0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Delillerin Toplanması

CMK Madde 320

(1) Mahkeme, yargılamanın yenilenmesi istemini yerinde bulursa delillerin toplanması için bir naip hâkimi veya istinabe olunan mahkemeyi görevlendirebileceği gibi; kendisi de bu hususları yerine getirebilir.

(2) Delillerin mahkemece veya naip hâkim tarafından veya istinabe suretiyle toplanması sırasında, soruşturmaya ilişkin hükümler uygulanır.

(3) Delillerin toplanması bittikten sonra Cumhuriyet savcısı ve hakkında hüküm kurulmuş olan kişiden yedi günlük süre içinde görüş ve düşüncelerini bildirmeleri istenir.



CMK Madde 320 Gerekçesi

Maddenin birinci fıkrasına göre mahkeme, önce yargılamanın yenilenmesi isteminin yerinde olup olmadığına bakacak ve yerinde sayarsa soruşturmaya ilişkin hükümler çerçevesinde delillerin toplanması ve bunların esassız olup olmadıklarının değerlendirilmesi yani bu kanun yolunun ikinci aşamasına geçecektir.

Mahkeme, delilleri kendisi toplayabileceği gibi bu görevi naip hâkime veya istinabe olunan mahkemeye de verebilir.

Bu aşamada tanık, bilirkişi dinlenebilir, arama ve elkoyma işlemi, keşif yapılabilir. Sunulan delillerin inandırıcılığını değerlendirmek için mahkeme kendiliğinden uygun gördüğü her türlü delili toplamaya yetkilidir ve bu hususta soruşturmaya ilişkin hükümler uygulanacaktır.

Deliller toplandıktan, bu konudaki soruşturma ve araştırmalar tamamlandıktan sonra Cumhuriyet savcısı ve hakkında hüküm kurulmuş kişiden yedi gün içinde görüş ve düşüncelerini bildirmeleri istenir; ancak bu sürede görüş ve düşünceler bildirilmese de mahkeme konuya ilişkin kararını verir.


CMK 320 (Delillerin Toplanması) Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 17. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/23741 Karar : 2015/6519 Tarih : 30.09.2015

  • CMK 320. Madde

  • Delillerin Toplanması

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:

Kesin hükmün maddi gerçeği yansıttığı kabul edilir, hükmün kesinleşmesinden sonra ortaya çıkan maddi olaylar bu kabulü ve kesin hükmün ispatla ilgili temelini sarsabilir, işte o zaman kesin hükümden fedakarlık yapılmak zorunluluğu doğar ki bunun şartları CMK`nın 311. maddesinde düzelenlenmiştir.

Mahkeme hükmünün kesinleşmesinden sonra hukuka aykırı olduğunun anlaşılması halinde yargılanmanın yenilenmesi yapılır.

Yanlışlığın sonradan anlaşılması genel olarak yargılama sırasında elde olunamayan delil veya vakıaların ortaya çıkması ile mümkün olacaktır. Kanun yoluna başvurabilen kimselerin yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunmaları mümkündür. CMK 311/1-f deki hal dışında süre aranmaz. Yargılamanın yenilenmesi başvurusunda bu delillerin kanuni nedenleri ve bunların dayanağı deliller gösterilmelidir.

Hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi;

a) Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliği anlaşılırsa. b) Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiği anlaşılırsa. c) Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş ise, d) Ceza hükmü hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayandırılmış olup da Bu hüküm kesinleşmiş diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılmış ise, e) Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa, İnceleme mercii istemin kabule değer olup olmadığı kararını duruşma yapılmaksızın verir. ( CMK.m.318/3)

Yargılamanın yenilenmesi istemi, kanunda belirlenen şekilde yapılmamış veya yargılamanın yenilenmesini gerektirecek yasal hiçbir neden gösterilmemiş veya bunu doğrulayacak deliller açıklanmamış ise, bu istem kabule değer görülmeyerek reddedilir. (CMK.m.319/1)

İstem kabule değer görüldüğünde, bir diyeceği varsa yedi gün içinde bildirmek üzere Cumhuriyet savcısı ve ilgili tarafa tebliğ olunur.(CMK.m.319/2) İstemin kabule değer görülüp görülmediğine ilişkin kararlara itiraz edilebilir.(CMK.m.319/3)

Bundan sonraki aşama delillerin toplanması olup, mahkeme; bir naip hakim veya istinabe olunan mahkemeyi görevlendirebileceği gibi; kendisi de bunu yerine getirebilir.(CMK.m.320/1)

Delillerin toplanması bittikten sonra Cumhuriyet savcısı ve hakkında hüküm kurulmuş olan kişiden 7 günlük süre içinde görüş ve düşüncelerini bildirmeleri istenir(CMK.m.320/3)

Yapılan değerlendirme sonunda yargılamanın yenilenmesi isteminde ileri sürülen iddialar, yeterince doğrulanmaz veya 311 inci maddenin birinci fıkrasının (a-b) bentleri ile 314/1-a bendinde yazılı hâllerde işin durumuna göre verilmiş hükme hiç etkisi olmadığı anlaşılırsa, istem esassız olması nedeniyle duruşma yapılmaksızın reddedilir.

Buna karşın “yeterli derecede doğrulama” veya işin durumuna göre bunların önceden verilmiş olan hükme etkisi olduğunun anlaşılması halinde ise; yargılamanın yenilenmesine ve duruşmanın açılmasına karar verilir. Bu kararlara karşı itiraz yoluna başvurmak olanaklıdır. İstem reddedilmediği takdirde mahkeme yargılanmanın yenilenmesine duruşma açarak karar verir. İşte bu kararlara karşı temyiz (yada istinaf) yoluna başvurmak mümkündür.

Mahkemenin, davanın kabul aşamasında verilen yenileme istemini reddeden kararına ve ikinci aşamada deliller toplandıktan sonra üçüncü aşamaya geçiş yani soruşturma yapma veya yapmama kararlarına karşı itiraz yoluna başvurulabilecektir.

Somut olaya gelince; hükümlü hakkında … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 05.06.2007 gün, 2006/141 Esas, 2007/559 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b, 143. maddeleri gereğince 2 yıl 4 ay hapis cezası verildiği, yapılan temyiz üzerine bahse konu kararın Yüksek 6. Ceza Dairesi`nin 02.04.2013 gün, 2010/10698 Esas, 2013/6791 Karar sayılı ilamı ile düzeltilerek onanarak kesinleştiği, infaz aşamasında hükümlü tarafından (en son verilen) 20.03.2015 günlü dilekçe ile kesinleşen karara atıf yapılarak özetle; “…kimlik fotokopisinden dolayı mahkumiyet kararı verildiği, imzanın kendisine ait olmadığı…” belirtilerek iadeyi muhakeme talebinde bulunulduğu, mahkemece 24.03.2015 tarihli ek karar ile yargılanmanın yenilenmesi talebinin kabul edilebilir olmadığına karar verildiği, bu karar sonrası hükümlü tarafından 30.03.2015 tarihinde bir dilekçe daha verildiği, mahkemece verilen dilekçe itiraz kabul edilerek, dosyayı üst dereceli mahkemeye gönderdiği,

… Ağır Ceza Mahkemesi’nin 06.04.2015 gün, 2015/462 değişik iş sayılı kararı ile de; “…sanığın imza konusundaki itirazının CMK’nın 311. maddesine göre yeni delil olmadığı, yargılamanın başından beri aynı iddialarda bulunduğu, bu nedenle hükümlünün talebinin CMK’nın 308. maddesine göre değerlendirilmesi gerektiğinden dosyanın mahkemesince Yargıtay C.Başsavcılığı`na gönderilmesine…” karar verildiği,

Ancak; Yargıtay C.Başsavcılığı`nca sanığın dilekçesinin zuhulen temyiz dilekçesi gibi değerlendirilip, 09.05.2015 gün, 2015/143742 sayılı tebliğname ile,

“Sanık, CMUK’nun 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süre geçtikten sonra hükmü temyiz ettiğinden, aynı Kanunun 317. maddesi uyarınca, temyiz isteminin reddine karar verilmesinin” talep edildiği anlaşılmakla; 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesi kapsamında gereğinin takdir ve ifası için dosyanın, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı`na İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ Esas : 2008/18026 Karar : 2010/16383 Tarih : 11.10.2010

  • CMK 320. Madde

  • Delillerin Toplanması

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre; sanığın, iki belediye kolluk görevlisine karşı, aynı suç işleme kararı ile direnme suçunu işlediği anlaşılmakla; cezanın, 5237 sayılı TCK.nın 43. maddesi gereğince artırılmaması karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılamayacağı kabul edilerek yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1- Her ne kadar birlikte uygulama olasılıkları yok ise de, TCY.nın 50. maddesi uyarınca sanığa verilen kısa süreli hapis cezasının suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sırasında duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre seçenek yaptırımlara çevrilip çevrilemeyeceğinin veya 51. maddeye göre yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işleyip işlemeyeceği konusunda mahkemede oluşan kanaate göre cezasının ertelenip ertelenmeyeceğinin değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden hükmün bu yönden gerekçesiz bırakılması,

2- Kamu görevlilerine görevleri nedeniyle hakaret suçundan ise ayrıca;

a) 5237 sayılı TCY.nın 125/1-3-a madde ve bendinde düzenlenen hakaret suçunun hapis cezası yanında seçenek olarak adli para cezasını da içermesi karşısında, CMK.nın 34/1, 230. maddelerine aykırı şekilde gerekçe gösterilmeden anılan madde uyarınca hapis cezası tercih edilerek hüküm kurulması,

b) Sanığın iki belediye kolluk görevlisine karşı, aynı suç işleme kararı ile ve tek fiille hakaret suçunu işlediği anlaşılmakla; cezanın, 5237 sayılı TCK.nın 43/2 maddesi yollamasıyla 43/1. fıkrası gereğince artırılması gerekirken, kurul halinde çalışmadıkları halde uygulama yeri bulunmayan aynı yasanın 125/5. maddesinin yollamasıyla 43/2. maddesi gereğince cezada artırım yapılması,

3- Sanık hakkında hürriyeti bağlayıcı cezaya hükmolunduğuna göre CMK.nın 320/1-c bendine aykırı şekilde 5237 sayılı TCK.nın 53. maddesi gereğince belli haklardan yoksunluğa hükmolunmaması,

Yasaya aykırı ve sanık Eyüp B….`un temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce kısmen değşik gerekçeyle yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN ( BOZULMASINA ), yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine ( GÖNDERİLMESİNE ), oybirliğiyle karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS