Yalan Yere Yemin İddiası
HMK Madde 239
(1) Yemin eda edildikten sonra, yalan yere yemin nedeniyle açılan ceza davası, esas dava bakımından bekletici sorun yapılamaz.
HMK Madde 239 Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 349 uncu maddesinde yer aldığı gibi, yalan yere yemin edildiği iddiasının ve ceza davasının, esas dava için bekletici sorun olamayacağı hükme bağlanmıştır.
Hükümde bir değişiklik yoktur. “Dava” kavramına açıklık getirilmiştir. Türk Ceza Kanunundaki düzenleme ile, “davada yalan yere yemin etmek” suçu re’sen takibi gereken suç hâline geldiği ve hukuk mahkemesinde de derdestlik sebebiyle yeni bir yalan yere yemin edildiği iddiası ile açılan tespit davası dinlenemeyeceğine göre, 1086 sayılı Kanunda gösterilen “dava” sözcüğünün amacının “ceza davası” olduğu sonucuna varılmıştır. Kaldı ki, yalan yere yemin edilip hüküm verilmesi sağlanmışsa, bu durum, yargılamanın yenilenmesi sebebi olacaktır. Başka bir ifade ile kanunî imkân tüketilmiş olmamaktadır. Böylece ve açıkça, bu hâlin bekletici sorun olamayacağı vurgulanmış, davaların bloke edilmesinin önü kapatılmıştır.
HMK 239
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/3474 E. , 2017/2735 K.
- HMK 239
- Yalan yere yemin iddiası
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle HMK’nın 239. maddesi uyarınca açılan ceza davasının bekletici sorun yapılamayacağının tabi bulunmasına göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 6502 sayılı Kanun’un 73. maddesi gereğince tüketici mahkemeleri nezdinde tüketiciler, tüketici örgütleri ve Bakanlıkça açılacak davalar her türlü harçtan muaf olduğundan davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, ödediği temyiz peşin ve Yargıtay başvurma harçlarının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 04.07.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/7040 E. , 2016/1949 K.
- HMK 239
- Yalan yere yemin iddiası
Birleşen davada davacı şirket vekili, müvekkili firmanın davalıdan işletmesi için kömür aldığını, ancak borçlarını ifa ederken sehven davalıya fazla ödeme yapıldığını, talebe rağmen fazla ödemenin iade edilmediğini, alacağın tahsili için girişilen icra takibine de itiraz edildiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin herhangi bir borcu bulunmayıp, alacaklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere, asıl ve ek bilirkişi raporuna göre, mal satışına ilişkin düzenlenen faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olup, davalı yanca yapılan ödemeler ve davalı şirket yetkili temsilcilerinin yemin beyanı dikkate alındığında asıl dava davacısının 58.080,23 TL alacağı olduğu, birleşen dosya davacısının herhangi bir alacağının bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporu yeterli incelemeyi içermediği gibi Yargıtay denetimine de elverişli değildir. Bu durumda mahkemece iddia ve savunma çerçevesinde yeni bir bilirkişiden ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp, deliller hep birlikte değerlendirilerek, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar vermek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi yalan yere yemin iddiası ile ceza davası açıldığı dosya içeriğinden anlaşıldığından o davanın bu davaya etkisi yönünden sonucunun beklenmesi gerekirken bu yönün gözetilmemiş olması da bozmayı gerektirmiştir.
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.