Tebligat Usulleri
CMK Madde 37
(1) Tebligat, bu Kanunda belirtilen özel hükümler saklı kalmak koşuluyla, ilgili kanunda belirtilen hükümlere göre yapılır.
(2) Uluslararası antlaşmalar, yazılı belgelerin doğrudan doğruya postayla veya diğer iletişim araçlarıyla gönderilmesini kabul ettiğinde; yurt dışına yapılan tebligat, iadeli taahhütlü posta veya diğer iletişim araçları ile gerçekleştirilir.
CMK Madde 37 Gerekçesi
Mevzuatımızda adlî işlerde tebligatın ne suretle yapılacağı, buna ilişkin hâller 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanununda düzenlemiştir. Bu açıdan Tasarıda da, esas olarak ceza yargılaması işlemlerinin tebliğinin aynı Kanun hükümleri uyarınca yapılması kabul edilmiştir. Ancak yargılama işlemlerinin ilgililere bildirimi konusunda genel kurallar Tebligat Kanununda yer almakla birlikte, mevzuatımızda gerek 1412 sayılı Kanunda gerek başka özel ceza kanunlarında tebligata ilişkin hükümlerin yer aldığı göz önüne alınarak, Tasarının bu maddesinin birinci fıkrasında, tebligatın kanunlarda ayrı hüküm bulunması hâlinde bunlara göre yapılacağı kabul edilmiştir.
Maddenin ikinci fıkrasında da, 1412 sayılı Kanunun 35 inci maddesinden farklı olarak, uluslararası andlaşmaların kabul ettiği hâllerde doğrudan iadeli taahhütlü posta ile yargılama işlemlerinin ilgililere tebliği öngörülmüştür.
Tebligat Kanunu hükümlerine göre, yargılama işlemlerinin yabancı ülkede bulunan kişilere tebliği, çeşitli resmî makamlar aracılığı ile gerçekleştirilmektedir. Bu, yargılamaların uzamasına neden olabilecek bir usuldür. Bu bakımdan Tasarıda getirilen düzenlemeyle ikili ya da çok taraflı uluslararası andlaşmaların öngörmesi hâlinde, ilgili yabancı ülkelere tebligatın doğrudan postayla veya diğer iletişim araçları ile yapılması kabul edilmiştir.
CMK 37 (Tebligat Usulleri) Emsal Yargıtay Kararları
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2013/19845 E. , 2014/264 K.
- CMK 37
- Tebligat 7201 sayılı kanuna göre usulüne uygun yapılmalıdır.
5271 sayılı CMK’nın 37. maddesi yollaması ile 7201 sayılı Tebligat Kanununun 11. maddesi nazara alınmadan, sanığın yokluğunda verilen mahkumiyet hükmünün, sanığın kendisini temsil ettirdiği vekaletnameli vekili yerine, sanığa tebliğ edildiği anlaşılmakla öğrenme üzerine vekili tarafından yapılan temyiz isteminin süresinde yapılmış olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 14/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2015/9070 E. , 2019/3492 K.
- CMK 37
- Usule aykırı tebligat geçersizdir.
Yargılama aşamasında müdafi tarafından temsil edilmeyen sanığın yokluğunda verilen kararın kendisine tebliğ edilmesi gerekirken, vasisine yapılan tebligatın, temyiz hakkının şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardan olup, 5271 sayılı CMK’nın 37, 7201 sayılı Yasanın 11/3, 19 ve 32. maddeleri gereğince hukuken geçersiz olması karşısında, öğrenme üzerine gerçekleşen temyizin süresinde yapıldığının kabulü ile temyiz talebinin reddine dair 19/01/2015 tarihli ek kararın kaldırılarak esasın incelenmesine karar verilmiştir.
YARGITAY CEZA GENEL KURULU Esas : 2010/4-199 Karar : 2010/249 Tarih : 7.12.2010
-
CMK 37. Madde
-
Tebligat Usulleri
Sanığın silahla tehdit suçundan 5237 sayılı TCY’nın 106/2-a, 43/2-1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 13 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCY’nın 53/1-a-b-c-d-e madde ve bentlerinde belirtilen hakları kullanmaktan ceza süresince, (c) bendinde belirtilen haklardan ise şartla tahliye tarihine kadar yoksun bırakılmasına ilişkin, Erzurum 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 26.02.2009 gün ve 412-130 sayılı hükme yönelik sanığın temyiz istemi Erzurum 2. Asliye Ceza Mahkemesince 28.09.2009 gün ve 412-130 sayı ile, 5271 sayılı CYY’nın 296/1. maddesi uyarınca red edilmiştir.
Temyiz isteminin reddine ilişkin kararın da sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 4. Ceza Dairesince 23.06.2010 gün ve 12215-12321 sayı ile;
“Temyiz süresinin geçmesi, nedeniyle yerel mahkemenin temyiz isteğinin reddine ilişkin kararına karşı yapılan itirazın, tebliğnameye aykırı olarak reddine, yerel mahkemenin redde ilişkin kararının onanmasına” karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığınca 27.09.2010 gün ve 77859 sayı ile;
“Sanığın ilk adres tespiti kolluk görevlilerince soruşturma aşamasında 13.06.2007 günü belirlenmiştir. Sanığın ifadesi nedeniyle düzenlenen tutanakta adres bilgisi olarak ikamet ve iş adreslerinin belirlendiği anlaşılmaktadır. İkamet adresi olarak: D.. E…Y… Kooperatifi C Blok Kat:.., No:… Erzurum; iş adresi olarak da: E… iş Merkezi K/.., No: … H… Kırtasiye Erzurum adresinin belirlendiği, ayrıca sanığın 0505 898… numaralı cep telefonu ve 233 74… nolu sabit telefonu kullandığı bilgilerine yer verildiği görülmektedir.
İddianamede sanığın D…E…Yapı Kooperatifi C Blok Kat:.., No:… İkamet ettiği bilgisi yinelenmiştir. 02.05.2008 günü duruşmaya hazırlık sürecinde alınan ara kararı gereğince sanığın 07.07.2008 günü yapılması kararlaştırılan duruşmaya çağrı kağıdı ile çağırılmasına karar verilmiştir.
İddianame metnini ve duruşma günü bilgilerini içeren davetiyeyi tebliğ için D… E… Yapı Kooperatifi C Blok Kat:.., No:.. Erzurum adresine giden posta görevlisi, davetiyeyi sanığa tebliğ edememiş, tebliğ edememe gerekçesi olarak mazbataya düşülen notta: ‘muhatap gösterilen adreste tanınmıyor, mahalle muhtarlığındaki kayıtlarda ismine rastlamadığından muhtarın vermiş olduğu tasdikli imzalı beyanı …’ bilgisine yer verilerek, bu gerekçe ile tebligat evrakını mahkemesine iade etmiştir.
Mahkemece icra edilen 07.07.2008 tarihli oturumda alınan ara kararının 1. maddesi gereğince sanığın adresinin araştırılması için Erzurum Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılmıştır.
09.07.2008 tarihli adres araştırması için yazılan müzekkerede sanığın sadece iddianamede belirtilen adres bilgilerine yer verildiği, iş adresi ve telefon bilgilerine yer verilmediği anlaşılmaktadır.
Bu ara kararı gereğince sanığın adres araştırmasını yapan kolluk görevlileri M… C…. Ve Ö… S… Tarafından 22.07.2008 günü düzenlenen tutanakta: ‘E… Yapı Kooperatifi, C Blok Kat .., No:… Sayılı yerde sanığın ikamet etmediği, adreste T… Ö… Ve S… H… İsimli şahısların ikamet ettiği, çevreden ve komşulardan sorulduğunda sanığın tanınmadığına …’ ilişkin bilgiye yer verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece icra edilen 11.11.2008 tarihli duruşmada alınan ara kararı gereğince sanığın savunmasının tespiti için sanık hakkında CMK`nun 199 ve 98. maddeleri gereğince yakalama emri çıkarılmıştır.
Sanık hakkında çıkarılan yakalama emri 19.01.2009 günü infaz edilmiştir. 19.01.2009 günü yakalanan sanık hakkında re`sen celse açılmış, savunması tespit edilen sanık salıverilerek duruşma 26.02.2009 gününe bırakılmıştır.
Sanığın savunmasının belirlendiği 19.01.2009 günlü duruşmada, sanığın adresiyle ilgili olarak süreçte yaşanan sıkıntılara rağmen, E…Yapı Kooperatifi, C Blok, Kat…, No: … Dadaşkent/Erzurum adresinde ikamet edip etmediği, gerçek adresinin neresi olduğu açıkça sorulmamıştır. Sanığın adresi yine yanlış olarak ‘E… Yapı Kooperatifi, C Blok Kat .., No: … Dadaşkent/Erzurum’ olarak tutanağa geçilmiştir.
26.02.2009 günü icra edilen duruşmada sanığın yokluğunda karar verilmiştir. Yokluğunda verilen gerekçeli karar yine sanığın hiçbir zaman oturmadığı ‘E… Yapı Kooperatifi, C Blok Kat …, No:.. Dadaşkent/ Erzurum’ adresine tebliğe çıkarılmıştır.
Posta Dağıtıcısı 24.04.2009 günü bu adrese gitmiştir, tebligat mazbatasına ‘gösterilen adreste muhatabın tanımadığı, D… A… H…`nun sözlü beyanıyla anlaşılmış ilgili mahalle muhtarlığından kaydı olmadığından…’ gerekçesiyle tebligat evrakını Mahkemesine iade etmiştir.
Mahkeme bu kez aynı adrese 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35. maddesi gereğince gerekçeli kararı içeren tebligatı çıkarmış, tebligat görevlisi 16.05.2009 günü bu adresin kapısına tebligat evrakını yapıştırarak evrakı usulsüz olarak tebliğ etmiştir.
İtiraz Nedenleri 1)Yerleşim Yeri Türk Medeni Kanunun 19. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre: “1. Tanım Madde 19 - Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Bir kimsenin aynı zamanda birden çok yerleşim yeri olamaz. Bu kural ticari ve sınaî kuruluşlar hakkında uygulanmaz”. 7201 sayılı Tebligat Kanunu`nun Uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 13. maddesi ‘Bilinen Adreste Tebligat’: başlığını taşımaktadır. Buna göre: Madde 13 – ‘Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa kendi müracaatı, diğer alakalıların bildirmesi, mevcut vesaik tahkikat veya sair suretlerle bilinen en son adresinde yapılır.
Tebligat yapılacak adresin takdiren tesbit edilmiş olması lazımdır. Gösterilen adreste tebligat yapılmayan ahvalde, tebligatı çıkaran merci tarafından memurların ve diğer meslek ve sanat erbabının adresleri mensup oldukları teşkilattan, avukatlarınki barodan veya Adliye Vekâletinden, askeri şahısların adresleri askerlik şubesi, Milli Müdafaa Vekaleti gibi salahiyetli mercilerden sorulur.
Bu merciler sorulan adresi en kısa zamanda ve sahih olarak bildirirler’. 5271 sayılı CMK’nun ‘Tebligat Usulleri’ başlıklı Madde 37 - (1) madde ve fıkrasına göre: ‘Tebligat, bu Kanunda belirtilen özel hükümler saklı kalmak koşuluyla, ilgili kanunda belirtilen hükümlere göre yapılır’. Tebligat Kanununun 35. maddesi ‘Adres Değiştirmenin Bildirilmesi Mecburiyeti’ başlığını taşımaktadır. Buna göre: Madde 35 – ‘Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. (Değişik fıkra: 19.03.2003 - 4829 S.K./11. md.) Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve yeni adres tebliğ memurunca da tespit edilemediği takdirde tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi, tebliğ tarihi sayılır. (Değişik fıkra: 19.03.2003 - 4829 S.K./11. md.) Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır. (Ek fıkra: 06.06.1985 - 3220/12 md.) Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, taraflar arasında yapılan, imzası resmi merciler önünde ikrar olunmuş sözleşmelerde belirtilen adresler ile kamu kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına, ticaret sicillerine ve esnaf ve sanatkarlar sicillerine verilen en son adreslerdeki değişiklikler hakkında da bu madde hükümleri uygulanır’. ‘Usulüne Aykırı Tebliğin Hükmü’ başlığını taşıyan Tebligat Kanunu`nun 32. maddesi ne göre: Madde 32 – ‘Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır.
Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur’ . Sanık 03.08.2009, 12.10.2009 tarihli dilekçelerine Yakutiye Kaymakamlığı İlçe Nüfus Müdürlüğünden almış olduğu ‘Yerleşim Yeri ve Diğer Adres Belgesi’ başlıklı belgeleri sunmuştur. Bu belgelerden Sanığın Erzurum, Aziziye İlçesi, Abdulhamit Mahallesi, E… Sokak, Dış Kapı No: …, Kapı No: … Sayılı yerde oturduğu bilgilerine yer verildiği anlaşılmaktadır.
Tebligat Kanunu`nun 35. maddesinin bir kimse hakkında kovuşturma aşamasında da hukuksal bağlayıcılık taşıması ancak ilgilisine kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olması, ilgilisinin adresini değiştirmesine karşın yeni adresini yargı yerine bildirmemesi ve yeni adresin tebliğ memurunca da tespit edilememesi koşuluyla olanaklıdır.
2) Kovuşturma aşamasında sanığın ‘…… Yapı Kooperatifi, C Blok Kat .., No: … Dadaşkent/Erzurum’ adresinde hiçbir zaman oturmadığı sabittir. Bu adrese Tebligat Kanunu`nun 35. maddesi gereğince tebligat yapılmasının koşulları oluşmamıştır.
3) Mahkeme kovuşturma aşamasında 29.04.2006 günlü Resmi Gazete yayınlanarak yürürlüğe giren Nüfus Hizmetleri Hakkında Kanunun ‘(H.) elektronik ortamda ulusal adres veri tabanının oluşturulması…’nı da amaçlayan 1. maddesi gereğince sanığın kayıtlı olduğu nüfus müdürlüğünden ikametgâh adresini araştırmamıştır.
Mahkeme sanığın işyeri adresine tebligat çıkarma mekanizmasını da devreye sokmadığı gibi, sanığa kalemde tebliğ için telefon açarak ulaşma, çağırma yöntemini devreye sokmamış; sanığın yasa yoluna başvurma hak ve yetkisini yasa hükmünü yanlış yorumlayarak işletmemiştir.
4)Mahkeme gerekçeli kararını içeren ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi gereğince sanık adına çıkarılan tebligat usulsüz bir tebligattır. Bu durumda sanığın yasa yoluna başvurması süresinin geçmediği, Tebligat Kanunu`nun 32. maddesi hükmü gereğince temyiz yasa yoluna yapılan başvurunun yasal süresinde olduğu düşüncesindeyiz” gerekçeleriyle itiraz yasa yoluna başvurularak, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 23.06.2010 gün ve 12215-12321 sayılı temyiz isteminin reddine ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına ilişkin kararının kaldırılmasına, dava dosyasının temyiz incelemesi için Yargıtay 4. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmesi talep olunmuştur.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulu’nca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır. TÜRK MİLLETİ ADINA CEZA GENEL KURULU KARARI
Yargıtay C. Başsavcılığı ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık; hükmün sanığa tebliğinin geçerli olup olmadığı, buna bağlı olarak da, Özel Dairenin temyiz isteminin reddine ilişkin kararının onanmasına dair kararının isabetli bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Dosyanın incelenmesinde;
Sanığın kolluk görevlilerince beyanının saptandığı 13.06.2007 tarihli şüpheli ifade tutanağında; İkamet adresinin, D… E…. Yapı Kooperatifi C Blok Kat:…, No:..Erzurum; İş adresinin ise, Erzurum iş Merkezi K/.., No: … H… Kırtasiye Erzurum, şeklinde belirlendiği, ayrıca cep ve sabit telefon numaralarının da saptandığı, İddianamede de bu tutanaktaki ikamet adresinin belirtildiği, İddianame ve duruşma günü bilgilerini içeren davetiyenin belirtilen adrese tebliğ için gönderildiği, bu adrese giden posta görevlisince davetiyenin, “muhatabın gösterilen adreste tanınmadığı ve mahalle muhtarlığındaki kayıtlarda ismine rastlamadığının muhtarın vermiş olduğu tasdikli imzalı beyanından anlaşıldığı” açıklaması ile mahkemesine iade edildiği, Mahkemece 07.07.2008 tarihli oturumda sanığın adresinin araştırılması için Erzurum Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazıldığı, 09.07.2008 tarihli adres araştırması için yazılan müzekkerede sanığın sadece iddianamede belirtilen adres bilgilerine yer verildiği, iş adresi ve telefon bilgilerine yer verilmediği, Bu ara kararı gereğince sanığın adres araştırmasını yapan kolluk görevlileri M… C… ve Ö…S… Tarafından düzenlenen 22.07.2008 günlü tutanakta: “E…Yapı Kooperatifi, C Blok Kat …, No:… Sayılı yerde sanığın ikamet etmediği, adreste T…Ö… Ve S… H… isimli şahısların ikamet ettiği, çevreden ve komşulardan sorulduğunda sanığın tanınmadığının … “ belirtildiği, Mahkemece 11.11.2008 tarihli duruşmada sanığın savunmasının tespiti için hakkında CYY’nın 199 ve 98. maddeleri gereğince yakalama emri çıkartıldığı, Sanık hakkında çıkarılan yakalama emrinin 19.01.2009 günü infaz edildiği,. 19.01.2009 günü yakalanan sanık hakkında re`sen celse açılarak savunmasının saptandığı ve sanığın salıverilerek duruşmanın 26.02.2009 gününe bırakıldığı, Sanığın savunmasının saptandığı 19.01.2009 günlü duruşmada, yine adresinin E… Yapı Kooperatifi, C Blok, Kat…, No:… Dadaşkent/Erzurum olarak tutanağa geçirildiği, 26.02.2009 günü ise sanığın yokluğunda karar verilerek, gerekçeli kararın yine bu adrese tebliğe çıkarıldığı, 24.04.2009 günü bu adrese giden Posta Dağıtıcısı tarafından, tebligat mazbatasına “Gösterilen adreste muhatabın tanınmadığı, D… A.. H…nun sözlü beyanıyla anlaşılmış ilgili mahalle muhtarlığında kaydı olmadığı … “ gerekçesiyle tebligat evrakının mahkemesine iade edildiği, Mahkemece bu kez aynı adrese 7201 sayılı Tebligat Yasasının 35. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğe çıkarıldığı, tebligat görevlisinin 16.05.2009 günü bu adresin kapısına tebligat evrakını yapıştırarak tebliğ işlemini gerçekleştirdiği,
Hükmün 26.05.2009 tarihinde kesinleştirilerek 27.05.2009 tarihinde infaza gönderildiği, Sanığın 03.08.2009, 12.10.2009 tarihli dilekçelerine Yakutiye Kaymakamlığı İlçe Nüfus Müdürlüğünden almış olduğu “Yerleşim Yeri ve Diğer Adres Belgesi” başlıklı belgeleri sunduğu, bu belgelerden Sanığın Erzurum, Aziziye İlçesi, A… Mahallesi, E… Sokak, Dış Kapı No: .., Kapı No: … sayılı yerde oturduğu bilgilerine yer verildiği, sanığın hükmün kendisine tebliğ edilmediğini belirterek, temyiz istemi ve infazın durdurulması talebinde bulunduğu, Sanığın temyiz isteminin Erzurum 2. Asliye Ceza Mahkemesince 28.09.2009 gün ve 412-130 sayı ile, 5271 sayılı CYY’nın 296/1. maddesi uyarınca red edildiği, sanığa 09.10.2009 tarihinde tebliğ edilen red kararının da sanık tarafından yasal süresi içinde 12.10.2009 tarihinde temyiz edildiği, Özel Dairece yapılan incelemede, temyiz isteminin reddine ilişkin kararın onandığı,
Anlaşılmaktadır.
“Adres Değiştirmenin Bildirilmesi Mecburiyeti” başlığını taşıyan 7201 sayılı Tebligat Yasasının 35. maddesi; “Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.
Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve yeni adres tebliğ memurunca da tespit edilemediği takdirde tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi, tebliğ tarihi sayılır.
Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır.
Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, taraflar arasında yapılan, imzası resmi merciler önünde ikrar olunmuş sözleşmelerde belirtilen adresler ile kamu kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına, ticaret sicillerine ve esnaf ve sanatkârlar sicillerine verilen en son adreslerdeki değişiklikler hakkında da bu madde hükümleri uygulanır” hükmünü taşımaktadır.
Tebligat Yasası’nın 35. maddesinin 1, 2 ve 3. fıkraları uyarınca yapılan tebliğin geçerli olabilmesi için, ilgilinin kendisine veya adına tebliğ yapılabilecek kimselere bu adreste yasanın gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olması, ilgilinin adresini değiştirmesine karşın yeni adresini yargı yerine bildirmemesi ve yeni adresin tebliğ memurunca da tespit edilememesi gerekmektedir.
Somut olayda, sanığın soruşturma aşamasında saptanan “E…Yapı Kooperatifi, C Blok Kat …, No: … Dadaşkent/Erzurum” adresinde kendisine hiçbir tebliğ yapılmamış olup, sanığın bu adreste ikamet etmediği, duruşma davetiyesine ilişkin tebliğ belgesine verilen yanıt, kolluk görevlileri M… C…ve Ö… S… tarafından düzenlenen 22.07.2008 tarihli tutanak ve 24.04.2009 tarihli tebligat mazbatasına verilen meşruhatla sabittir. Bu itibarla 16.05.2009 tarihinde yapılan tebliği 7201 sayılı Tebligat Yasasının 35. maddesinin 1, 2 ve 3. fıkraları kapsamında geçerli saymak olanaksızdır.
Sanığın savunmasının saptandığı 19.01.2009 günlü oturumda adresi, “E…Yapı Kooperatifi, C Blok, Kat .., No: …Dadaşkent/Erzurum” olarak saptanmış ise de, bu belirleme 7201 sayılı Yasanın 35. maddesinin 4. fıkrası kapsamında kabul edilemez, zira sanığın saptanan bu adreste ikamet etmediği daha önceden yapılan araştırma ile sabittir. Nitekim mahkemece de, bu adreste sanığa tebliğ yapılamaması nedeniyle hakkında yakalama kararı çıkarılarak, savunması saptanabilmiştir. Hal böyle iken tutanaktaki bu beyanın sehven yazıldığının kabulünde zorunluluk bulunduğundan, 7201 sayılı Tebligat Yasasının 35/4. maddesi hükmünün de somut olayda uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
Görüldüğü gibi 7201 sayılı Tebligat Yasası’nın 35. maddesi gereğince sanığa gerekçeli kararın tebliği, maddenin uygulanma koşulları bulunmadığından geçersiz olup, sanığın öğrenme üzerine yaptığı temyiz isteminin, aynı Yasanın 32. maddesi gereğince yasal süresinde yapıldığının kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.
Bu itibarla Yerel Mahkemece temyiz isteminin reddine ilişkin verilen karar ile bu kararı onayan Özel Daire ilamı isabetsiz olup, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulü ile Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 23.06.2010 gün ve 12215-12321 sayılı, temyiz isteminin reddine ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına ilişkin kararının kaldırılmasına, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 4. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan dört Kurul Üyesi, yapılan tebliğin yasaya uygun olduğu gerekçesi ile itirazın reddi yönünde oy kullanmışlardır.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle, 1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABÜLÜNE, 2- Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 23.06.2010 gün ve 12215-12321sayılı onama kararının KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.