0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Bozmadan Sonra Direnme Kararı ve Yeni Hüküm

(CGK-K.2022/469)

Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;

a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak,
c) Bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) Önceki kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,

Suretiyle verilen hüküm, direnme kararı olmayıp yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi hâlinde ise incelemenin Yargıtayın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.

Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, ilk hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçe içermesi nedeniyle Özel Daire denetiminden geçmemiş olan bir konunun ilk kez Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmesine kanuni imkân bulunmamaktadır.

Bu itibarla, Yerel Mahkemenin son uygulaması özde direnme kararı niteliğinde olmayıp bozma ilamında tartışılması gerektiği belirtilen hususlar tartışıldıktan sonra, eylemli uyma neticesi verilen yeni bir hüküm niteliğindedir. Bu yeni hükmün doğrudan Ceza Genel Kurulunca ele alınması mümkün olmadığından, dosyanın temyiz incelemesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.

Direnme Kararı Verilmesi Halinde Yeniden Hüküm Kurulmalıdır

(CGK-K.2022/746)

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış uygulamalarına göre bir hüküm bozulmuş olmakla tamamen ortadan kalkacağından, mahkemelerce direnme kararı verilirken CMK’nın 230, 231 ve 232. maddelerine uygun yeni bir hüküm kurulması zorunludur. CMK’nın 230 ve 232. maddeleri uyarınca, aynı Kanun’un 223. maddesine göre hükmün ne olduğu herhangi bir tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmeli, bozulmakla tamamen ortadan kalkan ve infaz yeteneğini yitiren önceki hükme atıf yapılmasıyla yetinilmemeli, onandığı takdirde başka bir kararın varlığını gerektirmeden infaza esas alınabilecek nitelikte yeni bir hüküm kurulmalıdır. Öğretide de “Yargıtay’dan verilen bozma kararına bölge adliye veya ilk derece mahkemesinin direnme hakkı vardır. Bir karar bozulmakla tamamen ortadan kalkacağından direnme kararlarında da 5271 sayılı CMK’nın 230, 231 ve 232. maddeleri gereğince yeniden hüküm kurulmalı ve kurulan bu hüküm sorun, gerekçe ve sonuç bölümlerinden oluşmalıdır. Bu nedenle direnme kararlarında da olay özetlenmeli, neden bu sonuca ulaşıldığı gerekçelendirilmeli ve hukuki nitelemeye yer verilmelidir” (… Centel/Hamide Zafer, Ceza Muhakemesi Hukuku, Beta, 12. Baskı, 2015, …, s. 812) şeklinde görüşlere yer verilmiştir. Bu husus Bölge Adliye Mahkemeleri kurulduktan sonra da geçerliliğini sürdürmekte, ilk derece mahkemesi için yeni bir hüküm kurulması zorunlu olduğu gibi Bölge Adliye Mahkemeleri için de bu kural geçerlidir.

Yargıtay, temyiz edilen hükmü temyiz başvurusunda gösterilen hükmü etkileyecek nitelikteki hukuka aykırılıklar nedeniyle bozar. Bozma kararı, hukuka aykırılık nedeniyle bölge adliye mahkemesinin son kararının kaldırılmasıdır (Fidan Balcı/Seyithan Öztürk, Ceza Yargılamasında İstinaf ve Temyiz, … Yayınevi, …, 2020, s.462). Ancak Bölge Adliye Mahkemesince verilen istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararın temyiz incelemesi sonucunda bozulmasıyla ilk derece mahkemesi tarafından kurulan ilk hükmün de bozulduğu kabul edilmelidir. İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı tek başına infaz yeteneği bulunan ve hukuk düzeninde sonuç doğuran bir hüküm değildir. Bölge Adliye Mahkemesince verilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararı ilk derece mahkemesince verilen hükme sıkı sıkıya bağlı olduğundan Yargıtay incelemesi sonucu verilen bozma kararıyla ilk derece mahkemesi hükmü de tamamen ortadan kalkar. CMK’nın 223. maddesinde hükümlerin neler olduğu açıkça sayılmış olup istinaf başvurusunun esastan reddi gibi kararlar hüküm olarak kabul edilmemiştir. Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda anılan maddede sayılan hükümlerden biri kurulmamış ve bu karar da temyiz incelemesi sonucu bozulmuş ise direnme kararı verilirken ilk derece mahkemesi tarafından verilen hüküm yeniden kurulmalıdır.

Bozmadan Sonra Yeni Hüküm Olmayan Hal

(CGK-K.2020/239)

Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;

a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak,
c) Bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) Önceki kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,

Suretiyle verilen hüküm, direnme kararı olmayıp yeni bir hükümdür.

Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;

Direnme gerekçesi olarak yapılan açıklamaların, Anayasa’nın 141 ve 5271 sayılı CMK’nın 34. maddeleri uyarınca direnmeye ilişkin gerekçenin gösterilmesi zorunluluğu kapsamında kalan açıklamalar olduğu, suç vasfına yönelik önceki karardaki gerekçeyi kuvvetlendirmek amacıyla yapıldığı, ayrıca Özel Daire bozma ilamında eylemin olası kasıtla işlendiği belirtildiğinden Yerel Mahkemece eylemin neden olası kasıtla işlenmediğine dair açıklamalar yapıldığı, bu nedenle önceki kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurulması hâlinin söz konusu olmadığı anlaşıldığından direnme kararına konu hükmün, yeni hüküm niteliğinde olmadığının kabul edilmesi gerekmektedir.

Sanığın İlk Hükümde Yer Almayan Suçtan Cezalandırılması

(CGK-K.2021/105)

Sanığın ilk hükümde bulunmayan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK’nın 109/2, 109/3-b, 109/5, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna karar verildiği, böylelikle önceki hükümde yer almayan yeni ve değişik bir gerekçe oluşturulduğu ve sanık hakkında önceki cezadan farklı bir cezaya hükmedildiği, anlaşılmıştır.

Bu açıklamalar ışığında ön soruna ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;

Bozma sonrası yapılan incelemeye dayanılarak yeni gerekçe ve sanığa atılı suçun vasfının değiştirilmesi suretiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hüküm direnme kararı niteliğinde değildir. Önceki hükümde yer almayan bu hususlar Özel Dairece denetlenmemiş olduğundan, Özel Dairece denetlenmeyen bir konunun ilk kez ve doğrudan Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmesine kanunen imkân bulunmamaktadır.

Bu itibarla, Yerel Mahkemece verilen karar, direnme kararı niteliğinde olmayıp “yeni hüküm” niteliğinde olduğundan, Özel Daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni hükmün doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulu tarafından ele alınması mümkün olmadığından, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu ile bu suçla arasında bağlantı bulunan fuhuş suçundan kurulan hükümlerin incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.

Bozmadan Sonra Yeni ve Değişik Gerekçe ile Yeni Hüküm

(CGK-K.2021/452)

Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın eyleminin bir bütün hâlinde Vergi Usul Kanunu’na muhalefet suçunu mu, yoksa Vergi Usul Kanunu’na muhalefet suçu ile birlikte özel belgede sahtecilik suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, Yerel Mahkemece sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin “Yeni hüküm” niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.

Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;

a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak, b) Bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak, c) Bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak, d) Önceki kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,

Suretiyle verilen hüküm, direnme kararı olmayıp yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi hâlinde ise incelemenin Yargıtayın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.

Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükümlerinin, Özel Dairenin bir bütün hâlinde olan bozma kararını bölmek suretiyle verilmesinin yanı sıra, ilk hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçe içermesi nedeniyle Özel Daire denetiminden geçmemiş olan bir konunun ilk kez Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmesine kanuni imkân bulunmamaktadır.

Bu itibarla, Yerel Mahkemenin son uygulaması özde direnme kararı olmayıp kısmen eylemli uyma sonucu kısmen de ilk kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçelerle verilmiş yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.

Direnme Kararı Mahiyetinde Olmayan Yeni Hüküm

(CGK-K.2021/104)

Sanık …’ın mağdur ……’e yönelik çocuğun cinsel istismarı suçundan TCK’nın 103/2, 103/6 ve 62. maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ise aynı Kanun’un 109/1, 109/3-b-f, 109/5 ve 62. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, TCK’nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna ve aynı Kanun’un 63. maddesi gereğince mahsuba ilişkin Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesince kurulan 25.12.2012 tarihli ve 25-352 sayılı hükümlerin Özel Dairece bozulmasından sonra yapılan yargılamada; Yerel Mahkemece bozma ilâmına direnilerek sanığın; çocuğun cinsel istismarı suçundan, ilk hükümde uygulandığı hâlde TCK’nın 103/6. maddesi bu kez uygulanmayarak TCK’nın 103/2 ve 62. maddeleri uyarınca 6 yıl 8 ay hapis; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ise, yine ilk hükümde uygulandığı hâlde TCK’nın 109/3-b. maddesi bu defa uygulanmayarak aynı Kanun’un 109/1, 109/3-f, 109/5 ve 62. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, TCK’nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna ve aynı Kanun’un 63. maddesi gereğince mahsuba karar verildiği, böylelikle Yerel Mahkemenin sanık hakkında önceki hükümde uyguladığı bazı kanun maddelerini uygulamadığı ve çocuğun cinsel istismarı suçundan farklı bir cezaya hükmettiği, anlaşılmıştır.

Bu açıklamalar ışığında ön soruna ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;

Bozma sonrası yapılan incelemeye dayanılarak her iki suç bakımından önceki hükümlerden farklı kanun maddelerinin uygulanması ve çocuğun cinsel istismarı suçundan farklı bir cezaya hükmedilmesi suretiyle kurulan hükümler direnme kararı niteliğinde değildir. Önceki hükümlerde yer almayan bu hususlar Özel Dairece denetlenmemiş olduğundan, Özel Dairece denetlenmeyen bir konunun ilk kez ve doğrudan Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmesine kanunen imkân bulunmamaktadır.

Bu itibarla, Yerel Mahkemece verilen kararlar, direnme kararı niteliğinde olmayıp “yeni hüküm” niteliğinde olduğundan, Özel Daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni hükümlerin doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulu tarafından ele alınması mümkün olmadığından, söz konusu hükümlerin incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.

Direnme Kararı Sayılmayan Zorunlu Kanuni Kararlar

(CGK-K.2021/410)

Ağır Ceza Mahkemesince 13.03.2014 tarih ve 45-94 sayı ile; “…sanık …‘ın ilk ateş eden kişi olarak …‘a 8 el ateş etmek ve kasık bölgesinden iki mermi isabet ettirmek suretiyle adam öldürmeye teşebbüs suçunu işlediği, hakkında tahrik hükümlerinin uygulanamayacağı kabul edilmiş, sanık …‘un ise bu atışlara maruz kalmasını müteakip tabanca ile ateş ettiği ve nefsi müdafaada olduğu kabul edilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçeyle bozmaya direnerek mağdur sanık … hakkında tehdit suçundan ceza tertibine yer olmadığına, mala zarar verme suçundan açılan kamu davasının ise şikâyetten vazgeçme nedeniyle TCK’nın 151/1, 73/4 ve CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca düşürülmesine karar verildiği,

Direnme kararına konu bu hükümlerin de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edildiği, Anlaşılmaktadır.

Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;

a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak,
c) Bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) Önceki kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,

Suretiyle verilen hüküm, direnme kararı olmayıp yeni bir hükümdür.

Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;

Mağdur sanık … açısından direnme gerekçesi olarak yapılan açıklamaların, Anayasa’nın 141 ve 5271 sayılı CMK’nın 34. maddeleri uyarınca direnmeye ilişkin gerekçenin gösterilmesi zorunluluğu kapsamında kalan açıklamalar olduğu, mala zarar verme suçu açısından değiştirilen hükmün mağdur sanık …‘ın şikâyetinden vazgeçmesi nedeniyle yasal bir zorunluluktan kaynaklandığı, Yerel Mahkemenin mağdur sanık …‘un eylemini meşru savunma altında gerçekleştirdiğine dair kabulünde bir değişiklik bulunmadığı, bu nedenle hükmün değiştirilmesi, önceki kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurulması hâlinin söz konusu olmadığı anlaşıldığından mağdur sanık … hakkındaki direnme kararına konu hükümlerin, yeni hüküm niteliğinde olmadığının kabul edilmesi gerekmektedir.

“Kabule Göre” Yapılan Bozmaya Karşı Direnme Kararı Verilemez

Ceza Genel Kurulunun 04.12.2007 tarihli ve 236-260 sayılı, 29.09.2015 tarihli ve 431-288 sayılı, 16.05.2017 tarihli ve 140-280 sayılı, 02.04.2019 tarihli ve 60-267, 13.01.2022 tarihli ve 31-16 sayılı kararlarında açıklandığı üzere “kabule göre” yapılan bozma, esasa ilişkin bozmadan farklı olup dosyanın mevcut durumuna göre yerel mahkeme uygulamasının hatalı görülen yönüne, uyarma, öğretme ve yol gösterme amacıyla değinmekten ibaret olup direnmeye konu olamaz. Esasa ilişkin bozmaya uyulduktan sonra verilecek yeni kararda “kabule göre” yapılan bozma sebebinin ortadan kalkması mümkündür. İşin esasına ilişkin bozmaya uyulduktan sonra kurulan hükmün yeni ve değişik nitelikli olması nedeniyle “kabul” kısmının aynen tekrarlanması da ısrar niteliğinde değildir.

Bu bilgiler ışığında ön sorun değerlendirildiğinde; Yerel Mahkemece Özel Dairenin bozma kararı doğrultusunda işlem yapılarak asıl bozma nedenine uyulması, teşebbüs aşamasında kalan çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan farklı bir cezaya hükmedilmesi ve “kabule göre” yapılan bozmanın, esasa ilişkin bozmadan farklı olup direnmeye konu olamaması hususları dikkate alındığında; Yerel Mahkemenin son uygulaması direnme kararı niteliğinde olmayıp yeni hüküm niteliğindedir. Bu yeni hükmün doğrudan Ceza Genel Kurulunca ele alınması mümkün olmadığından, dosyanın temyiz incelemesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir (Ceza Genel Kurulu 2022/325 E. , 2022/614 K.).

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS