0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Keşfe Katlanma Zorunluluğu

HMK Madde 291

(1) Taraflar ve üçüncü kişiler keşif kararının gereğine uymak ve engelleyici tutum ve davranışlardan kaçınmak zorundadırlar.

(2) Keşif yapılmasına taraflardan birinin karşı koyması hâlinde, o kimse ispat yükü kendisine düşen taraf ise bu delilden vazgeçmiş; diğer taraf ise iddia edilen vakıayı kabul etmiş sayılır. Şu kadar ki, hâkim duruma ve karşı koyma sebebine göre bu hükmü uygulamayabilir.

(3) Keşif, üçüncü kişi için uygun olan zamanda yapılır. Keşif zamanı ve yeri üçüncü kişiye bildirilir. Gecikmesinde zarar umulan hâllerde bildirim yapılmaksızın keşif icra edilir. Keşfe karşı koyma hâlinde hâkim, üçüncü kişiyi karşı koymanın sebep olduğu giderlere ve beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar disiplin para cezasına mahkûm eder; gerektiğinde zor kullanılmasına karar verebilir. Ancak, üçüncü kişi tanıklıktan çekinme sebeplerine dayanarak keşfe katlanma yükümlülüğünden kaçınabilir.



HMK Madde 291 Gerekçesi

Mahkeme çalışmalarının kolaylaştırılması, taraflar için dürüstlük kuralının bir sonucu, üçüncü kişiler için de kamu düzeninin sağlanmasının gereğidir. Taraflar ve üçüncü kişiler, keşif kararının gereğine uymak ve ayrıca keşfi engelleyici davranışlardan kaçınmak zorundadırlar.

İncelemenin konusu; beden muayenesi, doku alınması, bir belgenin tetkiki veya zilyet olunan yere girilmesi gibi zorunlulukları gerektirebilir.

İkinci fıkrada, taraflardan birinin keşif kararına uymaması yahut engelleyici davranış içine girmesi hâlinde müeyyidenin ne olacağı açıklanmıştır. O kişi, ispat yükü kendisine düşen taraf ise bu delilden vazgeçmiş, diğer taraf ise iddia edilen vakıayı kabul etmiş sayılacaktır. Kaçınma makul bir sebebe dayandırılıyorsa duruma göre bu hüküm uygulanmayabilecektir.

Maddenin üçüncü fıkrası uyarınca, keşif, üçüncü kişi bakımından uygun olan zamanda yapılır. Doğaldır ki mahkeme keşif zamanını tayin ederken tarafların durumunu da göz önünde bulunduracaktır. Dava dışı olan üçüncü kişiye keşfin yeri ve zamanı hakkında keşiften önce bilgi verilmelidir. Gecikmesinde zarar doğacak hâllerde bu bildirimden vazgeçilebilir. Üçüncü kişinin keşfe karşı koyması, engelleyici davranış içerisine girmesi hâlinde, hâkim zor kullanabileceği gibi, maddedeki diğer müeyyideleri de uygular. Ancak üçüncü kişi, tanıklıktan çekinme sebepleri varsa keşfe katlanmak zorunda değildir.


HMK 291 (Keşfe Katlanma Zorunluluğu) Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ Esas : 2015/404 Karar : 2017/3171 Tarih : 5.06.2017

  • HMK 291. Madde

  • Keşfe Katlanma Zorunluluğu

Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.

Davacı, dava dışı … Bilgisayar Zam. Kont. Sist. San. ve Tic. Ltd. hakkında kredilerin geri ödenmemesi sebebiyle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildiğini, 414 nolu taşınmaz, 3.kat, 10 nolu bağımsız bölümünün, 22.07.2010 tarihinde yapılan cebri ihale sonucu alacağa mahsuben satın alınarak tapuya tescil edildiğini, 01.01.2011- 24.08.2011 tarihleri arası, aylık 1.250, 00 TL’den toplam 10.000, 00 TL ecrimisilin, 01.01.2011 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, görev itirazında bulunarak, taşınmazda kiracı olarak bulunmaktayken davacı tarafından satın alınması üzerine kira ödeyebilmek için davacı yanla irtibata geçildiğini; bu talebin olumlu karşılanmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, ıspatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

Dosya içeriğine, toplanan delillere göre ;çekişme konusu 414 parsel sayılı taşınmaz 3. kat, 10 nolu bağımsız bölümün cebri icra yoluyla 22.07.2010 tarihinde davacı banka tarafından iktisap edildiği ve 01.01.2011- 24.08.2011 tarihleri arası dönem için ecrimisil talep edildiği anlaşılmaktadır.

Mahkemece, mahalinde yapılan keşifte 9-10 kapı nolu bağımsız bölümlerin işyeri olduğu belirlenmiş ise de kim tarafından kullanıldığı tespit edilmeden, taraf delilleri tam olarak toplanmadan sonuca gidilmiş olup, yapılan incelemenin hüküm vermeye elverişli olduğu söylenemez.

Şöyle ki; keşif sonucu düzenlenen 28.11.2003 tarihli bilirkişi raporunda tasdikli projesine göre dava konusu (10) nolu bağımsız bölümün apartmanın yol sokağı cephesinden bakıldığında binanın 3.normal katında sol tarafta bulunması gerektiği, binanın 3. normal katında sağ taraftan girişi olan 2 daire yapılmış olduğu, davalı şirketin, dava dışı … Bilgisayar Zam. Kont. Sist. San. ve Tic. Ltd.Şti, ’den kiraladığı dairenin sağ taraftaki (9) kapı nolu daire olduğu, tahliye tebligatının sağ taraftaki (10) nolu daireye yapıldığı, raporun sonuç ve kanaat bölümünde dava konusu 152/1360 arsa paylı (10) bağımsız bölüm nolu dairenin binanın 3.normal katındaki sağ taraftan girişi olan iki daireden (9) kapı nolu daire olduğu tespit edilmiştir.

Hal böyle olunca, davalının cevap dilekçesindeki kabul beyanı gözetilerek davacının ihale sonrası satın aldığı bağımsız bölümün yerinin açıkça tesbiti, sağ tarafta girişte iki daire yapıldığı tespit edilmiş olmakla, 9 ve 10 nolu bağımsız bölümlerin davalı tarafından birlikte kullanılıp kullanılmadığı, çekişme konusu 10 nolu bağımsız bölümün kira sözleşmesinde belirtilen yer için kalıp kalmadığının tesbiti ve davalı kullanımının saptanması halinde ecrimisile karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.

Kabule göre de; HMK 326 gereğince, yargılama giderleri yönünden hüküm kurulması gerekirken bu yönden hüküm kurulmaması doğru değildir.

Öte yandan Hukuk Muhakemeleri Kanununun 288 ve 291. maddesinde keşfin nasıl yapılacağı hüküm altına alınmış, keşif, mahkemenin, kişiler veya nesneler üzerinde doğrudan ve duyu organlarına dayanarak bilgi sahibi olması olarak tanımlanmıştır. Keşif, mahkemece yapılacak bir işlem olduğundan, keşif sırasında yapılan tüm işlemler ve beyanları içeren bir tutanağın keşif mahallinde düzenlemesi gerektiği açıktır. Mevcut yasal düzenlemeye aykırı olarak mahkemece keşifte önceden düzenlenen keşif tutanağında ilaveler yapılmak suretiyle keşif anındaki mevcut durum açıkça tespit edilmeden keşif yapılması doğru değildir.

Davacı ve davalının temyiz itirazı belirtilen sebeplerle yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS