Yenileme İsteminin Kabule Değer Olup Olmadığı Kararı ve Mercii
CMK Madde 318
(1) Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir.
(2) 303 üncü madde gereğince Yargıtayın doğrudan hüküm kurduğu hâllerde de hükmü vermiş olan mahkemeye başvurulur.
(3) Yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule değer olup olmadığına dair olan karar, duruşma yapılmaksızın verilir.
CMK Madde 318 Gerekçesi
Yargılamanın yenilenmesi esas hükümü veren mahkemeden istenir. Bu konuda hükmün temyiz edilmemesi veya Yargıtaydan geçmek suretiyle kesinleşmiş olması arasında fark yoktur. Yargıtayca temyiz isteminin esastan reddine karar verilmesi veya 334 üncü madde uyarınca davanın esasına hükmolunması hâllerinde de başvurunun esas hükmü vermiş olan mahkemeye yapılması gerekir.
Hükmü ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay dairesi kurmuşsa yenileme istemini inceleme yetkisinin de ona ait bulunacağı kuşkusuzdur; ancak 334 üncü madde gereğince temyiz mercii doğrudan hüküm koymuş ise, yenileme istemi esas hükmü veren mahkemeye sunulacaktır.
Yargılamanın yenilenmesi istemi 346 ncı maddenin (3) numaralı ve 349 uncu maddenin (2) numaralı bendinde açıklanan nedenlere dayalı ise sorun “hâkimin davaya bakmaması ve reddi”ne ilişkin hükümlere göre çözülecektir.
Bu olağanüstü kanun yolunun birinci aşamasını, yenileme isteminin kabule değer olup olmadığını belirlemek için yapılacak inceleme oluşturur. İstemin yerinde olup olmadığına duruşma açılmaksızın dosya üzerinden karar verilecektir.
CMK 318 (Yenileme İsteminin Kabule Değer Olup Olmadığı Kararı ve Mercii) Emsal Yargıtay Kararları
YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ Esas : 2018/1981 Karar : 2018/4306 Tarih : 11.04.2018
-
CMK 318. Madde
-
Yenileme İsteminin Kabule Değer Olup Olmadığı Kararı ve Mercii
Altı ayrı kişiye karşı beşer kez; nitelikli hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlâli ve mala zarar verme suçlarından sanık …’un 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b (5 kez), 116/1 (5 kez), 119/1-c (5 kez), 151/1 (5 kez) ve 62. (15 kez) maddeleri gereğince (5 kez) 2 yıl 6 ay hapis, (5 kez) 1 yıl 8 ay hapis ve (5 kez) 10 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair Büyükçekmece 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/11/2016 tarihli ve 2008/1572 esas, 2016/506 sayılı kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin 13/01/2017 tarihli ve 2017/43 esas, 2017/116 sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi sonucu kesinleşmesini müteakip, hükümlü müdafii tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin aynı Mahkemenin 05/05/2017 tarihli ve 2008/1572 esas, 2016/506 sayılı ek kararına yönelik itirazın reddine dair mercii Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/06/2017 tarihli ve 2017/655 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 26.02.2018 gün ve 13067-2017 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02.03.2018 gün ve 2018/17547 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 23/3. maddesinde yer alan “Yargılamanın yenilenmesi hâlinde önceki yargılamada görev yapan hâkim aynı işte görev alamaz” şeklindeki düzenleme ile aynı Kanun’un 318/1. maddesindeki “Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir.” biçimindeki düzenleme karşısında, ilk kararı veren hâkimin olayla ilgili kanaatinin oluştuğu, görüşünün ilk hükümle belirginleştiği, yeniden yargılama aşamasında ya da bu aşamaya götürecek talebin kabule değer olup olmadığına dair vereceği kararda önceki kanaat ve görüşünün etkisi altında kalabileceği, bu nedenle adil yargılama hakkının bir uzantısı olarak olaya tamamen yabancı, farklı bir hâkimin yargılamanın yenilenmesi talebini incelemesi gerektiği cihetle, somut olayda mahkûmiyet hükmünü veren hakim …’ın yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin kararı da verdiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Yargılamanın yenilenmesi yolu, ancak sınırlı hallerde kabul edilmiş olağanüstü bir kanun yoludur. 5271 sayılı CMK’nın 311 ile 323. maddelerinde düzenlenmiştir. Yargılamanın yenilenmesi istemi, ilk hükmü veren mahkemeye sunulur (CMK’nın 318/1. maddesi). Bu mahkeme, öncelikle istemin kabul edilebilir olup olmadığını inceleyerek bir karar verir. Bu inceleme dosya üzerinden yapılır. CMK’nın 23/3. maddesine göre yargılamanın yenilenmesi halinde, yargılamada görevli hakim, aynı işte görev alamaz. Bu halde hakim, uyuşmazlık hakkında daha önceden görüşünü bildirmiştir. Yargılama süresince görüşünü bildirmiş olan bir hakimin, yargılamanın yenilenmesi aşamasında görev yapması, hakimin tarafsızlığı ilkesi ile bağdaşmaz. Yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilebilir olup olmadığına ilişkin kararın, aynı mahkemece, fakat asıl kararı veren hakim dışındaki hakim tarafından verilmesi gerekir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Büyükçekmece 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.11.2016 tarih ve 2008/1572 E., 2016/506 K. sayılı hükmünü veren hakimin … olduğu, verilen hükmün İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin 13.01.2017 tarih ve 2017/43 E., 2017/116 K. sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmek suretiyle onanarak kesinleştiği; bilahare hükümlünün yargılamanın yenilenmesine ilişkin isteminin, aynı mahkemenin 05.05.2017 tarih ve 2008/1572 E., 2016/506 K. sayılı ek kararı ile CMK’nın 318/1. maddesi gereğince kabule değer olmadığından reddine karar verildiği, red kararı veren mahkeme hakiminin de … (40198) olduğu, bu ek kararın cezaevinde bulunan hükümlüye tebliğ edilmesi üzerine hükümlü müdafiinin 22.05.2017 tarihli dilekçesi ile talebin reddine ilişkin ek karara yönelik itirazda bulunduğu, akabinde itiraz mercii olan Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.06.2017 tarih ve 2017/655 değişik iş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır ki, asıl kararı veren hakim …’ın, yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine de karar vermesi CMK’nın 23/3. maddesine aykırılık oluşturmaktadır. Bu nedenle yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine dair kararın ortadan kaldırılmasına ve talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken, itirazın reddine karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden (BAKIRKÖY) 16. Ağır Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 06.06.2017 gün ve 2017/655 sayılı D. İş sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca BOZULMASINA, sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 11.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas : 2017/21190 Karar : 2018/221 Tarih : 11.01.2018
-
CMK 318. Madde
-
Yenileme İsteminin Kabule Değer Olup Olmadığı Kararı ve Mercii
1- Mağdur …‘a yönelik sahte belgelerle kredi kartı almaya teşebbüs suçundan sanık … hakkında verilen beraat kararı ile sanık … hakkında verilen mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz incelemesinde ;
Usulüne uygun tebligat çıkartılarak duruşmadan haberdar edildiği halde katılma talebinde bulunmayan ve bu nedenle katılan sıfatını almayan Finansbank’ın temyiz etme hak ve yetkisi olmadığından kurulan hükme ilişkin Finansbank vekilinin temyiz isteminin CMUK.nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
Hükmolunan cezaların türü ve süresine göre sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteğinin CMK.nun 318. maddesi uyarınca REDDİNE,
2- Sanık … hakkında noterde sahte imza beyannamesi düzenletmek ve kullanmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçundan, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle oluşturulan sahte belgelerle mağdur …‘a müracaat edip kart çıkartmak, Fortisbank’a müracaat edip kredi kartı çıkartmak ve bu kredi kartını kullanmak suretiyle kredi kartını kötüye kullanmak suçundan, Akbank ve Finansbank’a müracaat edip kredi kartı almaya teşebbüs etmek suretiyle 5464 sayılı Yasaya muhalefet suçundan, İş Bankasına müracaat ederek kredi almak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçlarından mahkumiyetine ilişkin hükümlere yönelik sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dosya üzerinden yapılan incelemede;
…‘ın dosya arasında bulunan 02.04.2008 tarihli yazısı içeriğinden …‘ın şubelerinde bulunan mevduat hesabı olup belirtilen hesaba bağlı olarak kredi kartı çıkartılmış olduğu ve ekli belgelerdeki kimlik fotokopisindeki resim sanığın
resmi ve müşteri bilgi formu ile imza kartonundaki imzaların sanığın eli ürünü olması ve Fortisbank yönünden ise başkasına ait banka hesabıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretilmesi, satılması, devredilmesi, satın alınması veya kabul edilmesi, 5237 sayılı TCK.nun 245/2. maddesinde; sahte banka veya kredi kartını kullanarak kendisi veya bir başkasına yarar sağlanması ise, anılan maddenin 3. fıkrasında düzenlenen birbirinden bağımsız ve ayrı ayrı suçları oluşturduğu cihetle, sanığın başkasına ait kimlik bilgileri ile Fortisbanka müracaat ederek, düzenlettiği kredi kartıyla değişik zamanlarda alışveriş yapması karşısında mahkemenin kararında bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamede yer alan bozma düşüncelerine iştirak edilmemiş ve sanığın İşbankası’na yönelik eylemi nedeni ile TCK.nun 158/1…J…son cümle uyarınca 3 yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezası ile birlikte 5 ile 5000 gün arasında tayin olunan ve adli para cezasına esas alınan birim gün sayısı üzerinden uygulanması gerektiği gözetilmeden Türk Ceza Yasasının 52. maddesinde düzenlenen gün para cezası sistemine aykırı olarak doğrudan elde edilen menfaatin iki katı adli para cezasına hükmedilmesi, sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre, sanık müdafiinin suçların sübut bulmadığına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
3- Sanık … hakkında resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin temyiz incelemesinde;
Resmi belgede sahtecilik suçu yönünden; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 14.10.2008 gün ve 49/219 sayılı kararında da açıklandığı üzere; ceza yargılamasının amacı, somut gerçeğin ortaya çıkarılması olup bunun için başvurulan kanıtlama araçlarından biri de belgelerdir. Yargılama makamları suç isnadı nedeniyle oluşan uyuşmazlığı çözümlerken ele geçirilen ya da iddia ve savunma doğrultusunda sunulan belgelerin güvenilirliğini de denetlemek durumundadırlar. Güvenilirliğin denetlenebilmesi için, belgenin aslının veya bunun olanaklı olmaması halinde de aslına uygunluğu yetkili makam veya kişilerce onanmış örnek ya da kopyalarının dosyaya konulması gerekir. Yine Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 gün ve 232/250 sayılı kararında açıklandığı üzere, suça konu belgenin fotokopi olması durumunda hukuki sonuç doğurmaya elverişli nitelikte olmadığı, aslı bulunamayan evrakların aldatma kabiliyetlerinin bulunup bulunmadığının da tespit edilemediği, fiili iğfalin aldatma niteliğini göstermeyeceği cihetle; somut olayda suça konu sahte hale getirilmiş emekli kartı ile nüfus cüzdanının ele geçmediği ve aldatma niteliğinin tespit edilemeyeceği gözetilmeden, unsurları oluşmayan suçdan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ Esas : 2017/16069 Karar : 2017/14146 Tarih : 3.05.2017
-
CMK 318. Madde
-
Yenileme İsteminin Kabule Değer Olup Olmadığı Kararı ve Mercii
Tehdit ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’a muhalefet suçlarından sanık …’nın, 6136 sayılı Kanun’un 13/1, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/2-a ve 52/2-4. maddeleri uyarınca 3 yıl hapis, 1 yıl hapis ve 600,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına dair, İstanbul 38. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/05/2012 tarihli ve 2011/642 esas, 2012/642 sayılı kararının temyiz incelemesi neticesinde onanarak kesinleşmesini müteakip, hükümlü tarafından yeniden yargılanma talebinde bulunulması üzerine, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 23/3. maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesinde ilk kararı veren hakimin görev yapamayacağı gerekçesiyle yeni bir hakim görevlendirilmesi hususunda karar verilmek üzere dosyanın mercii nöbetçi ağır ceza mahkemesine gönderilmesi sonrasında, 5271 sayılı Kanun’un 318. maddesi uyarınca yargılanmanın yenilenmesi talebinin hükmü veren mahkemeye sunulacağı, istemin kabule değer olup olmadığına hükmü veren mahkemece karar verilmesi gerektiğinden bahisle talebin reddine ilişkin İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/10/2016 tarihli ve 2016/666 Değişik İş sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 22.02.2017 gün ve 94660652-105-34-714-2017-KYB sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02/03/2017 günlü ve 2017/14377 sayılı tebliğnamesiyle bozma düşüncesiyle daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 23/3. maddesinde yer alan “Yargılamanın yenilenmesi halinde önceki yargılamada görev yapan hakim aynı işte görev alamaz” şeklindeki düzenleme ile aynı Kanun’un 318/1. maddesinde ki “Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir.” biçimindeki düzenleme karşısında, ilk kararı veren hakimin olayla ilgili kanaatinin oluştuğu, görüşünün ilk hükümle belirginleştiği, yeniden yargılama aşamasında ya da bu aşamaya götürecek talebin kabule değer olup olmadığına dair vereceği kararda önceki kanaat ve görüşünün etkisi altında kalabileceği, bu nedenle adil yargılama hakkının bir uzantısı olarak olaya tamamen yabancı, farklı bir hakimin, yargılamanın yenilenmesi talebini incelemesi gerektiği, 5271 sayılı Kanun’un 30. maddesindeki “(1) Hakim, yasaklılığını gerektiren sebeplere dayanarak çekindiğinde; merci, bir başka hakimi veya mahkemeyi davaya bakmakla görevlendirir.” şeklindeki hüküm gereğince mercii tarafından hakim görevlendirilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde talebin reddine dair karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
1-Olay
Dosyanın incelenmesinde, İstanbul 38. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/05/2012 tarihli ve 2011/642 esas, 2012/642 sayılı kararının temyiz incelemesi neticesinde onanarak kesinleşmesini müteakip, hükümlü tarafından yeniden yargılanma talebinde bulunulması üzerine, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 23/3. maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesinde ilk kararı veren hakimin görev yapamayacağı halde talebin reddine ve gereği için dosyanın mercii nöbetçi ağır ceza mahkemesine gönderilmesi sonrasında, 5271 sayılı Kanun’un 318. maddesi uyarınca yargılanmanın yenilenmesi talebinin, ilk kararı veren hakim dışında başka bir hakimin görevlendirilmesiyle, istemin kabule değer olup olmadığına hükmü veren mahkemece karar verilmesi, bu nedenle Ağır Ceza Mahkemesi tarafından bu mahkemeye hakim görevlendirilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararın kanun yararına bozulması istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
2-Hukuksal Değerlendirme
Dosya kapsamı ve kanun yararına bozma istemi incelenerek birlikte değerlendirildiğinde, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 23/3. maddesinde yer alan “Yargılamanın yenilenmesi halinde önceki yargılamada görev yapan hakim aynı işte görev alamaz” şeklindeki düzenleme ile aynı Kanun’un 318/1. maddesindeki “Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. İlk kararı veren hakimin olayla ilgili kanaatinin oluştuğu, görüşünün ilk hükümle belirginleştiği, yeniden yargılama aşamasında ya da bu aşamaya götürecek talebin kabule değer olup olmadığına dair vereceği kararda önceki kanaat ve görüşünün etkisi altında kalabileceği, bu nedenle adil yargılama hakkının bir uzantısı olarak olaya tamamen yabancı, farklı bir hakimin, yargılamanın yenilenmesi talebini incelemesi gerektiği, 5271 sayılı Kanun’un 30. maddesindeki “(1) Hakim, yasaklılığını gerektiren sebeplere dayanarak çekindiğinde; merci, bir başka hakimi veya mahkemeyi davaya bakmakla görevlendirir.” düzenlemeleri karşısında mercii tarafından hakim görevlendirilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar vermesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğunun anlaşılmasına göre, kanun yararına bozma isteminin yerinde olduğu anlaşılmaktadır.
3-Sonuç ve Karar
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/10/2016 tarihli ve 2016/666 Değişik İş sayı ile verilip kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre, sonraki işlemlerin, CMK’nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde yerine getirilmesine, 03/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/35384 Karar : 2017/3544 Tarih : 3.04.2017
-
CMK 318. Madde
-
Yenileme İsteminin Kabule Değer Olup Olmadığı Kararı ve Mercii
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre ve sanıklar … ve …‘nin hırsızlık ve mala zarar verme suçlarına yönelik yeniden yargılanma talebinin, CMK’nın 318. maddesi gereğince mahallinde değerlendirilebilir olduğu belirlenerek dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
Sanıklara yükletilen konut dokunulmazlığını ihlal etme eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hüküm, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmiş ise de, infaz aşamasında resen dikkate alınabileceğinden bu hususun bozmayı gerektirmediği,
Adli sicil kaydına göre mükerrir olan sanıklar hakkında, TCK’nın 58. maddesi uygulanmamış ise de, aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
Anlaşıldığından, sanıklar … ve …‘ın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 03/04/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
YARGITAY 15. CEZA DAİRESİ Esas : 2016/4266 Karar : 2017/6658 Tarih : 27.02.2017
-
CMK 318. Madde
-
Yenileme İsteminin Kabule Değer Olup Olmadığı Kararı ve Mercii
Dolandırıcılık, hırsızlık ve suç eşyasını kabul etme suçlarından yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair karar ile ilgili yapılan itarazın reddine dair verilen karar hükümlü müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Hükümlü müdafiinin yargılamanın yenilenmesi talebini değerlendiren Sakarya 1.Ağır Ceza mahkemesince 27/01/2016 tarih, 2009/68 Esas, 2009/413 Karar, sayılı Ek Kararla yargılamanın yenilenmesi talebinin reddedildiği, CMK’nın 318/3, 320 ve 321 maddeleri uyarınca verilen yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine dair kararın aynı yasanın 321/3 maddesi uyarınca itirazı kabil kararlardan bulunduğu, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair verilen karara karşı hükümlü müdafiinin itirazı üzerine, Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesince 25/03/2016 tarih ve 2016/414 D. İş sayılı karar ile itirazın reddine karar verildiği, itiraz üzerine verilen bu kararın kesin nitelikte olması nedeniyle temyizinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, hükümlü müdafiinin itirazın reddine dair verilen kararla ilgili temyiz isteminin REDDİNE, 27/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas : 2016/8016 Karar : 2017/736 Tarih : 26.01.2017
-
CMK 318. Madde
-
Yenileme İsteminin Kabule Değer Olup Olmadığı Kararı ve Mercii
Parada sahtecilik suçundan sanık …’un mahkumiyetine dair … 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.02.2007 tarihli ve 2004/366 esas, 2007/71 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, hükümlü müdafii tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin anılan Mahkemenin 19.06.2007 tarihli ve 2007/94 müteferrik sayılı kararma yönelik itirazın reddine dair … 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.07.2007 tarihli ve 2007/395 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 23/3. maddesindeki “Yargılamanın yenilenmesi hâlinde önceki yargılamada görev yapan hâkim aynı işte görev alamaz” şeklindeki düzenleme ile aynı Kanun’un 318/1. maddesindeki “Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir.’’ şeklindeki düzenlemeler karşısında, ilk kararı veren mahkeme heyetinde bulunan Hâkimler… ve …’ın olayla ilgili kanaatlerinin oluştuğu, görüşlerinin ilk hükümle belirginleştiği, yeniden yargılama aşamasında ya da bu aşamaya götürecek talebin kabule değer olup olmadığına dair verecekleri kararda önceki kanaat ve görüşlerinin etkisi altında kalabilecekleri, bu sebeple adil yargılama hakkının bir uzantısı olarak olaya tamamen yabancı, farklı bir hâkimin yargılamanın yenilenmesi talebini incelemesi gerektiği hususu gözetilmediğinden, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 09.06.2016 gün ve 10536 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.06.2016 gün ve KYB/2016-248430 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Zorunlu müdafiliğe ilişkin CMK.nun 150. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak ayrıntıları Ceza Genel Kurulu’nun 18.03.2008 tarih 2008/9-7-56, 21.12.2010 tarih, 2010/11-251-267 ve 20.03.2012 gün 2011/6-235-2012/110 esas ve karar sayılı kararlarında açıklandığı üzere, “Kendisine zorunlu müdafii atandığından sanığın haberdar edilmediği durumlarda, zorunlu müdafiye yapılan tefhim veya tebliğin kendisine bağlanan hukuki sonuçları doğurmayacağı; bu durumda zorunlu müdafinin, sanığın lehine bazı işlemler yapmış, örneğin temyiz dilekçesi vermiş olsa dahi, hükmün sanığa da tebliğ edilmesi ve onun tarafından temyiz dilekçesi verilmesi halinde, isteminin kabul edilmesi gerektiğinin” belirtilmesi ve … 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 01.02.2007 tarihli hükmünün, anılan mahkemenin istemi üzerine atanan zorunlu müdafii Av. …‘ın yüzüne karşı, sanığın yokluğunda verilip, süresinde yasa yoluna başvurulmadığından bahisle kesinleştirildiği, ancak atanan müdafiden sanığın haberdar olmadığı, anılan kararın sanığa da tebliğ edildiğine dair dosya içerisinde belgeye rastlanılmamış olmaması nedeniyle … 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 01.02.2007 tarih ve 2004/366 esas 2007/71 sayılı hükmünün kesinleşmediği ve kanun yararına bozmaya konu edilemeyeceği anlaşılmakla;
Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği açıklanan nedenlerle yerinde görülmediğinden kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, evrakın Adalet Bakanlığına gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 26.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 23. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/20271 Karar : 2015/7469 Tarih : 2.12.2015
-
CMK 318. Madde
-
Yenileme İsteminin Kabule Değer Olup Olmadığı Kararı ve Mercii
Dolandırıcılık suçundan sanık E.. K..’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu`nun 37/1. maddesi yollaması ile 157/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 1 yıl 2 ay hapis ve 10.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Malkara Asliye Ceza Mahkemesinin 09/11/2010 tarihli ve 2009/309 esas, 2010/324 sayılı kararının infazı sırasında sanık tarafından yapılan infazın durdurulması ve yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin Malkara Asliye Ceza Mahkemesinin 16/06/2011 tarihli ve 2009/309 esas, 2010/324 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 29/09/2015 Gün ve 19386/62206 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/10/2015 gün ve 2015/337470 sayılı yazısıyla dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteminde;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 23/3. maddesindeki “Yargılamanın yenilenmesi hâlinde önceki yargılamada görev yapan hâkim aynı işte görev alamaz” ve aynı Kanun’un 318/1. maddesindeki “yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, ilk kararı veren heyetin olayla ilgili kanaatinin oluştuğu, görüşünün ilk hükümle belirginleştiği, yeniden yargılama aşamasında ya da bu aşamaya götürecek talebin kabule değer olup olmadığına dair vereceği kararda önceki kanaat ve görüşünün etkisi altında kalabileceği, bu sebeple adil yargılama hakkının bir uzantısı olarak olaya tamamen yabancı, farklı bir heyetin yargılamanın yenilenmesi talebini incelemesi gerektiği hususu gözetilmeden daha önceki yargılamada görev alan Hakim Ö. F.yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar vermesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK`nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanık E.. K..’ın 07.06.2011 tarihli dilekçesi ile yargılamanın yenilenmesini talep ettiği gözetilerek, kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden Malkara Asliye Ceza Mahkemesi’nin 16.06.2011 tarihli ve 2009/309 Esas, 2010/324 Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), bozma sebebine nazaran müteakip işlemlerin merciince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı`na TEVDİİNE, oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 11. CEZA DAİRESİ Esas : 2008/9687 Karar : 2009/6984 Tarih : 5.06.2009
-
CMK 318. Madde
-
Yenileme İsteminin Kabule Değer Olup Olmadığı Kararı ve Mercii
Sahte evrak tanzim etmek suçundan sanığın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 339/1, 80, 59/2.maddeleri uyarınca 2 yıl 11 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Giresun Ağır Ceza Mahkemesinin 23.09.2005 tarihli ve 2005/345Esas, 2005/332 sayılı kararının Yargıtay 11.Ceza Dairesinin 02.05.2007 tarihli ve 2007/1166-2989 sayılı kararını müteakip, sanık vekili tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin, Giresun Ağır Ceza Mahkemesinin 05.09.2007 tarihli ve 2005/345-332 sayılı kararına yapılan itirazın keza reddine dair, Ordu Ağır Ceza Mahkemesinin 23.10.2007 tarihli ve 2007/609 değişik iş sayılı kararın dosya kapsamına göre: 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 23/3 maddesindeki yargılamanın yenilenmesi halinde önceki yargılamada görev yapan hakim aynı işte görev alamaz şeklindeki düzenleme ile aynı kanun’un 318/1.maddesindeki Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur.Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir. şeklindeki düzenlemeler karşısında, ilk karara katılan hakimin olayla ilgili kanaatinin oluştuğu, görüşünün ilk hükümle belirginleştiği, yeniden yargılama aşamasında ya da bu aşamaya götürecek talebin kabule değer olup olmadığına dair verilecek kararda önceki kanaat ve görüşünün etkisi altında kalabileceği, bu nedenle adil yargılama hakkının bir uzantısı olarak olaya tamamen yabancı, farklı bir hakimin yargılamanın yenilenmesi talebini incelemesi gerektiği hususu gözetilmeden itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu`nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 13.05.2008 gün ve 2008/27878 sayılı kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay C. Başsavcılığının 06.06.2008 gün ve KYB.2008116160 sayılı ihbarnamesiyle daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla incelenip gereği görüşüldü:
Yargılamanın yenilenmesine ilişkin hükümleri düzenleyen 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yenileme isteminin kabule değer olup olmadığı kararı ve mercii başlıklı 318. maddesinin ( 1 ) numaralı fıkrasında; Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir şeklindeki düzenleme mevcut olup, aynı Yasanın Yargılamaya katılamayacak hakim başlıklı 23. maddesinin ( 3 ) numaralı fıkrasında da Yargılamanın yenilenmesi halinde, önceki yargılamada görev yapan hakim, aynı işte görev alamaz hükmü getirilmiştir. 5271 sayılı CMK’un 23. maddesinin ( 3 ) numaralı fıkrası ile ilgili olarak, Komisyon Gerekçesinde de; Tasarının 24 üncü maddesine, yargılamanın yenilenmesi talebi halinde de, önceki yargılamada görev yapan hakimin aynı işte görev alamayacağı şeklinde üçüncü fıkra eklenmiştir. Böylece, aynı uyuşmazlık hakkında daha önce kanaatini belirtmiş olan hakimin daha sonra yargılamanın yenilenmesi sürecinde görev yapması önlenerek, hakim tarafsızlığı bu yönüyle de sağlanmak istenmiş ve 23 üncü madde olarak kabul edilmiştir biçimindeki gerekçe mevcuttur. Anılan yasa hükümleri ile; önceki yargılamada görev yapan hakimin, yargılamanın yenilenmesi talebi gelmesi halinde artık bu davaya bakamayacağı, bu suretle hakimin tarafsızlığının sağlanmıştır. Somut olayda; Giresun Ağır Ceza Mahkemesinin 23.09.2005 gün ve 2005/345 Esas, 2005/332 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine önceki yargılamada görev yapan ( 24311 ) sicil sayılı üye hakimin, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair aynı mahkemenin 05.09.2007 gün ve aynı sayılı kararına 5271 sayılı CMK`nun 23. maddesinin ( 3 ) numaralı fıkrasına aykırı olarak iştirak ettiği anlaşılmakta ve anılan karara vaki itirazın bu yönden kabulü gerekirken reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Bu itibarla, kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarname içeriği yerinde bulunduğundan Giresun Ağır Ceza Mahkemesinin 05.09.2007 gün ve 2005/345 Esas, 2005/332 Karar sayılı kararına yapılan itirazın reddine dair Ordu Ağır Ceza Mahkemesinin 23.10.2007 gün ve 2007/609 değişik iş sayılı kararının ( BOZULMASINA ), gereğinin mahkemesince takdir ve ifasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine, oybirliği ile karar verildi.
YARGITAY 10. CEZA DAİRESİ Esas : 2006/7775 Karar : 2006/13038 Tarih : 23.11.2006
-
CMK 318. Madde
-
Yenileme İsteminin Kabule Değer Olup Olmadığı Kararı ve Mercii
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık M.’nin 3167 sayılı Kanun’un 16/1. maddesi uyarınca 33.849.600.000.- TL. ağır para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.10.2003 gün ve 2003/738 Esas, 2003/1302 Karar sayılı kesinleşmiş hükmüne yönelik hükümlü müdafiinin yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine, aynı mahkemenin, 10.02.2006 tarih ve aynı sayılı ek kararı ile 5271 sayılı CMK’nın 23/3. maddesi uyarınca, davaya bakmalarına yasal engel bulunduğundan, bakacak hakimin görevlendirilmesi için dosyanın Ankara Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği; sözkonusu talep üzerine, 5271 sayılı CMK’nın 318/1. maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesi isteğinin kabule değer olup olmadığı konusunda bir karar verilmesinden sonra aynı Kanun’un 23/3. maddesi uyarınca değerlendirme yapılması gerekeceğinden, bu konuda bir karar verildikten sonra dosyanın nöbetçi ağır ceza mahkemesine gönderilmesine dair Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.02.2006 gün ve 2006/165 değişik iş sayılı kararına yönelik Ankara C. Başsavcılığının itirazı üzerine, itirazın reddine ilişkin ANKARA 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.02.2006 gün ve 2006/61 değişik sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığı’nın Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 02.05.2006 gün ve 18652 sayılı kanun yararına bozma talebi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı`nın 22.05.2006 gün ve 2006/95009 sayılı tebliğnamesi ile dosya Dairemize gönderilmekle, incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
Kanun yararına bozma talebi ve tebliğnamede, “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun” “Yargılamaya katılmayacak hakim” kenar başlıklı 23. maddesinin 3. fıkrasındaki “Yargılamanın yenilenmesi halinde, önceki yargılamada görev yapan hakim, aynı işte görev alamaz.” Aynı Kanun’un “Yenileme isteminin kabule değer olup olmadığı kararı ve mercii” kenar başlıklı 318. maddesinin 1. fıkrasındaki “Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir.” Şeklindeki düzenlemeler karşısında, yargılamanın yenilenmesi halinde, önceki yargılamada görev alan hakimin aynı işte görev alamayacağı gibi, yargılamanın yenilenmesi isteminin hükmü veren mahkemeye sunulacağının belirtilmiş olmasına nazaran, yargılamanın yenilenmesine dair istemin kabule değer olup olmadığına ilişkin karar ile müteakip işlemlerin önceki yargılamada görev alan hakim tarafından yapılamayacağı dikkate alınmaksızın, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi`nin anılan kararının bozulması istenmiştir.
Kanun yararına bozma talebine dayanan ihbarnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.02.2006 gün ve 2006/61 değişik sayılı kararının 5271 sayılı CMK`nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA; dosyanın müteakip işlemlerin yapılması için anılan mahkemeye gönderilmek üzere, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı makamına TEVDİİNE, 23.11.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas: 2016/8859 Karar: 2017/730 Tarih: 26.01.2017
-
CMK 318. Madde
-
Yenileme İsteminin Kabule Değer Olup Olmadığı Kararı ve Mercii
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve eziyet suçlarından sanık…‘ın mahkûmiyetine dair Sakarya 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13.11.2013 tarihli ve 2013/29 esas, 2013/1440 Sayılı kararının Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 11.02.2015 tarihli ve 2014/36721 esas, 2015/6940 Sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, hükümlü tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair aynı Mahkemenin 04.03.2016 tarihli ve aynı sayılı ek kararına vaki itirazın reddine dair mercii Sakarya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 29.03.2016 tarihli ve 2016/250 Değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 23/1. maddesinde5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 23/1. maddesinde yer alan, “Bir karar veya hükme katılan hâkim, yüksek görevli mahkemece bu hükme dair olarak verilecek karar veya hükme katılamaz.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, Sakarya 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 13.11.2013 tarihli kararı veren hâkim H. İ.’nun, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair ek karara yönelik itiraz üzerine mercii sıfatıyla karar veren SAKARYA 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 29.03.2016 tarihli kararına iştirak edemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 11.06.2016 gün ve 7112 Sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.06.2016 gün ve KYB/2016-262239 Sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Yargılamanın yenilenmesine dair hükümleri düzenleyen 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Yenileme isteminin kabule değer olup olmadığı kararı ve mercii” başlıklı 318. maddesinin (1) numaralı fıkrasında; “Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir” şeklindeki düzenleme mevcut olup,aynı Kanun’un “Yargılamaya katılamayacak hâkim” başlıklı 23. maddesinin (3) numaralı fıkrasında da “Yargılamanın yenilenmesi halinde, önceki yargılamada görev yapan hâkim, aynı işte görev alamaz” hükmü getirilmiştir.
5271 Sayılı CMK’nun 23. maddesinin5271 Sayılı CMK’nun 23. maddesinin (3) numaralı fıkrası ile ilgili olarak, Komisyon Gerekçesinde de; “Tasarının 24. maddesine, yargılamanın yenilenmesi talebi halinde de, önceki yargılamada görev yapan hâkimin aynı işte görev alamayacağı şeklinde üçüncü fıkra eklenmiştir. Böylece, aynı uyuşmazlık hakkında daha önce kanaatini belirtmiş olan hâkimin daha sonra yargılamanın yenilenmesi sürecinde görev yapması önlenerek, hâkim tarafsızlığı bu yönüyle de sağlanmak istenmiş ve 23. madde olarak kabul edilmiştir “ biçimindeki gerekçe mevcuttur.
Anılan yasa Anılan yasa hükümleri ile; önceki yargılamada görev yapan hâkimin, yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulması halinde artık bu davaya bakamayacağı hükme bağlanarak hâkimin tarafsızlığı sağlanmıştır.
Somut olayda; Sakarya 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13.11.2013 gün 2013/29 esas, 2014/1440 Sayılı kararının Dairemizin 11.02.2015 gün ve 2014/36721 esas, 2015/6940 Sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmesini müteakip yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair aynı mahkemenin 04.03.2016 gün ve 2013/29 esas, 2013/1440 Sayılı ek karar verildiği, itiraz üzerine önceki yargılamada görev yapan (36035) sicil sayılı hâkimin mercii sıfatıyla karar veren Sakarya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2016/250 D.iş sayılı kararında da 5271 Sayılı CMK.nun 23. maddesinin (3) numaralı fıkrasına aykırı olarak heyet başkanı olarak görev aldığı anlaşılmakla, hakimin davadan çekinme kararı vermesi gerekirken, istemin reddine karar verilmesi yerinde görülmediğinden,
SONUÇ : Adalet Bakanlığı’nın Kanun Yararına Bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden Sakarya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 29.03.2006 gün, 2016/250 değişik iş numaralı itirazın reddine dair kararının 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 10. CEZA DAİRESİ Esas: 2016/2658 Karar: 2016/4291 Tarih: 26.12.2016
-
CMK 318. Madde
-
Yenileme İsteminin Kabule Değer Olup Olmadığı Kararı ve Mercii
Adalet Bakanlığı’nın, 07.06.2016 tarihli yazısı ile; “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak” ve “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçlarından sanık … hakkında İstanbul(Kapatılan) 11. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK’nın 250. maddesiyle görevli) tarafından 01.04.2009 tarihinde 2007/376 esas ve 2009/54 karar sayı ile verilen mahkûmiyet hükümlerinin Yargıtay 10. Ceza Dairesi’nin 18.05.2010 tarihli, 2009/21635 esas ve 2010/11716 karar sayılı ilamı ile “sanığın beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi” gerekçesiyle bozulmasının ardından, yeniden yapılan yargılamada İstanbul(Kapatılan) 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nce (CMK’nın 250. maddesiyle görevli) 15.09.2010 tarihinde 2010/219 esas ve 2010/249 karar sayı ile sanık … hakkındaki mahkûmiyet hükümlerinin bozulması kararına direnilmesine ve sanık …‘in her iki suçtan mahkûmiyetine dair kararın Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 31.10.2012 tarihli, 2011/10-577 esas ve 2012/1821 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmesi sonrasında; İstanbul(Kapatılan) 11. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK’nın 250. maddesiyle görevli) tarafından 01.10.2015 tarihinde 2010/219 esas ve 2010/249 karar sayı ile “sanık müdafii tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine” dair verilen ek karara yönelik vaki itirazın reddine dair İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 05.11.2015 tarihinde 2015/743 değişik iş sayı ile verilen kararın kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 17.06.2016 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
Gereği Görüşülüp Düşünüldü:
KARAR : A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1-) Sanık … hakkında, 11.08.2007 tarihinde ve öncesinde işlediği iddia olunan “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak” ve “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçlarından İstanbul(Kapatılan) 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nce 01.04.2009 tarihinde 2007/376 esas ve 2009/54 karar sayı ile;
“Uyuşturucu madde ticareti yapma” suçu bakımından, TCK’nın 188. maddesinin 3,, 4, 5. fıkralar 3, 4 ve 5. fıkraları ile 62. maddesi gereğince 11 yıl 3 ay hapis ve 375 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 52. maddesi gereğince adlî para cezasının günlüğü 20 TL’den 7.500 TL adlî para cezasına dönüştürülmesine,
“Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak” suçu bakımından, TCK’nın 220. maddesinin 2. fıkras 2. fıkrası ve 62. maddesi gereğince 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Karar verildiği,
2-) Hükmün, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizce 18.05.2010 tarihinde 2009/21635 esas ve 2010/11716 karar sayısı ile “Kendilerinde uyuşturucu madde ele geçmeyen sanıkların, diğer sanıklarda yakalanan uyuşturucu maddeler ile ilgilerinin saptanamadığı, telefon konuşmalarında geçen ve ticaretini yaptıkları ileri sürülen maddelerin bulunmaması nedeniyle, uyuşturucu veya uyarıcı nitelikte olup olmadığının teknik yöntemlerle belirlenemediği, böylece sanıklar … ve … hakkında teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde, sanık Bayram’ın ise bireysel olarak uyuşturucu madde ticareti yaptıklarına dair yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, beraatleri yerine, mahkûmiyetlerine karar verilmesi,
Yasaya aykırı…” gerekçesiyle bozulduğu,
3-) Bozma üzerine İstanbul (Kapatılan) 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nce (CMK’nın 250. maddesiyle görevli) 15.09.2010 tarihinde 2010/219 esas ve 2010/249 karar sayı ile bozma kararına direnilmesine karar verilerek, sanık hakkında;
“Uyuşturucu madde ticareti yapma” suçu bakımından, TCK’nın 188. maddesinin 3,, 4, 5. fıkralar 3, 4 ve 5. fıkraları ile 62. maddesi gereğince 11 yıl 3 ay hapis ve 375 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 52. maddesi gereğince adlî para cezasının günlüğü 20 TL’den 7.500 TL adlî para cezasına dönüştürülmesine,
“Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak” suçu bakımından, TCK’nın 220. maddesinin 2. fıkras 2. fıkrası ve 62. maddesi gereğince 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Karar verildiği,
4-) Direnme kararı üzerine; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nca 31.10.2012 tarihinde, 2011/10-577 esas ve 2012/1821 karar sayı ile “İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 15.09.2010 gün ve 219-249 Sayılı direnme hükmünün sanıklar … … ve … hakkındaki suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma ve örgüt faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti suçları yönünden usul ve yasaya uygun bulunduğundan ONANMASINA” karar verildiği,
5-) Sanık müdafii tarafından, 13.07.2015 tarihinde, sanığın yargılandığı dönemdeki mahkeme başkanının tutuklandığı ve Cumhuriyet savcısının açığa alınması sebebiyle yeni delil ve olayların ortaya çıktığından bahisle yargılamanın yenilenmesi ve infazın durdurulması talebinde bulunduğu,
6-) İstanbul (Kapatılan) 11. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK’nın 250. maddesiyle görevli) tarafından 01.10.2015 tarihinde 2010/219 esas ve 2010/249 karar sayı ile “Hükümlünün talep dilekçesinde yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak dayandığı yargılandığı dönemdeki mahkeme başkanının yapılan soruşturma sonucunda tutuklanmasının ve C. Savcısının ise açığa alınmasının bu dosya ile bir ilgisinin bulunmadığı, mahkeme başkanı hakkında 311/1-c maddesi anlamında bir kovuşturma bulunmadığı, bu sebeple 311/1-c maddesinde belirtilen hükümlü aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş olma şartının kanunun aradığı anlamda gerçekleşmediği, mahkeme başkanının ve C.Savcısının yukarıda değerlendirilen mevcut durumları nedeniyle, hükümlünün adil yargılanmadığına dair soyut yazılı talebinin, yeniden yargılama müessesesi anlamında 311. Maddesinde sayılan hükümlü lehine yeniden yargılama sebeplerinden bulunmadığı, yeni delil veya yeni olgu olarak kabul edilebilecek bir hususun da bulunmadığı, kaldı ki hükümlü müdafıinin dilekçesinde belirttiği sebeplerin gerek yargılama gerekse temyiz aşamasında Yargıtay tarafından irdelendiği anlaşılmakla, hükümlü müdafıinin infazın durdurulması ve yargılamanın yenilenmesi talepleri kabule değer görülmediği” gerekçesiyle sanık müdafiinin yargılamanın yenilenmesine dair talebinin reddine karar verildiği,
7-) Sanık müdafiinin itirazı üzerine; İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 05.11.2015 tarihinde 2015/743 değişik iş sayı ile “İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 01.10.2015 tarihli ve 2010/219 esas, 2010/249 karar sayılı yargılamanın yenilenmesi ve infazın durdurulması talebinin reddine dair kararına yapılan itirazın yasal dayanağı olmadığından ve yargılama konusu ile ilgili yeni bir delil ya da olay söz konusu olmadığından hükümlünün yapmış olduğu itirazın REDDİNE,” karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, “5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311/1 c ve e. maddelerinde yer alan” (1) Kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış bir dava, aşağıda yazılı hâllerde hükümlü lehine olarak yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülür: … c) Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş ise. …e) Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa.” şeklindeki düzenlemeler ile hükümlü müdafıinin 13.07.2015 havale tarihli yargılamanın yenilenmesi talep dilekçesi ve 24.05.2016 tarihli kanun yararına bozma talep dilekçesinde, fezleke savcısı … …, iddianame savcısı … …, duruşma savcısı … …, ilk derece mahkemesi hakimleri … … ve … … haklarında … ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından soruşturmalar başlatılmış olduğunun belirtilerek yargılamanın yenilenmesi talep edilmiş olması karşısında, İstanbul (kapatılan) 11. Ağır Ceza Mahkemesince 01.10.2015 tarihli kararı ile adı geçen hakim ve savcılar haklarındaki soruşturmaların yargılama konusu dosya ile ilgili olmadığı gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiş ise de, adı geçen hakim ve savcılara dair mevcut ise bütün adli veya idari soruşturmaların konusu itibariyle hangi hususlara dair olduğunun açıklığa kavuşturulması bakımından Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile ilgili yer Cumhuriyet Başsavcılıklarından sorularak sonucuna göre yargılamanın yenilenmesi nedenlerinin bulunup bulunmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 05.11.2015 tarihli ve 2015/743 değişik iş sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311. maddesinde5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311. maddesinde:
(1) Kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış bir dava, aşağıda yazılı hâllerde hükümlü lehine olarak yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülür:
c-) Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş ise.
e-) Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 312. maddesinde5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 312. maddesinde: “(1) Yargılamanın yenilenmesi istemi hükmün infazını ertelemez. Ancak mahkeme, infazın geri bırakılmasına veya durdurulmasına karar verebilir. “ ;
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 318. maddesinde5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 318. maddesinde:
“(1) Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir.
(2) 303. Madde gereğince Yargıtayın doğrudan hüküm kurduğu hâllerde de hükmü vermiş olan mahkemeye başvurulur.
(3) Yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule değer olup olmadığına dair olan karar, duruşma yapılmaksızın verilir.” ;
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 319. maddesinde5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 319. maddesinde:
“(1) Yargılamanın yenilenmesi istemi, kanunda belirlenen şekilde yapılmamış veya yargılamanın yenilenmesini gerektirecek yasal hiçbir neden gösterilmemiş veya bunu doğrulayacak deliller açıklanmamış ise, bu istem kabule değer görülmeyerek reddedilir.
(2) Aksi hâlde yargılamanın yenilenmesi istemi, bir diyeceği varsa yedi gün içinde bildirmek üzere Cumhuriyet savcısı ve ilgili tarafa tebliğ olunur.
(3) Bu Madde gereğince verilen kararlara itiraz edilebilir.” ;
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 320. maddesinde5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 320. maddesinde:
“(1) Mahkeme, yargılamanın yenilenmesi istemini yerinde bulursa delillerin toplanması için bir naip hâkimi veya istinabe olunan mahkemeyi görevlendirebileceği gibi; kendisi de bu hususları yerine getirebilir.
(2) Delillerin mahkemece veya naip hâkim tarafından veya istinabe suretiyle toplanması sırasında, soruşturmaya dair hükümler uygulanır.
(3) Delillerin toplanması bittikten sonra Cumhuriyet savcısı ve hakkında hüküm kurulmuş olan kişiden yedi günlük süre içinde görüş ve düşüncelerini bildirmeleri istenir.” ;
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 321. maddesinde5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 321. maddesinde:
“(1) Yargılamanın yenilenmesi isteminde ileri sürülen iddialar, yeterli derecede doğrulanmaz veya 311. Maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri ile 314. Maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yazılı hâllerde işin durumuna göre bunların önce verilmiş olan hükme hiçbir etkisi olmadığı anlaşılırsa, yargılamanın yenilenmesi istemi esassız olması sebebiyle duruşma yapılmaksızın reddedilir.
(2) Aksi hâlde mahkeme, yargılamanın yenilenmesine ve duruşmanın açılmasına karar verir.
(3) Bu Madde gereğince verilen kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” ;
İfade olunmaktadır.
Bu madde ve fıkralar ışığında; kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış bir dava, 5271 Sayılı CMK’nın 311. maddesinde belirtilen hâllerde hükümlü lehine olarak yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülmekte olup, yargılanmanın yenilenmesi talebi üç aşamalı incelemeyi gerektirmektedir:
Birinci aşama; CMK’nın 318. maddesi uyarınca “kabule değer olup olmadığının mahkemesince duruşma yapmaksızın evrak üzerinden incelenmesi”;
İkinci aşama; CMK’nın 319. maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesi talebi kabule değer görülmesi halinde, CMK’nın 320.maddesi uyarınca “delillerin toplanması”;
Üçüncü aşama ise; toplanan delillerin yargılamanın yenilenmesini gerektirip gerektirmeyeceği belirlendikten sonra, şayet yargılamanın yenilenmesini gerektiriyor ise CMK’nın 321. maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesine karar verilmesi ve son duruşmanın açılmasıdır.
Somut olayda;
Hükümlü … müdafii, hükme katılan ilk derece mahkemesi hakimleri … … ve … … ile fezlekeyi düzenleyen Cumhuriyet savcısı … …, iddianameyi düzenleyen Cumhuriyet savcısı … …, duruşmaya katılan Cumhuriyet savcısı … …. haklarında aleyhlerine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur ettiklerinden bahisle CMK’nın 311. maddesinin 1. fıkras 1. fıkrasının (c) bendinde belirtilen “Hükme katılmış olan hâkimlerden birinin, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmesi” hâli ile (e) bendinde belirtilen “Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olması” hâli kapsamında yeniden yargılama talep etmektedir.
Hükümlü … müdafii, kanun yararına bozma incelemesine esas olmak üzere Daire’ye sunmuş olduğu 24.05.2016 ve 18.10.2016 havale tarihli dilekçelerinde özetle; hükme katılmış olan Hâkimler ile Cumhuriyet savcıları aleyhine ceza kovuşturması başlatıldığı, hakimler ve savcıların bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur ettiklerini, bu hususta 15 Temmuz darbe girişimiyle yeni olaylar ve delillerin ortaya çıktığını, FETÖ terör örgütünün müvekkilinden himmet adı altında para talep ettiğini, FETÖ mensuplarının “cemaate” bağış yapması konusunda baskı uyguladığını, halen tutuklu bulunan MNS mobilya sahibi … … ve diğer kişilerden gelen bu baskılara müvekkilinin boyun eğmemesi üzerine adı geçen terör örgütünce hedef alındığını, FETÖ/PYD örgütünün emniyet ve yargı içinde bulunan mensupları vasıtasıyla müvekkiline yönelik düzenlenen kurmaca operasyon ve kurmaca delillerle kumpas kurularak bu dosyada müvekkilinin haksız yere mahkûm olmasının sağlandığını, müvekkili hakkında yürütülen soruşturma ve kovuşturma aşamasında ve dosyanın Yargıtay aşamasında görev alan Cumhuriyet savcıları ve hâkimlerin FETÖ terör örgütü mensubu olup olmadıklarının Emniyet Genel Müdürlüğü’nden ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile ilgili yer Cumhuriyet Başsavcılıklarından sorularak açıklığa kavuşturulması gerektiğini; duyumlarına göre, soruşturmayı fezleke aşamasına kadar sürdüren Cumhuriyet savcısı …, İstanbul (Kapatılan) 11. Ağır Ceza Mahkemesi Üye Hakimi … …, Direnme Kararının onanması yönünde oy kullanan Yargıtay Ceza Genel Kurulu Üye Hakimleri …, … …, … …, … …, … …, …, …, …, … …., …, … ve …‘in FETÖ olaylarından dolayı cezaevinde bulunduğunu; iddianameyi düzenleyen Cumhuriyet savcısı … ve duruşmalara katılan Cumhuriyet savcısı …‘nın FETÖ olaylarından dolayı kırmızı bülten ile aranmakta olduğunu; iletişimin dinlenmesi ve tespiti kararını veren Cumhuriyet savcısı … ve İstanbul (Kapatılan) 11. Ağır Ceza Mahkemesi Üye Hakimi … FETÖ olaylarından dolayı açıkta bulunduğunu; soruşturma ve yargılamanın kumpas şüphesi taşıdığını, beyan etmektedir.
Hükümlü müdafiinin esas itibariyle yargılamanın yenilenmesi yönündeki talebinin, öncelikle yukarıda değinilen aşamalardan birinci aşama olan “kabule değer olup olmadığı” bakımından değerlendirilmesi gerekmektedir:
1-) Olağanüstü kanun yollarından olan yargılamanın yenilenmesi müessesesinde, istemin kabule değer olup olmadığı konusundaki değerlendirme yapılırken, davanın biçimsel koşullara uyup uymadığı, dilekçede yenileme nedenleri olarak gösterilen nedenlerin bu nitelikte olup olmadıkları, bunları kuvvetlendirecek delillerin ileri sürülüp sürülmediği, hükmü veren mahkeme tarafından duruşma yapılmaksızın incelenecektir. Bu incelemelerin sonunda yargılamanın yenilenmesi istemi, kanunda belirlenen şekilde yapılmamış veya yargılamanın yenilenmesini gerektirecek yasal hiçbir neden gösterilmemiş veya bunu doğrulayacak deliller açıklanmamış ise, bu istem kabule değer görülmeyerek reddedilecek, aksi hâlde ikinci aşama olan delil toplama aşamasına geçilecektir.
2-) 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311. maddesinin 1. fıkras 1. fıkrasının (c) bendinde belirtilen “Hükme katılmış olan hâkimlerden birinin, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmesi” hâlinin yargılamanın yenilenmesi nedeni olması için, hükme katılmış hâkimlerden birinin aleyhine ceza kovuşturması veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek görevine dair kusuru ile yeniden yargılama talep edilen dava arasında bir bağlantının bulunması gerekmektedir. Aksi halde, bu durumun yalnız başına CMK’nın 311. maddesinin 1. fıkras 1. fıkrasının (c) bendi kapsamında yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Örneğin bir dava dosyasında verdiği hüküm kesinleşen bir hâkimin, daha sonrasında başka bir dava dosyasının yargılamasında görevini kötüye kullandığından bahisle hakkında ceza kovuşturması başlatılması veya kesinleşmiş bir mahkûmiyet hükmü ile cezalandırılması hâlinde, bu durumun yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak kabul edilmesi mümkün olmayacaktır.
3-) 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311. maddesinin 1. fıkras 1. fıkrasının (e) bendinde belirtilen “Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olması” hâlinin yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak kabule değer olması için, yasa metninde de belirtildiği üzere yargılamanın yenilenmesi talebinde ileri sürülen yeni olaylar veya yeni delillerin yalnız veya önceden sunulan delillerle birlikte değerlendirildiğinde mahkûmun beraatini veya daha hafif bir suçtan cezalandırılmasını gerektirecek nitelikte olması gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında, somut olay ve talep değerlendirildiğinde;
Hükümlü … müdafii, hükmü veren mahkemeye yapmış olduğu yargılamanın yenilenmesi talebinde hükme katılan ilk derece mahkemesi hakimleri … ve … ile fezlekeyi düzenleyen Cumhuriyet savcısı … iddianameyi düzenleyen Cumhuriyet savcısı C. K., duruşmaya katılan Cumhuriyet savcısı … haklarında aleyhlerine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur ettiklerinden bahisle CMK’nın 311. maddesinin 1. fıkras 1. fıkrasının (c) bendinde belirtilen “Hükme katılmış olan hâkimlerden birinin, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmesi” hâli kapsamında yargılamanın yenilenmesini talep etmişse de, bahse konu Cumhuriyet savcısı ve hakimler hakkında mevcut ise adli veya idari soruşturmaların konusu itibariyle, hükümlü hakkındaki yargılamayla ilişkili olduğuna dair CMK’nın 318. ve 319 . maddesi anlamında doğrulayacak somut hiçbir delil sunulmadığı, İstanbul (Kapatılan) 11. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK’nın 250. maddesiyle görevli) tarafından 01.10.2015 tarihinde 2010/219 esas ve 2010/249 karar sayı ile “sanık müdafii tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine” dair verilen ek kararda “Hükümlünün talep dilekçesinde yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak dayandığı yargılandığı dönemdeki mahkeme başkanının yapılan soruşturma sonucunda tutuklanmasının ve C. Savcısının ise açığa alınmasının bu dosya ile bir ilgisinin bulunmadığı” belirtildiği ve bu durumun aksini doğrulayacak somut hiçbir delil sunulmadığı, kanun yararına bozma aşamasında Daire’ye sunulan dilekçelerindeki FETÖ terör örgütü mensuplarının müvekkiline himmet adı altında para talep ederek baskı yaptığı ve müvekkilinin kabul etmemesi üzerine adı geçen terör örgütünce hedef alındığı, yönündeki beyanın soyut iddiadan ibaret olduğu ve bu yönüyle de doğrulayacak delillerin açıklanmadığı, 15 Temmuz darbe girişimi olayları ile bu olayın öncesi ve sonrasında hükümlü hakkındaki yargılamada görev almış bir kısım Cumhuriyet savcısı ve hâkim hakkında adlî ve/veya idarî soruşturma başlatılması durumunun yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında hükümlünün beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olmadığı, bu bakımdan hükümlü müdafiinin talebinin, CMK’nın 311. maddesinin 1. fıkras 1. fıkrasının (c) ve (e) bentleri kapsamında yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak kabule değer olmadığı anlaşıldığından, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
İstanbul (Kapatılan) 11. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK’nın 250. maddesiyle görevli) tarafından 01.10.2015 tarihinde 2010/219 esas ve 2010/249 karar sayı ile “sanık müdafii tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine” dair verilen ek karara yönelik vaki itirazın reddine dair İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 05.11.2015 tarihinde 2015/743 değişik iş sayı ile verilen karara yönelik kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 26.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 13. CEZA DAİRESİ Esas: 2016/5128 Karar: 2016/11025 Tarih: 14.06.2016
-
CMK 318. Madde
-
Yenileme İsteminin Kabule Değer Olup Olmadığı Kararı ve Mercii
Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarından sanık Basri’nin, 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b,, 143/1 maddeleri uyarınca 2 yıl 2 ay; 116/4 maddesi gereğince 1 yıl ve 151/1 maddesi gereğince 4 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair, Antalya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.09.2012 tarih ve 2006/596 esas, 2012/1037 sayılı kararının Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 14.10.2014 tarihli ve 2014/6746 esas, 2014/28023 sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, hükümlü tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin aynı Mahkemenin 21.10.2015 tarih ve aynı sayılı ek kararına yönelik itirazın reddine dair, Antalya 5. Ağır Ceza Mahkemesinin
10.11.2015 tarih ve 215/793 değişik iş sayılı kararına karşı, Adalet Bakanlığı’nın
25.01.2016 gün ve 94660652-105-07-15213-2015-E. 2061/7265 sayılı yazısı ile kanun yararına bozma ihbarında bulunulduğundan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.02.2016 gün ve 2016/44377 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderildiği,
MEZKUR İHBARNAMEDE;
Dosya kapsamına göre; 5271 sayılı CMK’nın 23/3, 318/1. maddelerindeki düzenleme karşısında, ilk kararı veren hâkimin olayla ilgili kanaatinin oluştuğu, görüşünün ilk hükümle Belirginleştiği, yeniden yargılama aşamasında ya da bu aşamaya götürecek talebin kabule değer olup olmadığına dair vereceği kararda önceki kanaat ve görüşünün etkisi altında kalabileceği, bu nedenle adil yargılama hakkının bir uzantısı olarak olaya tamamen yabancı farklı bir hâkimin yargılamanın yenilenmesi talebini incelemesi gerektiği cihetle, somut olayda ilk yargılamada görev, alan hakim tarafından yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verilmiş olduğu gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, anılan kararın bozulması gerektiğinin ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbar yazısı, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görüldüğünden istemin kabulü ile Antalya 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.11.2015 tarih ve 215/793 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, 14.06.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
YARGITAY 14. CEZA DAİRESİ Esas: 2013/11851 Karar: 2014/1881 Tarih: 18.02.2014
-
CMK 318. Madde
-
Yenileme İsteminin Kabule Değer Olup Olmadığı Kararı ve Mercii
Cinsel saldırı, hürriyeti tahdit ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından sanıklar R. Y. ve K. C.’in, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 102/1 ( iki kez ), 102/3-d ( iki kez ), 102/5 ( iki kez ), 109/2 ( iki kez ), 109/3-a-b ( iki kez ), 109/5 ( iki kez ), 116/4 ( iki kez ), 119/l-c ( iki kez ), 39 ( iki kez ) ve uyarınca sanık R.’ın iki kez 10 yıl hapis, 5 yıl hapis cezasıyla sanık K.’in iki kez 5 yıl hapis ve 4 yıl hapis cezalarıyla cezalandırılmasına dair Yozgat Ağır Ceza Mahkemesi’nin 28.9.2011 tarihli ve 2009/299 Esas, 2011/252 Sayılı Kararının Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 18.6.2012 tarihli ve 2012/2542 Esas, 2012/6875 Sayılı Kararıyla onanarak kesinleşmesini müteakip, sanık K. müdafileri tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair aynı Mahkemenin 12.4.2013 tarihli ve 2009/299 Esas, 2011/252 Sayılı Ek Kararına yapılan itirazın reddine dair Sungurlu Ağır Ceza Mahkemesi’nin 15.5.2013 tarihli ve 2013/484 değişik iş sayılı Kararının;
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 23/3. maddesinde yer alan “Yargılamanın yenilenmesi halinde önceki yargılamada görev yapan hakim aynı işte görev alamaz” şeklindeki düzenlemeyle aynı Kanunun 318/1. maddesinde ki “Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir.” biçimindeki düzenleme karşısında, ilk kararı veren hakimin olayla ilgili kanaatinin oluştuğu, görüşünün ilk hükümle belirginleştiği, yeniden yargılama aşamasında ya da bu aşamaya götürecek talebin kabule değer olup olmadığına dair vereceği kararda önceki kanaat ve görüşünün etkisi altında kalabileceği, bu sebeple adil yargılama hakkının bir uzantısı olarak olaya tamamen yabancı, farklı bir hakimin, yargılamanın yenilenmesi talebini incelemesi gerektiği cihetle, somut olayda ilk yargılamada görev alan mahkeme başkanının yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair kararda da görev almış olduğu gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 14.11.2013 gün ve 94660652-105-66-7418-2013/16767/68987 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğnameyle Daireye ihbar ve dava evrakıyla birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:
KARAR : 5271 Sayılı C.M.K.nın 23/3. maddesindeki “Yargılamanın yenilenmesi halinde önceki yargılamada görev yapan hakim aynı işte görev alamaz” şeklindeki düzenlemeyle aynı Kanunun 318/1. maddesindeki “Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir’ şeklindeki düzenlemeler karşısında, ilk kararı veren heyetin olayla ilgili kanaatinin oluştuğu, görüşünün ilk hükümle belirginleştiği, yeniden yargılama aşamasında ya da bu aşamaya götürecek talebin kabule değer olup olmadığına dair vereceği kararda önceki kanaat ve görüşünün etkisi altında kalabileceği, bu sebeple adil yargılama hakkının bir uzantısı olarak olaya tamamen yabancı, farklı bir heyetin yargılamanın yenilenmesi talebini incelemesi gerektiği, hususu gözetilmeden itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesi,
SONUÇ : Kanuna aykırı, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma istemine dayanarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Sungurlu Ağır Ceza Mahkemesi’nin 15.5.2013 tarih ve 2013/484 D. İş sayılı Kararının; C.M.K.nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin yerine getirilmesi için dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 18.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 14. CEZA DAİRESİ Esas: 2012/2829 Karar: 2012/4193 Tarih: 10.04.2012
-
CMK 318. Madde
-
Yenileme İsteminin Kabule Değer Olup Olmadığı Kararı ve Mercii
Çocuğun cinsel istismarı suçundan sanık A. K.’in 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 103/2: gereğince 6 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına dair Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi’nin 15.11.2008 tarih ve 2006/56 Esas, 2007/202 Sayılı Kararının, Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 25.09.2008 tarih ve 2008/7291 Esas, 2008/8043 Karar sayılı ilamıyla onanarak kesinleşmesini müteakip, hükümlü vekili tarafından yapılan yargılamasının yenilenmesi talebinin reddine dair aynı Mahkemenin 21.11.2008 tarih ve 2006/56 Esas, 2007/202 Sayılı Ek Kararına yönelik itirazın reddine dair Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 4.12.2008 tarih ve 2008/954 D.İş sayılı Kararının, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 23/3. maddesindeki “Yargılamanın yenilenmesi halinde önceki yargılamada görev yapan hakim aynı işte görev alamaz” şeklindeki düzenlemeyle aynı Kanunun 318/1. maddesindeki “Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir’ şeklindeki düzenlemeler karşısında, ilk kararı veren heyetin olayla ilgili kanaatinin oluştuğu, görüşünün ilk hükümle belirginleştiği, yeniden yargılama aşamasında ya da bu aşamaya götürecek talebin kabule değer olup olmadığına dair vereceği kararda önceki kanaat ve görüşünün etkisi altında kalabileceği, bu sebeple adil yargılama hakkının bir uzantısı olarak olaya tamamen yabancı, farklı bir heyetin yargılamanın yenilenmesi talebini incelemesi gerektiği hususu gözetilmeden itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı C.M.K.nın 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, 02.02.2012 gün ve B.03.0.cig.0.00.00.04.-105-71 -8937-2011/1800/6091 s. kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğnameyle dairemize ihbar ve dava evrakıyla birlikte tevdi kılınmakla gereği düşünüldü:
KARAR : 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 23/3. maddesindeki “Yargılamanın yenilenmesi halinde önceki yargılamada görev yapan hakim aynı işte görev alamaz” şeklindeki düzenlemeyle aynı Kanunun 318/1. maddesindeki “Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir’ şeklindeki düzenlemeler karşısında, ilk kararı veren heyetin olayla ilgili kanaatinin oluştuğu, görüşünün ilk hükümle belirginleştiği, yeniden yargılama aşamasında ya da bu aşamaya götürecek talebin kabule değer olup olmadığına dair vereceği kararda önceki kanaat ve görüşünün etkisi altında kalabileceği, bu sebeple adil yargılama hakkının bir uzantısı olarak olaya tamamen yabancı, farklı bir heyetin yargılamanın yenilenmesi talebini incelemesi gerektiği, hususu gözetilmeden itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesi,
SONUÇ : Kanuna aykırı, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma istemine dayanarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 04.12.2008 tarih ve 2008/954 D.İş sayılı Kararının; C.M.K.nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 10.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verild
YARGITAY 11. CEZA DAİRESİ Esas: 2010/8331 Karar: 2010/11661 Tarih: 22.10.2010
-
CMK 318. Madde
-
Yenileme İsteminin Kabule Değer Olup Olmadığı Kararı ve Mercii
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-e,, 43/1,, 62/1. maddeleri uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis ve 6.240.000 yeni Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Burdur Ağır Ceza Mahkemesi’nin 27/07/2007 tarihli ve 2006/75 Esas, 2007/155 Karar sayılı kararının, Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin 05/11/2008 tarihli ve 2008/1105-11178 sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, sanık müdafii tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin aynı mahkemenin 25/02/2009 tarihli ve 2009/236 Değişik İş sayılı kararına yönelik itirazın keza reddine dair Isparta Ağır Ceza Mahkemesi’nin 02/04/2009 tarihli ve 2009/480 Değişik İş sayılı kararının tüm dosya kapsamına göre; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 23/3. maddesindeki “Yargılamanın yenilenmesi halinde önceki yargılamada görev yapan hakim aynı işte görev alamaz” şeklindeki düzenleme ile aynı kanunun 318/1. maddesindeki “Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir” şeklindeki düzenlemeler karşısında, ilk kararı veren heyetin olayla ilgili kanaatinin oluştuğu, görüşünün ilk hükümle belirginleştiği, yeniden yargılama aşamasında ya da bu aşamaya götürecek talebin kabule değer olup olmadığına dair vereceği kararda önceki kanaat ve görüşünün etkisi altında kalabileceği, bu sebeple adil yargılama hakkının bir uzantısı olarak olaya tamamen yabancı, farklı bir heyetin yargılamanın yenilenmesi talebini incelemesi gerektiği hususu gözetilmeden itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza işleri Genel Müdürlüğü 04/05/2010 gün ve B.03.0.CIG.0.00.00.04-105-32-2639-2010/5145/28524 sayılı kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay C.Başsavcılığı’nın 18.05.2010 gün ve KYB.2010/113848 sayılı ihbarnamesiyle daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla incelenip gereği görüşüldü:
KARAR : Yargılamanın yenilenmesine ilişkin hükümleri düzenleyen 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Yenileme isteminin kabule değer olup olmadığı kararı ve mercii” başlıklı 318. maddesinin ( 1 ) numaralı fıkrasında; “Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir” şeklindeki düzenleme mevcut olup, aynı yasanın “Yargılamaya katılamayacak hakim” başlıklı 23. maddesinin ( 3 ) numaralı fıkrasında da “Yargılamanın yenilenmesi halinde, önceki yargılamada görev yapan hakim, aynı işte görev alamaz” hükmü getirilmiştir.
5271 sayılı CMK’nın 23. maddesinin ( 3 ) numaralı fıkrası ile ilgili olarak, komisyon gerekçesinde de; “Tasarının 24’üncü maddesine, yargılamanın yenilenmesi talebi halinde de, önceki yargılamada görev yapan hakimin aynı işte görev alamayacağı şeklinde üçüncü fıkra eklenmiştir. Böylece, aynı uyuşmazlık hakkında daha önce kanaatini belirtmiş olan hakimin daha sonra yargılamanın yenilenmesi sürecinde görev yapması önlenerek, hakim tarafsızlığı bu yönüyle de sağlanmak istenmiş ve 23. madde olarak kabul edilmiştir “ biçimindeki gerekçe mevcuttur.
Anılan yasa hükümleri ile önceki yargılamada görev yapan hakimin, yargılamanın yenilenmesi talebi halinde artık bu davaya bakamayacağı öngörülerek, bu suretle hakimin tarafsızlığının sağlanması amaçlanmıştır.
Somut olayda; Burdur Ağır Ceza Mahkemesi’nin 27.07.2007 gün ve 2006/75 Esas, 2007/155 Karar sayılı kararının, kesinleşmesini müteakip, yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine önceki yargılamada görev yapan ( 34948 ) sicil sayılı mahkeme başkanı ile ( 29963 ) sicil sayılı üye hakimin, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair aynı mahkemenin 25.02.2009 gün ve 2009/236 Değişik İş sayılı kararına 5271 sayılı CMK’nın 23. maddesinin ( 3 ) numaralı fıkrasına aykırı olarak iştirak ettiği anlaşılmakta; anılan karara vaki itirazın bu yönden kabulü gerekirken reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Bu itibarla, kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde bulunduğundan, Burdur Ağır Ceza Mahkemesi’nin 25.02.2009 gün ve 2009/236 Değişik Iş sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Isparta Ağır Ceza Mahkemesi’nin 02.04.2009 gün ve 2009/480 Değişik İş sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, gereğinin mahkemesince takdir ve ifasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 22.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 10. CEZA DAİRESİ Esas: 2007/16454 Karar: 2008/1229 Tarih: 28.01.2008
-
CMK 318. Madde
-
Yenileme İsteminin Kabule Değer Olup Olmadığı Kararı ve Mercii
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık Mustafa’nın, 3167 sayılı Kanun’un 16/1. maddesi uyarınca 15.000 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Ankara Yirmialtıncı Asliye Ceza Mahkemesi’nin 06.07.2006 gün ve 2005/1835 esas, 2006/600 karar sayılı hükmünün infazı aşamasında, hükümlü müdafiince yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin Ankara Yirmialtıncı Asliye Ceza Mahkemesinin 19.01.2007 tarihli ve aynı sayılı ek kararına yönelik itiraz üzerine, 5271 sayılı CMK’nın 23. maddesi gereğince Ankara Yirmiyedinci Asliye Ceza Mahkemesi hakiminin görevlendirilmesine, davaya bakan hakim tarafından verilen 19.01.2007 tarihli kararın yok hükmünde olduğunun kabulü ile talepten sonraki müteakip işlemlerin Ankara Yirmiyedinci Asliye Ceza Mahkemesi hakimi tarafından yapılmasına ilişkin Ankara Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin 22.02.2007 tarihli ve 2007/389 değişik iş sayılı kararına karşı Yüksek Adalet Bakanlığının Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 12.09.2007 gün ve 45714 sayılı kanun yararına bozma talebi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.09.2007 gün ve 2007/190030 sayılı tebliğnamesi ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya ve ekleri incelendi.
Karar: Gereği görüşülüp düşünüldü:
Kanun yararına bozma talebi ve tebliğnamede, Dosya kapsamına göre, 5271 sayılı Kanun’un 318/1. maddesinde Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme isteminin kabule değer olup olmadığına karar verir, aynı Kanun’un 319/1. maddesinde Yargılamanın yenilenmesi istemi, kanunda belirlenen şekilde yapılmamış veya yargılamanın yenilenmesini gerektirecek yasal hiçbir neden gösterilmemiş veya bunu doğrulayacak deliller açıklanmamış ise, bu istem kabule değer görülmeyerek reddedilir hükümlerinin yer aldığı ve sanık vekili tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine hükmü veren Ankara Yirmialtıncı Asliye Ceza Mahkemesince 19.01.2007 tarihli karar ile yargılamanın yenilenmesi talebinin kabule değer olmaması nedeniyle reddine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, bu karara yönelik itirazı inceleyen merciin itiraz konusunda bir karar vermesi, 5271 sayılı Kanun’un 23/3. maddesinde yer alan Yargılamanın yenilenmesi halinde, önceki yargılamada görev yapan hakim, aynı işte görev alamaz hükmünün ise, yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule değer görülmesi halinde yeniden yapılacak yargılamada uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir denilerek, Ankara Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin anılan kararının bozulması istenmiştir.
Kanun yararına bozma talebinde belirtilenin aksine, 5271 sayılı CMK’nın 23/3. maddesi hükmü, yargılamanın yenilenmesi talebinin kabule değer olup olmadığına ilişkin verilen kararlar için de geçerli olup, bu kararlarda da önceki hükmü veren hakimin görev almaması gerekmektedir.
5271 sayılı CMK’nın 23. maddesinde5271 sayılı CMK’nın 23. maddesinde öngörülen hakimin çekinmesini gerektiren durumlarda, aynı Kanun’un 30. maddesinin 3. fıkrası yollamasıyla, 29. maddesi uyarınca, çekinmesi gereken hakim sadece gecikmesinde sakınca bulunan işlemleri yapar, ancak, işin konusu hakkında karar veremez. Davadan çekinerek, aynı Kanun’un 30/1 ve 27. maddeleri uyarınca, görevli merciden bir başka hakimi davaya bakmakla görevlendirmesini istemesi gerekmektedir.
Öte yandan, 5271 sayılı CMK’nın 271/2. maddesinde yer alan İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir. hükmünün, itiraz yerinde görülürse, merci aynı zamanda yerinde gördüğü itiraz konusu hakkında da karar verir biçiminde anlaşılması gerekir.
Somut olayda, itiraza konu olan yargılamanın yenilenmesi talebinin kabule değer olmadığından reddine ilişkin karar, kesinleşen ilk hükmü veren hakim tarafından verilmiştir. Davadan çekinmesi gereken bir hakim tarafından karar verilmesi, kamu düzenine ve savunma hakkına ilişkin bir hukuka aykırılık niteliğindedir. İtiraz merciinin, ilk hükmü veren hakimin yargılamanın yenilenmesi talebi hakkında karar veremeyeceği gerekçesiyle itirazı kabul etmiş olması karşısında; yerinde görülen itiraz konusunun niteliği gereğince, itiraz konusu kararın hukuka aykırı olduğunu belirlemesi ve konuya bakacak hakimi görevlendirilmesi yerinde olup, bu durumda itiraz merciinin yargılamanın yenilenmesi talebi konusunda da karar vermesi gerekmez.
Sonuç: Açıklanan nedenlerle, yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı makamına tevdiine, 28.01.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.