itirazın KESİN OLARAK REDDİNE 06/07/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ Esas : 2016/18307 Karar : 2018/8414 Tarih : 2.07.2018
-
HMK 334. Madde
-
Adli Yardımdan Yararlanacak Kişiler
1-Davacı-karşı davalı erkek temyiz dilekçesinde adli yardım talebinde bulunmuştur. Adli yardıma ilişkin usul ve esaslar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 334-340. maddelerinde düzenlenmiş olup aynı Kanunun 336/3. maddesine göre adli yardım talebi kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtay’a da yapılabilir ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 337/1. maddesi uyarınca da duruşma yapılmaksızın talep hakkında karar verilebilir. Davacı-karşı davalı erkeğin, adli yardım talebini içeren dilekçesi ve dosya kapsamındaki belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; davacı-karşı davalı , kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken kanun yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu kanaatine varıldığından adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı-karşı davalı erkek evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK m. 166/1) dayalı boşanma davası açmış, davalı-karşı davacı kadında aynı hukuki sebebe dayanarak karşı dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacı-karşı davalı erkeğin davasının reddine karar verilmiş, davalı-karşı davacı kadının boşanma davası hakkında hüküm kurulmamıştır. Oysa ki, davalı -karşı davacı kadının da aynı hukuki nedene dayalı boşanma davası mevcuttur. Dava ve karşı dava birbirinden bağımsız ayrı davalardır ve davaların her biri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir [HMK m. 297 (2), 294-1]. O halde davalı -karşı davacı kadının boşanma davası hakkında 24/12/2015 tarihli celsedeki feragat beyanı da dikkate alınarak bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
3-Mahkemece iadesine hükmedilen 2 adet 22 ayar 25 gram bileziğin bedeli, 7 adet 22 ayar 20 gram bilezin bedeli, 1,5 metre 21 ayar halep zincirinin gramı ve bedeli, 3 adet yüzüğün, ayarı, gramı ve bedeli, 1 çift küpenin, ayarı, gramı ve bedelinin hükümde yazılmadığı anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin (2). fıkrasında; hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında: açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, aynı Yasanın 298. maddesinin (2.) fıkrasında da, gerekçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemeye göre; dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alman eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması gerekli hale gelen davacı- karşı davalı erkeğin boşanma davasına yönelik temyiz itirazları ile ziynetlerin esasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 02.07.2018 (Pzt.)
YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ Esas : 2015/11172 Karar : 2018/10239 Tarih : 16.05.2018
-
HMK 334. Madde
-
Adli Yardımdan Yararlanacak Kişiler
Dava, terekeye iade talepli tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakanı … n, 2693 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 12 nolu bağımsız bölümünü teminat amaçlı olarak dava dışı… temlik ettiğini, borç ödendikten sonra ise diğer borçlarından dolayı taşınmaza haciz koyulacağı endişesiyle taşınmazın… tarafından davalıya devredildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile mirasbırakanı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece verilen süreler içinde eksik yatırılan harcın ikmal edilmediği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğunda reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; davanın niteliğine göre; konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu ve nisbi harca tabi olduğu kuşkusuzdur.
Dosyanın incelenmesinden; davanın, 155.000TL değer gösterilerek açıldığı, dava dilekçesinin 2. sayfasında dava konusu taşınmazın değerinin 400.000-TL olduğunun belirtildiği, mahkemece dava dilekçesinde bildirilen değer üzerinden eksik harcın tamamlanması amacıyla davacı vekiline 11.11.2014 tarihli duruşmada süre verildiği ve davacı vekilinin 01.04.2015 tarihinde adli yardım isteğinde bulunduğu, 02.04.2015 tarihli duruşmada mahkemece adli yardım istemi konusunda bir karar verilmeksizin eksik harcın tamamlanması için davacı vekiline iki haftalık kesin süre verildiği ve davacı tarafından harcın tamamlanmadığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu, harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun (temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın) mahkemece kendiliğinden gözetileceğini düzenlemiş ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde, yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını öngörmüştür.
Öte yandan, adli yardım, talepte bulunan tarafın, istemlerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması halinde bir davanın gerektirdiği oldukça kabarık olan harç ve masrafları sağlayamaması durumunda, bu mali külfetlerden geçici olarak muaf tutulmasıdır. Adli yardıma ilişkin usûl ve esaslar 6100 sayılı HMK’nun 334 ila 340. maddelerinde düzenlenmiş olup, adli yardım talebinin, talebin yapıldığı tarihteki duruma göre değerlendirilmesi gerekeceği açıktır.
Hal böyle olunca,öncelikle davacının adli yardım isteği konusunda talebin yapıldığı tarihteki duruma göre değerlendirilme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi, adli yardım isteğinin kabul edilmemesi halinde; 400.000-TL üzerinden eksik harcın tespit edilmesi, Harçlar Kanunu 30 ve Hukuk Mukameleri Kanunu 150. maddesi uyarınca davacıya sonraki celseye kadar süre verilmesi, harcın tamamlanmaması durumunda 492 s. Harçlar Yasasının 30. maddesi yollaması ile 6100 s. HMK’nın 150. maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılması ve şartlar oluştuğu takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi, eksik harcın süresi içerisinde ikmal edilmesi halinde ise; davanın terekeye iade istekli açıldığı gözetilmek suretiyle davaya katılmayan mirasçıların olurlarının alınması ya da miras şirketine T.M.K.nın 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile yargılamanın sürdürülmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken adli yardım isteği hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden harç ikmali yapılması için süre verilmesi doğru olmadığı gibi 02.04.2015 tarihli duruşmada eksik harç miktarı açıkça yazılmadan ve harç yatırılmamasının hukuki sonuçları konusunda usulüne uygun ihtarat yapılmaksızın iki haftalık kesin süre verilmesi de isabetsizdir.
Kabule göre de, verilen süre içerisinde harcın tamamlanmaması halinde Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi ve HMK’nun 150. maddesi uyarınca dosya işlemden kaldırılıp, yasal süre içerisinde yenilenmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken davanın usulden reddi de doğru değildir.
Davacının değinilen yönler itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ Esas : 2017/4691 Karar : 2017/8487 Tarih : 20.12.2017
-
HMK 334. Madde
-
Adli Yardımdan Yararlanacak Kişiler
6100 sayılı HMK madde 334de (1) Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkca dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler.
(2) Kamuya yararlı dernek ve vakıflar, iddia ve savunmalarında haklı göründükleri ve mali açıdan zor duruma düşmeden gerekli giderleri kısmen veya tamamen ödeyemeyecek durumda oldukları takdirde adli yardımdan yararlanabilirler.
(3) Yabancıların adli yardımdan yararlanabilmeleri ayrıca karşılıklılık şartına bağlıdır.
` hükmü getirilmiştir.
Aynı kanun madde 336da ise
" (2) Talepte bulunan kişi, iddiasının özeti ile birlikte, iddiasını dayandıracağı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali duruma ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorundadır.
(3) Kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebi bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya yapılır.
(4) Adli yardım talebine ilişkin evrak, her türlü harç ve vergiden muaftır.
` şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalının temyiz harcını yatırdığı ve dilekçe ekinde adli yardım talebine mesnet belge sunmadığı, bu nedenle davalının yukarıda belirtilen kanun hükmünün öngördüğü şartları taşımadığı anlaşıldığından, adli yardım talebinin reddine karar verilerek işin esasının incelemesine geçildi.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalı …`a yükletilmesine, peşin alınan harcın bundan mahsubuna 20/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ Esas : 2015/11880 Karar : 2017/4628 Tarih : 6.07.2017
-
HMK 334. Madde
-
Adli Yardımdan Yararlanacak Kişiler
6100 sayılı HMK madde 334de (1) Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkca dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler.
(2) Kamuya yararlı dernek ve vakıflar, iddia ve savunmalarında haklı göründükleri ve mali açıdan zor duruma düşmeden gerekli giderleri kısmen veya tamamen ödeyemeyecek durumda oldukları takdirde adli yardımdan yararlanabilirler.
(3) Yabancıların adli yardımdan yararlanabilmeleri ayrıca karşılıklılık şartına bağlıdır.
` hükmü getirilmiştir.
Aynı kanun madde 336da ise
(2) Talepte bulunan kişi, iddiasının özeti ile birlikte, iddiasını dayandıracağı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali duruma ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorundadır.
(3) Kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebi bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya yapılır. (4) Adli yardım talebine ilişkin evrak, her türlü harç ve vergiden muaftır.
` şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Dosyadaki mevcut bilgi ve belgelerden, davalının yukarıda belirtilen kanun hükmünün öngördüğü şartları taşımadığı anlaşıldığından, adli yardım talebinin reddine karar verilerek işin esasının incelemesine geçildi.
Diğer hususların incelenmesinde; usul ve yasaya uygun olan 09/02/2015 günlü ek kararın ONANMASINA oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas : 2017/20263 Karar : 2017/11548 Tarih : 4.07.2017
-
HMK 334. Madde
-
Adli Yardımdan Yararlanacak Kişiler
DAVA:Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti ve ücret alacaklarının ödetilmesi davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20/06/2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat … geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra öncelikle davalı Şirket vekilinin adli yardım talebinin “…Davalı vekilince sunulan belgeler 6100 sayılı HMK.’nun 334., T.C. Anayasa’nın 90. ve AİHS’nin 6. maddeleri kapsamında değerlendirildiğinde; davalı Şirketin bu dosyanın temyizine özgü olarak adli yardıma müstehâk olduğu anlaşıldığından adli yardım talebinin kabulü ile temyiz incelemesinin (ilerde haksız çıkacak taraftan tahsil edilmek üzere) harçsız yapılmasına ve yeni duruşma gününün taraflara ayrı ayrı tebliğine…” karar verilerek yeni duruşma gününün belirlenerek taraflara tebliğ edildiği, 04.07.2017 gününde yapılan ikinci duruşmaya davalı vekilinin geldiği, karşı taraf adına katılan olmadığı anlaşıldı.
Duruşmaya katılan davalı vekilinin sözlü açıklamaları dinlenildi, duruşmaya son verilerek bırakılan günde dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 04/07/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.
YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ Esas : 2016/17433 Karar : 2017/2730 Tarih : 1.03.2017
-
HMK 334. Madde
-
Adli Yardımdan Yararlanacak Kişiler
1-Temyiz eden davalı, hakkında … Barosu Disiplin Kurulu`nun vermiş olduğu meslekten yasaklama kararı bulunduğunu ve meslekten yasaklılık durumunun halihazırda devam ettiğinin Bilecik Barosunun yazısından anlaşıldığından avukatlık mesleğini yapamadığı ve Avukatlık Kanunu uyarınca avukatlıkla bağdaşmayacak işleri de yapamadığından nisbi temyiz harç ve giderlerini karşılayamayacağını ileri sürerek adli yardım talebinde bulunmuştur. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesinde, “Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, haklı oldukları yolunda kanaat uyandırmak kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiş, takip eden maddelerde, adli yardımlara dair esaslar ele alınmıştır. Somut olayda; temyize konu miktar ile bu miktar üzerinden hesaplanacak temyiz harcı miktarı dikkate alındığında, adli yardım talebinin kabulü halinde, devletin mahkeme harcı almaktaki menfaati ile başvuranın mahkemeler vasıtasıyla hakkını korumaktaki çıkarları arasında adil dengenin sarsılacağı, hakkında açılan davanın ve Barodan alınan yazıların adli yardım istemine dayanak oluşturmadığı, bu nedenle adli yardım talebinin koşulları itibariyle oluşmadığı anlaşılmakla, adli yardım talebinin itiraz yolu açık olmak üzere reddine karar vermek gerekmiştir.
HMK.nun 337. maddesi 11.4.2013 gün ve 6459 sayılı yasanın değiştirilmiş 30.4.2013 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. HMK.nun değişik 337. maddesi uyarınca, Adli yardım talebinin reddine ilişkin kararlara karşı tebliğinden itibaren bir hafta içinde kararı veren mahkemeye dilekçe vermek suretiyle itiraz edebilir.” düzenlemesi uyarınca, davacının (1) haftalık itiraz süresinde Adli Yardım talebinin reddine dair karara itiraz hakkı bulunmaktadır. Bu nedenle mahkemece dairemizin red kararının davalı tarafa tebliği gerekmektedir. Temyiz eden davalı işbu karara itiraz ederse dosyasın itirazı incelemeye yetkili daireye gönderilmek üzere Dairemize gönderilmesi gerekir. Temyiz eden davalı Adli yardım talebinin reddine dair kararla itiraz etmez ise, HUMK’nun 334/3 maddeleri hükmüne göre temyiz harç ve giderlerinin tamamlatılması yönünde gerekli usulü işlemlerin ikmalinden sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesi gerekir.
2-Davacı temyize cevap dilekçesinde kararı temyiz etmiş fakat harç alınmamıştır. 26.1.1985 günlü, 1984/5 esas ve 1985/1 karar sayılı Yargıtay İ.B.K. uyarınca temyiz harcının mahkeme kalemince hesaplanıp temyiz edenden istendiği halde süresinde ödenmediği belgelendirilmemiş olduğundan HUMK.nun 434/3 maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dosyanın mahkemesine geri çevrilmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklandığı şekilde işlem yapılmak üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE ve ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Yargıtaya iade edilmesine, 01/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ Esas : 2016/15848 Karar : 2016/20235 Tarih : 3.11.2016
-
HMK 334. Madde
-
Adli Yardımdan Yararlanacak Kişiler
Davacılar, … ili …. ilçesi 2. Bölge … Köyü…. mevkii, … parsel nolu taşınmazdaki… nolu dubleks konut niteliğindeki taşınmazın satışıyla ilgili davalı …‘a vekaletname verdiklerini, bu vekaletnameye istinaden davalının bu taşınmazı 20.09.2011 tarihinde .. .. isimli şahsa 150.000 TL bedelle sattığını, tapuda devir ve temlik işlemleri yapıldığını, alıcının satış bedelini …‘ın … Bankası A.Ş. …. Şubesindeki hesabına 21.09.2011 tarihinde yatırdığını, bir çok kez taşınmaz bedelini istenmelerine rağmen davalı tarafından para verilmediğini belirterek 150.000 TL`nin 20.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davacılardan … eşi olduğunu, söz konusu bedelle öncelikle davacılardan … borçlarını ödediğini, bakiye kalan parayı da yine davacılardan… verdiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, Davacılar …, … ve … yönünden açılan davanın KABULÜ ile; satış bedeli olan 149.000,00 TL’nin bu davacılara düşen (her bir davacı için 37.500,00 TL) toplam 112.500,00 TL`nin 20/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak bu davacılara verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacı … tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalı vekili, 20.11.2014 tarihli dilekçesiyle; adli yardım talebi mahkemece karşılanmadığından harçtan muaf tutulması ve kararın temyiz edilmesi için bu konuda karar verilmesi için dilekçe vermiş; mahkemece 24.11.2014 tarihli ek kararla talep Yargıtay’a yapılacağından reddedilmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334/3 maddesinde kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebinin Yargıtay’a yapılacağı hükmü mevcuttur. Ancak davalı vekilinin dava esnasında sunduğu cevap dilekçesiyle adli yardım talebinin olduğunu beyan etmiş olmasına rağmen mahkemece davalı vekilinin adli yardım talebi ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir.
Oysaki davalı vekili mahkemeden adli yardım talebinde bulunmuştur. Mahkemenin bu talep konusunda öncelikle bir karar vermesi gerekir. Bu yönün gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 03/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ Esas : 2014/6180 Karar : 2015/1528 Tarih : 16.02.2015
-
HMK 334. Madde
-
Adli Yardımdan Yararlanacak Kişiler
6100 Sayılı H.M.K. 334. maddede “ ( 1 ) Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler.
( 2 ) Kamuya yararlı dernek ve vakıflar, iddia ve savunmalarında haklı göründükleri ve mali açıdan zor duruma düşmeden gerekli giderleri kısmen veya tamamen ödeyemeyecek durumda oldukları takdirde adli yardımdan yararlanabilirler. ( 3 ) Yabancıların adli yardımdan yararlanabilmeleri ayrıca karşılıklılık şartına bağlıdır.” hükmü getirilmiştir. Aynı kanun madde 336 da ise “ ( 2 ) Talepte bulunan kişi, iddiasının özetiyle birlikte, iddiasını dayandıracağı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna dair belgeleri mahkemeye sunmak zorundadır.
( 3 ) Kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebi bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya yapılır. ( 4 ) Adli yardım talebine dair evrak, her türlü harç ve vergiden muaftır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Dilekçeye ekli ve dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının yukarda belirtilen kanun hükmünün öngördüğü şartları taşıdığı anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar verilerek işin esasının incelenmesine geçildi.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, haksız el koyma nedenine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı, kendisine ait 33… plaka sayılı araca ve aracında bulunan 40 litre mazota kaçakçılık suçlamasıyla el konulduğunu, el konulma işleminin akabinde soruşturma açıldığını, kamu davasında beraatine ve mazotun iadesine karar verildiğini, ancak yaklaşık 2 yıl süreyle aracını kullanamadığını araçta hasar meydana geldiğini ve kazanç kaybı oluştuğunu, ceza dosyasında duruşmaya giderken meydana gelen trafik kazasında babasını kaybettiğini beyanla, araçtaki hasar ve kazanç kaybı yönünden maddi, babasının vefatı sebebiyle de manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı, davacının talep ettiği tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, manevi tazminat talebi yönünden illiyet bağının mevcut olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, Mardin Ağır Ceza Mahkemesi`nde açılan ve görevsizlik kararı verilen dosyada alınan bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacıya ait araca 22.9.2004 ile 25.9.2006 tarihleri arasında 2 yıl süreyle kaçakçılık suçunda kullanıldığı iddiası ile el konulduğu anlaşılmaktadır. Ahlat Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2004/171 Esas, 2005/76 Karar sayılı dosyasında; davacı R… K.. hakkında sanık sıfatıyla 4926 Sayılı Yasa`ya muhalefet suçundan yargılama yapılmış, yapılan yargılama neticesinde sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmaması sebebiyle beraatine karar verilmiştir.
Mahkemece, hükme esas alınan 23.10.2008 tarihli bilirkişi raporunda davacının talep ettiği kazanç kaybıyla vergi dairesine beyan ettiği gelir arasında ciddi farklılıklar olduğu belirtilerek herhangi bir belgeye dayanmayan ve bilirkişi görüşüne dayanarak esas alınan aylık 500,00 TL aylık gelir üzerinden hesaplama yapılmıştır. Bu durum, dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olmamıştır. Mardin Ticaret ve Sanayi Odası’nın cevabi yazısına göre bir tır`ın aylık kazancının 900,00 TL olarak belirtilmiş olması da gözönüne alınarak, bu miktar üzerinden davacının kazanç kaybı hesaplanmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.
Temyiz olunan kararın yukarda ( 2 ) sayılı bentte gösterilen sebeplerle davacı yararına (BOZULMASINA), davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının ( 1 ) sayılı bentte gösterilen sebeplerle reddine, oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ Esas: 2015/256 Karar: 2017/5650 Tarih: 04.07.2017
-
HMK 334. Madde
-
Adli Yardımdan Yararlanacak Kişiler
Asıl dava komşuluk hukukundan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat, birleştirilen dava kira kaybı sebebiyle tazminat istemine ilişkindir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl davanın ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili ve davalılar ve feri müdahil vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmü temyiz eden davacı vekili müvekkilinin maddi durumunun elverişli olmadığından gerekli harç ve giderleri ödeyemeyeceğini belirterek adli yardım isteminde de bulunmuştur.
Adli yardıma dair usul ve esaslar 6100 Sayılı HMK’nın 334 ilâ 340 .maddelerinde yer almaktadır. 336/3. maddesinde getirilen düzenleme ile de adli yardım talebinin kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtay’a da yapılabileceği belirtilerek, duruşma yapılmaksızın istem hakkında bir karar verileceği HMK’nın 337/1. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla, temyiz edenin adli yardım talepleri hakkında dairece bir karar verilir.
Diğer taraftan, 492 Sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı ( I ) sayılı tarifenin yargı harçları başlığını taşıyan kısmında, konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden tarifede gösterilen oranda nispi karar ve ilam harcı alınacağı hükme bağlanmış ve aynı kanunun 16. maddesinde de temyize konu kararla ilgili davanın nispi harca tabi olacağı öngörülmüştür.
Öte yandan, HUMK’nın 434. maddesinde temyiz dilekçesi verilirken gerekli harcın tamamının ödenmesi gerektiği; 10.05.1965 tarih 1/1 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararıyla da peşin ödenmesi gerekli temyiz harcının hüküm altına alınan karar ve ilam harcının dörtte bir olacağı kabul edilmiştir. Ayrıca, HUMK’nın 434/III. maddesinde ( 6100 Sayılı HMK’nın 368, 344.maddeleri ), dörtte bir oranındaki harcın ödenmemesi halinde yapılacak işlemin usul ve esasları gösterilmiştir.
Adli yardım talep eden davacı vekili, 08.09.2014 tarihli dilekçesiyle müvekkilinin gayrimenkullerinin hayati tehlike taşıması sebebiyle Belediye tarafından mühürlendiğini bu sebeple kira gelirlerinin yok olduğunu, davacının yargılama sırasında ödenen masraflar sebebiyle hali hazırda parasının kalmamış olduğunu, müvekkilinin emekli maaşından başka geliri olmadığını ileri sürerek adli müzaheret taleplerinin kabulüyle temyiz harç ve masraflarından muaf tutulmalarına karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili adli yardım talebini içeren temyiz dilekçesinde davacının kendisinin ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin temyiz harç ve giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğunu gösteren herhangi bir delil sunmamıştır. TAKBİS sisteminden yapılan araştırmada davacının adına kayıtlı on bir adet taşınmaz kaydına rastlanmış olup davaya konu taşınmazlar dışında da davacının taşınmazı mevcut olduğu anlaşıldığından;
1- )Hükmü temyiz eden davacının kendisinin ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin temyiz harç ve giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu kanaatine varılamadığı, başka bir deyişle HMK’nın 334/1. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmediği anlaşılmakla, davacının adli yardım isteminin REDDİNE,
SONUÇ : 2- )Karar ve ilam harcı tutarının 1/4 oranındaki nispi temyiz harcının tamamlanması bakımından HUMK’nın 434/III. maddesi uyarınca işlem yapılabilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 04.07.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ Esas: 2014/5979 Karar: 2014/9662 Tarih: 02.04.2014
-
HMK 334. Madde
-
Adli Yardımdan Yararlanacak Kişiler
Mahkemece verilen karar, borçlular tarafından süresinde temyiz edilmekle temyiz defterine kaydı yapılmış, dilekçede adli yardım talebinde bulunulduğundan bahisle temyiz harcı yatırılmamıştır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uyarınca, kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebi, Bölge Adliye Mahkemesi’ne veya Yargıtay’a yapılır. Aynı Yasa’nın uyarınca bu kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanır. 336/3. maddesi, bu kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümlerinden olmadığından, kapsamında da değildir. Dolayısıyla davacının temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar vermeye yetkili mercii, temyiz incelemesi yapmakla görevli bulunan Yargıtay dairesidir.
6100 Sayılı Yasa’nın 334. maddesinde6100 Sayılı Yasa’nın 334. maddesinde; “1) Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler. (2) Kamuya yararlı dernek ve vakıflar, iddia ve savunmalarında haklı göründükleri ve mali açıdan zor duruma düşmeden gerekli giderleri kısmen veya tamamen ödeyemeyecek durumda oldukları takdirde adli yardımdan yararlanabilirler” düzenlemesine yer verilmiştir. Görüldüğü üzere yasada adli yardımdan mağduriyeti yasal merciilerce belirlenen gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği, bu bağlamda sermaye şirketlerinin adli yardımdan faydalanamayacağı anlaşılmaktadır.
Temyiz dilekçesi yasal süresi içerisinde verilip yerel mahkemenin temyiz defterine kaydedildiğinden temyiz harcının yatırılmasından sonra temyiz itirazlarının incelenmesine geçilebilecektir. Bu itibarla belirtilen noksanlığın tamamlanması için dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle adli yardım talebinin reddine, dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 02.04.2014 gününde oybirliğiyle, karar verildi.
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.