0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Temyiz İstemi ve Süresi

CMK Madde 291

(1) Temyiz istemi, hükmün açıklanmasından itibaren on beş gün içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt kâtibine bir beyanda bulunulması suretiyle yapılır; beyan tutanağa geçirilir ve tutanak hâkime onaylattırılır. Tutuklu bulunan sanık hakkında 263 üncü madde hükmü saklıdır.

(2) Hüküm, temyiz yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda açıklanmışsa, süre tebliğ tarihinden başlar.



CMK Madde 291 Gerekçesi

Temyiz incelemesi, buna yetkisi olanın isteği üzerine yapılır. Başvuru, hükmü veren bölge adliye mahkemesi ceza dairesine dilekçe sunulması veya zabıt kâtibine beyanda bulunulması şeklinde olur. Beyan tutanağa geçirilir ve hâkime onaylattırılır.

Tutuklu sanık 293 üncü madde uyarınca başvurusunu tutuklu bulunduğu kurum müdürüne de yapabilir.

Temyiz süresi yedi gün olup bu süre hükmün açıklanması tarihinden başlar. Açıklama kanun yoluna başvuru hakkı olanların yokluğunda yapılmış ise süre tebliğ tarihinden itibaren başlayacaktır.

Tasarının 303 üncü maddesi, bölge adliye mahkemesince re’sen incelenmesi kabul edilen onbeş yıl ve daha fazla hürriyeti bağlayıcı cezalar ile ölüm cezaları hakkındaki hükümlerin temyiz yolunda incelenebilmesini tarafların başvurusuna bağlı kılmıştır.


CMK 291 (Temyiz İstemi ve Süresi) Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ Esas : 2018/2446 Karar : 2018/6746 Tarih : 23.05.2018

  • CMK 291. Madde

  • Temyiz İstemi ve Süresi

0/07/2017 tarihli ve 7035 sayılı Kanun’un 21. maddesiyle yapılan değişiklik uyarınca 5271 sayılı CMK’nın 291/1. maddesinde yedi gün olarak belirtilen temyiz süresinin on beş gün olarak değiştirildiği, ancak Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20/07/2016 tarihinden önce verilen ve Yargıtay’dan geçen dosyalar hakkında 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK’nun 305-326. maddeleri uygulanmakta olduğundan, daha önce Yargıtay incelemesinden geçmiş dosyada temyiz süresine ilişkin bir değişiklik yapılmadığı dikkate alındığında; sanığın yüzüne karşı verilen 08/02/2018 tarihli kararda temyiz süresinin tebliğ tarihinden itibaren 15 gün olduğu belirtilerek yanıltmaya neden olunduğunun anlaşılması karşısında 08/02/2018 tarihinde yüzüne karşı verilen kararı 21/02/2018 tarihli temyiz dilekçesi ile temyiz eden suça sürüklenen çocuğun temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;

1-Suça sürüklenen çocuk hakkında konut dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

5271 sayılı CMK’nın 231/8. maddesinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde, denetim süresi içinde dava zamanaşımının duracağı ve maddenin 11. fıkrasında, denetim süresi içinde kasten yeni suç işlenmesi halinde mahkemece hükmün açıklanacağı düzenlenmiş olup, duran zamanaşımının, denetim süresi içinde işlenen suçtan dolayı verilen hükümlülük kararının kesinleşmesi koşuluyla suçun işlendiği tarihte yeniden işlemeye başlayacağı kabul edilerek ve 25/09/2009 tarihli karar ile suça sürüklenen

çocuğun konut dokunulmazlığını bozma suçundan cezalandırılmasına; ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 3 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, hükmün 13/10/2009 tarihinde kesinleşmesinden sonra 05/05/2010 tarihinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle suça sürüklenen çocuğun yargılanarak mahkumiyetine karar verildiği ve mahkumiyet kararının 04/12/2013 tarihinde kesinleştiği belirlenerek yapılan incelemede;

Suç tarihi itibariyle 15-18 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 116/4 maddesindeki konut dokunulmazlığını bozma suçu için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı Kanun’un 66/1-e, 66/2, 67/4. maddelerinde belirtilen 7 yıl 12 aylık genel dava zamanaşımının (hükmün açıklanmasının geri bırakılması nedeniyle oluşan 6 ay 22 günlük durma süresi de çıkartılarak) suçun işlendiği 30/10/2008 gününden hüküm tarihine kadar geçtiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuğun temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun’un 8.maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan, 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE,

2-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Bozma üzerine yapılan duruşmaya toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 23/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ Esas : 2018/1962 Karar : 2018/5058 Tarih : 25.04.2018

  • CMK 291. Madde

  • Temyiz İstemi ve Süresi

Dosya kapsamında göre; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07/11/2006 tarihli ve 2006/6-123 esas, 2006/229 sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, Anayasa’nın 40/2, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 34/2, 231/2, 232/6 ve 291/1-2. maddeleri uyarınca karar ve hükümlerde, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, sürenin ne zaman başlayacağı, mercii, başvuru şekli ve kanun yollarına başvurulmadığı takdirde hükmün kesinleşeceğinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesinin gerekmesi, kararda anılan hususlara yer verilmemesi karşısında, sanık …‘ın 13.05.2014 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;

1-Sanık … hakkında konut dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline İlişkin Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının İnfaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.

Yapılan duruşmaya toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün ONANMASINA,

2-Sanıklar hakkında hırsızlık ve sanık … hakkında konut dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24/1 1/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, dosya kapsamına göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;

a-Sanıklar hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlerde, hırsızlık suçundan etkin pişmanlığın soruşturma aşamasında gerçekleşmiş olması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 168/1. maddesi ile uygulama yapılırken anılan maddenin 2. fıkrasındaki indirim oranının üst sınırı olan 1/2 oranından daha fazla indirim yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde “168/1. maddesi gereğince 1/2 oranında” indirim yapılarak fazla cezaya hükmedilmesi,

b-Sanık … hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarından kurulan hükümlerde, İzmir 9.Asliye Ceza Mahkemesinin 14.07.2008 kesinleşme tarihli ve 2007/160 E. - 2008/138 K. sayılı konut dokunulmazlığını bozma suçundan verilen 5 aylık hapis cezasının infaz tarihi 21.12.2009 olup, infaz tarihinden itibaren 3 yıllık süre geçmiş olduğundan, hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından verilen mahkumiyetlerinin infaz tarihlerinin araştırılıp sonucuna göre sanık hakkında tekerrür hükümlerin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 25/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 16. CEZA DAİRESİ Esas : 2017/3617 Karar : 2018/558 Tarih : 22.02.2018

  • CMK 291. Madde

  • Temyiz İstemi ve Süresi

Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;

Sanık müdafiine gerekçeli kararın 01.08.2017 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği ve sanık müdafiinin hükmü 12.08.2017 tarihinde elektronik imzalı dilekçesiyle temyiz ettiğinin anlaşılması karşısında; temyiz isteminin 7035 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik CMK`nın 291/1. maddesi uyarınca süresinde yapıldığı belirlenerek tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 Karar sayılı kararında bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olduğunun kabul edildiği dikkate alınarak,

somut olayda, sanığın bylock kullanıcısı olup olmadığının atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında; kovuşturma aşamasından sonra dosya içerisine konulduğu anlaşılan ve sanığın bylock kullanıcısı olduğunu bildiren ayrıntılı bylock tespit ve değerlendirme tutanağının CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunarak diyecekleri sorulduktan sonra yargılamaya devamla bir hüküm kurulması gerekirken, sanığın bylock kullanıcısı olduğuna dair yetersiz ve eksik araştırma tutanağına dayanılarak mahkumiyet kararı verilmesi;

2- Şenol Öztürk, Bilal Ünal ve Mustafa Fırat isimli infaz koruma memurlarının, duruşmada tanık sıfatıyla dinlenilmeksizin dinlememe nedenini de göstermeden idari soruşturmada muhakkik tarafından alınan beyanları ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,

Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan bu sebeplerden dolayı hükmün BOZULMASINA, verilen ceza miktarı ve tutuklulukta geçirilen süre dikkate alındığında tahliye talebinin reddine, 22.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 14. CEZA DAİRESİ Esas: 2017/7964 Karar: 2018/249 Tarih: 15.01.2018

  • CMK 291. Madde

  • Temyiz İstemi ve Süresi

Sanığın temyiz isteminin incelenmesinde;

Bölge Adliye Mahkemesince yokluğunda verilip sanık müdafiine 24.03.2017 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edilen hükmü sanığın CMK’nın 291/1. maddesinde düzenlenip tebliğden itibaren işlemeye başlayan yedi günlük kanuni süresinden sonra ibraz ettiği 06.06.2017 havale tarihli dilekçeyle temyiz ettiği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin 5271 sayılı CMK’nın 298/1. maddesi uyarınca REDDİNE,

Katılan Bakanlık vekilinin temyiz isteminin incelenmesine gelince;

5271 sayılı CMK’nın 288, 294. maddelerinde5271 sayılı CMK’nın 288 ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp aynı Kanunun 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ile katılan bakanlık vekilinin temyiz dilekçesinde belirttiği nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde vaki istinaf başvurusunun esastan reddine dair kurulan hükme yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmediğinden, katılan Bakanlık vekilinin temyiz isteminin 5271 sayılı CMK’nın 302/1. madde ve fıkrası gereğince esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 15.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS