0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Soruşturmanın Sulh Ceza Hâkimi Tarafından Yapılması

CMK Madde 163

(1) Suçüstü hâli ile gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, Cumhuriyet savcısına erişilemiyorsa veya olay genişliği itibarıyla Cumhuriyet savcısının iş gücünü aşıyorsa, sulh ceza hâkimi de bütün soruşturma işlemlerini yapabilir.

(2) Kolluk âmir ve memurları, sulh ceza hâkimi tarafından emredilen tedbirleri alır ve araştırmaları yerine getirirler.



CMK Madde 163 Gerekçesi

Bu madde, bir bakıma 160 üncü maddede yer alan hükümlerin tamamlayıcısı niteliğindedir. Soruşturma evresinde temel yetkili Cumhuriyet savcısıdır. Ancak, bu maddeye göre, suçüstü hâli ile gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısına erişilemediğinde soruşturma işlemleri sulh ceza hâkimi tarafından yapılabilecektir.

Madde, üçüncü bir hâl olarak da, olayın genişliği itibarıyla Cumhuriyet savcısının gücünü aşmasını öngörmüştür.

Sulh ceza hâkiminin, bu madde gereğince soruşturma yaptığı hâllerde kolluk âmir ve memurları 161 üncü madde gereğince yükümlü oldukları görevleri yapacaklar ve onun tarafından emredilen tedbirleri alacaklar ve araştırmaları yerine getireceklerdir.

Bu madde gereğince sulh ceza hâkimi adeta bir Cumhuriyet savcısı gibi yetki kullandığından düzenlediği dosyayı Cumhuriyet savcısına göndermesi ve soruşturma sırasındaki kararların onun tarafından verilmesi gerekir.


CMK 163 (Soruşturmanın Sulh Ceza Hâkimi Tarafından Yapılması) Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ Esas : 2005/9424 Karar : 2006/10703 Tarih : 10.05.2006

  • CMK 163. Madde

  • Soruşturmanın Sulh Ceza Hâkimi Tarafından Yapılması

Görevde yetkiyi kötüye kullanma suçundan hakkında soruşturma açılması istenilen A.`ye ilişkin olarak K. Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 29.3.2005 tarih ve 2005/178 - 2005/35 sayılı takipsizlik kararına yapılan itirazın reddine dair M. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanınca verilen 15.4.2005 tarihli ve 2005/115-115 Müt. sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteğini içeren Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 1.9.2005 gün ve 2005/151933 sayılı tebliğnamesiyle birlikte dosya Daireye gönderilmekte incelendi ve gereği görüşüldü:

Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede özetle; “Köy muhtarı olan A. hakkında yakınanın dilekçesi üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2004/503 sayılı hazırlık soruşturması yapılarak 17.12.2004 tarih ve 2004/503 215 sayılı kararla kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği, yakınanın ayrıca D. Kaymakamlığı’na verdiği dilekçeye ilişkin olarak soruşturma izni verilmemesi kararına yaptığı itiraz üzerine D. Bölge İdare Mahkemesinin 21.2.2005 gün ve 2005/9-29 sayılı kararı ile Kaymakamlıkça verilen kararın kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmakla, D. Cumhuriyet Başsavcılığı`nca verilen 17.12.2004 tarihli önceki takipsizlik kararının usulünce yapılmış bir soruşturma sonucu verilmemiş olması nedeniyle geçerliğinin bulunmadığı, dolayısıyla D. Bölge İdare Mahkemesince verilen karar üzerine Cumhuriyet Savcılığınca usulüne uygun yeni bir soruşturma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine, yazılı şekildeki gerekçeyle reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir” denilmektedir.

Bir suçun işlendiği hususunda kendisine ihbar veya şikayette bulunulan ya da diğer yollarla bu yönde bilgi alan Cumhuriyet Savcısının “soruşturma” görevi 1412 sayılı CMUK.nun 153, 5271 sayılı CMK.nın 160. maddeleri uyarınca başlamaktadır. Bu şekilde başlayan ceza soruşturması sonucunda Cumhuriyet Savcısınca, aynı yasaların 163,164. ve 170,171, 172. maddeleri uyarınca kamu davasının açılmasına ya da kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmelidir. Kovuşturmaya yer olmadığı kararının birtakım hüküm ve sonuçları bulunmaktadır. Bu karara karşı ilgililerin itiraz hakları bulunduğu gibi, 5271 sayılı CMK.nın 173/6. maddesi uyarınca itirazın merci tarafından reddi halinde kamu davasının açılması yeni delil bulunması ve merciin karar vermesi koşuluna bağlı tutulmuştur.

Buna karşın, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Yasa kapsamı içerisindeki görevliler ve suçlar bakımından ceza soruşturması açılabilmesi “izin koşuluna” bağlanmıştır. 4483 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca Cumhuriyet Savcıları, bu kanun kapsamındaki suçlarla ilgili olarak bir ihbar veya şikayet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde ivedilikle toplanması gerekli ve kaybolma ihtimali bulunan delilleri tespitten başka hiçbir işlem yapmayarak ilgili merciden soruşturma izni isterler. Bu iznin doğrudan veya itiraz sonucunda verilmesi durumunda aynı kanunun 11. maddesi uyarınca ceza soruşturması yürütülerek sonuçlandırılır. Başka bir anlatımla 4483 sayılı yasa hükümleri uyarınca gerekli soruşturma izninin alınamaması halinde ceza soruşturması “başlamadığı” için, suç işlendiği yolunda yapılmış olan ihbar veya şikayetler hakkında “işlem yapılmasına yer olmadığı” kararı verilebilecek ise de, CMK`nın 172. maddesinde belirtildiği anlamda “kovuşturmaya yer olmadığı kararı” verilemeyecektir.

İncelenen dosyada yakınanın doğrudan D. Cumhuriyet Savcılığına verdiği dilekçe üzerine Kaymakamlıktan soruşturma izni istenilmesi gerekirken, yasal usule uygun olarak başlatılmayan soruşturma hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair verilmiş bulunan 17.12.2004 tarihli kararın hukuken geçerli bulunmadığının anlaşılması ve aynı konuda Kaymakamlığın soruşturma izni verilmemesi kararının D. Bölge İdare Mahkemesince kaldırılmış olması karşısında, idare mahkemesi kararıyla verilmiş bulunan soruşturma izni uyarınca ceza soruşturması açılarak sonucuna göre işlem yapmak gerekirken, hukuka aykırı gerekçelerle önceki 17.12.2004 tarihli kararı gerekçe göstermek suretiyle verilen 29.3.2005 gün ve 2005/178-35 sayılı kovuşturmaya yer olmadığı kararına yakınanın yaptığı itirazın mercii tarafından kabul edilmesi yerine reddine karar verilmesi hukuka aykırı bulunduğundan, 5271 sayılı CYY`nın 309. maddesi uyarınca M. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanınca verilen 15.4.2005 tarihli ve 2005/115-115 Müt. sayılı kararın ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ Esas : 2006/433 Karar : 2006/10350 Tarih : 3.05.2006

  • CMK 163. Madde

  • Soruşturmanın Sulh Ceza Hâkimi Tarafından Yapılması

Görevde yetkiyi kötüye kullanma suçundan haklarında soruşturma açılması istenilen ilişkin olarak K. Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 29.3.2005 tarih ve 2004/2804 hz., 2005/560 sayılı takipsizlik kararına yönelik olarak yakınan vekilince yapılan itirazın reddine dair B. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanınca verilen 12.7.2005 tarihli ve 2005/59-589 D.iş sayılı karar aleyhine Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteğini içeren Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.01.2006 gün ve 20066375 sayılı tebliğnamesiyle birlikte dosya Daireye gönderilmekle incelendi ve gereği görüşüldü:

Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede özetle; “Yakınanlar vekili tarafından yapılan şikayet üzerine İçişleri Bakanı oluru ile verilen soruşturma izni verilmemesi kararı üzerine, K. C. Başsavcılığınca takipsizlik kararı verilmiş olması karşısında, ortada bir soruşturma bulunmadığı, bu haliyle takipsizlik kararının 1412 sayılı CMUK.nun 164 - 168. maddeleri ( 5271 sayılı CMK.nun 172 - 173. maddeleri ) kapsamında itiraza konu bir karar niteliğinde olmadığı gözetilerek, itiraz merciince `inceleme yapılmasına yer olmadığı kararı verilmesi yerine inceleme yapılmak suretiyle itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir” denilmektedir.

Bir suç ihbarı veya şikayeti ya da bilgisini alan Cumhuriyet savcısının “soruşturma” görevi 1412 sayılı CMUK.nun 153, 5271 sayılı CMK.nın 160. maddeleri uyarınca başlamaktadır. Bu şekilde başlayan ceza soruşturması sonucunda C. Savcısınca, aynı yasaların 163,164. ve 170, 171, 172. maddeleri uyarınca kamu davasının açılmasına ya da kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmelidir. Kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı ilgililerin itiraz hakları bulunmaktadır. Diğer yandan 5271 sayılı CMK.nın 173/6. maddesi uyarınca itirazın merci tarafından reddi halinde kamu davasının açılması yeni delil bulunması ve merciin karar vermesi koşuluna bağlı tutulmuştur.

4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanununun 4. maddesi uyarınca C. Savcıları, bu kanun kapsamındaki suçlarla ilgili olarak bir ihbar veya şikayet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde ivedilikle toplanması gerekli ve kaybolma ihtimali bulunan delilleri tespitten başka hiçbir işlem yapmayarak ilgili merciden soruşturma izni isterler. Bu iznin doğrudan veya itiraz sonucunda verilmesi durumunda aynı kanunun 11. maddesi uyarınca ceza soruşturması yürütülerek sonuçlandırılır. 4483 sayılı Yasa, kapsamı içerisindeki görevliler ve suçlar bakımından ceza soruşturması açılabilmesini “izin koşuluna” bağlamıştır.

Başka bir anlatımla 4483 sayılı yasa hükümleri uyarınca gerekli soruşturma izninin alınamaması halinde ceza soruşturması başlamadığı için, suç işlendiği yolunda yapılmış olan ihbar veya şikayetler hakkında takipsizlik kararı da verilemeyecektir.

İncelenen dosyada ilçe belediye başkan, imar ve fen işleri müdürü olan sanıklar hakkında, inşaat ruhsatının iptaliyle ilgili idare mahkemesi kararının uygulanmadığı ileri sürülerek yakınanlar vekilince yapılan suç ihbarı üzerine C. Savcısınca istenilen soruşturma izni İçişleri Bakanı tarafından verilmemiş, ancak yakınanlarca 4433 sayılı Yasanın 9. maddesi gereği bu karara itiraz edilmiştir.

Soruşturmaya başlamak için itiraz sonucunun beklenmesi gerekirken ve itiraz reddolunsa dahi başlamayan soruşturma hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilemeyeceği gözetilmeden ve yasaya aykırı biçimde verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararının hukuken bir değer taşımadığı gibi ortada itiraza tabi bir karar da bulunmadığından itiraz merciinin incelemeye yer olmadığına karar vermek yerine, itirazı incelemek suretiyle ret kararı vermiş olması yasaya aykırı bulunduğundan 5271 sayılı CYY`nin 309. maddesi uyarınca Bartın Ağır Ceza Mahkemesi Başkanınca verilen itirazın reddine ilişkin 12.7.2005 tarihli ve 2005/59-589 D.iş sayılı kararın ( BOZULMASINA ), dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS