0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Davaların Açılacağı Mahkeme

HMK Madde 286

(1) Devlet aleyhine açılacak olan tazminat davası, gerçeğe aykırı bilirkişi raporunun ilk derece mahkemesince hükme esas alındığı hâllerde, bu mahkemenin yargı çevresi içinde yer aldığı bölge adliye mahkemesi hukuk dairesinde; bölge adliye mahkemesince hükme esas alındığı hâllerde ise Yargıtay ilgili hukuk dairesinde görülür.

(2) Devletin sorumlu bilirkişiye karşı açacağı rücu davası, tazminat davasını karara bağlamış olan mahkemede görülür.



HMK Madde 286 Gerekçesi

Bu maddeyle, Devlete karşı açılacak olan tazminat davaları ile Devletin sorumlu bilirkişiye karşı açacağı rücu davalarına bakacak olan yargı yerlerinin belirlenmesine ilişkin özel bir düzenleme getirilmiştir. Maddenin birinci fıkrasında yer alan düzenlemeyle, bilirkişinin gerçeğe aykırı raporunun hükme esas alınmasından kaynaklanan zararlardan dolayı, Devlete karşı açılacak olan tazminat davasında görevli ve yetkili yargı yerinin neresi olduğu hususuna açıklık getirilmiştir.

Anayasanın 40 ıncı maddesinin ikinci fıkrasında ve 129 uncu maddesinin beşinci fıkrasında, hakkında düzenleme öngörülen ve bilirkişinin hukukî sorumluluğu bağlamında da, Tasarının 289 uncu (yasada 285 inci) maddesinde somutlaştırılmış bulunan Devletin sorumluluğu, hukukî niteliği itibarıyla bir kusur sorumluluğu yani dar anlamda haksız fiil sorumluluğu olup; haksız filler alanında da esas görevli yargı yerleri konumunda adliye mahkemeleri bulunduğuna göre, bilirkişilerin, kasten yahut ağır ihmâl suretiyle gerçeğe aykırı rapor vermiş ve bunların hükme dayanak yapılmış bulunmalarından kaynaklanan zararlardan dolayı Devlet aleyhine açılacak tazminat davalarına da, adliye mahkemelerinde bakılması daha doğru olur. Bu çerçevede, Devlet aleyhine açılacak olan tazminat davasına gerçeğe aykırı bilirkişi raporunun, ilk derece mahkemesince hükme esas alındığı hallerde, bu mahkemenin yargı çevresi içinde yer aldığı bölge adliye mahkemesi hukuk dairesinde; bölge adliye mahkemesince hükme esas alındığı hallerde ise Yargıtay ilgili hukuk dairesinde bakılacaktır.

Maddenin ikinci fıkrasında ise Devletin, sorumlu bilirkişiye karşı açacağı rücu davasına, tazminat davasını karara bağlamış olan yargı yerinin bakacağı hususu açıkça hüküm altına alınmıştır.

Rücu davasının varlık nedeni, açılan tazminat davası sonucunda Devletin tazminat ödemek zorunda kalmış bulunmasıdır. Rücu davası, tazminat davasından kaynaklanan, onun yansıma biçimi olarak ortaya çıkan bir dava konumundadır. Dolayısıyla, Devlete karşı açılmış olan tazminat davasını hangi yargı yeri karara bağlamışsa, açılacak olan rücu davasını da, en sağlıklı ve en doğru biçimde karara bağlayacak olan yargı yeri, o yargı yeri olacaktır.


HMK 286 (Davaların Açılacağı Mahkeme) Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ Esas : 2013/18528 Karar : 2014/2412 Tarih : 18.02.2014

  • HMK 286. Madde

  • Davaların Açılacağı Mahkeme

Davacı vekili dilekçesinde; davalının İkitelli Organize Sanayi Bölgesindeki Ticarethanesi için abone olduğunu, burada faaliyet gösterirken 1.4.2004 tarihinde kaçak elektrik kullandığının idare elemanlarınca tespiti üzerine gerekli tahakkuk işlemleri yapılarak davalı hakkında 2.119.376,20 TL tutarında fatura tanzim edildiğini, fatura bedelinin davalı tarafından ödenmediğini, tutanağa göre “gizli hattan kaçak elektrik kullanıldığı” tespitinin mevcut olduğunu, tespitten sonra yapılan teknik kontrollerde de durumun doğrulandığını belirterek. 2.119.376,20 TL alacağın gecikme zammı ve yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.

Davalı vekili cevabında: abone olan davalının tüketim bedellerini düzenli olarak ödediğini, idare elemanlarınca davalının kaçak elektrik kullandığından bahisle fatura tanzim edilerek elektriğinin kesildiğini, açtıkları menfi tespit davasında (hukuki yarar yokluğundan reddedilen) alınan tüm raporlarda müvekkilinin lehine görüş bildirildiğini, tutanağın varsayıma dayalı ve yönetmeliğe aykırı olduğunu, kaçak hesabının yanlış yapıldığını, ceza davasının beraatle sonuçlandığını, iddiaların tümüyle yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, hükme esas alınan 9.5.2012 tarihli bilirkişi raporunda `Tüm dosya kapsamı itibariyle davalının yer altından gizli hat çekmek suretiyle kaçak elektrik kullanmadığı sonucuna varıldığı”nın bildirildiği, kaçak elektrik kullanıldığının ispat edilemediği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.

Hükmü davacı vekili temyiz etmektedir.

Dava, kaçak elektrik tüketimden doğan alacağın tahsiline ilişkindir.

H.U.M.K.nun 275 vd. maddelerinde “bilirkişilik” müessesesi düzenlenmiş olup, anılan maddede mahkemenin çözümü özel ve teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği düzenlenmiş olup, bilirkişinin kendisinden sorulan husus hakkında özel ve teknik bilgiye sahip olması gerekir.

Bilirkişinin oy ve görüşü hakimi bağlamaz ise de (H.U.M.K. 286. maddesi) itiraz edilmeyen hususlar nazara alınarak buna göre karar verilir. Adli tahkikat için gerek görülürse tahkikat için, gerek görülürse tahkikat hakimi seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme yapabilecektir. H.U.M.K.nun 283. maddesine dayalı olarak bilirkişiden açıklama ya da ek rapor isteyebileceği gibi, 284. maddesi hükmüne dayalı olarak yeni bir bilirkişi heyeti oluşturarak yeni bir rapor alabilir.

Aynı ilkeler, 6100 Sayılı H.M.K.nun 266-287. maddeleri arasında düzenlenmiştir.

Somut olayda, davacı vekili hükme esas alınan bilirkişi raporuna 5.6.2012 havale tarihli dilekçesiyle gerekçelerini de göstermek suretiyle ayrıntılı şekilde itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece, önceki bilirkişiler dışında elektrik konusunda uzman (üniversiteden seçilecek) üç kişilik bilirkişi kurulu marifetiyle davacının önceki rapora itirazlarına ilişkin, kanun ve yönetmelikler çerçevesinde rapor alınarak deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Bu itibarla yukarda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün ( BOZULMASINA ), Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, oybirliği ile, karar verildi.


YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ Esas: 2014/115 Karar: 2014/910 Tarih: 27.01.2014

  • HMK 286. Madde

  • Davaların Açılacağı Mahkeme

Maddi tazminat talebine ilişkindir, mahkemece yargı yolu nedeniyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, dava dilekçesinde; davalı idareye bağlı icra müdürlüğünde görev yapan bilirkişinin hatalı raporu nedeniyle uğradığı maddi zararın giderilmesini istemiştir.

Mahkemece, davanın bilirkişinin sorumluluğundan kaynaklandığını, 6100 sayılı HMK 286/1. maddesi gereğince ilk derece mahkemesindeki kararda hükme esas alındıysa görevli mahkemenin bölge adliye mahkemesi olduğunu, ancak henüz bu mahkeme kurulmadığından bu davaya bakma görevinin idari yargıda olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.

Dosya içeriğinden; davacının, icra müdürlüğünce başlatılan ihale sonucunda aldığı taşınmazın (bağımsız bölüm) ihale şartnamesi ve ihale ilamındaki şartları taşımadığı, daha az metrekareye sahip olmasına rağmen bilirkişi tarafından kıymet takdir raporu hazırlanırken taşınmazın tapudaki nitelikleri değil fiili durumuna göre rapor hazırlandığı, fiili durumda ise bir kısım tecavüzlü yapılar bulunması nedeniyle taşınmaz alındıktan sonra buraların yıkıldığını, daha küçük alana sahip yerin sanki fazla alana sahipmiş gibi satılması ve bu nedenle fazla para ödenmesinden kaynaklanan zararın giderilmesinin istendiği anlaşılmakta olup, bilirkişilerin adli görevi yerine getirirken kusurlu davrandıkları iddia edildiğine göre uyuşmazlığın genel hükümler doğrultusunda adli yargı yerinde çözülmesi gerekir. Mahkemece yargı yolu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27.01.2014 gününde oybirliğiyle, karar verildi.


YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ Esas : 2016/94 Karar : 2016/4044 Tarih : 29.03.2016

  • HMK 286. Madde

  • Davaların Açılacağı Mahkeme

Dava; maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, yargı yolu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, dava dilekçesinde; davalı idareye bağlı icra müdürlüğünde görev yapan bilirkişinin hatalı raporu nedeniyle uğradığı maddi zararın giderilmesini istemiştir.

Mahkemece, davanın bilirkişinin sorumluluğundan kaynaklandığını, davanın esasının hizmet kusuruna dayandığını İYUK’nun 2/1-b maddesi gereğince idari yargı yerlerinde idareye karşı tam yargı davası açılması gerektiğinden davanın reddine karar verilmiştir.

Dava ve satış tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nun 285. maddesinde “(1) Bilirkişinin kasten veya ağır ihmal suretiyle düzenlemiş olduğu gerçeğe aykırı raporun, mahkemece hükme esas alınması sebebiyle zarar görmüş olanlar, bu zararın tazmini için Devlete karşı tazminat davası açabilirler. (2) Devlet, ödediği tazminat için sorumlu bilirkişiye rücu eder.”, 286/1 maddesi ise “Devlet aleyhine açılacak olan tazminat davası, gerçeğe aykırı bilirkişi raporunun ilk derece mahkemesince hükme esas alındığı hâllerde, bu mahkemenin yargı çevresi içinde yer aldığı bölge adliye mahkemesi hukuk dairesinde; bölge adliye mahkemesince hükme esas alındığı hâllerde ise Yargıtay ilgili hukuk dairesinde görülür.” hükmünü içermektedir.

Somut olayda; icra dairesince satışa esas olarak alınan bilirkişi raporunda bağımsız bölüm numaralarının yanlış yazılması nedeniyle ihale yoluyla yapılan satışta başka bir taşınmazın satın alındığı; uyuşmazlığın, bilirkişilerin hatalı raporu nedeniyle satın alınmak istenmeyen taşınmazın alınarak yersiz para ödenmesinden kaynaklanan zararın giderilmesine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bölge Adliye Mahkemeleri henüz faaliyete geçmemiş ise de HMK’nın 286/1. maddesindeki düzenleme nazara alındığında, bilirkişilerin adli görevi yerine getirirken kusurlu davrandıkları iddiasına dayanan uyuşmazlığın genel hükümler doğrultusunda adli yargı yerinde çözülmesi gerekir. Mahkemece Yargı yolu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın,yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 29/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS