Dosyanın Hâkimin İncelemesine Hazır Tutulması
HMK Madde 162
(1) Zabıt kâtibi, yargılamadan evvel ve gerektiği hâllerde dava dosyasını incelenmek için hâkime vermek ve zamanında eksiksiz almak ile görevlidir.
HMK Madde 162 Gerekçesi
Madde, 1086 sayılı Kanunun 158 inci maddesine tekabül etmektedir. 158 inci maddedeki kurallar muhafaza edilmiştir.
HMK 162 ( Dosyanın Hâkimin İncelemesine Hazır Tutulması) Emsal Yargıtay Kararları
YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ Esas : 2015/6490 Karar : 2018/419 Tarih : 18.01.2018
-
HMK 162. Madde
-
Dosyanın Hâkimin İncelemesine Hazır Tutulması
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali isteğine ilişkindir.
Mahkemece, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının, davalılar ile ortak mirasbırakanları … ve… ’ın paydaşı oldukları 2490 ada 92 parselde sayılı taşınmazda yer alan 2 nolu bağımsız bölümün ½ payının 15/05/2012 tarihinde mirasbırakan … ve 16/16/2012 tarihinde diğer 1/2 payın mirasbırakan … tarafından davalı …’un kızı davalı …’a satış suretiyle temlik edildiğini, satışın mal kaçırmak amacıyla yapıldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın satışının iptaline karar verilmesini istediği, 10.09.2012 havale tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiğini bildirdiği, davacının anılan feragat beyanı gözetilerek davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacının, 29.12.2014 tarihli temyiz dilekçesinde ise, davalılardan … tarafından … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/294 Esas Sayılı dosyası ile, dava dışı başka bir taşınmaza ilişkin olarak davacıya karşı muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası açıldığını, kendisinin de bu dava nedeniyle eldeki davayı açtığını, davalının; davadan feragat ettiği takdirde … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/294 Esas Sayılı dosyasındaki davadan feragat edeceği yönünde kendisini kandırdığını, feragatin iradesi fesada uğratılarak yapıldığını ileri sürerek temyiz isteminde bulunduğu görülmektedir.
Hemen belirtilmektedir ki, davacının davasından feragat etmesi ile dava konusu uyuşmazlık sona erer, kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğurur. Bu nedenle mahkeme henüz feragat nedeniyle davanın reddine karar vermemiş olsa bile davacı feragattan dönemez ( rücu edemez); feragat ile bağlıdır.
Ancak, feragatle ortaya çıkan sonucun buna sebep olan rızayı ifsat eden bir nedenle malul olduğu kanıtlanırsa, doğurduğu netice bakımından hileye, hataya maruz kalan kimseye talep hakkı bahşedeceği kuşkusuzdur.
Öte yandan; diğer maddi hukuk işlemlerinde olduğu gibi (BK. Madde 23 vd ), hata, hile veya ikrah nedeniyle feragatın feshi (iptali) için dava açılabileceği gibi feragatın hata, hile veya ikrah nedeniyle geçersiz olduğu aynı davada da savunma yoluyla ileri sürebilir.
Keza, 6100 sayılı HMK’nun 311. maddesi, ‘‘feragat ve kabul kesin hüküm gibi sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde feragat ve kabulün iptali istenebilir.’’ hükmünü öngörmektedir.
Hal böyle olunca; mahkemece, feragatin hileye dayalı olduğu iddiasının hadise şeklinde (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 162. ve 163. maddeleri-önsorun) aynı dava içerisinde her türlü delille ispatının mümkün olduğu gözetilerek, bu yöndeki taraf delillerinin toplanması ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi için hüküm bozulmalıdır.
Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ Esas : 2015/346 Karar : 2017/3387 Tarih : 12.06.2017
-
HMK 162. Madde
-
Dosyanın Hâkimin İncelemesine Hazır Tutulması
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı paydaşı olduğu arsa nitelikli 23 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki payını 07.05.2004 tarihinde kardeşi olan davalı …’ye 5.000, 00-TL bedelle devrettiğini, defalarca istemesine rağmen davalının satış bedelini ödemediğini ileri sürerek davalı adına kayıtlı olan tapu kaydının iptali ile söz konusu payın adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı satın aldığı payın bedelini ödeyecek durumda olmadığını, davayı kabul ettiğini belirtmiş, 18.4.2012 havale tarihli dilekçesinde ise davayı kabulüne dair beyanının hileye dayalı olduğunu savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar Dairece “…iradeyi ifsad eden hata, hile, gabin ve ikrah gibi iddiaların her türlü delille ispatı mümkün olup; davalı taraf da, bu iddiasını tanık dinletmek suretiyle ispat etmek istemiştir. O halde; mahkemece, bu savunmanın hadise şeklinde(6100 sayılı Yasa 162. ve 163. maddeleri-önsorun) aynı dava içerisinde her türlü delille ispatının mümkün olduğu gözetilerek gösterilen tanıkların dinlenilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; davalı yanın, tanık dinletme talebinin reddedilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir…’’ gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davalının “kabul” beyanının hukuken geçerli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi …‘nun raporu okundu, düşüncesi alındı.Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 717.00.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 12.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ Esas : 2016/12798 Karar : 2017/223 Tarih : 16.01.2017
-
HMK 162. Madde
-
Dosyanın Hâkimin İncelemesine Hazır Tutulması
Dava, yolsuz tescil (ketmi verese) hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, kök miras bırakan Ali Arslan`a ait dava konusu taşınmazlardaki payının davalılara intikalini sağlayan mirasçılık belgesinde kendisinin ketmedildiğini veraset ilamının iptali için açtığı davanın kabul edilerek kararın kesinleştiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacının davasından feragat ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, yargılama devam etmekte iken davacının 04.05.2015 tarihli dilekçeyle davasından feragat ettiği, aynı günlü dilekçesi ile feragatin sehven yapıldığı iddiasına dayanarak feragatten vazgeçtiğini bildirdiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmektedir ki, davacının davasından feragat etmesi ile dava konusu uyuşmazlık sona erer, kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğurur. Bu nedenle mahkeme henüz feragat nedeniyle davanın reddine karar vermemiş olsa bile davacı feragattan dönemez (rücu edemez); feragat ile bağlıdır.
Ancak, feragatle ortaya çıkan sonucun buna sebep olan rızayı ifsat eden bir nedenle malul olduğu kanıtlanırsa, doğurduğu netice bakımından hileye, hataya maruz kalan kimseye talep hakkı bahşedeceği kuşkusuzdur.
Öte yandan; diğer maddi hukuk işlemlerinde olduğu gibi (BK. madde 23 vd ), hata, hile veya ikrah nedeniyle feragatın feshi (iptali) için dava açılabileceği gibi, bu husus aynı davada da savunma yoluyla ileri sürebilir.
Keza, 6100 sayılı HMK`nun 311. maddesi, “feragat ve kabul kesin hüküm gibi sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde feragat ve kabulün iptali istenebilir.” hükmünü öngörmektedir.
Hâl böyle olunca; mahkemece, davacının feragatini aynı günlü dilekçesi ile geri almış olması karşısında davacıya irade bozukluğunun hangi nedenle meydana geldiği sorularak bu konudaki iddiasının hadise şeklinde (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 162. ve 163. maddeleri-önsorun) aynı dava içerisinde her türlü delille ispatının mümkün olduğu gözetilerek, bu yöndeki taraf delillerinin toplanması ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile bu husus ancak ayrı bir dava konusu yapılabileceğinden bahisle davanın reddi doğru değildir.
Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün(6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK`un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.