0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Hâkimin Kararı ve İnceleme Yapılması

CMK Madde 79

(1) 78 inci madde uyarınca moleküler genetik incelemeler yapılmasına sadece hâkim karar verebilir. Kararda inceleme ile görevlendirilen bilirkişi de gösterilir.

(2) Yapılacak incelemeler için resmen atanan veya bilirkişilikle yükümlü olan ya da soruşturma veya kovuşturmayı yürüten makama mensup olmayan veya bu makamın soruşturma veya kovuşturmayı yürüten dairesinden teşkilât yapısı itibarıyla ve objektif olarak ayrı bir birimine mensup olan görevliler, bilirkişi olarak görevlendirilebilirler. Bu kişiler, teknik ve teşkilât bakımından uygun tedbirlerle yasak moleküler genetik incelemelerin yapılmasını ve yetkisiz üçüncü kişilerin bilgi edinmesini önlemekle yükümlüdürler. İncelenecek bulgu, bilirkişiye ilgilinin adı ve soyadı, adresi, doğum tarihi bildirilmeksizin verilir.



CMK Madde 79 Gerekçesi

Madde uyarınca moleküler genetik incelemeler yapılmasına sadece hâkim karar verebilecek, yazılı kararda incelemeyi yapacak bilirkişi de gösterilecektir. Maddede, bilirkişi olarak görevlendirilecek kişilerin nitelikleri, yasak genetik incelemelerin yapılmaması ve elde edilecek bilgilerin dışarıya sızmaması için alınması gerekli tedbirlerle ilgili hükümler konulmaktadır.


CMK 79 (Hâkimin Kararı ve İnceleme Yapılması) Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 13. CEZA DAİRESİ Esas: 2012/17565 Karar: 2012/23123 Tarih: 07.11.2012

  • CMK 79. Madde

  • Hâkimin Kararı ve İnceleme Yapılması

İ… ili K… ilçesinde meydana gelen oto hırsızlık olayı ile ilgili olarak araç üzerinde yapılan inceleme sonucunda elde edilen biyolojik bulgular ile müştekiden alınan kan örneklerinin mukayesesinin yapılması amacıyla 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 78, 79. maddeleri gereğince genetik moleküler inceleme kararı verilmesine yönelik İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talebinin, müştekinin rızasının bulunduğu, bu halde 5271 sayılı Kanun’un 76/2. maddesi uyarınca herhangi bir emir ve karara gerek bulunmadığı gibi örneklerle temin edilen delillerin mukayesesi için dahi verilmesi gereken herhangi bir karara veya onaya gerek bulunmadığı gerekçesiyle reddine dair (İstanbul Yedinci Sulh Ceza Mahkemesi )’nin 13.03.2012 tarihli ve 2012/244 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin (İstanbul 31. Asliye Ceza Mahkemesi )’nin 16.03.2012 tarihli ve 2012/38 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı’nın 07.06.2012 tarih ve 2012/9953/33887 sayılı kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.06.2012 tarih ve 2012/158951 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderilmekle incelendi.

Mezkur ihbarnamede;

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 78. maddesindeki,

“(1 )75 ve 76. maddelerde öngörülen işlemlerle elde edilen örnekler üzerinde, soybağının veya elde edilen bulgunun şüpheli veya sanığa ya da mağdura ait olup olmadığının tespiti için zorunlu olması halinde moleküler genetik incelemeler yapılabilir. Alınan örnekler üzerinde bu amaçlar dışında tespitler yapılmasına yönelik incelemeler yasaktır.

(2 )Birinci fıkra uyarınca yapılabilen incelemeler, bulunan ve kime ait olduğu belli olmayan beden parçaları üzerinde de yapılabilir. Birinci fıkranın ikinci cümlesi, bu halde de uygulanır.”

Aynı Kanun’un 79/1. maddesindeki “78. madde uyarınca moleküler genetik incelemeler yapılmasına sadece hakim karar verebilir. Kararda inceleme ile görevlendirilen bilirkişi de gösterilir.”

Hükümleri birlikte değerlendirildiğinde suç yerinde elde edilen bulgular üzerinde moleküler genetik incelemeler yapılabileceği ve bunun sadece hakim kararı ile mümkün olduğu gözetilmeden itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşılmış olmakla;

Gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 5237 sayılı TCK’nın 26/2. madde ve fıkrası uyarınca, ilgilinin (mağdurun )rızası hukuka uygunluk nedenidir.

5271 sayılı CMK’nın 76/2. madde ve fıkrası uyarınca, diğer kişilerin (mağdurun )beden muayenesi ve vücudundan kan veya benzeri biyolojik örnek alınması işleminde diğer kişinin (mağdurun )rızasının varlığı halinde hakim veya mahkemeden, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de Cumhuriyet Savcısından karar alınmasına gerek yoktur.

Ancak;

5271 sayılı CMK’nın 78. maddesi uyarınca, 75, 76. maddeye göre alınan örnekler üzerinde … elde edilen bulgunun şüpheli ya da mağdura ait olup olmadığının tespiti için … moleküler genetik inceleme yapılabilmesi için mutlaka hakimden karar alınması, 79/1. madde ve fıkrasının amir hükmüdür.

Somut olayda, mağdurun rızası olduğu için, beden muayenesi ve vücudundan örnek alınması için hakim veya Cumhuriyet Savcısından karar alınmasına gerek yok ise de; 5271 sayılı CMK’nın 78, 79/1. maddeleri uyarınca, mağdurdan alınan kan örneği ile suç konusu araçtan elde edilen bulguların karşılaştırılması, diğer bir ifadeyle moleküler genetik inceleme işleminin yapılabilmesi için mutlaka hakim kararına gerek bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle;

SONUÇ : Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbar yazısı, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görüldüğünden istemin kabulü ile İstanbul 31.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 16.03.2012 tarih ve 2012/38 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309/4-a. maddesi uyarınca (BOZULMASINA ), müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, 07.11.2012 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


YARGITAY 9. CEZA DAİRESİ Esas: 2009/8701 Karar: 2009/7816 Tarih: 01.07.2009

  • CMK 79. Madde

  • Hâkimin Kararı ve İnceleme Yapılması

28/03/2007 tarihinde meydana gelen trafik kazasında ölen şahsın kimliğinin tespit edilememesi üzerine açılan dava sonunda sanık …5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 85/1,, 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, sanığın 5 yıl süre ile denetime tabi tutulmasına dair Zonguldak 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/04/2008 tarihli ve 2007/537 esas, 2008/187 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/05/2008 tarihli ve 2008/350 değişik iş sayılı kararını müteakip, ölen kişinin …, kendilerinin de annesi ve kardeşi olduklarını beyan eden … ve … adlı şahısların Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat etmeleri üzerine, adı geçenlerden DNA tiplemesine esas olmak üzere kan örneği alınarak daha önce 2007/2098 sayılı soruşturma dosyasında kimliği tespit edilemeyen şahıstan otopsi işlemleri sırasında alınan ve Ankara Adli Tıp Kurumunda bulunan DNA örnekleri ile karşılaştırma yapılmasına yönelik talebin reddine dair Zonguldak 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 01/07/2008 tarihli ve 2008/337 değişik iş sayılı kararına itirazın keza reddine ilişkin Zonguldak 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/07/2008 tarihli ve 2008/217 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;

Dosya kapsamına göre, Sulh Ceza Mahkemesince, 5271 sayılı Kanun’un 76,, 78, 79. maddelerinin ancak bir suça ilişkin delil elde etmek amacıyla soruşturma ve kovuşturma aşamasında uygulanmasının mümkün olduğu, talebe konu olayın ise kesin olarak hükme bağlandığı ve kovuşturma aşamasının sona erdiği, bu nedenle meselenin anılan Kanun hükümleri gereğince karşılanmasının mümkün olmayıp Türk Medeni Kanunu hükümleri gereğince hallinin gerektiğinden bahisle talebin reddine karar verilmiş ise de;

5271 sayılı Kanun’un “Diğer kişilerin beden muayenesi ve vücuttan örnek alınması” başlıklı 76. maddesinin 1. fıkras 1. fıkrasındaki “Bir suça ilişkin delil elde etmek amacıyla, mağdurun vücudu üzerinde dış veya iç beden muayenesi yapılabilmesine veya vücudundan kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tükürük, tırnak gibi örnekler alınabilmesine; sağlığını tehlikeye düşürmemek ve cerrahi bir müdahalede bulunmamak koşuluyla; Cumhuriyet Savcısının istemiyle ya da re’sen hakim veya mahkeme, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısı tarafından karar verilebilir. Cumhuriyet Savcısının kararı, yirmidört saat içinde hakim veya mahkemenin onayına sunulur. Hakim veya mahkeme, yirmidört saat içinde kararını verir. Onaylanmayan kararlar hükümsüz kalır ve elde edilen deliller kullanılamaz.”,

Aynı Kanun’un “Moleküler genetik incelemeler” başlıklı 78. maddesindeki “ ( 1 ) 75, 76 ncı maddelerde öngörülen işlemlerle elde edilen örnekler üzerinde, soybağının veya elde edilen bulgunun şüpheli veya sanığa ya da mağdura at olup olmadığının tespiti için zorunlu olması halinde moleküler genetik incelemeler yapılabilir. Alınan örnekler üzerinde bu amaçlar dışında tespitler yapılmasına yönelik incelemeler yasaktır.

( 2 ) Birinci fıkra uyarınca yapılabilen incelemeler, bulunan ve kime ait olduğu belli olmayan beden parçaları üzerinde da yapılabilir. Birinci fıkranın ikinci cümlesi, bu halde de uygulanır. “

Aynı Kanun’un “Hakimin kararı ve inceleme yapılması” başlıklı 79. maddesinin 1. fıkras 1. fıkrasındaki “78 inci madde uyarınca moleküler genetik incelemeler yapılmasına sadece hakim karar verebilir. Kararda inceleme ile görevlendirilen bilirkişi de gösterilir.”

Hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, adli bir soruşturmada maktulün kimliğinin tespiti ve tespit edilen kimlik üzerinden nüfusta düşüm işlemlerinin yapılmasının soruşturma işlemlerinden olduğu ve Cumhuriyet Başsavcılığınca yerine getirilmesinin zorunlu bulunduğu, meselenin çözümünün Medeni Kanun hükümlerine dayandırılarak kişilerin ihtiyarına bırakılamayacağı, söz konusu olayda o günkü mevcut şartlar itibarıyla ölen kişinin kimliğinin tespit edilemediği, ayrıca ölenin kimliğinin tespiti sonucunda, yakınlarının olayın sanığı ile ilgili kurulan hükme karşı kanun yollarına başvuru haklarının doğacağı gözetilmeden itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığının 19.03.2009 gün ve 15991 sayılı Kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.04.2009 gün ve 79188 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla;

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : Somut olayda; trafik kazasında ölen kişinin kimliğinin soruşturma aşamasında belirlenememesi nedeniyle nüfus kaydında ölüm bilgisinin işlenemediği, sanık hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan açılan dava sonucunda mahkemece sanığın mahkumiyetine dair hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, ardından ölenin çocukları olduklarını söyleyen kişilerin Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak ölenin kimliğinin tespiti ile ölüm bilgisinin nüfus kaydına işlenmesini istediği, Cumhuriyet Başsavcılığı ölenin kimliğinin belirlenebilmesi bakımından moleküler genetik inceleme yapılmasına karar verilmesini istemişse de, Sulh Ceza Hakimliğince soruşturma ve kovuşturma aşamalarının tamamlanmış olması nedeniyle bu istemin reddine karar verildiği, Adalet Bakanlığının da bu kararın kanun yararına bozulması için başvuruda bulunduğu anlaşılmaktadır.

5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 31. maddesinin 1. fıkras 1. fıkrasının ( e ) bendi uyarınca; adli olaylarda ve kazalarda meydana gelen ölüm olaylarını nüfus müdürlüklerine veya Genel Müdürlüğe bildirme yükümlülüğünün Cumhuriyet Savcılıklarına ait bulunduğu, ölenin kimliğinin tespit edilememesi nedeniyle Cumhuriyet Savcılığının bu bildirimi soruşturma aşamasında yapamamış olmasının bu yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı, ayrıca ölenin kimliğinin saptanabilmesi için moleküler genetik inceleme yapılması için 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 79. maddesi uyarınca hakim kararına ihtiyaç bulunduğu, somut olayda yerel mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olması karşısında henüz kovuşturma aşamasının sonuçlanmadığı, bu durumda Cumhuriyet Başsavcılığının ölüm olayı ile ölenin kimliğini bildirme yükümlülüğünün halen devam ettiği ve ölenin kimliğinin tespiti ile ilgili işlemlerin Cumhuriyet Başsavcılığınca yerine getirilmesi gerektiği, ayrıca hakim kararı ile yapılabilecek işlemler bakımından ilgili merciden istemde bulunabileceği, o nedenle Sulh Ceza Hakimliğinin ret kararının yasal dayanaktan yoksun bulunduğu sonucuna varılmıştır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle; kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Zonguldak 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.07.2008 tarih ve 2008/217 değişik iş sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASıNA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.07.2009 gününde oy birliğiyle karar verildi.


YARGITAY 23. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/20329 Karar : 2015/7193 Tarih : 25.11.2015

  • CMK 79. Madde

  • Hâkimin Kararı ve İnceleme Yapılması

8/11/2014 tarihinde meydana gelen mala zarar verme olayının failinin tespiti amacıyla olay yerinden alınan ve A.. Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünde bulunan DNA örnekleri ile şüpheli M.. Y..’dan alınacak DNA örneklerinin karşılaştırmasının yapılmasına yönelik talebin reddine dair Banaz Sulh Ceza Hakimliğinin 23/06/2015 tarihli ve 2015/119 değişik iş sayılı kararma yönelik itirazın keza reddine ilişkin Uşak Sulh Ceza Hakimliği`nin 29/06/2015 tarihli ve 2015/1488 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 04/09/2015 gün ve 18187/58558 sayılı Kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07/10/2015 gün ve 2015/310798 sayılı yazısıyla dairemize gönderilmekle okundu.

Kanun yararına bozma isteminde;

Dosya kapsamına göre, Sulh Ceza Mahkemesince, şüphelinin bir kere kan örneğinin alındığı ancak uygun şartlarda korunmadığından tekrar kan örneğinin alınmasının talep edildiği, suçun mala zarar verme suçu olduğu, Ağır Cezalık bir suç olmadığı, kan örneklerinin saklanmasında yetkililerinin ihmalinin bulunduğu, yeni bir delil yokken ve suçun nevi de dikkate alınarak şüpheliden yeniden kan alınmasının kişinin temel hak ve özgürlüklerini ihlal edeceğinden bahisle talebin reddine karar verilmiş ise de;

5271 sayılı Kanun’un “şüpheli veya sanığın beden muayenesi ve vücudundan örnek alınması” başlıklı 75. maddesinin 1. fıkrasındaki “Bir suça ilişkin delil elde etmek için şüpheli veya sanık üzerinde iç beden muayenesi yapılabilmesine ya da vücuttan kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tükürük, tırnak gibi örnekler alınabilmesine; Cumhuriyet savcısı veya mağdurun istemiyle ya da re`sen hâkim veya mahkeme, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı tarafından karar verilebilir. Cumhuriyet savcısının karan, yirmidört saat içinde hâkim veya mahkemenin onayına sunulur. Hâkim veya mahkeme, yirmidört saat içinde kararını verir. Onaylanmayan kararlar hükümsüz kalır ve elde edilen deliller kullanılamaz.”, 75. maddesinin 5. fıkrasındaki “üst sınırın iki yıldan daha az hapis cezasını gerektiren suçlarda, kişi üzerinde iç beden muayenesi yapılamaz; kişiden kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tükürük, tırnak gibi örnekler alınamaz.”

Aynı Kanun`un “moleküler genetik incelemeler” başlıklı 78. maddesindeki “(1) 75 ve 76 ncı maddelerde öngörülen işlemlerle elde edilen örnekler üzerinde, soybağının veya elde edilen bulgunun şüpheli veya sanığa ya da mağdura ait olup olmadığının tespiti için zorunlu olması halinde moleküler genetik incelemeler yapılabilir. Alınan örnekler üzerinde bu amaçlar dışında tespitler yapılmasına yönelik incelemeler yasaktır. “

Aynı Kanun’un “hâkimin kararı ve inceleme yapılması” başlıklı 79. maddesinin 1. fıkrasındaki “78 inci madde uyarınca moleküler genetik incelemeler yapılmasına sadece hâkim karar verebilir. Kararda inceleme ile görevlendirilen bilirkişi de gösterilir.” şeklindeki hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, adlî bir soruşturmada failin kimliğinin tespitinin yapılmasının Cumhuriyet Başsavcılığınca yerine getirilmesinin zorunlu bulunduğu, şüphelinin üzerine atılı eylemin üst sınırının iki yıldan daha az hapis cezasını gerektiren suç olmayıp, şüphelinin kan örneğinin alınabileceği cihetle, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK`nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Banaz Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından mala zarar verme suçunun şüphelisi olan M.. Y..’dan alınan DNA örnekleri ile olay yerinden alınan DNA örneklerinin mahkeme kararıyla karşılaştırılmasına karar verilmesi üzerine yapılan inceleme sonucunda, söz konusu kan örneklerinin şüpheli M.. Y..’ya ait olmadığının tespit edilmiş olması, 03/12/2014 tarihli uzmanlık raporunda olay yerinden elde edilen kan örneklerinin şüphelinin yakın çevresine ait olduğuna dair herhangi bir veri bulunmadığı gibi şüpheli M.. Y..`dan tekrar kan örneği alınması için yeni bir delilin de dosya içerisinde olmaması, şüphelinin yakınları hakkında başlatılmış bir soruşturmanın bulunmaması nedeniyle,

Uşak Sulh Ceza Hakimliği’nin 23/06/2015 tarihli ve 2015/119 değişik iş sayılı kararına yönelik Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı`nca düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden, kanun yararına bozma isteminin ( REDDİNE ), oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 6. CEZA DAİRESİ Esas : 2009/18701 Karar : 2011/5063 Tarih : 11.04.2011

  • CMK 79. Madde

  • Hâkimin Kararı ve İnceleme Yapılması

Gördes ilçesinde meydana gelen hırsızlık olayı ile ilgili olarak olay yerinde bulunan ve delil olması nedeniyle muhafaza altına alınan 2 adet eldiven poşeti üzerinde DNA incelemesi yapılmasına yönelik Gördes Cumhuriyet Başsavcılığının talebinin, “ 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 75 ve 76 ncı maddelerinde, olay yerinden elde edilen materyaller üzerine DNA incelemesi yapılabilmesi işleminin sayılmadığı, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 78 inci maddesinde hakim kararı gerektiren inceleme konusu olarak yalnızca 75 ve 76 ncı maddelerde öngörülen işlemlerle elde edilen örnekler sayılmış olup olay yerinden elde edilen herhangi bir eşya veya materyal (eldiven poşeti) üzerinde DNA incelemesi yapılmasının Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 75, 76, 78 ve 79 uncu maddelerinde öngörülmediği ” gerekçesiyle reddine dair

Gördes Sulh Ceza Mahkemesinin 02/03/2009 tarihli ve 2009/31 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin GÖRDES Asliye Ceza Mahkemesinin 04/03/2009 tarihli ve 2009/9 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 17.07.2009 gün ve 2009/7977/39598 sayılı kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay C.Başsavcılığının 10.08.2009 gün ve KYB.185823 sayılı ihbar yazısı ile infaz dosyası 09.09.2009 tarihinde Dairemize gönderilmekle incelendi:

Anılan Yazıda;

Dosya kapsamına göre,

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 78. maddesindeki,

“(1) 75 ve 76 ncı maddelerde öngörülen işlemlerle elde edilen örnekler üzerinde, soybağının veya elde edilen bulgunun şüpheli veya sanığa ya da mağdura ait olup olmadığının tespiti için zorunlu olması halinde moleküler genetik incelemeler yapılabilir. Alınan örnekler üzerinde bu amaçlar dışında tespitler yapılmasına yönelik incelemeler yasaktır.

(2) Birinci fıkra uyarınca yapılabilen incelemeler, bulunan ve kime ait olduğu belli olmayan beden parçaları üzerinde de yapılabilir. Birinci fıkranın ikinci cümlesi, bu halde de uygulanır.”

Aynı Kanun’un 79/1. maddesindeki “78 inci madde uyarınca moleküler genetik incelemeler yapılmasına sadece hakim karar verebilir. Kararda inceleme ile görevlendirilen bilirkişi de gösterilir.”

Hükümleri birlikte değerlendirildiğinde suç yerinde elde edilen bulgular üzerinde moleküler genetik incelemeler yapılabileceği ve bunun sadece hakim kararı ile mümkün olduğu gözetilmeden itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş olduğundan bahisle 5271 sayılı CMK’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın bozulması) Dairemizden istenilmiş ise de;

Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbar yazısı ve incelenen dosya içeriğine göre;

Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemelere ve Fizik Kimliği Tespiti Hakkındaki Yönetmeliğin 12/2 ve devamı maddeleri ile “ 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 75 ve 76 ncı maddelerinde öngörülen işlemlerle elde edilen örnekler üzerinde, soy bağının veya elde edilen bulgunun şüpheli veya sanığa ya da mağdura ait olup olmadığının tespiti için zorunlu olması halinde moleküler genetik incelemeler yapılabilir. ” düzenlemesiyle aynı Kanun’un 79/1.maddesindeki “ 78 inci madde uyarınca moleküler genetik incelemeler yapılmasına sadece hâkim karar verebilir,” hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, suç yerinde elde edilen bulgular üzerinde moleküler genetik incelemeler yapılabileceği ve bunun sadece hakim kararı ile mümkün olduğunun gözetilmemesi,

Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay C.Başsavcılığının ihbar yazısı, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görüldüğünden kabulü ile, Gördes Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 04.03.2009 tarih ve 2009/9 sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nun 310. maddesi yollamasıyla 309. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), kanun yararına bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmak üzere dosyanın mahalline ( GÖNDERİLMESİNE ), oybirliğiyle karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS