Çağrıya Uymayan Tanıklar
CMK Madde 44
(1) Usulüne uygun olarak çağrılıp da mazeretini bildirmeksizin gelmeyen tanıklar zorla getirilir ve gelmemelerinin sebep olduğu giderler takdir edilerek, kamu alacaklarının tahsili usulüne göre ödettirilir. Zorla getirilen tanık evvelce gelmemesini haklı gösterecek sebepleri sonradan bildirirse aleyhine hükmedilen giderler kaldırılır. Zorla getirme kararı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi iletişim bilgilerinin dosyada bulunması hâlinde bu araçlardan yararlanılmak suretiyle de tanığa bildirilir.
(2) Fiilî hizmette bulunan askerler hakkındaki zorla getirme kararı askerî makamlar aracılığıyla infaz olunur.
CMK Madde 44 Gerekçesi
Madde çağrıya uymayan tanıklar hakkında uygulanacak işlem ve yaptırımları göstermektedir. Usulüne uygun olarak çağrılmış tanık gelmediğinde zorla getirilecektir. Ancak gelmeyen tanık önceden mazeretini bildirmiş ve bu mazereti kabul edilmiş ise zorla getirilmez ve yeniden davet olunur.
Mazeretini bildirmeyen tanık, zorla getirilmesi dışında, gelmemesinin neden olduğu giderler ile beraber yüzmilyon liradan beşyüzmilyon liraya kadar hafif para cezasına mahkûm edilecektir.
Önceden mazeretini bildirmediği veya bildirdiği mazereti kabul olunmadığı için zorla getirilen ve ceza ve giderlere mahkûm edilmiş bulunan tanık, gelmemesini haklı gösterecek nedenleri derhâl açıklar ve bunları ispat ederse, hükmedilen gider ve cezalar kaldırılacaktır.
Mahkemenin verdiği bu karara itiraz olunabilir.
Maddenin ilk üç fıkrasında yer alan bu hükümleri istinabe olunan mahkeme, naip hâkim ve soruşturma sırasında sulh ceza hâkimleri de uygulamak yetkisine sahiptirler.
Fiilî hizmette bulunan askerlere davetiye, Tebligat Kanunu hükümlerince tebliğ olunacaktır. Ancak ihzar müzekkereleri askerî makamlar aracılığı ile yerine getirilecektir.
CMK 44 (Çağrıya Uymayan Tanıklar) Emsal Yargıtay Kararları
YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas: 2007/542 Karar: 2007/595 Tarih: 05.02.2007
-
CMK 44. Madde
-
Çağrıya Uymayan Tanıklar
Cinsel istismar suçundan dolayı G. Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 2006/16511 sayılı soruşturma sırasında, müşteki ifadesi alınmak üzere usulüne uygun çağrı kağıdı ile çağrılmasına rağmen Cumhuriyet Savcılığına gelmemesi sebebiyle zorla getirilmesine karar verilmesi talebinin, Cumhuriyet Savcısının zorla getirme yetkisi olduğu, bu hususta mahkeme karan gerekmediğinden bahisle reddine dair, G. l.Sulh Ceza Mahkemesinin 3.10.2006 gün ve 2006/2095 değişik iş sayılı kararma yönelik itirazın reddine ilişkin G. 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 6.10.2006 gün ve 2006/122 müteferrik sayılı kararının;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre soruşturma işlemlerinin yapılmasından Cumhuriyet Savcısı sorumlu olmakla birlikte, Cumhuriyet Savcısının soruşturma sırasında ne şekilde hareket etmesi gerektiğini belirten kuralların birinci kitabında düzenlendiği, bu düzenlemelerden bazılarına göre gözlem altına alma için moleküler genetik inceleme için yakalama emri için el koyma için gereğince hakim karan arandığı, keza 233/2. maddesine göre çağrıya rağmen gelmeyen mağdur ve şikayetçi için tanıklara ilişkin hükümlerin uygulanacağının belirtildiği. Kanun’un usulüne uygun olarak çağrılıp da mazeretini bildirmeksizin gelmeyen tanıkların zorla getirileceğinin hüküm altına alınmış olması karşısında, hürriyeti kısıtlama sonucunu doğurabilecek zorla getirme emri için hakim karan gerekmesinin tabii olduğu, dolayısıyla ifadesine başvurulmak üzere çağrı gönderilen müştekinin gelmemesi üzerine zorla getirilmesi için 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 233/2, 44/1.maddeleri gereğince mahkemece zorla getirme kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi gereğince bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 28.11.2006 gün ve 056019 sayılı kanun yararına bozmaya atfen C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:
İfadesine başvurulmak üzere çağrı gönderilen müştekinin gelmemesi üzerine, zorla getirilmesi yetkisi 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 Sayılı Yasanın 20. maddesiyle değişik 5271 Sayılı CMK.nun 146.maddesinin 4., 5.fıkralar 4. ve 5.fıkralarıyla ve eklenen 7.fıkrasıyla C. Savcısına da tanınmış olduğu ve bu nedenle G. 1 .Asliye Ceza Mahkemesinin itirazın reddine dair kararında bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılması karşısında, kanun yararına bozma isteyen düşünceye iştirak edilmediğinden talebin CMUK. nun 309.maddesi gereğince REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.02.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ Esas: 2006/9178 Karar: 2006/19581 Tarih: 04.12.2006
-
CMK 44. Madde
-
Çağrıya Uymayan Tanıklar
Yaralama ve tehdit suçlarından şüpheli hakkında Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 2006/148 sayılı soruşturma sırasında, çağrı tebliğine rağmen gelmeyen tanık hakkında vukubulan zorla getirilmesi talebinin, adı geçenin, ikamet ettiği yer ve nüfusa kayıtlı olduğu yerden adresinin araştırılıp neticesine göre yakalama istenmesi gerekirken, şüphelinin bulunabileceği yerler araştırılmaksızın yakalama müzekkeresi çıkarılmasının usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle reddine dair, Eskişehir 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 12.05.2006 tarihli ve 2006/621 sayılı müteferrik kararına karşı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 44. maddesi gereğince tanık hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından da zorla getirme kararı verebileceği cihetle, itirazın keza reddine ilişkin, Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 23.05.2006 tarihli ve 2006/125 müteferrik sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 26.09.2006 gün ve 43554 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası C. Başsavcılığının 13.10.2006 gün ve 2006/233190 sayılı ihbarnamesiyle daireye gönderilmekle okundu;
Mezkur ihbarnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa göre, soruşturma işlemlerinin yapılmasından Cumhuriyet Savcısı, sorumlu olmakla birlikte Cumhuriyet Savcısının soruşturma sırasında ne şekilde hareket etmesi gerektiğini belirten kuralların anılan Kanunun birinci kitabında, düzenlendiği bu düzenlemelerden bazılarına göre gözlem altına alma için 74. moleküller genetik inceleme için 79. yakalama emri için 98. el koyma için 127. maddesi hükümleri gereğince hakim kararı alındığı nazara alındığında, hürriyeti kısıtlama sonucunu doğurabilecek zorla getirme emri için hakim kararı gerekmesinin tabi olduğu dolayısıyla ifadelerine başvurulmak üzere çağrı gönderilen şüphelilerin gelmemesi üzerine zorla getirilmeleri için 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 146. maddesi gereğince mahkemece zorla getirme kararı verilmesi gerekeceği gibi aynı kanunun 44. maddesine göre usulüne uygun olarak çağrılıp da mazeretini bildirmeksizin gelmeyen tanıkların zorla getirileceğinin belirtilmesi karşısında, tanık hakkında da hürriyeti kısıtlama sonucunu doğurabilecek zorla getirme emri için hakim kararı gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 Sayılı CMK. nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
Gereği düşünüldü:
KARAR VE SONUÇ : Kanun yararına bozma istemindeki düşünce, dosya içeriğine göre yerinde görüldüğünden, Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesinden itiraz üzerine verilip kesinleşen 23.05.2006 gün ve 2006/125 müt. sayılı kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesinin 4. fıkrasının a bendi uyarınca BOZULMASINA, gereği için dosyanın mahalline gönderilmesine, 04.12.2006 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.