0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Soybağı Tespiti İçin İnceleme

HMK Madde 292

(1) Uyuşmazlığın çözümü bakımından zorunlu ve bilimsel verilere uygun olmak, ayrıca sağlık yönünden bir tehlike oluşturmamak şartıyla, herkes, soybağının tespiti amacıyla vücudundan kan veya doku alınmasına katlanmak zorundadır. Haklı bir sebep olmaksızın bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde, hâkim incelemenin zor kullanılarak yapılmasına karar verir.

(2) Üçüncü kişi tanıklıktan çekinme hakkı bulunduğunu ileri sürerek bu yükümlülükten kaçınamaz.



HMK Madde 292 Gerekçesi

Soybağı ile ilgili davalar kamu düzenindendir. Bu nitelikteki davalarda, hâkim, maddî hadiseyi kendiliğinden araştırır ve serbestçe değerlendirir. Uyuşmazlığın çözümü bakımından, davanın tarafları yanında üçüncü kişiler de, zorunluluk hâlinde, bilimsel verilere uygun olmak, sağlık yönünden bir tehlike oluşturmamak koşuluyla, vücutlarından kan veya doku alınmasına katlanmak zorundadırlar. İşin önemi dikkate alınarak böyle bir zorunluluk öngörülmüş ve üçüncü kişilerin tanıklıktan çekinme haklarını ileri sürerek bu yükümlülükten kaçınma yolu da kapatılmıştır.


HMK 292 (Soybağı Tespiti İçin İnceleme) Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ Esas : 2017/1248 Karar : 2017/4772 Tarih : 30.03.2017

  • HMK 292. Madde

  • Soybağı Tespiti İçin İnceleme

Davacı vekili, dava dilekçesinde, davacının bekarlık hanesinde kayıtlı kızı Yağmur’un babasının davalı … olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, mahkemenin istemi üzerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğü’nden gönderilen ve kayyım sıfatı ile duruşmalarda hazır bulunan kişinin katılımı ile yargılama yapılarak, mevcut delil durumu dikkate alınıp, anne … ve küçük …‘ın hastaneye sevkleri sağlanmasına karşın babalık davasının davalısı … yargılamayı takip etmediği gibi DNA incelemesi için hastaneye sevki amacıyla kendisine ulaşılması mümkün olmadığından yargılamanın usul ekonomisi ve Türk Medeni Kanunu’nun 284/2-2. bendi gereğince bu husus davalının aleyhine ispatlanmış kabul edilerek DNA incelemesinden vazgeçilerek davanın kabulüne, Yağmur’un babasının … olduğunun tespitine, aylık 200 TL nafakanın davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Dava, babalık istemine ilişkindir.

1-Evlilik haricinde doğan çocukla baba arasındaki soybağı hakim hükmüyle de kurulabilir. Bunu sağlayan dava ise babalık davasıdır. (TMK.nun 301. md). Bu dava, ana ve çocuk tarafından babaya, baba ölmüş ise mirasçılarına karşı açılır.

Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 282. maddesi ve devamında düzenlendiğinden buna ilişkin davalarda 4787 sayılı Aile Mahkemeleri’nin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi uyarınca görevli mahkeme aile mahkemesidir.

Aile mahkemesi kurulmayan yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nca belirlenen asliye hukuk mahkemelerinde davanın aile mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerekir. Bu açıklama karşısında, davaya aile mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, bu husus düşünülmeden asliye hukuk mahkemesi olarak yargılamaya devam edilip davanın reddine karar verilmesi,

2-Türk Medeni Kanunu’nun 426 maddesinin 2. fıkrasınada”Bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün yada kısıtlının menfaati çatışıyorsa” kayyım atanacağının belirlendiği, aynı Yasa’nın 430. maddesinde ise “temsil kayyımı, kendisine kayyım atanacak kimsenin yerleşim yeri vesayet makamı karafından atanır” hükmünü içermektedir. Bu yasal düzenleme dikkate alınarak küçük Yağmur Yalçın’ı temsil etmek üzere Sulh Hukuk Mahkemesi’nce atanacak bir kayyım huzuru ile yargılama yapılması gerekirken bu usule uyulmadan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğü’nden görevlendirilen kişi katılımı ile yargılama yapılması,

3-Davalı … yargılamayı takip etmediği gibi DNA incelemesi için hastaneye sevki amacıyla kendisine ulaşılması mümkün olmadığından yargılamanın usul ekonomisi ve Türk Medeni Kanunu’nun 284/2-2. bendi gereğince bu husus davalının aleyhine ispatlanmış kabul edilerek DNA incelemesinden vazgeçilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 292/1. maddesi uyuşmazlığın çözümü bakımından zorunlu ve bilimsel verilere uygun olmak, ayrıca sağlık yönünden bir tehlike oluşturmamak şartıyla, herkes, soybağının tespiti amacıyla vücudundan kan veya doku alınmasına katlanmak zorundadır. Haklı bir sebep olmaksızın bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde, hâkim incelemenin zor kullanılarak yapılmasına karar verir hükmünü taşımaktadır. Mahkemece açıklanan yasa hükmü gözetilerek işlem yapılması gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,

Doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 30.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ Esas : 2014/8969 Karar : 2014/20495 Tarih : 22.10.2014

  • HMK 292. Madde

  • Soybağı Tespiti İçin İnceleme

Mahkeme hükmünün hukuki varlık kazanabilmesi için onun tefhim edilmesi gerekir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre; hüküm yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur. Hükmün tefhimi, herhalde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur (HMK md. 294/2-3).

Hüküm sonucunun neleri ihtiva edeceği ise, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin 2. fıkrasında gösterilmiştir. Buna göre, mahkemece “gerekçeye ait herhangi bir söz sarf edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” “Ekli karar tefhim edildi”, “davanın kısmen kabul, kısmen reddine” veya benzeri şekilde tutanağa geçirilen beyanlarla hüküm tefhim edilmiş sayılamaz.

Mahkemece son oturum tutanağında “Birleşen dosyanın davacısı A.. T..`in davasının kabulü ile” denilmekle yetinilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 292/2. maddesinde gösterildiği şekilde hüküm sonucunu belirtmeyen böyle bir beyanla hüküm tefhim edilmiş ve hukuki varlık kazanmış sayılamaz. Mahkemece kurulan hükümde hangi hususta karar verildiği belirtilmediği gibi, boşanmaya karar verilmesi halinde Nüfus Kanununun 27. maddesinde yer alan hükme göre kararda “Tarafların Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, baba ve ana adları ile kadının evlenmeden önceki soyadı ile aile kütüğünde kayıtlı olduğu yer bilgilerinin” yazılması zorunludur.

Bu bakımdan yeniden yargılama yapılarak Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/2-3 ve 297/2. maddesinde, 16.04.1992 günlü ve 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında gösterildiği şekilde hüküm verilmek üzere temyiz edilen kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple ( BOZULMASINA ), bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması gerekli hale gelen kadının davasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 18. HUKUK DAİRESİ Esas: 2014/6038 Karar: 2014/13961 Tarih: 13.10.2014

  • HMK 292. Madde

  • Soybağı Tespiti İçin İnceleme

Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı Şaheste’nin diğer davalı Ahmet ile olan evlilik dışı ilişkisinden K. P.’ın doğduğunu belirterek Pınar’ın babasının davalı Ahmet olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 284. maddesinde; “Soybağına ilişkin davalarda, aşağıdaki kurallar saklı kalmak kaydıyla Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uygulanır: 1. Hakim maddi olguları resen araştırır ve kanıtları serbestçe takdir eder. 2. Taraflar ve üçüncü kişiler, soybağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekle yükümlüdürler. Davalı, hakimin öngördüğü araştırma ve incelemeye rıza göstermezse, hakim, durum ve koşullara göre bundan beklenen sonucu, onun aleyhine doğmuş sayabilir.” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 292. maddesinde ise; “ ( 1 ) Uyuşmazlığın çözümü bakımından zorunlu ve bilimsel verilere uygun olmak, ayrıca sağlık yönünden bir tehlike oluşturmamak şartıyla, herkes, soybağının tespiti amacıyla vücudundan kan veya doku alınmasına katlanmak zorundadır. Haklı bir sebep olmaksızın bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde, hâkim incelemenin zor kullanılarak yapılmasına karar verir. ( 2 ) Üçüncü kişi tanıklıktan çekinme hakkı bulunduğunu ileri sürerek bu yükümlülükten kaçınamaz.” hükümleri getirilmiştir.

Dosyadaki bilgi ve belgelerden; K. P.’a davacı S. Ö.’ın kayyım atandığı, kayyımın açtığı davada, davalı Şaheste’nin davalı Ahmet ile olan evlilik dışı ilişkisinden K. P.’ın doğduğunu ileri sürerek Pınar’ın babasının davalı Ahmet olduğunun tespitine karar verilmesi istendiği, mahkemece DNA testi yaptırılamadan taraf beyanları ile davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Dava, Türk Medeni Kanununun 301. ve devamı maddelerinde düzenlenen babalığın tespiti istemine ilişkindir.

Bu talep çerçevesinde mahkemece tarafların iddia ve savunmaları da dikkate alınarak babalık iddiası ile ilgili olarak çocuk Pınar, anne Şaheste ve baba olduğu iddia edilen A. K.’e ait gerekli kan ve doku örneklerinin alınıp DNA testi yaptırılıp alınacak rapor doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken yukarıda gösterilen yasal düzenlemelere aykırı şekilde eksik incelemeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS