0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Hâkim veya Başkanın Yetkisi

CMK Madde 203

(1) Duruşmanın düzeni, mahkeme başkanı veya hâkim tarafından sağlanır.

(2) Mahkeme başkanı veya hâkim, duruşmanın düzenini bozan kişinin, savunma hakkının kullanılmasını engellememek koşuluyla salondan çıkarılmasını emreder.

(3) Kişi dışarı çıkarılması sırasında direnç gösterir veya karışıklıklara neden olursa yakalanır ve hâkim veya mahkeme tarafından, avukatlar hariç, verilecek bir kararla derhâl dört güne kadar disiplin hapsine konulabilir. Ancak çocuklar hakkında disiplin hapsi uygulanmaz.



CMK Madde 203 Gerekçesi

1412 sayılı Kanunun 379 uncu maddesinde yer alan disiplin cezaları değiştirilmiştir. Hâlen bir haftaya kadar olan “disiplin hapsi” 4 güne indirilmiş ve 1412 sayılı Kanunun 379 uncu maddesinde öngörülmüş bulunan hafif para cezasına ilişkin hüküm Tasarının ilgili maddesine alınmamıştır. Çocuklar hakkında disiplin hapsi uygulanmayacaktır.

Maddede, duruşmanın düzen ve disiplinin sağlanması konusunda getirilen hükümlerle duruşmanın düzen ve disiplinin bozulmasına neden olabilecek olayların önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Esaslar şöylece ifade olunabilir:

l. Mahkeme başkanı veya hâkim duruşmanın düzen ve disiplini sağlayacaktır; bu amaçla, hâlin gerekli kıldığı tedbirleri alabilecek ve uyarıları yapabilecektir.

2.Duruşma sırasında ne suretle olursa olsun düzeni bozan dinleyici, tanık, bilirkişi, katılan, malen sorumlu ve diğer kişilerin salondan çıkarılmasını görevlilere emredecektir.

3.Dışarı çıkarılması sırasında direnç gösteren veya karışıklıklara neden olanların yakalanmalarını emretmekle beraber bunların 4 güne güne kadar disiplin hapsine konulmalarına karar verecektir.


CMK 203 (Hâkim veya Başkanın Yetkisi) Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ Esas : 2008/15464 Karar : 2008/18029 Tarih : 8.10.2008

  • CMK 203. Madde

  • Hâkim veya Başkanın Yetkisi

Görevli kurula hakaret suçundan şüpheli B. A. A. hakkında, İ. … Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği 14.01.2008 tarihli son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına ilişkin kararının Adalet Bakanlığınca 25.06.2008 gün ve 36336 sayılı yazı ile yasa yararına bozulmasının istenmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.07.2008 gün ve 142596 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Daireye gönderilmekle incelendi: Tebliğnamede “Şüpheli avukatın mahkeme heyetine karşı söylediği sözlerin ve el hareketinin hakaret içerip içermediği hususunda ki mevcut delillerin son soruşturmanın açılması için yeterli olup delillerin takdirinin de son soruşturma aşamasında davayı görecek olan mahkemesine ait bulunduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir” denilmektedir. Gereği görüşüldü:

İncelenen dosyada, şüpheli avukatın, sanık A.Y. müdafii olarak katıldığı B. … Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/370 esas sayılı dosyasının 16.11.2006 tarihli duruşmasında, mahkeme heyetine parmak sallayarak yüksek sesle “bu işleri mahkemeden daha iyi bildiği, beyanlarının zapta doğru olarak yazılmadığı, tutanağın doğru olmadığını” bildirdiği belirtilerek hakkında yasal gereğinin yapılması için anılan mahkemece 5271 sayılı C.Y.Y.’nın 205. maddesi uyarınca suç duyurusunda bulunulduğu görülmektedir. Şüpheli avukatın yukarıda açıklanan eyleminin, görevli kurula hakaret suçunun unsurlarını taşımayıp 5271 sayılı C.Y.Y.`nın 203/2 maddesi kapsamında değerlendirilmesi gereken duruşma düzenini bozucu disiplinsiz davranış niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesince eylemin hakaret suçunu oluşturmadığı gerekçesiyle verilen son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına ilişkin kararın, hukuka uygun olduğu açıktır.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce belirtilen nedenlerle yerinde görülmediğinden, Adalet Bakanlığının yasa yararına bozma isteğinin REDDİNE, 08.10.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ Esas : 2006/6474 Karar : 2007/10085 Tarih : 28.11.2007

  • CMK 203. Madde

  • Hâkim veya Başkanın Yetkisi

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1- Sanığın yasak silah taşıma suçundan yargılandığı kamu davasının 04.01.2006 tarihli oturumunda, tanık sıfatıyla oğlu dinlenirken müdahale etmesi üzerine kendisine yapılan uyarılara olumsuz bir tutum sergileyip “çocuğa ne biçim soru soruyorsun, onu ben mi bildirdim, ne istiyorsan onu yaz” demesi nedeniyle duruşma salonundan uzaklaştırıldığı ve tanık dinlendikten sonra huzura alındığında ise yeniden “baba olarak hakkım yok mu, çocuğum neden yargılanıyor, ne biliyorsan onu yaz” biçiminde sözler sarfetmesi eylemlerinin, 5271 sayılı CYY`nin 203-204. maddeleri kapsamına giren duruşma düzenini bozucu davranış niteliğinde olduğu gözetilmeden ve ne suretle küçültücü olduğu açıklanmadan, görevliye hakaret suçundan hüküm kurulması,

2- Kabule göre;

a- Sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCY`nin 125/3-a maddesinin hapis cezası yanında seçenek ceza olarak adli para cezası da öngörmesi karşısında, temel cezanın belirlenmesinde takdir hakkının hangi hukuki gerekçelere dayanılarak kullanıldığı açıkça gösterilmeden temel cezanın hapis cezası olarak belirlenmesi,

b- 5271 sayılı CYY’nin 182. maddesine göre açık olarak yapılan yargılama sırasında suçun işlenmesi karşısında cezanın 5237 sayılı TCY`nin 125/4. maddesiyle artırılmaması,

Yasaya aykırı ve sanık Mehmet müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle (HÜKMÜN BOZULMASINA), yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 2/b no. lu bozma hususuna ilişkin olarak yeniden hüküm kurulurken 1412 sayılı CYY`nin 326/son maddesinin gözetilmesine, oybirliğiyle karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS