Islahın Etkisi
HMK Madde 179
(1) Islah, bunu yapan tarafın teşmil edeceği noktadan itibaren, bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunu doğurur.
(2) Ancak ikrar, tanık ifadeleri, bilirkişi rapor ve beyanları, keşif ve isticvap tutanakları, yerine getirilmiş olan veya henüz yerine getirilmemiş olmakla beraber, karşı tarafın yerine getireceğini ıslahtan önce bildirmiş olması koşuluyla, yeminin teklifi, reddi veya iadesi ıslah ile geçersiz kılınamaz.
(3) Şu kadar ki, ıslahtan sonra yapılacak tahkikat sonucuna göre, bu işlemlerin göz önünde tutulması gerekmiyorsa, bunlar da yapılmamış sayılır.
HMK Madde 179 Gerekçesi
Bu madde ile, ıslahın yapılması hâlinde hangi etki ve sonuçların doğacağı düzenlenmiştir. Madde esas olarak 1086 sayılı Kanunun 87 nci maddesinin karşılığıdır. Söz konusu 87 nci madde, bu düzenlemede fıkralara ayrılmış, ifadesinde ve kapsamında bazı değişiklikler yapılarak düzenlenmiştir.
Birinci fıkrada, ıslahın, ıslah eden tarafın belirteceği noktadan itibaren, usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunu doğuracağı belirtilmiştir.
İkinci fıkrada ise ıslah ile geçersiz sayılamayacak işlemler gösterilmiştir. İkrar, tanık ifadeleri, bilirkişi raporu ve beyanları, keşif ve isticvap, eda edilmiş olan yemin yahut henüz eda edilmemiş olmakla birlikte eda edileceği kabul edilen veya iade edilen yahut edasından kaçınılan yemin ıslah ile geçersiz sayılamayacaktır.
İsticvap, bir taraf işlemi olmadığından, isticvap sonucunda tutulan tutanağın hatalı yahut eksik olduğu gerekçesiyle ıslahı yoluna gidilemeyecektir. Yine bu duruma bağlı olarak isticvap esnasında ikrar vuku bulmuşsa, bu şekilde elde edilen ikrarın da ıslah yoluyla etkisiz kılınması mümkün olmayacaktır. İsticvap haricinde gerçekleşen ikrarın yine ıslah yolu ile etkisiz kılınamamasının sebebi ise ikrardan dönmeye ilişkin olarak “İkrar” başlıklı 192 nci maddenin ikinci fıkrasında özel hüküm getirilmiş olmasıdır.
Üçüncü fıkrada ise 1086 sayılı Kanunun 87 nci maddesinin son cümle hükmü ifadesi sadeleştirilerek aynen kabul edilmiştir. Buna göre, ıslahtan sonra davanın aldığı şekle ve buna bağlı olarak yapılacak tahkikata göre, ikinci fıkrada belirtilen işlemlerin herhangi bir etkisi ve önemi kalmamışsa, bu işlemler de yapılmamış sayılacaktır.
HMK 179 (Islahın Etkisi ve Sonuçları) Yargıtay Kararları
Yargıtay 3HD Esas : 2022/3760 Karar : 2022/6198
- HMK 179
- Davanın tamamen ıslah edilmesi halinde dava dilekçesi dahil, yapılmış olan bütün usul işlemleri yapılmamış sayılır.
Islahın etkisi HMK 179. maddesinde düzenlenmiş olup ilk fıkraya göre; ıslah, bunu yapan tarafın teşmil edeceği noktadan itibaren, bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunu doğurur. Usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunun doğmasına yönelik kuralın istisnaları ise ikinci fıkrada sayılmıştır. Buna göre, ikrar, tanık ifadeleri, bilirkişi rapor ve beyanları, keşif ve isticvap tutanakları, yerine getirilmiş olan veya henüz yerine getirilmemiş olmakla beraber, karşı tarafın yerine getirebileceğini ıslahtan önce bildirmiş olması koşuluyla, yemin teklifi, reddi veya iadesi ıslah ile geçersiz kılınamaz. Ancak ıslahtan sonra yapılacak tahkikat sonucuna göre, bu işlemlerin göz önünde tutulması gerekmiyorsa, bunlar da yapılmamış sayılacaktır.
Davanın tamamen ıslah edilmesi halinde dava dilekçesi dahil, yapılmış olan bütün usul işlemleri yapılmamış sayılır. Bunun doğal sonucu olarak, dava dilekçesinde yer alan ilk talep içeriği değil, ıslah yoluyla açıklanan talep içeriği nazara alınarak araştırma ve inceleme yapılması ve mahkemece verilecek hükümde de ıslahla ileri sürülen istemin karşılanması gerekir (HGK 29/06/2011 tarihli ve 2011/1-364 E. 453 K.).
Somut olayda; Davacı, satın alınan aracın ayıplı olduğu ve el konulduğu iddiasıyla satış bedelinin iadesi için başlattığı takibe itirazın iptalini talep etmiş, yargılama sırasında 6770 sayılı Kanunun 31. maddesi ile 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa eklenen Geçici 10. maddesine dayalı olarak Özel Tüketim Vergisinin % 25`ine denk gelen tutarı ödenmek suretiyle aracı almış,
30/01/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile de dava dilekçesi ile talep etmediği, yargılama sırasında aracı teslim almak için ödenen … bedeli ile aracın kullanılamadığı süreye ilişkin ikame araç bedeli ve zararın tahsilini talep etmiştir.
Hal böyle olunca, bölge adliye mahkemesince; davacının talebinin HMK’nın 180. maddesi gereğince tam ıslaha ilişkin olduğu, bu nedenle davanın ıslah edilmiş haliyle görülüp değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yönde ıslah yapılamayacağı yönündeki yanılgılı gerekçeyle ıslah öncesi talebe yönelik olarak yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
Yargutay 3HD Esas : 2020/4264 Karar : 2020/7528
- HMk 179
- Dava ıslah edilmesine rağmen, ıslahtan önceki talebe göre yargılam yapılarak karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Islahın etkisi HMK 179. maddesinde düzenlenmiş olup ilk fıkraya göre; ıslah, bunu yapan tarafın teşmil edeceği noktadan itibaren, bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunu doğurur. Usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunun doğmasına yönelik kuralın istisnaları ise ikinci fıkrada sayılmıştır. Buna göre ikrar, tanık ifadeleri, bilirkişi rapor ve beyanları, keşif ve isticvap tutanakları, yerine getirilmiş olan veya henüz yerine getirilmemiş olmakla beraber, karşı tarafın yerine getirebileceğini ıslahtan önce bildirmiş olması koşuluyla, yemin teklifi, reddi veya iadesi ıslah ile geçersiz kılınamaz. Ancak ıslahtan sonra yapılacak tahkikat sonucuna göre, bu işlemlerin göz önünde tutulması gerekmiyorsa, bunlar da yapılmamış sayılacaktır. Davanın tamamen (kamilen) ıslah edilmesi halinde dava dilekçesi dahil, yapılmış olan bütün usul işlemleri yapılmamış sayılır. ( mülga HUMK m.87/1). Bunun doğal sonucu olarak, dava dilekçesinde yer alan ilk talep içeriği değil, ıslah yoluyla açıklanan talep içeriği nazara alınarak araştırma ve inceleme yapılması ve mahkemece verilecek hükümde de ıslahla ileri sürülen istemin karşılanması gerekir (HGK, 29.06.2011 gün ve 2011/1-364 E., 453 K.).
Somut olayda, ilk derece mahkemesince gerekçesi de gösterilmek suretiyle davacının dava dilekçesi ile talep etmiş olduğu tamir masrafı ve kazanç kaybına ilişkin hüküm kurulmuş ise de davacı 13.12.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile taraflar arasındaki sözleşmenin iptali ile dava konusu balya makinesi için davacı asil tarafından ödenmiş olan bedelin faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı asilin makineyi kullanamamasından dolayı uğramış olduğu 20.000,00.-TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davanın ıslah edilmiş haliyle görülüp değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususa ilişkin herhangi bir gerekçe de göstermeksizin ıslah öncesi talebe yönelik olarak yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
Yargıtay 1HD Esas : 2020/1372 Karar : 2020/3643
- HMK 179
- Davanın tamamen ıslahında ıslah olunan dava ilk dava gününde açılmış sayılır. Islah edilen dava eski davanın devamı niteliğinde olduğundan, yeni dava dilekçesi veren davacıdan yeniden başvurma harcı ile peşin karar ve ilam harcı alınmaz.
Islahın etkisi HMK 179. maddesinde düzenlenmiş olup ilk fıkraya göre; ıslah, bunu yapan tarafın teşmil edeceği noktadan itibaren, bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunu doğurur. Usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunun doğmasına yönelik kuralın istisnaları ise ikinci fıkrada sayılmıştır. Buna göre ikrar, tanık ifadeleri, bilirkişi rapor ve beyanları, keşif ve isticvap tutanakları, yerine getirilmiş olan veya henüz yerine getirilmemiş olmakla beraber, karşı tarafın yerine getirebileceğini ıslahtan önce bildirmiş olması koşuluyla, yemin teklifi, reddi veya iadesi ıslah ile geçersiz kılınamaz. Ancak ıslahtan sonra yapılacak tahkikat sonucuna göre, bu işlemlerin göz önünde tutulması gerekmiyorsa, bunlar da yapılmamış sayılacaktır.
Davanın tamamen (kamilen) ıslah edilmesi halinde dava dilekçesi dahil, yapılmış olan bütün usul işlemleri yapılmamış sayılır. ( mülga HUMK m.87/1). Bunun doğal sonucu olarak, dava dilekçesinde yer alan ilk talep içeriği değil, ıslah yoluyla açıklanan talep içeriği nazara alınarak araştırma ve inceleme yapılması ve mahkemece verilecek hükümde de ıslahla ileri sürülen istemin karşılanması gerekir (HGK, 29.06.2011 gün ve 2011/1-364 E., 453 K.).
Davanın tamamen ıslahında ıslah olunan dava ilk dava gününde açılmış sayılır. Islah edilen dava eski davanın devamı niteliğinde olduğundan, yeni dava dilekçesi veren davacıdan yeniden başvurma harcı ile peşin karar ve ilam harcı alınmaz. (Kuru, Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt:IV, İstanbul 2001, s. 3999).
Somut olaya gelince; dosya içeriğinden davacı tarafın ıslah dilekçesinin davanın tamamen ıslahına mı yoksa kısmen ıslahına mı yönelik olduğunun açıklığa kavuşturulmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, öncelikle HMK 31. maddesi gereğince davacı tarafa ıslah dilekçesinin tam ıslah mı yoksa kısmi ıslah mı olduğunun açıklattırılması; ıslahın, davanın tamamen ıslahı olarak kabul edilmesi halinde tamamen ıslahta ıslah edilen dava eski davanın devamı niteliğinde olacağından davacı taraftan yeniden başvurma harcı ile peşin harç alınmasına gerek bulunmadığı; davacı tarafın ıslahı kısmi ıslah olarak kabul edilirse dava konusu edilen taşınmazlara yeni taşınmaz eklenmediği, bir başka ifadeyle müddeabih (talep sonucu) genişletilmediği ya da arttırılmadığı için bu durumda da yeniden peşin harç alınmasına gerek bulunmadığı gözetilerek; ıslahın kapsamı açıklattırılıp belirlendikten sonra, ıslah dilekçesi esas alınmak suretiyle bir inceleme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; mahkemece, harç yatırılmadığı gerekçesiyle ıslah talebinin reddine dair verilen karar ve bu kararın temyizi üzerine davacı tarafa ıslah dilekçesini harçlandırması için süre verilmesi şeklinde belirtilen bozma gerekçesi yerinde değildir.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ Esas : 2016/17869 Karar : 2018/5929 Tarih : 3.05.2018
-
HMK 179. Madde
-
Islahın Etkisi
Davacı-karşı davalı kadın, davalı-karşı davacı erkek aleyhine hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK 162) hukuki sebebine dayalı boşanma davası açmış, davalı-karşı davacı erkek davacı-karşı davalı kadın aleyhine evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1-2) hukuki sebebine dayalı karşı boşanma davası açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda her iki davanın da reddine karar verilmiştir. Davacı-karşı davalı kadın vekili 15.02.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle boşanma sebebini “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” (TMK 166/1) olarak ıslah etmiş olmasına rağmen mahkemece, davacı-karşı davalı kadının davasında TMK 162. maddesindeki yasal şartlar oluşmadığı gerekçesi ile dava ıslah edilmemiş şekliyle görülerek reddedilmiştir. Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir (HMK m. 176/1). Islah, bunu yapan tarafın teşmil edeceği noktadan itibaren, bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunu doğurur (HMK m. 179/1). O halde mahkemece; davacı-karşı davalının ıslah dilekçesi davalı-karşı davacıya tebliğ edilerek, davacı-karşı davalının evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1-2) hukuki sebebine dayalı boşanma davasında delillerin bu çerçevede değerlendirilerek, sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, ıslah istemi dikkate alınmaksızın, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03.05.2018(Prş.)
YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ Esas : 2016/13862 Karar : 2016/14410 Tarih : 24.10.2016
-
HMK 179. Madde
-
Islahın Etkisi
Davacı … vekili, evlilik birliği içinde edinilen araç nedeniyle 20.000,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. 07.01.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını artırarak toplam 20.500,00 TL alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir
Davalı … vekili, tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, protokol gereğince davacının hiçbir şey talep edemeyeceğini belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir. Davalı vekili 08.02.2016 tarihli dilekçe ile cevap dilekçesini ıslah ederek, aracın bir önceki kişisel malı olan aracının satışından ve mirastan gelen para ile krediyle alındığını, kredi borcunun da mirastan gelen para ile ödendiğini belirterek dava konusu aracın kişisel mal olduğundan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, aracın edinilmiş mal olduğu kabul edilerek 20.500,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.
Hukukumuzda ıslah HMK 176. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup, tahkikatın sona ermesine kadar taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir (HMK m. 176/1, 177/1). Islah, bunu yapan tarafın teşmil edeceği noktadan itibaren, HMK 179/2. maddesindeki usuli işlemler dışında bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunu doğurur (HMK m. 179/1).
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, yukarda açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında, Mahkemece, davalının cevap dilekçesini ıslah ettiği dikkate alınarak, ıslah ile savunmasında ileri sürdüğü iddia ve deliller toplanıp değerlendirdikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, ıslah ile ileri sürülen savunma gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK`nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 350,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 24.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.