Soruşturmada Cumhuriyet Savcısının Hâkim Kararı İstemi
CMK Madde 162
(1) Cumhuriyet savcısı, ancak hâkim tarafından yapılabilecek olan bir soruşturma işlemine gerek görürse, istemlerini bu işlemin yapılacağı yerin sulh ceza hâkimine bildirir. Sulh ceza hâkimi istenilen işlem hakkında, kanuna uygun olup olmadığını inceleyerek karar verir ve gereğini yerine getirir.
CMK Madde 162 Gerekçesi
Tasarının kabul ettiği sistemde soruşturmanın Cumhuriyet savcısı tarafından yapılması ve kolluğun yardımından yararlanılması esastır. Ancak soruşturma işlemleri kişi özgürlüklerine ve özel hayata müdahaleyi gerektirdiğinde hâkime başvurulması esastır. Cumhuriyet savcısı bir araştırma işleminin hâkim tarafından yapılmasının zorunlu olduğunu da takdir edebilir. Sorgu hâkimi bulunmayan sistemlerde bu husus zorunluk da arz edebilir.
İşte madde bu ihtiyacı karşılamak amacıyla kaleme alınmıştır: Cumhuriyet savcısı ancak hâkim tarafından yapılabilecek bir soruşturma işlemine gerek görürse, bu işlemin yapılacağı yerin sulh ceza hâkimine başvuracaktır. Böyle bir hâlde hâkim önce istenen işlemin kanuna uygun olup olmadığını inceleyecektir; uygun ise olumlu kararı vermekle beraber gereğini yerine getirecektir.
Böylece madde soruşturma işlemlerinde hâkim kararına bağlı olanların ne suretle yerine getirilebileceğini saptamış bulunmaktadır.
CMK 162 (Soruşturmada Cumhuriyet Savcısının Hâkim Kararı İstemi) Emsal Yargıtay Kararları
YARGITAY 11. CEZA DAİRESİ Esas: 2014/4166 Karar: 2014/5354 Tarih: 10.07.2014
-
CMK 162. Madde
-
Soruşturmada Cumhuriyet Savcısının Hâkim Kararı İstemi
Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan şüpheli M. D. hakkında Safranbolu Asliye Ceza Mahkemesi’nce verilen 17.02.2014 tarihli ve 2014/28 değişik iş sayılı itirazın reddi kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca dava dosyasının 05.05.2014 tarihli ihbar yazısı ekinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : İncelenen dosyadan;
a- ) Safranbolu Cumhuriyet savcısınca, 14.02.2014 tarihinde 2013/1941 soruşturma sayılı yazı ile Safranbolu Sulh Ceza Mahkemesi’nden, Safranbolu’da acemilik eğitimini tamamlayarak, Silivri İlçe Jandarma Komutanlığı’ndaki usta birliğine teslim olan ve halen burada askerlik görevini yapan şüpheli M. D. hakkında, 02.10.2013 tarihinde Safranbolu’da işlenen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yürütülen soruşturma nedeniyle, atılı suça ilişkin delil elde edebilmek amacıyla şüpheliden gerekli kan örneğinin alınmasına ve alınan kan örneğinin genetik mukayeseye tabi tutulmasına, şüphelinin üzerinde ve halen görev yapmakta olduğu Silivri İlçe Jandarma Komutanlığı’nda bulunan eşyalarında arama yapılmasına ve suç unsuru ele geçirilmesi durumunda elkonulmasına karar verilmesinin talep edildiği,
b- ) Safranbolu Sulh Ceza Mahkemesi’nce 14.02.2014 tarihinde 2014/40 değişik iş sayı ile CMK’nın 162. maddesinde “Cumhuriyet savcısı, ancak hâkim tarafından yapılabilecek olan bir soruşturma işlemine gerek görürse, istemlerini bu işlemin yapılacağı yerin sulh ceza hâkimine bildirir. Sulh ceza hâkimi istenilen işlem hakkında, kanuna uygun olup olmadığını inceleyerek karar verir ve gereğini yerine getirir.” denildiğinden mahkemenin yetkili olmadığı, talebin kişinin bulunduğu işlemlerin yapılacağı Silivri Sulh Ceza Mahkemesi’nden istenmesi gerektiği gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği,
c- ) Cumhuriyet savcısının bu karara yönelik itirazının, Safranbolu Asliye Ceza Mahkemesi’nce 17.02.2014 tarihinde 2014/28 değişik iş sayı ile reddedildiği
Anlaşılmıştır.
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 162. maddesinde “Cumhuriyet savcısı, ancak hâkim tarafından yapılabilecek olan bir soruşturma işlemine gerek görürse, istemlerini bu işlemin yapılacağı yerin sulh ceza hâkimine bildirir. Sulh ceza hâkimi istenilen işlem hakkında, kanuna uygun olup olmadığını inceleyerek karar verir ve gereğini yerine getirir” hükmü karşısında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 116 maddesi uyarınca sanığın üzerinde ve eşyalarında arama yapılması talebi açısından arama işleminin yapılacağı yerin sulh ceza hâkiminden talepte bulunulması doğru ise de herhangi bir yerle mukayyet olmayan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 75. maddesi uyarınca sanığın kan örneğinin alınarak genetik incelemeye tabi tutulması tedbiri açısından Cumhuriyet savcısının bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkiminden karar alınabileceği gözetilmeksizin vaki itirazının kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek, Safranbolu Asliye Ceza Mahkemesi’nin 17.02.2014 tarihli kararının bozulması istenmiştir.
5271 sayılı CMK’nın 162. maddesinde “Cumhuriyet savcısı, ancak hâkim tarafından yapılabilecek olan bir soruşturma işlemine gerek görürse, istemlerini bu işlemin yapılacağı yerin sulh ceza hâkimine bildirir. Sulh ceza hâkimi istenilen işlem hakkında, kanuna uygun olup olmadığını inceleyerek karar verir ve gereğini yerine getirir.” hükmü öngörülmüş olup, belirtilen madde gereğince, ancak belli bir yerde yapılması zorunlu olan soruşturma işlemlerinde, işlemin yapılacağı yerdeki Sulh Ceza Mahkemesi’nden karar alınması gerekmekte ise de; soruşturma işleminin herhangi bir yerde yapılması zorunluluğunun bulunmadığı durumlarda, soruşturmanın yapıldığı yer Sulh Ceza Mahkemesi’nin yetkili olduğu, somut olayda şüpheliden kan örneği alınmasına ve alınacak örnek üzerinde inceleme yapılmasına karar verme yetkisi, soruşturmanın yapıldığı yerdeki Safranbolu Sulh Ceza Mahkemesi’ne ait olduğundan, Cumhuriyet savcısının itirazının kabulü yerine reddine karar verilmesi yasaya aykırı olup,
SONUÇ : Kanun yararına bozma isteği yerinde görüldüğünden; Safranbolu Asliye Ceza Mahkemesi’nin 17.02.2014 tarihli ve 2014/28 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkras 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA; aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının ( a ) bendi uyarınca gerekli işlemlerin yapılması için, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 10.07.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
YARGITAY 7. CEZA DAİRESİ Esas: 2006/11055 Karar: 2007/1307 Tarih: 05.03.2007
-
CMK 162. Madde
-
Soruşturmada Cumhuriyet Savcısının Hâkim Kararı İstemi
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa aykırı davranmak suçundan dolayı yapılan soruşturmada;
İş Merkezinde bulunan işyerinde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi kanununun 116 ve devamı maddeleri gereğince gündüzleyin bir defaya mahsus arama yapılmasına karar verilmesine suç unsuru bulunması halinde el konulma kararı verilmesine yönelik Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan talebin reddine dair, P. 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 26.12.2005 tarihli ve 2005/667. değişik iş sayılı kararına yapılan itirazın keza reddine ilişkin, P. 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 23.12.2005 tarihli ve 2005/41 müteferrik sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 14.6.2006 gün ve 26015 sayılı Kanun Yararına Bozma istemini içeren dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığının 17.7.2006 gün ve K.Y.B. 2005-143417 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkûr ihbarnamede;
Tüm dosya kapsamana göre, Cumhuriyet Savcılığınca yapılan talebin, yetkili mahkemenin İ. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi olduğundan bahisle reddine karar verilmiş ise de;
5846 sayılı kanunun 76. maddesinde bu kanundan doğan davalarda görevli mahkemenin ihtisas mahkemeleri olduğunun belirtildiği, bu durumun yargılama yapma görevinin hangi mahkemeye ait olduğunu kapsadığı, hazırlık soruşturmasının yürütülmesine ilişkin hususları içermemesi karşısında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “Arama ve el koyma” başlıklı dördüncü bölümünde; arama ve el koymada dikkate alınması gereken hususların gösterildiği nazara alınarak, Cumhuriyet Savcılığınca yapılan arama ve el koymaya ilişkin taleplere ait kararların; 5271 sayılı kanunun 162. maddesi uyarıca sulh ceza mahkemesi tarafından verilmesi gerektiği dikkate alımaksızın, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR VE SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüdüğünden P. 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.12.2005 gün ve 2005/141. müt. sayılı kararının 309/4-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yapılmasına, 05.03.2007 günü oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ Esas : 2018/2736 Karar : 2018/6327 Tarih : 16.05.2018
-
CMK 162. Madde
-
Soruşturmada Cumhuriyet Savcısının Hâkim Kararı İstemi
Karşılıksız yararlanma suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 16/11/2017 tarihli ve 2017/6086 soruşturma, 2017/3592 esas, 2017/3131 sayılı iddianamenin iadesine dair Manavgat 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/12/2017 tarihli ve 2017/332 iddianame değerlendirme sayılı kararına yönelik itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına ilişkin Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/01/2018 tarihli ve 2017/1378 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 26.04.2018 gün ve 1532-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.05.2018 gün ve 2018/37037 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Benzer bir olayla ilgili olarak Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 28/02/2018 tarihli ve 2018/804 esas, 2018/1988 karar sayılı ilâmında yer alan, “Karşılıksız yararlanma suçu bakımından özel bir etkin pişmanlık düzenlemesi olan TCK’nın 168/5. maddesi gereğince ve kanun koyucunun amacı doğrultusunda şikâyetçi kurumun uğradığı zararın, vergisi dahil suç tutanağı ile belirlenmiş veya belirlenecek olan cezasız tutarın ödenmesi halinde şüpheli hakkında kamu davası açılamaz. Maddede bahsedilen zarar, vergisiz ve cezasız miktardır, uğranılan vergisiz ve cezasız zarar miktarının tespiti amacıyla keşif yapılması için Cumhuriyet Başsavcılığınca CMK’nın 83 ve 162. maddelerine istinaden Sulh Ceza Hâkimliğinden talepte bulunulması, dosya içeriğindeki delillere göre karşılıksız yararlanma suçunun oluştuğu kanaatine varıldığı takdirde şüphelinin TCK’nın 168/5. fıkrasında düzenlenen yasal imkândan faydalanabilmesi, bu hususun bir dava şartı olduğu ve CMK’nın 174 ve 223/8. maddeleri gereğince işlem yapılmasına da yol açabileceği değerlendirilerek şüpheliye belirlenen vergisiz ve cezasız zarar miktarını kamu davası açılmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde hakkında dava açılmayacağı da hatırlatılarak usulünce bildirilip, makul bir süre tanınması, soruşturma aşamasında zararın tamamen tazmini halinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi, tamamen tazmin edilmemesi halinde dava açılması gerektiği gözetilmelidir. İnceleme konusu somut olayda; şikâyetçi kurumun şüpheliden
talep ettiği kaçak su bedelleri üç ayrı tutanak için olmak üzere … Türk Lirasıdır. TCK’nın 168/5. maddesine göre, ödenmesi halinde şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına kararı verilmesi sonucunu doğuracak olan, normal tarifeye göre vergisiz ve cezasız gerçek zarar miktarı tespit edilip, şüphelinin bu miktarı şikâyetçi kuruma ödemesi halinde hakkında dava açılmayacağına dair bir bildirimde bulunulmamıştır. Bu sebeple iddianamenin iadesi ve itiraz merciince farklı gerekçe ile itirazın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediğinden… “ şeklindeki açıklamalara nazaran, Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığınca anılan Yargıtay ilâmında belirtilen şekilde normal tarifeye göre vergisiz ve cezasız gerçek zarar miktarı tespit edilip, şüphelinin bu miktarı şikâyetçi kuruma ödemesi halinde hakkında dava açılmayacağına dair bir bildirimde bulunulmadan iddianame tanzim edildiği gözetilmeden, iddianamenin iadesi kararına karşı yapılan itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
5271 sayılı CMK’nın 160/2. maddesi hükmü ile; soruşturma evresinde Cumhuriyet savcılarına şüphelinin lehine olan delilleri (de) toplama ve şüphelinin haklarını koruma yükümlülüğü getirilmiş, ayrıca aynı Kanun’un 170 ve 174. madde hükümleri ile iddianamenin iadesi kurumuna yer verilmiştir. CMK’nın 174. maddesinin 1. fıkrasının b) bendi hükmüne göre de “Suçun sübutuna etki edeceği muhakkak olan bir delil toplanmadan” hazırlanan iddianamenin iade edilmesi gerekir.
Karşılıksız yararlanma suçu bakımından özel bir etkin pişmanlık düzenlemesi olan TCK’nın 168/5. maddesi gereğince ve kanun koyucunun amacı doğrultusunda şikâyetçi kurumun uğradığı zararın, vergisi dahil suç tutanağı ile belirlenmiş veya belirlenecek olan cezasız tutarın ödenmesi halinde şüpheli hakkında kamu davası açılamaz. Maddede bahsedilen zarar, vergisiz ve cezasız miktardır, uğranılan vergisiz ve cezasız zarar miktarının tespiti amacıyla keşif yapılması için Cumhuriyet Başsavcılığınca CMK’nın 83 ve 162. maddelerine istinaden Sulh Ceza Hakimliğinden talepte bulunulması, dosya içeriğindeki delillere göre karşılıksız yararlanma suçunun oluştuğu kanaatine varıldığı takdirde şüphelinin TCK’nın 168/5. fıkrasında düzenlenen yasal imkândan faydalanabilmesi, bu hususun bir dava şartı olduğu ve CMK’nın 174 ve 223/8. maddeleri gereğince işlem yapılmasına da yol açabileceği değerlendirilerek şüpheliye belirlenen vergisiz ve cezasız zarar miktarını kamu davası açılmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde hakkında dava açılmayacağı da hatırlatılarak usulünce bildirilip, makul bir süre tanınması,
soruşturma aşamasında zararın tamamen tazmini halinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi, tamamen tazmin edilmemesi halinde dava açılması gerektiği gözetilmelidir.
İnceleme konusu somut olayda; şikâyetçi kurumun şüpheliden talep ettiği kaçak su bedeli 873,83 Türk Lirasıdır. TCK’nın 168/5. maddesine göre, ödenmesi halinde şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına kararı verilmesi sonucunu doğuracak olan, normal tarifeye göre vergisiz ve cezasız gerçek zarar miktarı tespit edilip, şüphelinin bu miktarı şikâyetçi kuruma ödemesi halinde hakkında dava açılmayacağına dair bir bildirimde bulunulmamıştır. Bu sebeple mahkemesince verilen iddianamenin iadesine ilişkin kararın yerinde olduğu gözetilmeden, verilen iade kararına yönelik itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden (MANAVGAT) 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 02.01.2018 gün ve 2017/1378 sayılı değişik iş sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca BOZULMASINA, sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 16.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ Esas : 2018/816 Karar : 2018/897 Tarih : 7.02.2018
-
CMK 162. Madde
-
Soruşturmada Cumhuriyet Savcısının Hâkim Kararı İstemi
Sanığın atılı suçdan mahkumiyetine dair 28/12/2016 tarihli hükmün sanık tarafından temyizi sonrasında, Dairemizin 19/12/2017 tarih, 2017/2486 - 2017/13810 E-K sayılı kararı ile mahkemenin kararının onanmasına karar verilmesinin ardından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 17/01/2018 tarih ve KD-2017/13762 sayılı itirazı üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308. maddesinin, 6352 sayılı Kanun’un 99. maddesi ile eklenen 3. fıkrası uyarınca yapılan incelemede;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 17/01/2018 tarih ve KD-2017/13762 sayılı sayılı itirazının KABULÜNE, Dairemizin karşılıksız yararlanma suçundan 19/12/2017 tarih, 2017/2486 - 2017/13810 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA karar verilerek yapılan incelemede;
Karşılıksız yararlanma suçu bakımından özel bir etkin pişmanlık düzenlemesi olan ve 6352 sayılı Kanun’un 84. maddesi ile eklenen TCK’nın 168/5. maddesi gereğince ve kanun koyucunun amacı doğrultusunda şikayetçi kurumun uğradığı zararın, vergisi dahil suç tutanağı ile belirlenmiş veya belirlenecek olan cezasız tutarın ödenmesi halinde şüpheli hakkında kamu davası açılamaz. Maddede bahsedilen zarar, vergisiz ve cezasız miktardır, uğranılan vergisiz ve cezasız zarar miktarının tesbiti amacıyla keşif yapılması için Cumhuriyet Başsavcılığınca CMK’nın 83 ve 162. maddelerine istinaden Sulh Ceza Hakimliğinden talepte bulunulması, dosya içeriğindeki delillere göre karşılıksız yararlanma suçunun oluştuğu kanaatine varıldığı takdirde şüphelinin TCK’nın 168/5. fıkrasında düzenlenen yasal imkandan faydalanabilmesi, bu hususun bir dava şartı olduğu ve CMK’nın 174 ve 223/8. maddeleri gereğince işlem yapılmasına da yol açabileceği değerlendirilerek şüpheliye belirlenen vergisiz ve cezasız zarar miktarını kamu davası açılmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde hakkında dava açılmayacağı da hatırlatılarak usulünce bildirilip, makul bir süre tanınması, soruşturma aşamasında zararın tamamen tazmini halinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi, tamamen tazmin edilmemesi halinde dava açılması gerektiği gözetilmelidir.
İnceleme konusu somut olayda; Cumhuriyet savcısının, bilirkişi aracılığı ile gerçek zarar miktarını tespit ederek, belirlenen zarar miktarını gidermesi halinde hakkında kamu davası açılmayacağı hususunda sanığa ihtar yapmaması nedeniyle, kovuşturma aşamasında kurumun uğradığı tüm zararı gideren sanık hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 168/5 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartının gerçekleşmemesi nedeniyle düşürülmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları ile bu bakımdan yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince istem gibi BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 168/5. ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE, karardan bir suretinin Adli Sicil Kanunu’nun 6/2. maddesi uyarınca mahsus siciline kaydı için Adalet Bakanlığı Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğüne mahkemesi tarafından gönderilmesine, 07/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 17. CEZA DAİRESİ Esas : 2016/533 Karar : 2017/9306 Tarih : 12.07.2017
-
CMK 162. Madde
-
Soruşturmada Cumhuriyet Savcısının Hâkim Kararı İstemi
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Sanığın duruşmada bildirdiği adresine öncelikle Tebligat Kanunu 10. maddesine göre normal yolla tebligat çıkarılması, iadesi halinde MERNİS sisteminde kayıtlı bulunan adresine Tebligat Kanunu 21/2. maddesine göre tebligat yapılması gerektiği gözetilmeden, sanığın duruşmada bildirdiği adresinin adres kayıt sisteminde mevcut olduğu gerekçesiyle doğrudan Tebligat Kanunu 21/2. maddesi uyarınca tebligatın muhtara teslimi ve kapıya ihbar kağıdı yapıştırılması şeklinde yapılan tebligat geçersiz sayıldığından temyiz süresinin öğrenme ile başladığı kabul edilerek ve Mahkemenin 21.10.2015 tarihli temyizin reddine ilişkin ek kararı kaldırılarak yapılan incelemede;
TCK’nın 163/3. maddesinde düzenlenen karşılıksız yararlanma suçları hakkında denetim ve işlem yapan elektrik, su, doğalgaz idarelerinde çalışan kamu görevlileri, görevleri sırasında, karşılıksız yararlanma olarak nitelenebilecek usulsüz bir kullanımı tesbit ettiklerinde bir yandan elektriğin sayaçtan geçirilip geçirilmediği, kısmen veya tamamen geçirilmiyorsa tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek hangi yöntemlerin, bu amaçla hangi cihaz ve malzemelerin kullanıldığı, bu tesbitlerin ne tür incelemelere dayandığı vb. tüm ayrıntıları içeren bir suç tutanağının düzenlenmesi, bir yandan da CMK’nın 158. maddesi gereğince hemen en yakın adli kolluk birimine veya Cumhuriyet Başsavcılığı’na durumun bildirilmesi ve adli kolluk görevlilerinin de olay yerine hemen intikali ile CMK’nın 160, 161. maddeleri gereği Cumhuriyet Savcısı’nın emirleri çerçevesinde suçun sübut ve niteliğine yönelik delil toplama görevini yapmalıdır.
Şüphelinin meskenindeki su kullanımını gerektiren tüketim ihtiyacının ve kurulu gücün varsa tüketim föyleri de getirtilmek suretiyle tesbiti ile teknik açıdan bu tüketim ihtiyacı ve kurulu gücün gereği kullanım miktarının bilirkişi marifetiyle belirlenmesi, uğranılan vergili ve cezasız zarar miktarının tesbiti amacıyla keşif yapılması için Cumhuriyet Başsavcılığı’nca CMK’nın 83 ve 162. maddelerine istinaden Sulh Ceza Hakimliği’nden talepte bulunulması, dosya içeriğindeki delillere göre karşılıksız yararlanma suçunun oluştuğu kanaatine varıldığı takdirde şüphelinin TCK’nın 168/5. fıkrasında düzenlenen yasal imkandan faydalanabilmesi, bu hususun bir dava şartı olduğu ve CMK’nın 174 ve 223/8. maddeleri gereğince işlem ifasına da yol açabileceği değerlendirilerek şüpheliye belirlenen vergili ve cezasız zarar miktarını kamu davası açılmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde hakkında dava açılmayacağı da hatırlatılarak usulünce bildirilip, makul bir süre tanınması, soruşturma aşamasında zararın tamamen tazmini halinde Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi, tamamen tazmin edilmemesi halinde dava açılması gerektiği gözetilmeden dava açılması ve yargılama aşamasında da bu eksiklikler giderilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …‘in temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 12.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 17. CEZA DAİRESİ Esas : 2016/11445 Karar : 2017/9307 Tarih : 12.07.2017
-
CMK 162. Madde
-
Soruşturmada Cumhuriyet Savcısının Hâkim Kararı İstemi
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
TCK’nın 163/3. maddesinde düzenlenen karşılıksız yararlanma suçları hakkında denetim ve işlem yapan elektrik, su, doğalgaz idarelerinde çalışan kamu görevlileri, görevleri sırasında, karşılıksız yararlanma olarak nitelenebilecek usulsüz bir kullanımı tesbit ettiklerinde bir yandan elektriğin sayaçtan geçirilip geçirilmediği, kısmen veya tamamen geçirilmiyorsa tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek hangi yöntemlerin, bu amaçla hangi cihaz ve malzemelerin kullanıldığı, bu tesbitlerin ne tür incelemelere dayandığı vb. tüm ayrıntıları içeren bir suç tutanağının düzenlenmesi, bir yandan da CMK’nın 158. maddesi gereğince hemen en yakın adli kolluk birimine veya Cumhuriyet Başsavcılığı’na durumun bildirilmesi ve adli kolluk görevlilerinin de olay yerine hemen intikali ile CMK’nın 160, 161. maddeleri gereği Cumhuriyet Savcısı’nın emirleri çerçevesinde suçun sübut ve niteliğine yönelik delil toplama görevini yapmalıdır.
Şüphelinin meskenindeki su kullanımını gerektiren tüketim ihtiyacının ve kurulu gücün varsa tüketim föyleri de getirtilmek suretiyle tesbiti ile teknik açıdan bu tüketim ihtiyacı ve kurulu gücün gereği kullanım miktarının bilirkişi marifetiyle belirlenmesi, uğranılan vergili ve cezasız zarar miktarının tesbiti amacıyla keşif yapılması için Cumhuriyet Başsavcılığı’nca CMK’nın 83 ve 162. maddelerine istinaden Sulh Ceza Hakimliği’nden talepte bulunulması, dosya içeriğindeki delillere göre karşılıksız yararlanma suçunun oluştuğu kanaatine varıldığı takdirde şüphelinin TCK’nın 168/5. fıkrasında düzenlenen yasal imkandan faydalanabilmesi, bu hususun bir dava şartı olduğu ve CMK’nın 174 ve 223/8. maddeleri gereğince işlem ifasına da yol açabileceği değerlendirilerek şüpheliye belirlenen vergili ve cezasız zarar miktarını kamu davası açılmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde hakkında dava açılmayacağı da hatırlatılarak usulünce bildirilip, makul bir süre tanınması, soruşturma aşamasında zararın tamamen tazmini halinde Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi, tamamen tazmin edilmemesi halinde dava açılması gerektiği gözetilmeden dava açılması ve yargılama aşamasında da bu eksiklikler giderilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan … vekilinin temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 12.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 17. CEZA DAİRESİ Esas : 2016/6977 Karar : 2017/9069 Tarih : 6.07.2017
-
CMK 162. Madde
-
Soruşturmada Cumhuriyet Savcısının Hâkim Kararı İstemi
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
TCK’nın 163/3. maddesinde düzenlenen karşılıksız yararlanma suçları hakkında denetim ve işlem yapan elektrik, su, doğalgaz idarelerinde çalışan kamu görevlileri, görevleri sırasında, karşılıksız yararlanma olarak nitelenebilecek usulsüz bir kullanımı tesbit ettiklerinde bir yandan elektrik, su, doğalgazın sayaçtan geçirilip geçirilmediği, kısmen veya tamamen geçirilmiyorsa tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek hangi yöntemlerin, bu amaçla hangi cihaz ve malzemelerin kullanıldığı, bu tesbitlerin ne tür incelemelere dayandığı vb. tüm ayrıntıları içeren bir suç tutanağının düzenlenmesi, bir yandan da CMK’nın 158. maddesi gereğince hemen en yakın adli kolluk birimine veya Cumhuriyet Başsavcılığına durumun bildirilmesi ve adli kolluk görevlilerinin de olay yerine hemen intikali ile CMK’nın 160, 161. maddeleri gereği Cumhuriyet Savcısı’nın emirleri çerçevesinde suçun sübut ve niteliğine yönelik delil toplama görevini yapmalıdır.
Şüphelinin işyeri, konut veya arazideki elektrik, su, doğalgaz kullanımını gerektiren tüketim ihtiyacının ve kurulu gücün varsa tüketim föyleri de getirtilmek suretiyle tesbiti ile teknik açıdan bu tüketim ihtiyacı ve kurulu gücün gereği kullanım miktarının bilirkişi marifetiyle belirlenmesi, bu miktarın sayaçtan geçirilerek kullanım halinde sayaç üzerindeki endeks ile de kıyaslanarak karşılıksız yararlanma suçunun kabulünü gerektirecek önemli bir farkın olup olmadığının, uğranılan vergili ve cezasız zarar miktarının tesbiti amacıyla keşif yapılması için Cumhuriyet Başsavcılığınca CMK’nın 83, 162. maddelerine istinaden Sulh Ceza Hakimliğinden talepte bulunulması, dosya içeriğindeki delillere göre karşılıksız yararlanma suçunun oluştuğu kanaatine varıldığı takdirde şüphelinin TCK’nın 168/5. fıkrasında düzenlenen yasal imkandan faydalanabilmesi, bu hususun bir dava şartı olduğu ve CMK’nın 174, 223/8. maddeleri gereğince işlem ifasına da yol açabileceği değerlendirilerek şüpheliye belirlenen vergili ve cezasız zarar miktarını kamu davası açılmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde hakkında dava açılmayacağı da hatırlatılarak usulünce bildirilip, makul bir süre tanınması, soruşturma aşamasında zararın tamamen tazmini halinde kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi, tamamen tazmin edilmemesi halinde dava açılması gerektiği gözetilmeden başlatılan kovuşturma aşamasında keşfe gidilmeden ve bilirkişi raporu alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 06.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 17. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/20319 Karar : 2017/6877 Tarih : 1.06.2017
-
CMK 162. Madde
-
Soruşturmada Cumhuriyet Savcısının Hâkim Kararı İstemi
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir. Ancak; TCK’nın 163/3. maddesinde düzenlenen karşılıksız yararlanma suçları hakkında denetim ve işlem yapan elektrik, su, doğalgaz idarelerinde çalışan kamu görevlileri, görevleri sırasında, karşılıksız yararlanma olarak nitelenebilecek usulsüz bir kullanımı tesbit ettiklerinde bir yandan elektrik, su, doğalgazın sayaçtan geçirilip geçirilmediği, kısmen veya tamamen geçirilmiyorsa tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek hangi yöntemlerin, bu amaçla hangi cihaz ve malzemelerin kullanıldığı, bu tespitlerin ne tür incelemelere dayandığı vb. tüm ayrıntıları içeren bir suç tutanağının düzenlenmesi, bir yandan da 5271 sayılı CMK’nın 158. maddesi gereğince hemen en yakın adli kolluk birimine veya Cumhuriyet Başsavcılığına durumun bildirilmesi ve adli kolluk görevlilerinin de olay yerine hemen intikali ile CMK’nın 160, 161. maddeleri gereği Cumhuriyet Savcısı’nın emirleri çerçevesinde suçun sübut ve niteliğine yönelik delil toplama görevini yapmalıdır. Şüphelinin işyeri, konut veya arazideki elektrik, su, doğalgaz kullanımını gerektiren tüketim ihtiyacının ve kurulu gücün varsa tüketim föyleri de getirtilmek suretiyle tesbiti ile teknik açıdan bu tüketim ihtiyacı ve kurulu gücün gereği kullanım miktarının bilirkişi marifetiyle belirlenmesi, bu miktarın sayaçtan geçirilerek kullanım halinde sayaç üzerindeki endeks ile de kıyaslanarak karşılıksız yararlanma suçunun kabulünü gerektirecek önemli bir farkın olup olmadığının, uğranılan vergili ve cezasız zarar miktarının tesbiti amacıyla keşif yapılması için Cumhuriyet Başsavcılığınca CMK’nın 83, 162. maddelerine istinaden Sulh Ceza Hakimliğinden talepte bulunulması, dosya içeriğindeki delillere göre karşılıksız yararlanma suçunun oluştuğu kanaatine varıldığı takdirde şüphelinin TCK’nın 168/5. fıkrasında düzenlenen yasal imkandan faydalanabilmesi, bu hususun bir dava şartı olduğu ve CMK’nın 174, 223/8. maddeleri gereğince işlem ifasına da yol açabileceği değerlendirilerek şüpheliye belirlenen vergili ve cezasız zarar miktarını kamu davası açılmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde hakkında dava açılmayacağı da hatırlatılarak usulünce bildirilip, makul bir süre tanınması, soruşturma aşamasında zararın tamamen tazmini halinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi, tamamen tazmin edilmemesi halinde dava açılması gerektiği halde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmaksızın yazılı biçimde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 31.05.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.