Yemin Edecek Kimsenin Mahkemenin Yargı Çevresi Dışında Olması
HMK Madde 236
(1) Mahkemenin yargı çevresi dışında oturan kimse, yemin için davaya bakan mahkemeye gelmek zorundadır. Ancak, yemin edecek kişi, mahkemenin bulunduğu il dışında oturuyor ve bulunduğu yerde aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yolu ile yemin icrası mümkün değil ise istinabe yolu ile yemin ettirilir.
HMK Madde 236 Gerekçesi
Madde, 1086 sayılı Kanunun 343 üncü maddesine tekabül etmektedir.
Yemin edecek kişinin, yeminin etkisini artırıcı seremoninin oluşacağı ve karşı tarafın veya vekilinin de bulunacağı hüküm mahkemesine, kural olarak gelmesinde, “Yüz yüzden utanır” darb–ı misalinde söylendiği üzere fayda umulmuştur. Ancak bu kişi mahkemenin bulunduğu ilin de dışında ise ve bulunduğu yerden görüntü ve ses nakli mümkün değilse, istisnaen ve istinabe suretiyle yemin eda ettirilecektir.
Bulunduğu yerden aynı anda görüntü ve ses nakli mümkün olan yerlerde, yeminin mutlaka hüküm mahkemesi ile kurulacak görüntü ve ses nakli yolu ile yapılması öngörülmüştür.
Benzer bir hüküm Federal Almanya Medeni Usul Kanununun 128/A ve 479. paragraflarında da vardır.
HMK 236 (Yemin Edecek Kimsenin Mahkemenin Yargı Çevresi Dışında Olması) Emsal Yargıtay Kararları
YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ Esas: 2015/1643 Karar: 2015/5813 Tarih: 17.11.2015
-
HMK 236. Madde
-
Yemin Edecek Kimsenin Mahkemenin Yargı Çevresi Dışında Olması
Dava, eser sözleşmesinden doğan bakiye iş bedelinin davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın davalılardan S.. Ü.. yönünden reddine, diğer davalı K.. Y.. yönünden kabulüne dair verilen karar, davacı vekili ve davalı K.. Y.. tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının tümüyle reddi gerekmiştir.
2- Davalı K.. Y..’ın temyiz itirazlarına gelince;
Davacı vekili, 31.03.2014 havale tarihli dilekçesi ile akdi ilişkinin varlığının ispatı için HMK’nın 225 ve devamı maddeleri uyarınca davalılara yemin teklif etmiş, davalı S.. Ü.. 30.06.2014 tarihli celsede davacı ile aralarında akdi ilişki bulunmadığına dair yemin etmiş ve mahkemece davalı S.. Ü.. yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Diğer davalı K.. Y..’ın Niğde ili Bor ilçesinde ikamet etmesi nedeniyle yemin teklifi için Bor Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılmış, Bor Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/98 sayılı talimat dosyası ile davalı K.. Y..’a çıkarılan tebligat üzerine ‘‘Ulukışla Asliye Hukuk Mahkemesi’nce konusunda isticvabınıza karar verilmiş olup belirtilen gün ve saatte özürsüz olarak gelmediğiniz ya da gelip de sorulan sorulara cevap vermediğiniz takdirde sorulan soruları ikrar etmiş sayılacağınız hususu HMK’nın 171. maddesi hükümlerine göre ihtar ve tebliğ olunur’’ şeklinde şerh düşüldüğü, tebligatın muhatabın adresten geçici ayrılmış olması nedeni ile muhatapla aynı adreste sürekli oturduğunu beyan eden kızı A.. Y..’a tebliğ edildiğinin tebligat üzerine yazılarak imzasının alındığı anlaşılmıştır. Talimat mahkemesi tarafından belirtilen gün ve saatte davalı K.. Y..’ın hazır olmadığı görülmüş ve talimat evrakı mahal mahkemesine ikmalen iade edilmiş olup mahkemece davalıya usulüne uygun yemin davetiyesi tebliğine rağmen duruşmaya katılmadığı gerekçesi ile davanın davalı K.. Y.. yönünden kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yemin edecek kimsenin mahkemenin yargı çevresi dışında olması başlıklı 236. maddesine göre, mahkemenin yargı çevresi dışında oturan kimsenin, yemin için davaya bakan mahkemeye gelmek zorunda olduğu, ancak yemin edecek kişinin, mahkemenin bulunduğu il dışında oturuyor ve bulunduğu yerde aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yolu ile yemin icrası mümkün değil ise istinabe yolu ile yemin ettirileceği belirtilmiştir. Davaya bakan Ulukışla Asliye Hukuk Mahkemesi ile istinabe yapılan Bor Asliye Hukuk Mahkemesi aynı il sınırları içinde olup HMK’nın açık hükmü gereği aynı il sınırları içerisinde ikamet eden davalıya yemin davetiyesinin mahkemesince çıkarılması gerekirken; istinabe yoluyla tebligat çıkarılmış olması doğru değildir. Yine HMK’nın yemine davet başlıklı 228. maddesine göre, yemin teklif edilen kimsenin, duruşmada bizzat hazır bulunmadığı takdirde, kendisine yemin için bir davetiye çıkarılacağı, yemin davetiyesine, yemine konu hususlar hakkında sorulacak sorular ile geçerli bir özrü olmaksızın yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkemeye bizzat gelmediği veya gelip de yemini iade etmediği yahut yemini eda etmekten kaçındığı takdirde, yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı hususunun yazılacağı belirtildiği halde talimat yazılan Bor Asliye Hukuk Mahkemesi’nce yemin için çıkarılan tebligat üzerine yemin davetiyesi olduğu yazılmadığı gibi, davalının duruşmaya katılmadığı takdirde hangi sonuçların ortaya çıkacağı da açıkça belirtilmemiş olup isticvap edileceği yazılmıştır. Ayrıca talimat mahkemesi tarafından çıkarılan yemin davetiyesinin davalı K.. Y..’ın geçici olarak adreste bulunmadığı belirtilerek muhatapla birlikte sürekli aynı konutta ikamet eden kızı Asiye Yalçın’a tebliğ edildiği anlaşılmıştır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun yaş ve ehliyet şartı başlıklı 22. maddesi uyarınca muhatap yerine kendisine tebliğ yapılacak kimsenin görünüşüne nazaran onsekiz yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması gerekmektedir. Ancak muhatap yerine kendisine tebligat yapılan Asiye Yalçın’ın görünüşüne nazaran 18 yaşından aşağı olmadığı hususunda tebliğ evrakı üzerinde şerh bulunmadığı gibi alınan nüfus kaydına göre de 18.03.1999 doğumlu olduğu ve tebligat tarihinde 15 yaşında olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle davalı K..Y..’a usulüne uygun yemin davetiyesi tebliğ edildiği kabul edilemez. Mahkemece davalının tebliğe elverişli adresi nazara alınarak usulüne uygun şekilde yemin davetiyesi tebliği sağlandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu hususlar göz ardı edilerek davalı K.. Y.. hakkında yemin davetiyesi çıkarılmasına rağmen duruşmaya katılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Bu nedenle davalının temyiz itirazları yerinde olup kararın davalı K.. Y.. lehine bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün davalı K.. Y.. yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 17.11.2015 gününde oybirliği ile, karar verildi.
YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ Esas : 2018/315 Karar : 2018/7253 Tarih : 25.06.2018
-
HMK 236. Madde
-
Yemin Edecek Kimsenin Mahkemenin Yargı Çevresi Dışında Olması
Davacı, … 1. İcra Müdürlüğü’nün 2015/2249 sayılı dosyasında hakkında takip başlatıldığını, alacaklı kısmı boş bırakılan, 690,00 TL bedelli, 08.12.2012 vade tarihli, “ malen “ ibareli takip dayanağı senedin, kapıdan satış sözleşmesine istinaden davalıya verilmiş olduğunu, sözleşme kapsamında davalı tarafından kendisine herhangi bir şey teslim edilmediğini ileri sürerek; anılan takip dosyasında borçlu olmadığınının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, senedin sebepten mücerret olup, davacının mahkemeye yazılı delil sunamadığını, davacının kötüniyetli davrandığını savunarak; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalının kendisine sunulan yeminden kaçındığı, takibe konu senedin mal alışverişine ilişkin olup olmadığı hususunun ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; miktar itibariyle kesin olan hüküm Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz edilmiştir.
Dava, kapıdan satış sözleşmesi kapsamında edinilen ve takip konusu yapılan senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti isteğine ilişkin olup, mahkemece, davacının davalıya yemin teklifinde bulunduğu, davalının yemine icabet etmediği, davacının iddialarını ikrar etmiş sayıldığı, dolayısıyla senedin mal alışverişine ilişkin olup olmadığının ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( HMK ) 236/1 maddesi ile “ Mahkemenin yargı çevresi dışında oturan kimse, yemin için davaya bakan mahkemeye gelmek zorundadır. Ancak, yemin edecek kişi, mahkemenin bulunduğu il dışında oturuyor ve bulunduğu yerde aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yolu ile yemin İcrası mümkün değil ise isitinabe yolu ile yemin ettirilir. “ düzenlemesine yer verilmiştir. Dosya kapsamından, kendisine yemin teklif edilen davalının adres kaydının, davayı gören mahkemenin yargı çevresi dışında … ili sınırları dahilinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Anılan yasal düzenleme ve davalının adres kaydına ilişkin saptamalar ışığında istinabe yoluyla yeminin İcrası gerekeceği açıktır. HMK 236/1 hükmü kapsamında, istinabe yolu ile yeminin İcrası gerekirken, doğrudan davalıya yemin davetiyesi tebliğ edilip, gerekli ihtarat da yapılmak suretiyle yeminin edası için davalının davayı gören mahkemeye davet edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma talebinin, açıklanan bu nedenle kabulü gerekir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile, … 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 26.04.2017 tarih 2015/253 E., 2017/117 K. sayılı kararının sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına BOZULMASINA, 25/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ Esas : 2015/12538 Karar : 2016/5988 Tarih : 31.05.2016
-
HMK 236. Madde
-
Yemin Edecek Kimsenin Mahkemenin Yargı Çevresi Dışında Olması
Davacılar vekili, müvekkillerinden …‘ın, davalılardan …‘ün dava dışı limited şirketteki % 50 hissesini 300.000 TL karşılığı devraldığını ve bu miktarı ödediğini, hisse devri gerçekleştikten sonra davalı …‘ün müvekkili …‘ı, hisselerini devraldığı şirketin işlettiği kantinlerin kira bedelini ödeyeceği gerekçesiyle, keşidecisi diğer müvekkili olan toplam 201.000 TL tutarlı çekleri aldığını, ancak daha sonra müvekkilinin bu kantinleri başkalarının işlettiğini öğrendiğini, bu nedenle verilen çeklerin bedelsiz kaldığını, çeklerin bir kısmının ödendiğini, ödenmeyen çeklerinde davalı şirketlere davalı … tarafından aralarındaki kira sözleşmesi gereği ciro edildiğini, davalı şirketlerin kötüniyetli olduğunu, davalı …‘in müvekkili …‘i dolandırdığını bildiklerini ileri sürerek toplamda 121.250 TL tutarındaki çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve çeklerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirketler vekilleri, dava konusu çekleri, dava dışı şirketle aralarında yapılan kantin işletme sözlşemeleri gereğince işletme bedeli olarak dava dışı şirketin yetkilisi olan davalı … tarafından kendilerine verildiğini, müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu çeklerin hangi amaçla verildiği hususunda yazılı bir belge bulunmadığı, çeklerin ilk verildiği davalı …‘in davaya cevap vermeyerek davayı inkar ettiği, davacının bu davalıya yemin teklifinde bulunduğu, anılan davalının, yemine icabet etmediğinden davacının iddialarını ikrar etmiş sayıldığı, bu nedenle söz konusu çeklerin kira bedeline karşılık verildiği iddiasının sübut bulduğu, tanık beyanları ve dosya kapsamı gözetildiğinde dava konusu çeklerin, davalı şirketler tarafından kira borcuna mahsuben davacıların zararına teslim alındığı kanaatinin oluştuğu, dolayısıyla davacıların dava konusu çekler nedeniyle borçlu olmadıkları, tahsil edilen çek bedellerinin de iadesinin gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacıların borçlu olmadıklarının tespitine, tahsil edilen çek bedellerinin davacı …‘a iadesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı şirketler vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava, dava konusu çekler nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve yargılama sırasında tahsil edilen çek bedellerinin istirdadı istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacılar vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizce, “…davacının, dava konusu çeklerin kira bedeline karşılık verildiği iddiasını yazılı başka delille ispatlayamaması ve çeklerin bir borcun ödenmesi için verildiği karinesinin mevcut olması karşısında, davacılara, delil listesinde yemin deliline dayandığı gözetilerek, davalı …‘e yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak, davacıların bu hususu kanıtlamaları halinde, diğer davalıların kötü niyetini her türlü delille kanıtlayabilecekleri nazara alınarak, diğer davalıların dava konusu çekleri karşılıksız olduklarını bile bile, kendilerinin zararına olarak devraldıklarını ispatlama imkanı verilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken yazılı şeklide hüküm tesisi doğru olmamış…” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyan mahkemece de, davalı …‘e yemin teklifinde bulunulduğu, yemine icabet etmeyen davalının, davacının iddialarını ikrar etmiş sayıldığı kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davalı …‘ün adresi … olup bu adres itibariyle anılan davalı, işbu davayı gören mahkemenin yargı çevresi dışında oturduğundan HMK’nın 236. maddesi uyarınca istinabe yoluyla kendisine yemin teklifinde bulunulması gerekirken mahkemece bu hükme uyulmamış, davalıya doğrudan yemin davetiyesi tebliğ edilmiştir. Bu durumda, davalı …‘e usulünce yemin teklifinde bulunulduğu söylenemeyeceğinden ve uyulan bozma ilamı gereğince adı geçene yemin teklif edilip çeklerin hangi nedenle verildiği tespit edilmeden diğer davalıların söz konusu çekleri bile bile ya da kötü niyetli olarak borçlunun aleyhine iktisap edip etmedikleri değerlendirilemeyeceğinden mahkemece, davalı …‘e usulünce yemin teklif edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün mümeyyiz davalılar yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı …ye verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 31.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.