0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Görev

CMK Madde 3

(1) Mahkemelerin görevleri kanunla belirlenir.

(2) (Ek: 26/6/2009 – 5918/6 md.;Mülga:2/7/2018-KHK/700/159 md.)



CMK Madde 3 Gerekçesi

Kamu davasını gören merci, elbette ki, mahkemedir. Türk sisteminde de mahkemelerle ilgili hususlar mahkemeler teşkilâtı hakkındaki kanunlarda yer almalıdır. Burada sadece mahkemelerin görevleri ile ilgili hükümlere yer verilmiştir. Bu hükümlerin, genel hükümler arasında yani soruşturma ve kovuşturma evrelerine ortak Birinci Kitabın Birinci Kısmında yer almış bulunmasının nedeni, böylece Cumhuriyet savcılarının da yetkisinin dolayısıyla belirlenmiş olmasıdır.

Maddede “madde bakımından yetki” türü düzenlenmiş olup, bu hükümle Anayasanın 142 nci maddesindeki ilke de ayrıca vurgulanmaktadır.


CMK 3 (Görev) Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ Esas : 2017/4602 Karar : 2018/534 Tarih : 31.01.2018

  • CMK 3. Madde

  • Görev

Kaynak göstermeksizin yeniden yayım suçundan sanık … hakkında yapılan yargılama sonunda suçun basılı eserle işlenmediğinden bahisle mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli BAKIRKÖY Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesine gönderilmesine dair KÜÇÜKÇEKMECE 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/04/2017 tarihli ve 2017/80 esas, 2017/93 sayılı kararını müteakip, Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 01/06/2017 tarihli ve 2017/223 esas, 2017/256 sayılı kararıyla mahkemenin görevsizliğine karar vermesi üzerine ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi amacıyla dosyanın gönderildiği ortak yüksek görevli mahkeme sıfatıyla Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesince; Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına dair 05/07/2017 tarihli ve 2017/744 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 16/10/2017 gün ve 9400/2017 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26/10/2017 gün ve 2017/59381 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.

Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;

Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 11/01/2017 tarihli ve 2016/11197 esas, 2017/104 sayılı ilamında da belirtildiği üzere,

T.C. Anayasası’nın 37. maddesinde “Hiç kimse kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.”, 142. maddesinde “Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir.”, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 3/1. maddesinde “Mahkemelerin görevleri kanunla belirlenir.”, 4/1. maddesinde “Davaya bakan mahkeme, görevli olup olmadığına kovuşturma evresinin her aşamasında re’sen karar verebilir. 6. madde hükmü saklıdır.”, 5/1. maddesinde “İddianamenin kabulünden sonra, işin davayı gören mahkemenin görevini aştığı veya dışında kaldığı anlaşılırsa, mahkeme bir kararla işi görevli mahkemeye gönderir.”, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 27. maddesinin

1.fıkrasında “Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlardan dolayı açılan davalardan, ağır ceza işlerinden olanlar ağır ceza mahkemelerinde, diğerleri asliye ceza mahkemelerinde görülür.”, 2. fıkrasında ise “Bir yerde ağır ceza veya asliye ceza mahkemesinin birden fazla dairesi bulunması halinde bu davalar iki numaralı mahkemede görülür.” hükümlerinin yer aldığı, Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 15/10/2012 tarihli ve 2012/3490 esas, 2012/43666 sayılı ilamında belirtildiği üzere, internet ile yapılan yayınlar yönünden Basın Kanunu hükümlerinin uygulanmasına imkan bulunmadığı ve sanığa isnat edilen eylemin de internet sitesi üzerinden gerçekleştirilmiş olduğu nazara alındığında Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararında isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek yazılı şekilde bu mahkemenin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

İddia konusu olan eyleme, Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun kararına, kanun yararına bozma isteminin kapsamına ve tebliğname tarihine göre, işin incelenmesi Yüksek Yargıtay 18. Ceza Dairesinin görevine girdiğinden Dairemizin görevsizliğine, dosyanın ilgili Daireye gönderilmesine, 31.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas : 2017/6962 Karar : 2018/22 Tarih : 8.01.2018

  • CMK 3. Madde

  • Görev

Tehdit, iş ve çalışma hürriyetinin ihlali ve mala zarar verme suçlarından suça sürüklenen çocuk … hakkında yapılan yargılama sonunda Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun 05/02/2015 tarihli ve 170 sayılı kararıyla … 1. ve 2. Çocuk Mahkemelerinin 25/02/2015 tarihinde faaliyete geçirildiği gerekçesiyle 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 26. maddesi ile aynı Kanun’un geçici 1 ve 3. maddeleri uyarınca mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili Çocuk Mahkemesine gönderilmesine dair … 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/02/2015 tarihli ve 2014/81 esas, 2015/157 sayılı kararını müteakip, … 2. Çocuk Mahkemesinin 17/05/2015 tarihli ve 2015/257 esas, 2015/238 sayılı kararıyla mahkemenin görevsizliğine karar vermesi üzerine ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi amacıyla dosyanın gönderildiği … 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesince verilen … 5. Asliye Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ilişkin 27/05/2015 tarihli ve 2015/572 değişik iş sayılı kararın;

Dosya kapsamına göre, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 16/07/2008 tarihli ve 2008/7210-16565 sayılı ilâmında da belirtildiği üzere;

T.C. Anayasası’nın 37. maddesinde “Hiç kimse kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.”, 142. maddesinde “Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir.”, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 3/1. maddesinde “Mahkemelerin görevleri kanunla belirlenir.”, 4/1. maddesinde “Davaya bakan mahkeme, görevli olup olmadığına kovuşturma evresinin her aşamasında re’sen karar verebilir. 6. madde hükmü saklıdır.”, 5/1. maddesinde “İddianamenin kabulünden sonra, işin davayı gören mahkemenin görevini aştığı veya dışında kaldığı anlaşılırsa, mahkeme bir kararla işi görevli mahkemeye gönderir.”, 5395 Çocuk Koruma Kanunu’nun 26. Maddesindeki “(1) Çocuk mahkemesi, asliye ceza mahkemesi ile sulh ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlar bakımından, suça sürüklenen çocuklar hakkında açılacak davalara bakar. (2) Çocuk ağır ceza mahkemesi, çocuklar tarafından işlenen ve ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlarla ilgili davalara bakar. (3) Mahkemeler ve çocuk hâkimi, bu Kanunda ve diğer kanunlarda yer alan tedbirleri almakla görevlidir. (4) Çocuklar hakkında açılan kamu davaları, Kanunun 17 nci Maddesi hükümleri saklı kalmak kaydıyla bu Kanunla kurulan mahkemelerde görülür.” yine aynı Kanun’un geçici 1, 2 ve 3.maddelerinde “ (1) 2253 sayılı Kanun gereğince kurulan çocuk mahkemelerinde derdest bulunan ve bu Kanun ile kurulan çocuk mahkemesinin görevine giren dava ve işler, bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde çocuk mahkemesine devredilir. (2) Genel ceza mahkemelerinde görülmekte olan ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte onsekiz yaşını doldurmuş olan sanıklar hakkındaki dava ve işler çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemelerine devredilmez. (3) Çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemeleri bulunmayan yerlerde, bu mahkemeler kurulup göreve başlayıncaya kadar çocuklar tarafından işlenen suçlara ait soruşturma ve kovuşturmalar Cumhuriyet başsavcılığı ve görevli mahkemelerce bu Kanun hükümlerine göre yapılır.”, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 8. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 307/1. maddesinde “Temyiz ancak hükmün kanuna muhalif olması sebebine müstenit olur.”, anılan Kanun’un 308. maddesinde “Aşağıda yazılı hallerde kanuna mutlaka muhalefet edilmiş sayılır… 4) Mahkemenin kanuna muhalif olarak davaya bakmaya kendini görevli veya yetkili görmesi…..” hükümlerinin yer aldığı;

Merci … 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesince Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun 170 sayılı kararında derdest davaların yeni kurulan çocuk mahkemelerine devri yönünde hüküm bulunmadığı, 09/10/2013 tarihli ve 801 sayılı Yargı Çevresi Değişikliği konulu kararında ise derdest davaların kesinleşinceye kadar halen görüldükleri mahkemeleri tarafından bakılması gerektiğinin belirtildiği gerekçesiyle karar tesis edilmiş ise de; Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun anılan kararlarının göreve ilişkin kanun hükümlerini yürürlükten kaldırma niteliği taşımadığı, mahkemelerin görevlerinin kanunla belirlenmesine ilişkin anayasal ve yasal kuralların idari nitelikte bir işlemle değiştirilemeyeceği gözetilmeden … 2. Çocuk Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması yerine, yazılı şekilde karar verilmiş olmasında isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli, 05/12/2017 gün ve 94660652-105-34-10992-2017-Kyb sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:

Kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden talebin kabulü ile … 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesince verilen 27/05/2015 tarihli ve 2015/572 Değişik İş sayılı Kararın CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine nazaran müteakip işlemlerin merciince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 08/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas : 2017/2666 Karar : 2017/2704 Tarih : 20.06.2017

  • CMK 3. Madde

  • Görev

Hırsızlık, mala zarar verme ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından suça sürüklenen çocuklar …, … ve … haklarında yapılan yargılama sonunda, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun 05/02/2015 tarihli ve 170 sayılı kararıyla … Çocuk Mahkemelerinin 25/02/2015 tarihinde faaliyete geçirildiği gerekçesiyle 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu`nun 26. maddesi uyarınca, mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili Çocuk Mahkemesine gönderilmesine dair … 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/02/2015 tarihli ve 2013/706 esas, 2015/158 sayılı kararını müteakip, … 2. Çocuk Mahkemesinin 17/05/2015 tarihli ve 2015/294 Esas, 2015/186 Karar sayılı kararıyla mahkemenin görevsizliğine karar vermesi üzerine ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi amacıyla dosyanın gönderildiği … 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesince verilen … 5. Asliye Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ilişkin 03/06/2015 tarihli ve 2015/638 Değişik İş sayılı kararın;

Dosya kapsamına göre, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 16/07/2008 tarihli ve 2008/7210-16565 sayılı ilâmında da belirtildiği üzere;

T.C. Anayasası’nın 37. maddesinde “Hiç kimse kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.”, 142. maddesinde “Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir.”, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 3/1. maddesinde “Mahkemelerin görevleri kanunla belirlenir.”, 4/1. maddesinde “Davaya bakan mahkeme, görevli olup olmadığına kovuşturma evresinin her aşamasında re’sen karar verebilir. 6. madde hükmü saklıdır.”, 5/1. maddesinde “İddianamenin kabulünden sonra, işin davayı gören mahkemenin görevini aştığı veya dışında kaldığı anlaşılırsa, mahkeme bir kararla işi görevli mahkemeye gönderir. “5395 Çocuk Koruma Kanunu`nun 26. maddesindeki “(1) Çocuk mahkemesi, asliye ceza mahkemesi ile sulh ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlar bakımından, suça sürüklenen çocuklar hakkında açılacak davalara bakar.

(2) Çocuk ağır ceza mahkemesi, çocuklar tarafından işlenen ve ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlarla ilgili davalara bakar.

(3) Mahkemeler ve çocuk hâkimi, bu Kanunda ve diğer kanunlarda yer alan tedbirleri almakla görevlidir.

(4) Çocuklar hakkında açılan kamu davaları, Kanunun 17 nci maddesi hükümleri saklı kalmak kaydıyla bu Kanunla kurulan mahkemelerde görülür.” yine aynı Kanun`un geçici 1, 2 ve 3. maddelerinde “(1) 2253 sayılı Kanun gereğince kurulan çocuk mahkemelerinde derdest bulunan ve bu Kanun ile kurulan çocuk mahkemesinin görevine giren dava ve işler, bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde çocuk mahkemesine devredilir.

(2) Genel ceza mahkemelerinde görülmekte olan ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte onsekiz yaşını doldurmuş olan sanıklar hakkındaki dava ve işler çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemelerine devredilmez.

(3) Çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemeleri bulunmayan yerlerde, bu mahkemeler kurulup göreve başlayıncaya kadar çocuklar tarafından işlenen suçlara ait soruşturma ve kovuşturmalar Cumhuriyet başsavcılığı ve görevli mahkemelerce bu Kanun hükümlerine göre yapılır.”, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 8. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 307/1. maddesinde “Temyiz ancak hükmün kanuna muhalif olması sebebine müstenit olur.”, anılan Kanun`un 308. maddesinde “Aşağıda yazılı hallerde kanuna mutlaka muhalefet edilmiş sayılır… 4) Mahkemenin kanuna muhalif olarak davaya bakmaya kendini görevli veya yetkili görmesi…..” hükümlerinin yer aldığı;

Merci … 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesince Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun 170 sayılı kararında derdest davaların yeni kurulan çocuk mahkemelerine devri yönünde hüküm bulunmadığı, 09/10/2013 tarihli ve 801 sayılı Yargı Çevresi Değişikliği konulu kararında ise derdest davaların kesinleşinceye kadar halen görüldükleri mahkemeleri tarafından bakılması gerektiğinin belirtildiği gerekçesiyle karar tesis edilmiş ise de; Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun anılan kararlarının göreve ilişkin kanun hükümlerini yürürlükten kaldırma niteliği taşımadığı, mahkemelerin görevlerinin kanunla belirlenmesine ilişkin anayasal ve yasal kuralların idari nitelikte bir işlemle değiştirilemeyeceği, somut olayda çocuk mahkemesinin görevli olacağı gözetilmeden … 2. Çocuk Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması yerine, yazılı şekilde karar verilmiş olmasında isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli, 27/04/2017 gün ve 94660652-105-34-4210-2017-Kyb sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay C.Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:

Kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden talebin kabulü ile … 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesince verilen 03/06/2015 tarihli ve 2015/638 Değişik İş sayılı Kararın CMK`nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine nazaran müteakip işlemlerin merciince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 20/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ Esas : 2016/18850 Karar : 2017/4790 Tarih : 2.05.2017

  • CMK 3. Madde

  • Görev

Hakaret suçundan sanıklar …, …, … ve … haklarında yapılan yargılama sırasında, suçun Basın Kanunu kapsamında kaldığından bahisle mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmesine dair Küçükçekmece 20. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/03/2016 tarihli ve 2016/465 esas, 2016/435 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 07/06/2016 tarihli ve 2016/371 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/12/2016 gün ve 392567sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:

İstem yazısında; “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 37. maddesinde “Hiç kimse kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.”, 142. maddesinde “Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir.”, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 3/1. maddesinde “Mahkemelerin görevleri kanunla belirlenir.”, 4/1. maddesinde “Davaya bakan mahkeme, görevli olup olmadığına kovuşturma evresinin her aşamasında re’sen karar verebilir. 6. madde hükmü saklıdır.”, 5/1. maddesinde “İddianamenin kabulünden sonra, işin davayı gören mahkemenin görevini aştığı veya dışında kaldığı anlaşılırsa, mahkeme bir kararla işi görevli mahkemeye gönderir.”, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 27. maddesinin 1. fıkrasında “Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlardan dolayı açılan davalardan, ağır ceza işlerinden olanlar ağır ceza mahkemelerinde, diğerleri asliye ceza mahkemelerinde görülür.”, 2. fıkrasında ise “Bir yerde ağır ceza veya asliye ceza mahkemesinin birden fazla dairesi bulunması halinde bu davalar iki numaralı mahkemede görülür.” hükümlerinin yer aldığı, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 10/03/2010 tarihli ve 2009/18295 esas, 2010/2905 sayılı ilamında belirtildiği üzere, basın yoluyla suç işlenmesinden söz edilebilmesi için 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2. maddesi kapsamında bir eserin meydana gelmesinin gerektiği, somut olayımızda ise TV EM logosuyla yayın yapan televizyon kanalında yayınlanan Serbest Vuruş isimli programda sanıkların üzerlerine atılı eylemi gerçekleştirdikleri nazara alındığında söz konusu eylemin Basın Kanunu kapsamında kalmadığı, bu nedenle itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.

Hukuksal Değerlendirme:

T.C. Anayasasının 37.maddesinde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” 142.maddesinde “Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir.” 5271 sayılı CMK’nın 3/1.maddesinde “Mahkemelerin görevleri kanunla belirlenir.” 4/1 maddesinde “Davaya bakan mahkeme, görevli olup olmadığına kovuşturma evresinin her aşamasında re’sen karar verebilir. 6.madde hükmü saklıdır.” 5/1 maddesinde “İddianamenin kabulünden sonra, işin, davayı gören mahkemenin görevini aştığı veya dışında kaldığı anlaşılırsa, mahkeme bir kararla işi görevli mahkemeye gönderir.” 5187 sayılı Basın Yasasının 27.maddesinin 1.fıkrasında “Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlardan dolayı açılan davalardan, ağır ceza işlerinden olanlar ağır ceza mahkemelerinde, diğerleri asliye ceza mahkemelerinde görülür.” 2.fıkrasında ise “Bir yerde ağır ceza veya asliye ceza mahkemesinin birden fazla dairesi bulunması halinde bu davalar iki numaralı mahkemede görülür.” 5320 sayılı CMK’nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Yasanın 8.maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 307/1.maddesinde “Temyiz ancak hükmün kanuna muhalif olması sebebine müstenit olur.” Anılan Yasanın 308.maddesinde “Aşağıda yazılı hallerde kanuna mutlaka muhalefet edilmiş sayılır” 4. fıkrasında ise “Mahkemenin kanuna muhalif olarak davaya bakmaya kendini görevli veya yetkili görmesi” hükümleri yer almaktadır.

Somut olayda, sanık …‘ın, ‘Serbest Vuruş’ isimli programın sunucusu, sanık …‘nin, spor müdürü ve söz konusu programın yapımından ve yayınından sorumlu olduğu, sanık …‘in de, söz konusu programın danışmanı ve yorumcusu, aynı zamanda şüpheli … ile birlikte söz konusu programın yapımından ve yayınından sorumlu olduğu anlaşılmıştır.

Sanıklar hakkında;… isimli televizyon kanalında yayınlanan Serbest Vuruş isimli programda; şüpheli … ile röportaj yapıldığı, şüphelinin röportaj sırasında, müşteki … hakkında, “… …için … tek kelime ile hırsız anlamı taşıyor. … Hırsızın da, toplumda yeri olmaz. …” diyerek hakaret ettiği, bu röportajın, 01.02.2015 tarihinde, … isimli televizyon kanalında, ‘Serbest Vuruş’ isimli spor programında yayınlandığı ve “ÖKSÜZ: … hırsızdır!” şeklindeki alt yazının uzun bir süre ekranda yazılı olarak kaldığı iddiasıyla 125/1,2,4 maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

Küçükçekmece 20. Asliye Ceza Mahkemesi söz konusu eylemlerin basın yoluyla işlendiği, 5187 sayılı Kanun’un 27/1. maddesi gereğince 2. Asliye Ceza Mahkemesi görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Görevsizlik kararına müşteki vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 07/06/2016 tarihli ve 2016/371 değişik iş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verilmiştir.

5187 sayılı Basın Kanunun 2.maddesinde,” Basılmış eser; Yayımlanmak üzere her türlü basım araçları ile basılan veya diğer araçlarla çoğaltılan yazı, resim ve benzeri eserler ile haber ajansı yayınları” olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 27. maddesinde ise, “Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlardan dolayı açılan davalardan, ağır ceza işlerinden olanlar ağır ceza mahkemelerinde, diğerleri asliye ceza mahkemelerinde görülür. Bir yerde ağır ceza veya asliye ceza mahkemesinin birden fazla dairesi bulunması halinde bu davalar iki numaralı mahkemede görülür.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre bu Kanundaki göreve ilişkin düzenleme sadece basılmış eserler için uygulanabilecek olup, iddia edilen olayın ise televizyon programında gerçekleşmesi karşısında 5187 sayılı Basın Kanunun 27. maddesinin uygulama olanağı bulunmamaktadır.

Bu nedenle, Küçükçekmece 20. Asliye Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararına yapılan itirazı reddeden mercii kararı hukuka aykırıdır.

Sonuç ve Karar:

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,

1- Hakaret suçundan sanıklar …, …, … ve … hakkında, Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 07/06/2016 tarihli ve 2016/371 değişik iş sayılı kararının,CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,

2- Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin itiraz mercii tarafından mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 02/05/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ Esas : 2016/18992 Karar : 2017/1257 Tarih : 7.02.2017

  • CMK 3. Madde

  • Görev

Sesli, yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret suçundan sanık …’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1, 125/4, 62/1 ve 52. maddeleri uyarınca 1.740 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Çanakkale 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/05/2016 tarihli ve 2015/846 esas, 2016/457 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 13/12/2016 gün ve 394723 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:

İstem yazısında; “T.C. Anayasası’nın 37. maddesinde “Hiç kimse kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.”, 142. maddesinde “Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir.”, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 3/1. maddesinde “Mahkemelerin görevleri kanunla belirlenir.”, 4/1. maddesinde “Davaya bakan mahkeme, görevli olup olmadığına kovuşturma evresinin her aşamasında re’sen karar verebilir. 6. madde hükmü saklıdır.”, 5/1. maddesinde “İddianamenin kabulünden sonra, işin davayı gören mahkemenin görevini aştığı veya dışında kaldığı anlaşılırsa, mahkeme bir kararla işi görevli mahkemeye gönderir.”, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 27. maddesinin 1. fıkrasında “Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlardan dolayı açılan davalardan, ağır ceza işlerinden olanlar ağır ceza mahkemelerinde, diğerleri asliye ceza mahkemelerinde görülür.”, 2. fıkrasında ise “Bir yerde ağır ceza veya asliye ceza mahkemesinin birden fazla dairesi bulunması halinde bu davalar iki numaralı mahkemede görülür.”, şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında, Çanakkale yargı sınırları içerisinde birden fazla Asliye Ceza Mahkemesi bulunması karşısında, söz konusu kamu davasının görevsizlikle Çanakkale 2. Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.

Hukuksal Değerlendirme:

Anayasanın 37/1. maddesi uyarınca; “hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” Anayasanın 142. maddesine göre de “mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulü kanunla düzenlenir.” Aynı doğrultudaki 5271 sayılı Yasanın 3/1. maddesi gereği “mahkemelerin görevleri kanunla belirlenir.” Aynca, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/1. maddesi uyarınca; “her şahıs, … kanuni bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının dinlenmesini isteme hakkına sahiptir.”

Belirtilen yasal düzenlemeler, demokratik ve hukuka bağlı bir devlet düzeninde kişiler için bir güvence olarak öngörülen ‘doğal/yasal yargıç’ ilkesinin ve “adil yargılanma hakkının” bir gereğidir.

5187 sayılı Basın Kanunun 27.maddesinde “Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlardan dolayı açılan davalardan, ağır ceza işlerinden olanlar ağır ceza mahkemelerinde, diğerleri asliye ceza mahkemelerinde görülür.

Bir yerde ağır ceza veya asliye ceza mahkemesinin birden fazla dairesi bulunması halinde bu davalar iki numaralı mahkemede görülür.” hükmüne yer verilmiştir.

5187 sayılı Basın Yasasının 27/2. maddesinde, basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu kanunda öngörülen suçlara ilişkin yetkili mahkemenin özel olarak düzenlenerek, bir yerde birden fazla asliye ceza mahkemesinin bulunması durumunda 2 numaralı mahkemenin bu tür suçlarda yetkili olacağına ilişkin özel yetki kuralı getirilmesi ve somut olayında basılmış eserle işlenmesi karşısında, davanın Çanakkale 2. Asliye Ceza Mahkemesi yerine Çanakkale 5. Asliye Ceza Mahkemesinde görülmesi hukuka aykırıdır.

Sonuç ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1- Hakaret suçundan sanık …’i hakkında, Çanakkale 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/05/2016 tarihli ve 2015/846 esas, 2016/457 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,

2- Bozma kararı doğrultusunda, anılan Kanun maddesinin 4/b fıkrası uyarınca yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 07.02.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


YARGITAY 17. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/22968 Karar : 2016/123 Tarih : 12.01.2016

  • CMK 3. Madde

  • Görev

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:

Sanığın yüzüne karşı verilen hükmü süresinden sonra temyiz ettiği anlaşıldığından, sanığın temyizinin reddiyle O yer Cumhuriyet Savcısı`nın temyizi ile sınırlı olarak yapılan incelemede;

5271 sayılı CMK’nın 3. maddesinde “Mahkemelerin görevlerinin kanunla belirleneceği”nin hüküm altına alındığı; 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanun’un 26. maddesinde de “Çocuk mahkemesinin, asliye ceza mahkemesi ile sulh ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlar bakımından, suça sürüklenen çocuklar hakkında açılacak davalara bakacağı, Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nin, çocuklar tarafından işlenen ve Ağır Ceza Mahkemesi’nin görev alanına giren suçlarla ilgili davalara bakacağı, mahkemeler ve çocuk hâkiminin, bu Kanun’da ve diğer kanunlarda yer alan tedbirleri almakla görevli oldukları, çocuklar hakkında açılan kamu davalarının, Kanun’un 17’nci maddesi hükümleri saklı kalmak kaydıyla bu Kanun’la kurulan mahkemelerde görüleceği” yolundaki amir hükümlerine aykırı olarak, suça sürüklenen çocuğun 05.08.1991 doğumlu olup, suç tarihi olan 11.09.2008 tarihi itibariyle henüz 18 yaşını ikmal etmediği ve mahkemece suça sürüklenen çocuk hakkında TCK`nın 31/3. maddesinin tatbik edildiğinin anlaşılması karşısında; yargılamasının çocuk mahkemesinde yapılması gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmeyerek yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, O yer Cumhuriyet Savcısı`nın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün diğer yönleri incelenmeksizin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 22. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/21693 Karar : 2015/8785 Tarih : 11.12.2015

  • CMK 3. Madde

  • Görev

Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçundan, suça sürüklenen çocuk A.. K.. hakkında yapılan yargılama sonunda Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun 05/02/2015 tarihli ve 170 sayılı kararıyla Küçükçekmece 1. ve 2. Çocuk Mahkemelerinin 25/02/2015 tarihinde faaliyete geçirildiği gerekçesiyle 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 26. maddesi ile aynı Kanun`un geçici 1 ve 3. maddeleri uyarınca mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili Çocuk Mahkemesine gönderilmesine dair, Küçükçekmece 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/04/2015 tarihli ve 2014/1494 Esas, 2015/716 sayılı kararını müteakip, Küçükçekmece 2. Çocuk Mahkemesinin 13/06/2015 tarihli ve 2015/498- 327 sayılı kararıyla mahkemenin görevsizliğine karar vermesi üzerine ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi amacıyla dosyanın gönderildiği Bakırköy 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesince verilen Küçükçekmece 14. Asliye Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ilişkin 13/07/2015 tarihli ve 2015/923 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 19.10.2015 gün ve 2015- 212210/67514 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.11.2015 gün ve 2015/354159 sayılı tebliğnamesiyle Dairemize gönderilmekle okundu.

Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;

Dosya kapsamına göre, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 16/07/2008 tarihli ve 2008/7210-16565 sayılı ilâmında da belirtildiği üzere;

T.C. Anayasasının 37. maddesinde “Hiç kimse kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.”, 142. maddesinde “Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir.” 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 3/1. maddesinde “Mahkemelerin görevleri kanunla belirlenir.”, 4/1. maddesinde “Davaya bakan mahkeme, görevli olup olmadığına kovuşturma evresinin her aşamasında re’sen karar verebilir. 6. madde hükmü saklıdır.” 5/1. maddesinde “İddianamenin kabulünden sonra, işin davayı gören mahkemenin görevini aştığı veya dışında kaldığı anlaşılırsa, mahkeme bir kararla işi görevli mahkemeye gönderir.”, 5395 Çocuk Koruma Kanunu`nun 26. maddesindeki “(1) Çocuk mahkemesi, asliye ceza mahkemesi ile sulh ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlar bakımından, suça sürüklenen çocuklar hakkında açılacak davalara bakar.

(2)Çocuk ağır ceza mahkemesi, çocuklar tarafından işlenen ve ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlarla ilgili davalara bakar.

(3) Mahkemeler ve çocuk hâkimi, bu Kanunda ve diğer kanunlarda yer alan tedbirleri almakla görevlidir.

(4) Çocuklar hakkında açılan kamu davaları, Kanunun 17. maddesi hükümleri saklı kalmak kaydıyla bu Kanunla kurulan mahkemelerde görülür.” yine aynı Kanunun geçici 1, 2 ve 3. maddelerinde (1)` 2253 sayılı Kanun gereğince kurulan çocuk mahkemelerinde derdest bulunan ve bu Kanun ile kurulan çocuk mahkemesinin görevine giren dava ve işler, bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde çocuk mahkemesine devredilir.

(2) Genel ceza mahkemelerinde görülmekte olan ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte onsekiz yaşını doldurmuş olan sanıklar hakkındaki dava ve işler çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemelerine devredilmez.

(3) Çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemeleri bulunmayan yerlerde, bu mahkemeler kurulup göreve başlayıncaya kadar çocuklar tarafından işlenen suçlara ait soruşturma ve kovuşturmalar Cumhuriyet Başsavcılığı ve görevli mahkemelerce bu Kanun hükümlerine göre yapılır.”, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 8. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 307/1. maddesinde “Temyiz ancak hükmün kanuna muhalif olması sebebine müstenit olur.”, anılan Kanun`un 308. maddesinde “Aşağıda yazılı hallerde kanuna mutlaka muhalefet edilmiş sayılır… 4) Mahkemenin kanuna muhalif olarak davaya bakmaya kendini görevli veya yetkili görmesi…” hükümlerinin yer aldığı;

Merci Bakırköy 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesince Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun 170 sayılı kararında derdest davaların yeni kurulan çocuk mahkemelerine devri yönünde hüküm bulunmadığı, 09/10/2013 tarihli ve 801 sayılı Yargı Çevresi Değişikliği konulu kararında ise derdest davaların kesinleşinceye kadar halen görüldükleri mahkemeleri tarafından bakılması gerektiğinin belirtildiği gerekçesiyle karar tesis edilmiş ise de; Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun anılan kararlarının göreve ilişkin kanun hükümlerini yürürlükten kaldırma niteliği taşımadığı, mahkemelerin görevlerinin kanunla belirlenmesine ilişkin anayasal ve yasal kuralların idari nitelikte bir işlemle değiştirilemeyeceği gözetilmeden Küçükçekmece 2. Çocuk Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması yerine, yazılı şekilde karar verilmiş olmasında isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK`nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun geçici 1. maddesinin 3. fıkrasında, çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemeleri bulunmayan yerlerde, genel mahkemelerin kovuşturma görevinin, çocuk mahkemeleri kurulup göreve başlayıncaya kadar süreceği öngörülmüş olup, aynı Yasa’nın geçici 2. maddesinde yer alan derdest davaların devredilemeyeceğine dair hüküm, yasanın yürürlüğe girdiği tarihte onsekiz yaşını doldurmuş olan sanıklar yönünden geçerli olup, inceleme konusu görev uyuşmazlığı ile ilgisi bulunmadığından, Küçükçekmece 2. Çocuk Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekirken, Küçükçekmece 14. Asliye Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görülmekle, (BAKIRKÖY) 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinden kesin olarak verilen 13.07.2015 gün ve 2015/923 D.İş sayılı kararın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu`nun 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca ( BOZULMASINA ), aynı maddenin 4. fıkra (a) bendi

uyarınca sonraki işlemlerin merciince yerine getirilmesine, oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas : 2014/3722 Karar : 2014/3733 Tarih : 4.07.2014

  • CMK 3. Madde

  • Görev

Maktul O….’i kasten öldürme, mağdurlar R…. ve E…`i. yaralama suçlarına ilişkin olarak Kuşadası Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 2014/1754 sayılı soruşturma sırasında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 135/1 maddesi uyarınca, iletişimin tespitine karar verilmesi talebine ilişkin, mahkemenin görevsizliğine, sulh ceza mahkemesinin görevli olduğuna dair Söke 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.04. 2014 tarihli ve 2014/336 değişik iş sayılı karara müteakip, yapılan talep üzerine mahkemenin görevsizliğine dair Kuşadası Sulh Ceza Mahkemesinin 24.04.2014 tarihli ve 2014/251 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.

06.03.2014 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6526 sayılı Kanunun 12. maddesiyle değişik "bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suçun işlendiğine ilişkin somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkanının bulunmaması durumunda, ağır ceza mahkemesi veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi tespit edilebilir, dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir. Cumhuriyet savcısı kararını derhal mahkemenin onayına sunar ve mahkeme, kararını en geç yirmi dört saat içinde verir. Sürenin dolması veya mahkeme tarafından aksine karar verilmesi hâlinde tedbir Cumhuriyet savcısı tarafından derhal kaldırılır. Bu fıkra uyarınca alınacak tedbire ağır ceza mahkemesince oy birliğiyle karar verilir. İtiraz üzerine bu tedbire karar verilebilmesi için de oy birliği aranır.” hükmü getirildiği ayrıca Ceza Muhakemesi Kanununda Öngörülen Telekominikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi, Gizli Soruşturmacı ve Teknik Araçlarla İzleme Tedbirlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 4/f maddesinde ` İletişimin tespiti: İletişimin içeriğine müdahale etmeden, iletişim araçlarının diğer iletişim araçlarıyla kurduğu iletişime ilişkin arama, aranma, yer bilgisi ve kimlik bilgilerinin tespit edilmesine yönelik işlemleri” şeklinde tanımlandığı belirtilerek, bahse konu hükümler birlikte değerlendirildiğinde Söke 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.04.2014 tarihli 2014/ 336 değişik iş sayılı görevsizlik kararında isabet görülmediğinden, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 05.06.2014 tarih 94660652-105-09- 5897- 2014-11398/39032 sayılı istemlerine dayanılarak anılan kararın, 5271 sayılı CMK.nun 309.maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.06.2014 ve 2014/224249 sayılı tebliğnamesine bağlı dosyası dairemize gönderilmekle, okundu, gereği konuşulup, düşünüldü:

I- Maktul O.S.’i kasten öldürme ve mağdurlar Reşat ve Emin`i yaralama suçlarından şüpheli A.A. İle kimliği tespit edilemeyen diğer şüpheliler hakkında Kuşadası Cumhuriyet Başsavcılığınca 2014/1754 sayılı dosya üzerinden soruşturma yapıldığı, yürütülen soruşturma sırasında;

A.B. adına kayıtlı olan ve şüpheli A.`ın kullandığı belirtilen cep telefonu hattının 01.03.2014- 01.04.2014 tarihleri arasındaki görüşme detayının ( arayan, aranan, mesaj atan, mesaj alan ), kullanıldığı telefon cihazlarına ait imei numaralarının ve baz istasyonu bilgilerinin tespiti için Söke 2. Ağır Ceza Mahkemesinden CMK.nun 135. maddesi uyarınca izin verilmesinin talep edildiği,

-Söke 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.04.2014 gün ve 2014/336 değişik iş sayılı kararı ile sulh ceza mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verildiği, bu karara yönelik olarak itiraz yasa yoluna başvurulmadığı,

-Kuşadası Cumhuriyet Başsavcılığınca aynı konuda sulh ceza mahkemesine yapılan talep üzerine, Kuşadası Sulh Ceza Mahkemesinin 24.04.2014 gün ve 2014/ 251 değişik iş sayılı kararı ile ağır ceza mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, bu karara karşı yapılan itiraz sonucu Kuşadası Sulh Ceza Mahkemesinin 30.04.2014 tarihli 2014/264 değişik iş sayılı kararı ile karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği, bu karara karşı yapılan itiraz üzerine ise Kuşadası Asliye Ceza Mahkemesinin 09.05.2014 tarihli 2014/147 değişik iş sayılı kararı ile İtirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

II- Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:

CMK.nun 135. maddesi uyarınca şüphelinin kullandığı cep telefonu hattının 01.03.2014- 01.04.2014 tarihleri arasındaki iletişiminin tespitine İzin verilmesi yönündeki talep hakkında Söke 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 16.04.2014 tarih ve 2014/336 değişik iş sayılı görevsizlik kararının CMK`nun 309 .maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasına ilişkindir.

III- Hukuksal Değerlendirme:

Bilindiği gibi, Temyiz incelemesi yapılmaksızın kesinleşen karar veya hükümlere karşı “kanun yararına bozma” isteminde bulunulabileceği öngörülmüştür. ( CMK.309/1 )

İleri sürülen nedenler yerinde görülür ise kesinleşen karar veya hüküm kanun yararına bozulur. ( CMK.309/3 )

Bozma nedenleri: CMK.nun 223. maddede tanımlanan ve davanın esasını çözmeyen bir karara ilişkin ise, gerekli inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra yeniden karar verilir, ( CMK.309/4-a )

Mahkumiyete ilişkin hükmün, davanın esasını çözmeyen yönüne veya savunma hakkını kaldırma veya kısıtlama sonucunu doğuran usul işlemlerine ilişkin ise, kararı veren hakim veya mahkemece yeniden yapılacak yargılama sonucuna göre gereken hüküm verilir. Bu hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz. ( CMK.309/4-b )

Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay`ın ilgili ceza dairesince doğrudan hükmedilir. ( CMK.309/4-d ) Mahkemelerin görevleri kanunla belirlenir. ( CMK. 3/1 )

Görev konusunda mahkemeler arasında uyuşmazlık çıktığında, görevli mahkemeyi ortak yüksek görevli mahkeme belirler. ( CMK.4/2 )

Olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için yargı yerinin belirlenmesi görevi Yargıtay 5. Ceza Dairesine aittir. ( Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu`nun 27.12.2012 tarih, 2012/Bşk-41 esas ve 2012/41; 27.122013 tarih, 2013/Bşk-213 esas ve 2013/219 sayılı kararları İle Yargıtay Kanununun 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesine dayanarak Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarih ve 2014/1 sayılı hazırlanan iş bölümü )

Şeklindeki yasal düzenlemeler ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunun kararına göre somut olay değerlendirildiğinde; şüpheli A. tarafından kullanıldığı belirtilen cep telefonu hattına ait iletişimin tespitine izin verilmesi talebi hakkında, Söke 2. Ağır Ceza Mahkemesiyle Kuşadası Sulh Ceza Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığının çıktığı ve öncelikle bu uyuşmazlığın merci tayini yoluyla Yargıtay 5. Ceza Dairesince çözülmesi gerektiği, CMK.nun 309. maddesinde belirtilen koşulların oluşmadığı anlaşılmakla, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.06.2014 tarihli ve 2014/224249 sayılı tebliğnamesine bağlı Yüksek Adalet Bakanlığı’nın 05.06.2014 tarihli, Söke 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.04. 2014 tarihli ve 2014/336 değişik İş sayılı kararına ilişkin kanun yararına bozma İstemi yerinde görülmediğinden, 5271 sayılı CMK`nun 309/1. maddesi uyarınca REDDİNE,

Diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS