0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Mirastan Doğan Davalarda Yetki

HMK Madde 11

(1) Aşağıdaki davalarda, ölen kimsenin son yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir:

a) Terekenin paylaşılmasına, yapılan paylaşma sözleşmesinin geçersizliğine, ölüme bağlı tasarrufların iptali ve tenkisine, miras sebebiyle istihkaka ilişkin davalar ile mirasçılar arasında terekenin yönetiminden kaynaklanan davalar.

b) Terekenin kesin paylaşımına kadar mirasçılara karşı açılacak tüm davalar.

(2) Terekede bulunan bir mal hakkında açılmak istenen istihkak davası, terekenin yazımı ve tespiti zamanında mal nerede bulunuyorsa, orada da açılabilir.

(3) Mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davalarda, mirasçıların her birinin oturduğu yer mahkemesi de yetkilidir.



HMK Madde 11 Gerekçesi

1086 sayılı Kanunun 11 inci maddesinde yer alan, ölen kimsenin, ölümünden önceki son yerleşim yeri mahkemesinin yetkisini düzenleyen yetki kuralı esas olarak aynen kabul edilmiştir.

Ancak, birinci fıkrada, ölen kimsenin son yerleşim yeri mahkemesinin yetkisinin, burada belirtilen davalar için kesin yetkili olduğu açıkça belirtilmiştir.

Birinci fıkranın (a) bendine, 1086 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin (1) numaralı bendinde yer almamakla beraber, bu kapsamda yer alması gereken ölüme bağlı tasarrufların iptali ve tenkisi ile miras sebebiyle istihkaka ilişkin davalar da eklenmiştir.

1086 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin (2) numaralı bendinde “terekenin taksimi katîsine kadar tereke aleyhine ikâme olunan dâvalar” ifadesine yer verilmişse de, Tasarıda bu ifade, “terekenin kesin paylaşımına kadar mirasçılara karşı açılacak tüm davalar” şeklinde değiştirilmiştir. Zira bilindiği gibi, terekenin tüzel kişiliği bulunmamaktadır. O nedenle de, davada taraf ehliyeti yoktur. Buna bağlı olarak tereke aleyhine dava açılamaz. Bu halde de, davanın yine mirasçılara karşı açılması gereklidir. O nedenle, “tereke aleyhine ikâme olunan davalar” ifadesinin, “mirasçılara karşı açılacak tüm davalar” şeklinde değiştirilmesi uygun görülmüştür. Belirtmek gerekir ki, bu durum, mirasçıların iştirak halinde mülkiyet kuralları gereğince birlikte hareket etmek zorunda oldukları haller için geçerli olacaktır. Buna karşılık, mirasçıların, müteselsilen sorumlu oldukları bir borç söz konusu ise bu takdirde, mirasçılardan birinin bulunduğu yer mahkemesinde de dava açılabilecektir.

Maddenin üçüncü fıkrasında ise 1086 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin üçüncü fıkrasından farklı olarak “mirasçıların her birinin bulunduğu mahal” ifadesi değiştirilmiş, “mirasçılardan her birinin oturduğu yer” ifadesine yer verilmiştir. Bu değişiklik yapılırken, fıkrada belirtilen işlemler için mirasçılardan birinin tesadüfen bulunduğu geçici bir yer mahkemesinin yetkisi kabul edilmemiş, daha uzun süre kaldığı, yerleşim yerinin bulunduğu yahut yerleşme niyeti olmaksızın oturduğu yer mahkemesinin de yetkili olması kabul edilmiştir.


HMK 11 (Mirastan Doğan Davalarda Yetki) Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ Esas : 2016/14661 Karar : 2018/12215 Tarih : 12.09.2018

  • HMK 11. Madde

  • Mirastan Doğan Davalarda Yetki

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, tazminat, olmazsa tenkis isteklerine ilişkindir.

Davacı, mirasbırakan babası … ’ın maliki olduğu … ili … İlçesinde bulunan 1278 parsel sayılı taşınmazı 19/11/1987 tarihinde davalı oğluna muvazaalı olarak ve satış gösterilmek suretiyle temlik ettiğini, davalının da taşınmazı 28/11/2006 tarihinde kendisine ait diğer davalı şirkete ayni sermaye göstermek suretiyle temlik ettiğini, mirasbırakanca yapılan temlikin gizli bağış olup, davalı şirketin de durumu bilerek muvazaalı şekilde taşınmazı edindiğini ileri sürerek davalı şirket adına kayıtılı çekişme konusu 1278 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakanın terekesine iadesine karar verilmesini istemiş, 31/03/2016 tarihli dilekçesi ile, dava tarihinden önce çekişme konusu taşınmazla ilgili kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davasında verilen tescil kararının kesin olduğu halde tapu kaydında halen kayıt maliki olarak davalı şirketin göründüğünü belirterek HMK 125. maddesi uyarınca davanın tazminata dönüştürülmesini, aksi halde HMK 180. maddesine göre davayı tamamen ıslah ettiğini ve süresi içerisinde yeni dava dilekçesini sunacağını beyan etmiş; 06/04/2016 tarihli yeni dava dilekçesiyle, çekişme konusu taşınmazın kamulaştırılması nedeniyle kamulaştırma bedelinden miras payına isabet eden 5.004.252,00-Tl’nin fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini, olmadığı taktirde tenkis hükümlerinin uygulanmasını istemiştir.

Davalılar vekili, mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla hareket etmeyip tüm mirasçıları kapsar şekilde paylaştırma yaptığını, davacı lehine kazandırmalarda ve tasarruflarda bulunduğunu, kamulaştırma nedeniyle otuz yıl sonra değer kazanan dava konusu taşınmazda davacının kötüniyetli olarak pay istediğini, davalı … ’in taşınmazı alım gücü bulunduğunu, davalı şirketin ise iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş; davacı yanın HMK 180. maddesi uyarınca sunmuş olduğu yeni dava dilekçesine karşı yetki itirazında bulunmuş, davanın ayni hakla ilgisi kalmayıp murisin son yerleşim yerinin kesin yetkili olduğunu, mirasbırakanın ve davalıların … ’da ikamet ettiğini belirterek yetkisizlik kararı verilmesini istemiş, tazminata dönüştürülen davanın zamanaşımına uğradığını, kademeli tenkis isteği yönünden de hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, mirasbırakanın son yerleşim yerinin ve davalıların yerleşim yerinin … ili olduğu, 6100 sayılı HMK`nun 11.maddesindeki “Mirastan kaynaklanan davalarda murisin son yerleşim yeri mahkemesinin kesin yetkili olduğu” düzenlemesi ve genel yetki kuralı uyarınca yetkisizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Bilindiği üzere, HMK’nun 12. maddesine göre, taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. Aynı maddenin 3. fıkrasına göre, bu davalar birden fazla taşınmaza ilişkinse, taşınmazlardan birinin bulunduğu yerde diğerleri hakkında da açılabilir. Anılan bu kural kesin yetki ve dava şartına ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.

Diğer taraftan, HMK 11. maddesinde mirastan doğan davalarda ölen kimsenin son yerleşim yeri mahkemesinin kesin yetkili olduğu belirtilmiş ve bu kesin yetki kuralının uygulanacağı davalar maddenin (a) bendinde terekenin paylaşılmasına, yapılan paylaşma sözleşmesinin geçersizliğine, ölüme bağlı tasarrufların iptali ve tenkisine, miras sebebiyle istihkaka ilişkin davalar ile mirasçılar arasında terekenin yönetiminden kaynaklanan davalar, (b) bendinde terekenin kesin paylaşımına kadar mirasçılara karşı açılacak tüm davalar şeklinde sayılmış olup, taşınmazın aynına ilişkin davalardaki kesin yetki kuralı ise HMK`nun 12. maddesinde özel olarak düzenlenmiştir.

Eldeki dava, muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı, kaynağını 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararından alan bir davadır. Eş söyleyişle, sağlar arası işlemin geçersizliği ileri sürülmektedir. Temlikin muvazaa nedeniyle geçersizliğine dayanılarak iptal tescil istemiyle açılan dava, yargılamanın seyri sırasında ıslah edilerek tazminat isteğine dönüştürülse dahi açıldığı tarih itibariyle yetkili mahkemede açılmıştır.

Hal böyle olunca, davanın, taşınmazın aynına ilişkin bulunduğu ve HMK’nun 12.maddesinde öngörülen kesin yetki kuralına göre taşınmazın bulunduğu Akyurt yargı çevresi içinde kaldığı ve bu yer mahkemesinin yetkili olduğu gözetilerek, davanın esasının incelenmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.

Davalıların değinilen yönden yerinde görülen temyiz itirazının kabulüyle, hükmün 12.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK`nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK.’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ Esas : 2017/6309 Karar : 2017/4150 Tarih : 8.05.2017

  • HMK 11. Madde

  • Mirastan Doğan Davalarda Yetki

Dava, vasiyetnamenin açılması isteğine ilişkindir.

… Sulh Hukuk Mahkemesince, müteveffa …`nın en son MERNİS adresinin “……” olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.

… Anadolu 2. Sulh Hukuk Mahkemesince, müteveffanın son yerleşim yerinin Kastamonu olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.

… Sulh Hukuk Mahkemesince, “… Anadolu 2. Sulh Hukuk Mahkemesince; mirasçı …`in … Anadolu 16. Asliye Hukuk Mahkemesince alınan beyanına göre müteveffanın son yerleşim yerinin “…” olduğundan dosyaya yetkisizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiş, ancak…ı ilçesinin … Adliyesine bağlı olduğu” gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.

… Sulh Hukuk Mahkemesi ise müteveffa …`nın en son MERNİS adresinin “…..” olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.

6100 sayılı HMK`nın 11. maddesinde, terekenin kesin paylaşımına kadar mirasçılara karşı açılacak tüm davalarda ölen kimsenin son yerleşim yeri mahkemesinin kesin yetkili olduğu hüküm altına alınmıştır.

Davada miras bırakanın son yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkili olup, … İlçe Emniyet Müdürlüğünce 09.06.2015 tarihinde yapılan araştırmadan, miras bırakanın son yerleşim yeri adresinin “….” olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın … Anadolu 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK`nın 21 ve 22. maddeleri gereğince … Anadolu 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 08/05/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ Esas : 2015/1777 Karar : 2015/4895 Tarih : 30.04.2015

  • HMK 11. Madde

  • Mirastan Doğan Davalarda Yetki

Davacı, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/109 Esas sayılı dava dosyasından aldığı yetki belgesine dayanarak muris Y.. A..n`ın miras paylarını ve mirasçılarını gösterir veraset belgesi verilmesini istemiştir.

Mahkemece, talep edenin Kemer Antalya adresinde ikamet ettiği, ikametgahının Kemer Adliyesi yargı sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.

Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.

6100 sayılı HMK`nın 382. maddesine göre mirasçılık belgesinin verilmesine ilişkin istem, çekişmesiz yargı işlerinden sayılmış, 11/3 maddesinde ise hangi davaların murisin son ikametgahı mahkemesinde görüleceği açıklanmış, aynı maddenin son fıkrası hükmünde veraset ispatına, miras hisselerinin tayinine ilişkin davaların, mirasçılarının her birinin bulunduğu yer mahkemesinde görülebileceği açıklanmıştır. Buna göre mirasçılık belgesinin verilmesi davalarında kesin yetki kuralı söz konusu olmayıp mirascılık belgesi murisin yerleşim yeri ya da nüfusa kayıtlı olduğu yer gözetilmeksizin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisindeki adli yargı teşkilatı bulunan tüm mahkemelerden her zaman alınabilecek ve aksi her zaman ispat edilebilecek belgelerdendir.

Hal böyle olunca, mirasçılık belgesinin verilmesi davalarında kesin yetki kuralı olmayıp, herhangi bir yetki itirazı bulunmadığı da gözetilerek, mahkemece delilerin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek davanın esası hakkında bir hüküm verilmesi gerekirken, mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, oy birliği ile karar verilmiştir.


YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ Esas: 2014/860 Karar: 2014/20715 Tarih: 13.11.2014

  • HMK 11. Madde

  • Mirastan Doğan Davalarda Yetki

Davacı Hazine vekili, 522 ada 15 parseldeki bölümün 6 numaralı bağımsız bölümünün maliki olan A.. E..’un mirasçısız olarak vefat ettiğini açıklayarak 501.maddesi gereğince Hazine’nin mirasçılığını gösterir mirasçılık belgesi düzenlenmesini istemiştir.

Mahkemece, çekişmesiz yargı işlerinde yetki kamu düzenine ilişkin olup davacının UYAP sistemindeki adresi Ankara Caddesi, No:8 Cağaloğlu/İstanbul olarak görülmekle yetkili mahkeme İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesi olduğundan davanın yetki yönünden reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin olup 6100 sayılı HMK’nun 382. maddesinde belirtilen çekişmesiz yargı işlemlerindendir. Aynı Yasa’nın 384. maddesinde kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, çekişmesiz yargı işleri için talepte bulunan kişi veya ilgililerden herhangi birinin oturduğu yer mahkemesi yetkili olduğu belirtilmiş, yine aynı yasanın 11/son maddesinde de benzer bir düzenleme ile mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davalarda mirasçıların her birinin oturduğu yer mahkemesinin yetkili olduğuna yer verilmiştir. Yasa maddelerinde açıklandığı üzere, mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davalarda kesin yetki kuralı bulunmadığı ve taraflarca yetkiye de itiraz edilmediği halde mahkemece resen yetkisizlik kararı verilmesi doğru değildir.

Öte yandan, Hazine vekili 501. maddesi gereğince Hazine’nin mirasçı bırakmadan ölen kişinin mirasçısı olduğunu iddia ederek mirasçılık belgesi düzenlenmesini istemiş olup Hazine’nin son mirasçı sıfatına dayalı olarak açmış olduğu davalarda, davanın açıldığı her yer mahkemesinin yetkili olduğu gözönünde bulundurulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması da isabetsizdir.

Sonuç: Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca 388/4. ( m.297/ç) ve 440/III-2. bendi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 13.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS