0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Temyiz Gerekçesi

CMK Madde 295

(1) Temyiz başvurusunda temyiz nedenleri gösterilmemişse temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde hükmü temyiz olunan bölge adliye mahkemesine bu nedenleri içeren bir ek dilekçe verilir. Cumhuriyet savcısı temyiz dilekçesinde, temyiz isteğinin sanığın yararına veya aleyhine olduğunu açıkça belirtir.

(2) Temyiz, sanık tarafından yapılmış ise, ek dilekçe kendisi veya müdafii tarafından imza edilerek verilir.

(3) Müdafii yoksa sanık, tutanağa bağlanmak üzere zabıt kâtibine yapacağı bir beyanla gerekçesini açıklayabilir; tutanak hâkime onaylatılır. Sanığın yasal temsilcisi ve eşi hakkında 262 nci madde, tutuklu sanık hakkında ise 263 üncü madde hükümleri saklıdır.



CMK Madde 295 Gerekçesi

Madde, temyiz nedenlerinin temyiz dilekçesinde veya beyanında veya ek dilekçede belirtileceğini kabul etmiş bulunmaktadır.

Ancak Cumhuriyet savcısı veya taraflar, temyiz nedenlerini dilekçe veya beyanda bildirmemişlerse, yüze karşı açıklanan hükümlerde temyiz süresinin bitmesinden veya gıyapta verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde hükmü veren mahkemeye, temyiz nedenlerini içeren ek dilekçe sunacaklardır.

Cumhuriyet savcısı temyiz dilekçesinde, temyiz nedenlerinin yanında, temyiz isteğinin sanığın yararına veya aleyhine olduğunu açıkça belirtmelidir. Avukatı bulunmayan sanık, temyiz başvurusundan sonra zabıt kâtibine tutanağa geçirilmek üzere yapacağı beyanda gerekçelerini bildirebilir. Bu tutanak başkan veya hâkime onaylatılır. Avukatı varsa hazırlanacak ek dilekçenin, kendisi veya avukatı tarafından imza edilerek verilmesi gerekir. Sanığın yasal temsilcisi ve eşi de 292 nci madde uyarınca sanığa tanınmış bu haklardan yararlanabilirler. Tutuklu sanık tüm başvurularını 293 üncü maddede açıklandığı gibi tutuklu bulunduğu kurum müdürüne yapabilir.


CMK 295 (Temyiz Gerekçesi) Emsal Yargıtay Kararları


Ceza Genel Kurulu 2020/114 E. , 2022/380 K.

  • CMK 295
  • Gerekçeli kararın tebliğ biçimi ve zamanına göre EK DİLEKÇE (GEREKÇELİ TEMYİZ DİLEKÇESİ) verilme süresi

TCK’nın 295. maddesi uyarınca, temyiz başvurusunda temyiz nedenleri gösterilmemişse başvuru için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (7) gün içinde hükmü temyiz olunan bölge adliye mahkemesine bu nedenleri içeren bir ek dilekçe verilir. Cumhuriyet savcısı ise temyiz dilekçesinde, temyiz isteğinin sanığın yararına veya aleyhine olduğunu açıkça belirtecektir. Temyiz, sanık tarafından yapılmış ise, ek dilekçe kendisi veya müdafisi tarafından imza edilerek verilecektir. Müdafisi yoksa sanık, tutanağa bağlanmak üzere zabıt kâtibine yapacağı bir beyanla gerekçesini açıklayabilecek, düzenlenen tutanak ise hâkime onaylatılacaktır. Sanığın yasal temsilcisi ve eşi, CMK’nın 262. madde; tutuklu sanık ise aynı Kanun’un 263. madde hükümlerinde belirtilen şartlara göre ek dilekçe verebilecektir.

Bölge Adliye Mahkemelerinin Türk yargı sistemine dahil olmasıyla kanun yolu yargılamasında yeni bir anlayışı benimseyen kanun koyucu, istinaf başvurusunda Cumhuriyet savcısı dışındaki diğer kişiler bakımından sebep gösterme zorunluluğu öngörmezken, temyiz yolunda, mülga 1412 sayılı CMUK’dan farklı şekilde, resen temyiz tercihinden vazgeçerek, temyiz davasını açan ve sınırlayan temyiz dilekçesinde, temyiz edenin hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini, temyiz sebeplerini göstermek zorunda olduğunu ve temyiz başvurusunda temyiz nedenleri gösterilmemişse başvuru için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (7) gün içinde hükmü temyiz olunan bölge adliye mahkemesine bu nedenleri içeren ek bir dilekçe vermesini öngörmüştür.

Gerekçeli temyiz dilekçesi (ek dilekçe, temyiz layihası), temyiz nedenlerinin gösterildiği dilekçedir. Temyiz dilekçesinde ya da daha sonradan verilen ek dilekçesinde temyiz denetiminin kapsamının belirlenmesi bakımından dayandığı hukuka aykırılıkların gösterilmesi gerekir.

Bölge adliye mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz edilemeyecekleri, hangilerinin ise temyiz kanun yoluna tabi oldukları aynı Kanun’un 286. maddesinde ayrı ayrı sayılmıştır.

Bu aşamada uyuşmazlığın sağlıklı bir şekilde çözüme kavuşturulabilmesi için (7) günlük temyiz nedenlerini bildirir ek dilekçe süresinin nasıl hesaplanması gerektiği üzerinde durulmalıdır.

I- Hüküm, temyiz yoluna başvurma hakkı olanların yüzüne karşı açıklanmışsa;

a- On beş (15) günlük temyiz süresi içerisinde temyiz başvurusunda bulunan taraf, bu süre içerisinde temyiz nedeni bildirmemiş ise gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi (7) gün içerisinde temyiz nedenlerini bildirir ek dilekçe vermelidir.

b- On beş (15) günlük temyiz süresi içerisinde temyiz başvurusunda bulunan taraf, bu süre içerisinde temyiz nedeni bildirmiş olsa dahi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi (7) gün içerisinde temyiz nedenlerini bildirir ek dilekçe verebilir.

II- Hüküm, temyiz yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda açıklanmışsa;

a- Gerekçeli kararın tebliğinden itibaren on beş (15) günlük temyiz süresi içerisinde temyiz başvurusunda bulunan taraf, bu süre içerisinde temyiz nedeni bildirmemiş ise temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden itibaren yedi (7) gün içerisinde temyiz nedenlerini bildirir ek dilekçe vermelidir.

b- Gerekçeli kararın tebliğinden itibaren on beş (15) günlük temyiz süresi içerisinde temyiz başvurusunda bulunan taraf, bu süre içerisinde temyiz nedeni bildirmiş olsa dahi temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden itibaren yedi (7) gün içerisinde temyiz nedenlerini bildirir ek dilekçe verebilir.

III- Hüküm, temyiz yoluna başvurma hakkı olanların yüzüne karşı açıklanmış ancak gerekçeli kararın tebliği on beş (15) günlük temyiz süresi içerisine rastlamışsa;

a- Temyiz süresi içerisinde temyiz başvurusunda bulunan taraf, temyiz nedeni bildirmemişse, temyiz nedenlerini bildirir ek dilekçeyi, temyiz başvurusu için belirlenen süre içerisinde yahut bu sürenin bitmesinden itibaren yedi (7) gün içerisinde vermelidir.

b- Temyiz süresi içerisinde temyiz başvurusunda bulunan taraf, temyiz nedeni bildirmişse, temyiz nedenlerini bildirir ek dilekçeyi, temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden itibaren yedi (7) gün içerisinde de verebilir.


Ceza Genel Kurulu 2019/427 E. , 2020/417 K.

  • CMK 295

  • Temyiz süresinin mahiyeti

İlk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 12.03.2019 tarihli kararında; hükme karşı başvurulabilecek kanun yolunun temyiz, mercisinin Yargıtay Ceza Genel Kurulu, şeklinin mahkemeye verilecek bir dilekçe veya zabıt kâtibine bulunulacak beyanın tutanağa geçirilmesi ya da tutuklu sanığın, bulunduğu ceza infaz kurumu aracılığıyla göndereceği dilekçe veya beyanının burada tutanağa geçirilmesi suretiyle, sürenin de tefhimden itibaren (15) gün olduğu hususları ayrı ayrı ve açıkça belirtilerek hazır bulunan sanık ve müdafisine bildirildiği, sanık ve müdafisinin süresi içerisinde temyiz dilekçelerini sundukları, gerekçeli kararın sanık ve müdafisine tebliğinden sonra temyiz nedenlerini bildirir ek dilekçelerini verdikleri anlaşılmaktadır.

CMK’nın 295. maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz nedenlerini bildirir ek dilekçe için öngörülen (7) günlük sürenin; aynı Kanun’un 34. maddesinin ikinci fıkrası, 231. maddesinin ikinci fıkrası ile Anayasamızın 40. maddesinin ikinci fıkrası kapsamında bir “Kanun yolu süresi” olmayıp temyiz başvurusunda temyiz nedenlerinin gösterilmemiş olması durumuna ilişkin istisnai bir mahiyet taşıması, mahkemelerin iç işleyişine yönelik olmaması, düzenlemenin yer aldığı kanun maddesinin içeriği itibarıyla ilgilisi bakımından karışık ve dağınık olmayıp açık, belirli ve öngörülebilir bir nitelikte olması, ilgilisinin (15) günlük temyiz süresi içerisinde temyiz nedenlerini bildirir dilekçe verebilmesine engel bir düzenlemenin olmaması, mevzuatımızda yer alan yargısal başvuru sürelerinin tümünün ilgilisine mahkemece bildirilmesi gerektiğine dair bir hükmün bulunmaması, örneğin; 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un bireysel başvuru usulünü düzenleyen 47. maddesinin beşinci fıkrasındaki “Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir. Haklı bir mazereti nedeniyle süresi içinde başvuramayanlar, mazeretin kalktığı tarihten itibaren onbeş gün içinde ve mazeretlerini belgeleyen delillerle birlikte başvurabilirler. Mahkeme, öncelikle başvurucunun mazeretinin geçerli görülüp görülmediğini inceleyerek talebi kabul veya reddeder.” hükmü uyarınca, anılan fıkra kapsamında geçen yargısal başvuru sürelerinin ilgilisine bildirilmesi gerektiğine ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı da gözetildiğinde, istisnai ve sınırlayıcı hüküm içeren düzenlemelerin kıyas yoluyla genişletilmesinin mümkün olmaması nedeniyle ek dilekçe için öngörülen (7) günlük sürenin, mahkeme kararlarının sonuç bölümünde gösterilmesi zorunlu olan, hükme karşı başvurulabilecek kanun yolu süresi olmadığı, dolayısıyla temyiz nedenlerini bildirir ek dilekçe için öngörülen bu sürenin ilgilisine bildirilmeyişinin mahkemeye erişim hakkına orantısız bir müdahale olarak görülemeyeceği ve ilgilisine bildirilmesi hususunda zorunluluk bulunmadığı kabul edilmelidir.

Sanık ve müdafisinin süresi içerisinde verdikleri temyiz başvurularına ilişkin dilekçelerinde, ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince verilen mahkûmiyet hükmüne ilişkin gerekçeli kararın kendilerine tebliğ edilmesini istemeleri üzerine; gerekçeli kararın tutuklu bulunan sanığa 17.05.2019, sanık müdafisine ise 20.05.2019 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, sanığın temyiz nedenlerini bildirdiği 29.05.2019 tarihli ve sanık müdafisinin temyiz nedenlerini bildirdiği 10.07.2019 havale tarihli ek dilekçelerinin CMK’nın 295. maddesinde öngörülen yedi günlük süreden sonra verildiğinden süresinde olmadığı anlaşılmaktadır.


Ceza Genel Kurulu 2019/554 E. , 2021/117 K.

  • TCK 295
  • Gerekçeli kararın tebliğiyle birlikte 7 günlük yasal sürede gerekçeli temyiz dilekçesinin verilebileceği ihtar edilmediği takdirde temyiz edenin öğrenme tarihi olarak bildirdiği tarihten itibaren 7 gün içinde gerekçeli temyiz dilekçesi vermesi mümkündür.

Süresi içinde vermiş olduğu dilekçeyle sebep göstermeksizin hükmü temyiz eden tarafın, kararın kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde sunacağı dilekçeyle sebep bildirmesi gerekmektedir. Bu sürenin “hak düşürücü” veya “düzenleyici” nitelikte olduğu uygulamada ve doktrinde tartışmalıdır. Hukuki bir konuda kesin çizgilerle ayrışmış bir tartışma varsa ve yargı organları aynı konuda farklı sonuçlara varıyorlarsa taraflar açısından yasanın öngörülebilirliği ilkesinde sorun olduğu sonucuna ulaşılabilecektir. Nitekim 1412 sayılı CMUK’nın yürürlükte olduğu dönemde Yargıtay tarafından sebep içermeyen temyiz taleplerinin incelenmesine ilişkin yerleşik uygulama, sistemde değişiklik yapan ve istinaf mahkemelerini faaliyete geçiren 5271 sayılı CMK’nın uygulandığı ilk dönemlerde yanılgı hâli olarak makul görülebilecektir.

Hukuk devleti olmanın sorumluluğu bağlamında verilen kararlar ile kurulan hükümlere karşı yasa yolları, şekli, süreleri ve sonuçlarının ilgililere açıkça bildirilmemesi veya eksik bildirilmesi hâlinde, yasal sürelerin tebligat tarihinden itibaren değil ancak öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı, öğrenme tarihi kesin olarak belirlenebilen hâller dışında taraf beyanının esas alınması gerekliliğinden hareketle, usulüne uygun sebep içeren dilekçe var ise bu kapsamda temyiz incelemesinin yapılması, aksi hâlde ilgiliye yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda yapılacak meşruhatlı tebligatla 7 günlük süre içinde yasal düzenlemeye uygun sebep bildirmemesi hâlinde sebep yokluğundan dolayı temyiz talebinin reddedileceği ihtar edilmeli, sonucuna göre esasa ilişkin temyiz incelemesi yapılıp yapılmayacağına karar verilmelidir.

Bu açıklamalara göre, bahsi geçen ihtaratın yapılmamış olduğu belirlenmekle sanığın temyiz nedenlerini sunduğu 01.10.2019 tarihli dilekçesinin süresinde olduğunun kabul edilmesi ve temyiz incelemesinin anılan bu dilekçeye hasren yapılması gerekmekte olduğundan tebliğnamenin bu hususta ret isteyen görüşüne iştirak edilmemiştir.

….

Ceza Genel Kurulu 2022/221 E. , 2022/529 K.

Sanığın yüzüne karşı 08.03.2018 tarihinde hükmün tefhim edildiği, sanık müdafisi tarafından 08.03.2018 tarihinde hükmün usul ve yasaya aykırı olduğuna ve gerekçeli karar tebliğ edildiğinde ayrıntılı temyiz dilekçesinin sunulacağına ilişkin temyiz dilekçesi verildiği, sanık müdafisine gerekçeli kararın 18.04.2018 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği ancak yapılan tebligatta temyiz nedenlerini bildirir ek dilekçenin verilmesine ilişkin süre belirtilmediği, sanık müdafisinin temyiz nedenlerini bildirir ek dilekçesini 28.05.2018 tarihinde verdiği, ayrıca hükümde de CMK’nın 295. maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz nedenlerini bildirir ek dilekçenin temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (7) gün içerisinde verilmesi gerektiğinin bildirilmediği anlaşıldığından, sanık müdafisinin temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden ve gerekçeli kararın 18.04.2018 tarihinde tebliğinden itibaren yedi gün geçtikten sonra sunduğu 28.05.2018 tarihli temyiz nedenlerini bildirir ek dilekçenin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilmelidir. Bu nedenle Özel Dairece, sanık müdafisinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi isabetli değildir.


YARGITAY 16. CEZA DAİRESİ Esas : 2017/2977 Karar : 2018/410 Tarih : 7.02.2018

  • CMK 295. Madde

  • Temyiz Gerekçesi

I- Sanıklar …, … ve … hakkında; 1- Silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan; CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat

2- Göçmen kaçakçılığı suçundan; CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat

II- Sanık … hakkında;

1- Göçmen kaçakçılığı suçundan; CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat

2- Silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan; TCK’nın 314/3, 220/7, 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 220/7, 62, 53, 58/9, 63 maddeleri uyarınca mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

O yer Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçesi içeriğinde “usul ve yasaya aykırı hususlar içermesi nedeniyle kararın bozulması için” temyiz yoluna gidildiğinin belirtilmiş olması karşısında, Cumhuriyet savcısının temyizinin hangi hükümlere yönelik olduğu hususunda tereddüde düşüldüğünden o yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin hangi hükümlere yönelik olduğunun 5271 sayılı CMK’nın 265 ve 295. maddelerine uygun şekilde açıklattırılması ile gerektiğinde ek tebliğname de düzenlendikten sonra iadesi için dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 16. CEZA DAİRESİ Esas : 2017/2145 Karar : 2018/145 Tarih : 26.01.2018

  • CMK 295. Madde

  • Temyiz Gerekçesi

Gerekçeli karardan sonra 10.07.2015 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dosyanın görüldüsü yapılarak gönderildiği, 16.06.2015 tarihinde süre tutum dilekçesi veren Cumhuriyet savcısına CMK’nın 293. maddesine göre gerekçeli karar tebliği yapıldığına ilişkin bir belgeye ise rastlanılmadığından, varsa dosyasına konulması, aksi halde karar tebliğ edilip CMK’nın 295. maddesi gözetilerek süre tutum dilekçesi ile hükmü temyiz eden Cumhuriyet savcısı, bu savcı görevinden ayrılmış ise Cumhuriyet Başsavcısı veya görevlendirilecek başka bir Cumhuriyet savcısı tarafından; temyizin sanıklar lehine mi aleyhine mi olduğu hususunu içeren gerekçeli temyiz layihasının düzenlenmesi sağlandıktan, lehe yapılmış temyizden feragat edildiği takdirde ise CMK’nın 266/1-2. cümlesi gereğince sanıklara feragate rızası olup olmadığı da sorulup, eksiklikler tamamlanarak gerektiği takdirde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca ek tebliğname de düzenlendikten sonra iadesi için dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS