0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Keşfe Yetkili Mahkeme

HMK Madde 289

(1) Keşif, davaya bakan mahkemece icra edilir. Keşif konusu, mahkemenin yargı çevresi dışında ise inceleme istinabe suretiyle yapılır.

(2) Keşif konusu, büyükşehir belediye sınırları içerisinde ise inceleme, davaya bakan mahkeme tarafından da yerine getirilebilir.



HMK Madde 289 Gerekçesi

Keşif; davaya bakan mahkeme tarafından yapılır. Keşfin konusu mahkemeye getirilebiliyorsa inceleme mahkemede, mahkemeye getirilemiyorsa yahut bulunduğu yerde inceleme yapılması zorunlu görülüyorsa keşif, mahallinde yapılır.

Toplu mahkemelerde ise keşif naip hâkim tarafından da icra olunabilir. Keşif yapılacak yer mahkemesinin yargı çevresi dışında bulunuyorsa, keşif istinabe suretiyle yapılır.

Keşfin konusu büyükşehir belediye sınırları içerisinde ise 26/2/1985 tarihli ve 3156 sayılı Kanunla 1086 sayılı Kanuna eklenen ek 1 inci maddedeki düzenlemeye benzer şekilde zorunluluk olmadıkça, keşif davaya bakan mahkemece yapılacaktır.


HMK 289 (Keşfe Yetkili Mahkeme) Emsal Yargıtay Kararları


Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/11806 E. , 2019/968 K.

  • HMK 289
  • Keşfe yetkili mahkeme tarafından keşif yapılamadan hüküm kurulması hukuka aykırıdır.

6100 sayılı HMK’nın “Keşif Kararı” başlıklı 288. maddesi “Hâkimin uyuşmazlık konusu hakkında bizzat duyu organları yardımı ile bulunduğu yerde veya mahkemede inceleme yaparak bilgi sahibi olmak amacıyla keşif yapılmasına karar verebilir. Hâkim gerektiğinde bilirkişi yardımına başvurur.” şeklindedir.

Aynı Kanunun “Keşfe Yetkili Mahkeme” başlıklı 289/…. maddesinde “Keşif, davaya bakan mahkemece icra edilir. Keşif konusu, mahkemenin yargı çevresi dışında ise inceleme istinabe suretiyle yapılır.” ve “Keşfin Yapılması” başlıklı 290/…. maddesinde “Keşfin yeri ve zamanı mahkeme tarafından tespit edilir. Keşif, taraflar hazır iseler huzurlarında, aksi takdirde yokluklarında yapılır.” ifadesine yer verilmiştir.

Buna göre, mahkemece, HMK’nın 290. maddesine göre keşif kararı verilmeden, mahkeme heyeti ile bizzat mahallinde keşif yapılmadan, keşif tutanağı düzenlenmeden büro incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm verilmiş olması doğru görülmemiştir.

O halde; dava konusu taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile tespit tutanağının düzenlendiği tarihe en yakın iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve … Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman … yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir … mühendisi ve bir fen mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; öncesi … olan bir yerin üzerindeki … bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt … toprağının … sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi uyarınca … içi açıklık olup olmadıkları değerlendirilmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Belirtilen hususlar gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.


Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/10832 E. , 2018/6653 K.

  • HMK 289
  • Mahalinde yetkili mahkemece keşif yapılmadan davacının sunduğu belgelere dayanılarak hüküm kurulamaz.

6100 sayılı HMK’nın “Keşif Kararı” başlıklı 288. maddesi “Hâkimin uyuşmazlık konusu hakkında bizzat duyu organları yardımı ile bulunduğu yerde veya mahkemede inceleme yaparak bilgi sahibi olmak amacıyla keşif yapılmasına karar verebilir. Hâkim gerektiğinde bilirkişi yardımına başvurur.” şeklindedir.

Aynı Kanunun “Keşfe Yetkili Mahkeme” başlıklı 289/1. maddesinde “Keşif, davaya bakan mahkemece icra edilir. Keşif konusu, mahkemenin yargı çevresi dışında ise inceleme istinabe suretiyle yapılır.” ve “Keşfin Yapılması” başlıklı 290/1. maddesinde “Keşfin yeri ve zamanı mahkeme tarafından tespit edilir. Keşif, taraflar hazır iseler huzurlarında, aksi takdirde yokluklarında yapılır.” ifadesine yer verilmiştir.

Buna göre, mahkemece, HMK’nın 290. maddesine göre keşif kararı verilmeden, mahkeme heyeti ile bizzat mahallinde keşif yapılmadan, keşif tutanağı düzenlenmeden davacı … Yönetimi tarafından sunulan rapor ve krokiye dayanılarak hüküm verilmesi isabetli olmayıp bozmayı gerektirmiştir.


YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ Esas : 2015/5719 Karar : 2016/375 Tarih : 25.01.2016

  • HMK 289. Madde

  • Keşfe Yetkili Mahkeme

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin davanın kısmen kabulüne dair kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı yüklenici davasında, 2003 yılında davalı şirkete ait her türlü elektrik tesisat işlerinin malzemeli olarak yapılması konusunda anlaştıklarını, işi yapıp teslim ettiğini, 2008 yılına kadar davalı tarafından ara ara ödemeler yapıldığını, bu tarihten sonra ise herhangi bir ödeme yapılmadığını, toplam 474.193,82 TL tutarındaki iş bedeli alacağından 216.992,00 TL’sinin ödenmediğini iddia ederek bu miktar alacağın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı iş sahibi ise savunmasında, alacağın zamanaşımına uğradığını, bir kısım imalâtların davacı tarafından yapıldığını, ancak davacının davaya konu ettiği .. .. Konutlarının inşaatının dava dışı .. .. Ltd.Şti. tarafından yapıldığını, davacının bu inşaatlarda gerçekleştirdiği temel topraklama işinin karşılığının ödendiğini, daha sonra davacının yüksek ücret istemesi üzerine bakiye elektrik işlerinin .. Mühendislik firmasına yaptırıldığını ileri ürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, bir elektrik mühendisi bilirkişisi tayin edilerek taraf vekillerinin refakatında keşif yapılmış ve .. Köyü .. Villalarının bulunduğu yerde .. numaralı dairenin gezilerek niteliklerinin neler olduğu zapda geçirilmiş, daha sonra .. .. .. Sokak .. .. Bulvarı’nda bulunan .. ..’ndeki .. kat .. numaralı dairenin gezildiği ve özelliklerinin neler olduğu zapda geçirilmiştir. Ayrıca keşif zaptıyla bilirkişiye yerinde inceleme yapması için yetki verilmiştir. Bilirkişi ise 25 mahalde davacı tarafından yapılan işler tespit edilmiş ve yapılan bu işlerin bedelinin ne miktarda olduğunu rapor ve ek raporunda belirlemiştir.

Keşif tarihinde yürürlüğe girmiş olan 6100 sayılı HMK’nın 289/1. maddesinde, keşfin davaya bakan mahkemece icra edileceği düzenlemesine yer verilmiştir. Yasanın bu hükmü uyarınca keşfin, iki tarafın usulen davet edilmesinden sonra yüzlerine karşı ve davete uymamaları halinde gıyaplarında mahkeme veya tahkikat hakimi tarafından yapılması gerekmektedir. Hakim, bu yetkisini bilirkişiye devredemez (15 H.D. 09.03.1998 gün 4864/874 E. ve K. sayılı kararı). Somut olayda ise davacı tarafından elektrik tesisat işlerinin yapıldığını iddia ettiği yerlerden sadece iki tanesinde keşif yapılmış, bilirkişiye diğer mahalleri gezip yerinde inceleme yapması için yetki verilmiştir. Mahkemenin keşif yetkisini kanuna aykırı olarak bilirkişiye devretmesi ve bu şekilde keşif yapılması sonucu düzenlenen bilirkişi rapor ve ek raporunun hükme esas alınması doğru olmamış, açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple mahkeme kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 25.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2014/2295 E. , 2014/2419 K.

  • HMK 289
  • Keşif hakim huzurunda mahalinde yapılmalıdır.

Davalı, davaya konu yerde 15.08.2008 başlangıç tarihili ve bir yıl süreli sözleşme ile kiracıdır. Davacı kiralananı 11.01.2013 tarihinde satın almış ve kiralanana ihtiyacı olduğunu 16.01.2013 tarihli ihtarname ile davalıya bildirmiştir. Türk Borçlar Kanununun 350/1 ve 351. maddesine göre işyeri ihtiyacına dayalı olarak açılan tahliye davalarında ihtiyaçlının kirada olması halinde ihtiyacın varlığının kabulü için ihtiyaçlının ya tahliye tehdidi altında bulunması veya kiralananın yapılacak iş için daha üstün nitelikte olması, en azından halen iş yapılan yerle eşdeğer nitelikte bulunması gerekir. Mahkemece uzman bilirkişi aracılığıyla keşif yapılarak kıyaslama suretiyle bu hususun belirlenmesi gerekir. Somut olayda; Tahliyesi istenen taşınmaz Kazan İlçesi adli yargı sınırları içinde olup dava Ankara’da açılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda her iki taşınmaz arasında kıyaslama yapılarak davaya konu taşınmazın daha üstün nitelikte olduğu belirtilmiş ise de keşfin yalnızca davacının faaliyette bulunduğu taşınmaz başında yapıldığı, tahliyesi istenen taşınmazla ilgili keşif yapılmadığı dosya kapsamından anlaşılmıştır. HMK’nun 289/1.maddesi uyarınca keşfin hakim huzuru ile yapılması zorunludur. Hakim huzuru ile olmaksızın bilirkişi tarafından taşınmazın incelenerek rapor hazırlanması ve söz konusu raporun hükme esas alınması mümkün değildir. O nedenle mahkemece HMK’nun 289.maddesinin birinci ve ikinci fıkra hükmü nazara alınarak tahliyeye konu taşınmazda da keşif yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS