Şüpheli veya Sanığın Birden Fazla Olması Hâlinde Savunma
CMK Madde 152
(1) Yararları birbirine uygun olan birden fazla şüpheli veya sanığın savunması aynı müdafie verilebilir.
CMK Madde 152 Gerekçesi
Madde, ceza davasının, hakkaniyete uygun tarzda adil yargılama ilkesine uygun olarak yürütülebilmesi için, savunma yönünden çok önemli olan bir ilkeyi belirtmektedir: Avukatın, aynı davada birden fazla sanığı veya soruşturmada birden fazla şüpheliyi savunma görevi alabileceği kabul edilmiştir. Ancak bunun koşulu, bu kişilerin davanın savunulmasındaki yararlarının çelişkili olmaması yani birbirine uygun bulunması olarak saptanmıştır.
CMK 152 (Şüpheli veya Sanığın Birden Fazla Olması Hâlinde Savunma) Emsal Yargıtay Kararları
Ceza Genel Kurulu 2017/849 E. , 2020/466 K.
- CMK 150
- Menfaat çatışması halinde avukatlık
5271 sayılı CMK’nın, “Şüpheli veya sanığın birden fazla olması hâlinde savunma” başlıklı 152. maddesi ise; “Yararları birbirine uygun olan birden fazla şüpheli veya sanığın savunması aynı müdafie verilebilir.” hükmünü içermektedir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 38. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi ile de avukata, aynı işte menfaati zıt olan bir tarafa vekâlet etmesi hâlinde, gelen işi reddetmesi zorunluluğu getirilmiştir.
Türkiye Barolar Birliğince kabul edilen Avukatlık Meslek Kuralları’nın 35. maddesinde de “Avukat aynı davada birinin savunması öbürünün savunmasına zarar verebilecek durumda olan iki kişinin birden vekaletini kabul edemez.” kuralına yer verilmiştir.
Bütün bu hükümlere göre önemli olan, savunmanın hiçbir şekilde zafiyete uğramaması olduğundan, menfaat zıtlığı dar anlamda yorumlanmamalıdır. Nitekim öğretide de aynı görüş benimsenmiş, şüpheli veya sanıklardan birisinin savunulması ancak diğer sanığın suçlanmasıyla sağlanabiliyorsa, çıkarların çatıştığı ve müdafilerinin değişik kişiler olması gerektiği belirtilmiştir (Nur Centel-Hamide Zafer, Ceza Muhakemesi Hukuku, Beta Yayınevi, İstanbul, 2013, 10. Bası, s. 172). Ceza Genel Kurulunun 19.11.2013 tarihli ve 114 - 463; 08.06.2010 tarihli ve 35-140 ile 20.10.2009 tarihli ve 85-242 sayılı kararlarında da birlikte suç işlediği iddia edilen sanıkların müdafiliğinin tek avukat tarafından üstlenilmesi ve birisinin savunmasının diğerinin savunmasına zarar verebilecek mahiyette olması hâlinde, bu durumun sanıklar arasındaki menfaat çatışması nedeniyle, bazı sanıkların savunmaları bakımından zafiyet oluşturacağı ve savunma hakkının sınırlanması sonucunu doğuracağı kabul edilmiştir.
Ön sorun konusu bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde;
Sanıkların aşamalarda birbirlerini suçlayarak haklarında imar kirliliğine neden olma suçundan kamu davası açılmasına yol açan ifadelerinin savunmalarını zayıflatacak nitelikte olması, bu durumun anılan suçtan mahkûm olan sanıklar arasında menfaat çatışmasına sebebiyet vermesi ve sanıkların aynı müdafilerin hukuki yardımından yararlanmalarının savunmalarında zafiyet oluşturması nedeniyle savunmalarının farklı müdafiler tarafından üstlenilmesinin sağlanması gerektiği nazara alınmadan Yerel Mahkemece duruşmaya devam edilerek hüküm kurulmasının, CMK’nın 152, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 38 ve Avukatlık Meslek Kuralları’nın 35. maddelerine aykırı olduğu ve bunun AİHS’nin 6. maddesinde asgari şartları belirtilen adil yargılanma ilkesini ihlal ettiği kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin sanıklar … ve …’a yönelik imar kirliliğine neden olma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin, sanıklar arasında menfaat çatışması bulunması nedeniyle ortak müdafilerin hukuki yardımından yararlanmalarının sanıkların savunmalarında zafiyet oluşturduğunun gözetilmemesi nedeniyle diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
Ceza Genel Kurulu- Karar: 2016/127
- CMK 152
- Ortak müdafiin hukuki yardımından yararlanmaları sanıkların savunmalarında zafiyet oluşturacaksa, sanıkların ayrı ayrı avukatlar tarafından temsil edilmesi gerekir.
5271 sayılı CMK’nın, “Şüpheli veya sanığın birden fazla olması halinde savunma” başlıklı 152. maddesi ise; “Yararları birbirine uygun olan birden fazla şüpheli veya sanığın savunması aynı müdafie verilebilir” hükmünü içermektedir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 38. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi ile de avukata, aynı işte menfaati zıt olan bir tarafa vekalet etmesi halinde, gelen işi reddetmesi zorunluluğu getirilmiştir. Yine Türkiye Barolar Birliğince kabul edilen Avukatlık Meslek Kurallarının 35. maddesinde; “Avukat aynı davada birinin savunması öbürünün savunmasına zarar verebilecek durumda olan iki kişinin birden vekaletini kabul edemez” kuralına yer verilmiştir.
Bütün bu hükümlere göre önemli olan, savunmanın hiçbir şekilde zafiyete uğramaması olduğundan, menfaat zıtlığı dar anlamda yorumlanmamalıdır.
Nitekim öğretide de aynı görüş benimsenmiş, şüpheli veya sanıklardan birisinin savunulması ancak diğer sanığın suçlanmasıyla sağlanabiliyorsa, çıkarların çatıştığı ve müdafilerinin değişik kişiler olması gerektiği belirtilmiştir. (Nur Centel–Hamide Zafer, Ceza Muhakemesi Hukuku, Beta Yayınevi, İstanbul, 2013, 10.bası, s. 172)
Ceza Genel Kurulunun 19.11.2013 gün ve 114 - 463; 08.06.2010 gün ve 35 - 140 ile 20.10.2009 gün ve 85-242 sayılı kararlarında da; birlikte suç işlediği iddia edilen sanıkların müdafiliğinin tek avukat tarafından üstlenilmesi ve birisinin savunmasının diğerinin savunmasına zarar verebilecek mahiyette olması halinde, bu durumun sanıklar arasındaki menfaat çatışması nedeniyle, bazı sanıkların savunmaları bakımından zafiyet oluşturacağı ve savunma hakkının sınırlanması sonucunu doğuracağı kabul edilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Aşamalarda birbirlerini suçlayacak nitelikte çelişkili beyanları bulunan ve bir diğerinin savunmasını olayı izah eden ayrıntılar yönüyle zayıflatan, aynı suçlar nedeniyle yargılanıp tüm suçlardan haklarında mahkûmiyet hükmü kurulan sanıklar S.A. ile sanıklar S.A.G. ve İ.G. arasında menfaat çatışması bulunması ve ortak müdafiin hukuki yardımından yararlanmalarının sanıkların savunmalarında zafiyet oluşturması nedeniyle savunmalarının başka müdafiler tarafından üstlenilmesinin sağlanması gerektiği nazara alınmadan, Yerel Mahkemece duruşmaya devam edilerek hüküm kurulması, hem yukarıda açıklanan kanun ve meslek kurallarının, hem de AİHS’nin 6. maddesinde asgari şartları belirtilen adil yargılama ilkesinin ihlali niteliğindedir. Yerel Mahkeme hükmünün bu nedenle bozulması gerekmektedir.
YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas : 2018/1305 Karar : 2018/3073 Tarih : 27.06.2018
-
CMK 152. Madde
-
Şüpheli veya Sanığın Birden Fazla Olması Hâlinde Savunma
Sanık … hakkında;
… ‘i kasten yaralamaya azmettirme suçundan; TCK`nun 38, 86/1, 86/3-e, 53, 58. maddeleri uyarınca 1 yıl 15 ay hapis cezası.
Aynı suçların şerikleri olarak yargılanan sanıklardan birisinin savunulmasının diğer sanık yönünden savunmada zaafiyet yarattığı durumlarda sanıklar arasında menfaat uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü gerektiğinden; aralarında menfaat çatışması bulunan sanıklar … ve … ‘ın savunmalarının ayrı ayrı müdafiler yerine aynı müdafii tarafından yapılması suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 38/1 ve 5271 sayılı CMK.nun 152. maddelerine aykırı davranılması,
2)Hazır olan sanıklara hükümden önce son söz hakkı verilmeyerek 5271 sayılı CMK.nun 216/3. maddesine aykırı davranılması,
3)13/08/2014 tarihli duruşma tutanağında elektronik olarak ve fiziken katip imza eksiğinin bulunması ve bu eksikliğin giderilmemesi,
Usule aykırı olup bozmayı gerektirmiş, katılan sanıklar … ve … müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, sanık … hakkında kasten yaralama ve 6136 sayılı Yasaya aykırı davranma, sanık … hakkında kasten yaralama suçuna azmettirme suçundan verilen mahkumiyet hükümlerinin sair cihetleri incelenmeksizin öncelikle bu nedenlerle, sanık … hakkında katılanlar … ve … ‘a yönelik kasten öldürmeye teşebbüs ve katılan … `a karşı mala zarar verme suçlarından verilen beraat hükümleri ile 6136 sayılı Yasaya aykırı davranma suçundan verilen mahkumiyet hükmünün irtibat ve son söz hakkının verilmemesi nedeniyle sair cihetleri incelenmeksizin tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, 27/06/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.
YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/11976 Karar : 2018/3759 Tarih : 3.04.2018
-
CMK 152. Madde
-
Şüpheli veya Sanığın Birden Fazla Olması Hâlinde Savunma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1-Mahkemece suça sürüklenen çocuklara zorunlu müdafii olarak Av. …‘ın atandığı, suça sürüklenen çocuk … savunmasında, üzerine atılı suçu suça sürüklenen çocuk … ile beraber işlediklerini savunması, suça sürüklenen çocuk …‘ın ise suçlamayı kabul etmediği anlaşılmakla; aralarında menfaat çatışması bulunan suça sürüklenen çocuk …‘a ayrı bir müdafii görevlendirilmesi gerektiği gözetilmeyerek Avukatlık Kanunu’nun 38. ve CMK’nın 152. maddelerine aykırı davranılması,
2-Suç tarihinde 15-18 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuk … hakkında, sosyal çalışması tarafından 26.12.2013 tarihinde düzenlenen sosyal inceleme raporunda “olayın suç olup olmadığını, bu suçun ne gibi hukuki sonuçlar doğuracağını tam ve kesin olarak bilmediğinin” belirtilmiş olması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 31/2. maddesi uyarınca Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesi veya Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinden suça sürüklenen çocuğun suç tarihi itibariyle üzerine atılı hırsızlık fiilinin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinde önemli derecede azalma olup olmadığı konusunda rapor alınarak sonucuna göre hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 03/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/4921 Karar : 2018/1364 Tarih : 19.02.2018
-
CMK 152. Madde
-
Şüpheli veya Sanığın Birden Fazla Olması Hâlinde Savunma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Aralarında menfaat çatışması bulunduğu anlaşılan suça sürüklenen çocukların aynı müdafii tarafından temsil edilmeleri suretiyle CMK’nın 152 ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 38. maddelerine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş suça sürüklenen çocuklar müdafiinin ve … …’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 19.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/6133 Karar : 2018/827 Tarih : 6.02.2018
-
CMK 152. Madde
-
Şüpheli veya Sanığın Birden Fazla Olması Hâlinde Savunma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Aralarında menfaat çatışması bulunan suça sürüklenen çocukların kovuşturma evresinde aynı müdafii ile temsil edilmeleri suretiyle CMK’nın 152 ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 38. maddelerine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin bu nedenden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 06.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas : 2016/4111 Karar : 2018/203 Tarih : 24.01.2018
-
CMK 152. Madde
-
Şüpheli veya Sanığın Birden Fazla Olması Hâlinde Savunma
Mahalli mahkemece verilen hükmün 5271 sayılı CMK`nun 35/2, 260, 6284 sayılı Yasanın 2/1-d ve 20/2. maddeleri gözetilerek Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına tebliği üzerine, anılan kurum vekili tarafından da temyiz edildiği anlaşılmakla, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- UYAP sisteminden alınan güncel nüfus kayıt örneğine göre, sanık …`un 12/09/2017 tarihinde öldüğü anlaşılmakla, sanık hakkında açılan kamu davasının TCK.nun 64/1. maddesi uyarınca düşürülmesinde zorunluluk bulunması,
2- Sanık … hakkında; maktule …‘u nitelikli kasten öldürme, sanıklar …, …, … ve … hakkında; maktule …`u nitelikli kasten öldürmeye azmettirme suçlarından açılan kamu davalarında, 6284 sayılı Yasanın 2/1-d ve 20/2. maddeleri uyarınca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının bu suçların zarar göreni olduğu, bu sıfatının gereği olarak CMK’nun 233 ve 234. maddeleri gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve öteki haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği halde, usulen dava ve duruşmalar bildirilmeden, davaya katılma ve CMUK’nun mağdur ve katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı sağlanmadan yargılamaya devam edilerek yazılı biçimde hüküm kurulması,
3- Sanıkların sorgusunun yapıldığı 08/07/2013 tarihli oturuma ait duruşma tutanağının Üye Hakim …. (…..) tarafından, 31/10/2013, 10/12/2013, 24/12/2013, 14/01/2014, 06/02/2014, 27/02/2014 tarihli oturumlara ait duruşma tutanaklarının Üye Hakim ….. tarafından elektronik olarak ve fiziken imzalanmaması suretiyle CMK`nun 219. maddesine muhalefet edilmesi,
4- Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.10.2009 gün ve 2009/1-85/242 sayılı kararında açıklandığı üzere; sanıklardan birisinin savunulmasının diğer sanık yönünden savunmada zaafiyet yarattığı durumlarda menfaat uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü gerektiği; nitelikli kasten öldürmeye azmettirme suçundan yargılanan ve suçlamaları kabul etmeyen sanıklar …, …, … ve … arasında menfaat çatışmasının oluştuğu anlaşılmakla; sanıkların ayrı ayrı müdafiler yerine sanıklar … ile …`ın ortak müdafii, sanıklar … ve …‘un da ortak müdafii tarafından savunmalarının yapılması suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 38/1 ve 5271 sayılı CMK’nun 152. maddelerine aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş;
Cumhuriyet savcısının, sanıklar …, … ve … müdafilerinin, suçtan zarar gören Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle, sair yönleri incelenmeyen ve kısmen re`sen de temyize tabi olan hükümlerin, tebliğnamedeki düşünceden farklı gerekçelerle BOZULMASINA, 24/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas : 2016/4626 Karar : 2018/232 Tarih : 24.01.2018
-
CMK 152. Madde
-
Şüpheli veya Sanığın Birden Fazla Olması Hâlinde Savunma
TÜRK MİLLETİ ADINA
Ceza Genel Kurulunun 20.10.2009 gün ve 2009/1-85/242 sayılı Kararında açıklandığı üzere; aynı suçların şerikleri olarak yargılanan sanıklardan birisinin savunulmasının diğer sanık yönünden savunmada zaafiyet yarattığı durumlarda sanıklar arasında menfaat uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü gerektiğinden; aralarında menfaat çatışması bulunan sanıklar … ve …‘nın savunmalarının ayrı ayrı müdafiler yerine aynı müdafiler tarafından yapılması suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 38/1. ve 5271 sayılı CMK`nun 152. maddelerine aykırı davranılması,
Usule aykırı olup bozmayı gerektirmiş, katılan sanıklar … ve … müdafileri, katılanlar …, …, katılan … vekili, katılan … vekili, sanık …, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu sebeple yerinde görülmüş olduğundan, sair cihetleri incelenmeyen hükümlerin öncelikle bu nedenle, tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak BOZULMASINA, 24/01/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.
YARGITAY 16. CEZA DAİRESİ Esas : 2017/1775 Karar : 2018/107 Tarih : 23.01.2018
-
CMK 152. Madde
-
Şüpheli veya Sanığın Birden Fazla Olması Hâlinde Savunma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Her ne kadar tebliğnamede suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçundan sanıklar … ve … yönünden görüş belirtilmiş ise de, sanıklar hakkında örgüte yardım etmek suçundan dava açıldığı ve atılı suçtan beraatlerine karar verildiği gibi Cumhuriyet savcısının temyizinde de sanık isimleri belirtilmeksizin dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve örgüte üye olma suçlarından açılan kamu davalarında iddialarda belirtilen sevk maddelerine aykırı olarak verilen kararların temyiz edildiği nazara alındığında, sanıklar hakkında örgüte yardım etmek suçundan kurulan hükümlerin temyiz edilmediği; sanık … müdafıinin temyiz talebinin de sadece mahkumiyet hükümlerine yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
A-Katılanlar …, … ve … vekilinin tüm sanıklar hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve örgüte üye olma suçlarından verilen beraat kararları ile vekili olmadığı diğer katılanların mağduru olduğu dolandırıcılık suçlarından verilen beraat kararlarına yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanıklara yüklenen suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve örgüte üye olma suçlarının niteliği itibariyle suçtan doğrudan doğruya zarar görmemesi nedeniyle davaya katılma hakkı bulunmadığından; vekili olmadığı katılanlara yönelik işlenen dolandırıcılık suçlarından verilen beraat kararlarına yönelik temyizinin ise bu katılanlar ile arasında dosyaya yansıyan bir vekalet ilişkisi olmadığından katılanlar …, … ve … vekilinin anılan hükümlere yönelik temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,
B-Sanıklar …, … ve … hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve örgüt yöneticilerinin örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlardan sorumluluğu nedeniyle dolandırıcılık suçlarından; diğer sanıkların suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak suçundan ve sanıklar …, …, … ve … hakkında dolandırıcılık suçlarından verilen beraat kararlarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılama sonunda sanıkların üzerlerine atılı suçları işlediğinin sabit olmadığı, mahkemece kanıtlar değerlendirilip gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle kabul ve takdir kılınmış olmakla usul ve kanuna uygun bulunduğundan Cumhuriyet savcısının ve katılanlar …, … ve … vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA,
C-Sanıklar hakkında tamamlanan ve teşebbüs aşamasında kalan dolandırıcılık suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1-Sanık … hakkında …‘a yönelik dolandırıcılık suçundan açılmış bir dava bulunmadığı halde mahkumiyetine karar verilmesi,
Mağdurlara ait olduğu anlaşılan, haklarında müsadere talebi olmayan ve trafik kaydına suça karışan araç şerhi ve tedbir konulan araçların hak sahiplerine iadesine dair her zaman karar verilmesi mümkün görülmüştür.
2-Diğer mahkumiyet hükümleri yönünden ise;
a-Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 15.05.2012 tarih ve 2011/1-872 esas 2012/198 karar sayılı kararında da ayrıntıları belirtildiği üzere; aynı müdafii tarafından temsil edilen …’ın, … ve … aleyhine, …‘ın ise … aleyhine olacak şekilde beyanlarının bulunması karşısında, birisinin savunmasının diğerinin savunmasına zarar verebilecek nitelikte menfaat çatışması oluştuğundan ayrı müdafılerce temsil edilmelerine imkan sağlanması gerekirken CMK’nın 152/1. maddesine aykırı şekilde yargılamaya devam edilerek hüküm kurulmak suretiyle sanıkların savunma haklarının kısıtlanması,
b-Hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesiyle 5271 sayılı CMK’nın 253/1 ve 254. maddelerinde yapılan değişikliğe göre, TCK’nın 157/1. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunun uzlaşma kapsamına alınması karşısında; adı geçen sanıkların hukuki durumlarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
c-Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile TCK’nın 53. maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafileri ile sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …’nin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, 23.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/1887 Karar : 2018/124 Tarih : 23.01.2018
-
CMK 152. Madde
-
Şüpheli veya Sanığın Birden Fazla Olması Hâlinde Savunma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
I-Suça sürüklenen çocuklar hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz incelenmesinde;
14.04.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 31.03.2011 tarih ve 6217 sayılı Yasanın 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’a eklenen geçici 2. maddesi gereğince doğrudan hükmolunan 3000 TL dahil adli para cezasına mahkumiyet hükümlerinin temyizi mümkün olmadığından suça sürüklenen çocuklar müdafiinin temyiz isteğinin 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE,
II-Suça sürüklenen çocuklar hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarına gelince;
1-Mahkemece suça sürüklenen çocuklara zorunlu müdafii olarak Av. …‘in atandığı, … … ve … savunmalarında, üzerilerine atılı suçu … … ile beraber işlediklerini savunmaları, … …‘nin ise suçlamayı kabul etmediği anlaşılmakla; aralarında menfaat çatışması bulunan … …‘ye ayrı bir müdafii görevlendirilmesi gerektiği gözetilmeyerek Avukatlık Kanunu’nun 38. ve CMK’nın 152. maddelerine aykırı davranılması,
2-Suça sürüklenen çocuklar … ve … hakkında hırsızlık suçundan mahkumiyet hükmü kurulurken, Çocuk Koruma Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 20/1-7. maddesi ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunun 35. maddesi uyarınca; fiil işlendiği sırada 12-15 yaş grubu içerisinde bulunan suça sürüklenen çocuklar … ve …’in işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneklerinin olup olmadığının takdiri bakımından, sosyal yönden inceleme yaptırılmasının gerekli olduğu, mahkemece sosyal inceleme raporuna gerek görülmediği taktirde ise gerekçesinin kararda gösterilmesinin zorunlu olduğu gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 23/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas : 2017/686 Karar : 2018/66 Tarih : 17.01.2018
-
CMK 152. Madde
-
Şüpheli veya Sanığın Birden Fazla Olması Hâlinde Savunma
Sanık … hakkında mağdur …`a yönelik kasten yaralama suçundan açılan davanın şikayetten vazgeçme nedeniyle TCK.nun 73/4 ve CMK.nun 223/8. maddeleri gereğince düşürülmesine dair hükmün taraflarca temyiz edilmediği anlaşıldığından, sanık … … hakkında mala zarar verme ve kasten yaralama suçlarından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar ise, 5271 sayılı CMK’nun 231/12. maddesi uyarınca itiraza tabi olduğundan inceleme dışı bırakılmıştır.
Sanık … hakkında maktul …‘ı kasten öldürme, sanıklar … ve … hakkında bu suça yardım etme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanıklar … ve … hakkında maktul …‘ı kasten öldürme suçundan kurulan beraate ilişkin hükümlere yönelik olarak; anılan suçlardan doğrudan doğruya zarar görmeyen mağdur …‘ın sanıklar hakkında verilen hükümleri temyize hak ve yetkisi bulunmadığından, vekilinin bu mağdur adına yaptığı temyiz isteminin, Kendi adına asaleten ve oğlu olan katılan … adına velayeten hükmü temyiz eden …‘ın, sanık … hakkında maktul …`a karşı kasten öldürme suçundan doğrudan zarar gören sıfatı olmadığı, bu nedenle hükmü temyize hak ve yetkisi bulunmadığından, anılan suçtan kurulan hükme yönelik temyiz talebinin,
Sanıklar …, …, …, … ve … müdafiinin 14/07/2015 tarihli süre tutum dilekçesi ile sadece sanıklar …, …,… ve … hakkındaki hükümleri temyiz etmiş olup, yasal temyiz süresinden sonra vermiş olduğu 24/08/2015 tarihli gerekçeli temyiz dilekçesinde bildirdiği sanık … hakkındaki hükümlere yönelik temyiz isteminin,
Sanık … hakkında katılan …‘a yönelik mala zarar verme, sanık … hakkında katılanlar … ve …‘ı kasten yaralama, sanık … hakkında katılan …‘a yönelik mala zarar verme ve katılan …‘ı kasten yaralama, sanık … hakkında katılan …`a yönelik mala zarar verme suçlarından ayrı ayrı doğrudan verilen adli para cezaları, miktarları itibarıyla kesin nitelikte olup, temyiz kabiliyetleri bulunmadığından, anılan sanıklar müdafiinin bu hükümlere yönelen temyiz istemlerinin,
CMUK.nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE karar verilmiştir.
1- Sanıklar …, …, … ile Mahfaz Sarıtaş`a, iddianame okunmadan ve CMK.nun 147. maddesindeki hakları bildirilmeden sorguları yapılarak, savunma haklarının kısıtlanması suretiyle aynı Yasanın 191. maddesine aykırı davranılması,
2- Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 20/10/2009 gün ve 2009/1-85/242 sayılı Kararında açıklandığı üzere; aynı öldürme eyleminin failleri olarak yargılanan sanıklardan birisinin savunulmasının diğer sanık yönünden savunmada zaafiyet yarattığı durumlarda sanıklar arasında menfaat uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü gerektiği; somut olayda kardeş olan sanıklar… ile … arasında menfaat çatışması bulunduğu anlaşıldığından, esas hakkındaki son savunmalarının ayrı ayrı müdafiler yerine aynı müdafii tarafından yapılması suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 38/1. ve 5271 sayılı CMK’nun 152. maddelerine muhalefet edilmesi,
3- Sanık …‘a yüklenen kasten yaralama suçundan doğrudan zarar gören müşteki … ve ona velayeten annesi …`ın katılma talebi ile ilgili mahkemece olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4- Olaydan hemen sonra kollukça ifadesi alınan ve görgüye dayalı bilgisi olduğu anlaşılan tanık …‘ın, soyadı…olan sanıklarla akrabalığı bulunduğuna dair bir bilginin dosyaya yansımadığı, dolayısıyla … soyadlı sanıklar bakımından tanıklıktan çekinme hakkına sahip olmadığı, bu nedenle tanığın Mahkemece dinlenerek beyanının tespit edilmesi gerektiği gözetilmeden, 19.02.2015 tarihli oturumda tanıklık yapmak istemediğini belirten …`ın usule aykırı olarak tanıklıktan çekinmesine karar verilmesi suretiyle beyanı alınmadan eksik soruşturma sonucu hüküm kurulması,
Usul ve yasaya aykırı olup, sanık … müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı inceleme sırasında ileri sürdüğü temyiz itirazları ile, Cumhuriyet savcısının, sanık … ve müdafiinin, sanık … ve müdafiinin, suçtan zarar gören …‘ın, sanık … müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan; kısmen re`sen temyize tabi olan hükümlerin, ve aralarındaki irtibat nedeni ile sanıklar … ve … hakkındaki hükümlerin de sair yönleri incelenmeksizin, bu sebeplerden dolayı tebliğnamedeki düşünceye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedenlerine ve tutuklulukta geçen süreye göre sanık … ve müdafiinin tahliye taleplerinin reddine, 17.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 6. CEZA DAİRESİ Esas : 2014/14851 Karar : 2018/487 Tarih : 15.01.2018
-
CMK 152. Madde
-
Şüpheli veya Sanığın Birden Fazla Olması Hâlinde Savunma
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosya içeriğine göre, sanık … Yılmaz’ın “Ben telefon ya da başka bir şey almadım. Emre, İbrahim’in telefonunu aldı. Emre aslında İbrahim’den para istedi, İbrahim olmadığını söyleyince telefonunu aldı. İbrahim ablasından para alıp Emre’ye vererek telefonu geri alacaktı” dediği, sanık …‘nin “Sokakta Umutcan’la yürüdüğümüz sırada iki tane çocuk gördüm, karnımın aç olduğunu, dışarda kaldığımı söyleyerek yardım etmelerini istedim. Çocuklar da paraları olmadığını söylediler. Ben üzerlerini aradım. İsminden emin olmadığım ancak, İbrahim olduğunu tahmin ettiğim çocuktan bana para getirdiğinde geri iade etmek üzere telefon aldım. Kendisi de ablasından para alabileceğini söyledi. Ben, İbrahim ve Umutcan ablasının evine doğru yürüdük. İbrahim bana hemen geleceğini söyledi. Ben 10-15 dakika bekledim. Umut da beni bırakıp çalıştığı kuaföre gitti. İbrahim geri gelmeyince ben de ordan yürüdüm.” dediğinin anlaşılması karşısında;
Şüpheli veya sanıklardan birinin savunması diğer sanığın suçlanmasıyla sağlanabiliyorsa aralarında menfaat çatışması bulunan kişiler ortak müdafii tarafından temsil edilemez.
Sanık …‘in suçu farklı yöntemle kabulüne karşın, sanık … Yılmaz suç işlemediğini savunmaktadır. Sanık …‘ın suç işlemediğini savunması gerekir bu da sanık … açısından savunmayı zaafiyete uğratır.
Hal böyle olunca;
Aralarında menfaat çatışması bulunan sanıklar … ve ….kovuşturma evresinde aynı savunman ile temsil ettirilmeleri suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 152 ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 38. maddeleri ile Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları 35. maddelerine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar … ve … savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 15.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 12. CEZA DAİRESİ Esas : 2016/1392 Karar : 2017/5809 Tarih : 4.07.2017
-
CMK 152. Madde
-
Şüpheli veya Sanığın Birden Fazla Olması Hâlinde Savunma
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 20.10.2009 tarihli ve 2009/1-85/242, 08.06.2010 tarihli ve 2010/1-35/140 sayılı kararlarında açıklandığı üzere; sanıklardan birisinin savunulmasının diğer sanık yönünden savunmada zaafiyet yarattığı durumlarda, sanıklar arasında menfaat çatışması oluştuğunun kabulü gerektiğinden, aralarında menfaat çatışması bulunan sanıkların ayrı müdafiiler tarafından savunulması gerektiği gözetilmeden, aynı avukatın her iki sanık müdafii olarak oturumlara katılıp, esas hakkında savunma yapması suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 38 ve 5271 sayılı CMK’nın 152. maddelerine aykırı davranılması,
2- Dosya kapsamına göre de; olay tarihinde taş kırıntılarını taşıyan bant sistemini temizlemeye çalışan katılanın, elinde bulunan küreğin banda sıkışması ile kendisine çarpması neticesinde hayati tehlikeye ve 3. derece kemik kırığına neden olacak şekilde yaralandığı olayda, çalışır vaziyette bulunan makinenin temizlenmesi talimatını verdiği katılan ve tanık …’ın beyanları ile sabit olan ustabaşı …’ın meydana gelen olayda asli kusurlu olduğu gözetilerek, sanık hakkında adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca alt sınırdan daha fazla uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak ceza miktarı yönünden sanık …’ın kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla BOZULMASINA, 04/07/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
YARGITAY 20. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/9897 Karar : 2017/3426 Tarih : 29.05.2017
-
CMK 152. Madde
-
Şüpheli veya Sanığın Birden Fazla Olması Hâlinde Savunma
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
1 - Sanıklar hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen kararların incelenmesinde:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 20.03.2012 tarihli ve 2011/785 esas, 2012/101 sayılı kararında açıklandığı üzere; “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma” suçundan dolayı, TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararın, sözü edilen fıkraya 6217 sayılı Kanunla eklenen cümlenin yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihinden önce ya da sonra verilip verilmediğine bakılmaksızın, temyiz değil itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, bu suç yönünden dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na İADESİNE,
2 - Sanıklar hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde:
Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 20/10/2009 gün ve 2009/1 - 85/242 sayılı kararında açıklandığı üzere; sanıklardan birisinin savunulmasının diğer sanıklar yönünden savunmada zaafiyet yarattığı durumlarda sanıklar arasında menfaat uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü gerektiğinden;
Sanıkların aralarında menfaat çatışması olduğu anlaşıldığı halde, sanıkların başka müdafiiler tarafından savunulmasının sağlanması gerektiği düşünülmeyerek her bir sanığın
aynı müdafii ile temsil ettirilerek kamu davasının yürütülüp sonuçlandırılması suretiyle CMK.nun 152 ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 38/b maddelerine muhalefet edilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
Usule aykırı, sanıklar müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, diğer yönler incelenmeksizin, öncelikle bu nedenle hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas : 2016/1400 Karar : 2017/1408 Tarih : 26.04.2017
-
CMK 152. Madde
-
Şüpheli veya Sanığın Birden Fazla Olması Hâlinde Savunma
Hükmolunan ceza miktarlarına göre sanıklar …, … müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, CMUK’nun 318. maddesi gereğince; sanıklar Hüseyin ve Mehmet yönünden REDDİNE karar verilmiştir.
Sanıklar … ve … hakkında, 5271 sayılı CMK’nun 231/5. maddesi uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar, aynı kanunun 231/12. maddesi uyarınca itiraz yasa yoluna tabi olup temyiz kabiliyetleri bulunmadığından inceleme dışı bırakılmıştır.
Katılanlar … ve Yasemin Yaşar’ın, 6136 sayılı Yasaya Aykırılık suçundan kurulan hükümleri temyiz hak ve yetkileri bulunmadığından, vekillerinin bu hükümlere yönelik temyiz taleplerini CMUK’nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE karar verilmiştir.
Ancak;
Sanık …‘in kasten öldürme, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyetine, sanık …‘in kasten öldürmeye yardım, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyetine, sanık …‘in kasten öldürme suçuna yardımdan beraatine, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, 6136 sayılı Yasaya aykırılık ve kasten yaralamaya teşebbüs suçlarından mahkumiyetine, sanık …‘un kasten yaralama suçlarından mahkumiyetine ilişkin kurulan hükümler sanık … yönünden duruşmalı olarak yapılan inceleme neticesinde;
a-Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.10.2009 gün ve 2009/1-85/242 sayılı Kararında açıklandığı üzere; sanıklardan birisinin savunulmasının diğer sanık yönünden savunmada zaafiyet yarattığı durumlarda menfaat uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü gerektiği; sanıklar Halil ile Hüseyin’in kardeş oldukları aynı eylemin faili olarak yargılandıkları olayda, sanıklar …, …, …’in savunmalarının ayrı ayrı müdafiler yerine ortak müdafiler tarafından yapılması suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 38/1 ve 5271 sayılı CMK’nun 152. maddelerine aykırı davranılması,
b-) Davaya katılmak isteyen mağdur … Hüseyin’in bu talebi ile ilgili CMK’nun 237 ve 238. maddeleri uyarınca olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Yasaya aykırı olup, sanıklar …, …, … müdafiinin, sanık …‘in, müşteki sanık … ….’in ve katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak BOZULMASINA, 26/04/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.
26/04/2017 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı …‘nın huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık … müdafii Avukat …‘ın yokluğunda 27/04/2017 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.
YARGITAY 9. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/11649 Karar : 2017/327 Tarih : 21.02.2017
-
CMK 152. Madde
-
Şüpheli veya Sanığın Birden Fazla Olması Hâlinde Savunma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Ceza Genel Kurulu’nun 20.10.2009 tarih ve 2009/1-85/242 sayılı kararında açıklandığı üzere; sanıklardan birisi adına savunma yapılırken diğer sanık yönünden savunmada zaafiyete düşüldüğü durumda aralarında menfaat çatışması bulunan sanıkların ayrı müdafiler tarafından temsil edilmeleri gerekirken, aynı müdafii tarafından temsil edilmeleri suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 38 ve 5271 sayılı CMK’nın 152. maddelerine muhalefet edilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafiinin ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin diğer yönleri incelenmeksizin öncelikle bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 21.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/6065 Karar : 2017/124 Tarih : 25.01.2017
-
CMK 152. Madde
-
Şüpheli veya Sanığın Birden Fazla Olması Hâlinde Savunma
1-Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.10.2009 gün ve 2009/1-85/242 sayılı Kararında açıklandığı üzere; sanıklardan birisinin savunulmasının diğer sanık yönünden savunmada zaafiyet yarattığı durumlarda menfaat uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü gerektiği; iştirak halinde kasten öldürme suçlarından yargılanan sanıklar … ve … arasında menfaat çatışmasının oluştuğu anlaşılmakla; sanıkların ayrı ayrı müdafiler yerine ortak müdafiler tarafından savunmalarının yapılması suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 38/1 ve 5271 sayılı CMK’nun 152. maddelerine aykırı davranılması,
2-04.11.2013 tarihli duruşma tutanağı ile 10.12.2013, 16.01.2014, 02.04.2014 tarihli tutukluluk değerlendirme tutanaklarında zabıt katibinin elektronik veya ıslak imzalarının bulunmaması,
Yasaya aykırı olup, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair cihetleri incelenmeyen hükümlerin öncelikle bu nedenle, tebliğnamedeki düşünceye kısmen aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenine, ceza miktarlarına, temyiz incelemesi dışında geçen tutukluluk sürelerine göre sanık … ve sanık … müdafiinin tahliye taleplerinin REDDİNE, 25/01/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.
25/01/2017 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet savcısı …‘in huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanıklar Nedim Sarıoğlu, …, …, … müdafii Avukatlar …, …, …, …`in yokluklarında 26/01/2017 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.
YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ Esas : 2014/26323 Karar : 2017/21 Tarih : 9.01.2017
-
CMK 152. Madde
-
Şüpheli veya Sanığın Birden Fazla Olması Hâlinde Savunma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mahkemece suça sürüklenen çocuklara zorunlu müdafii olarak Avukat …‘un atandığı, suça sürüklenen çocuk …‘ın kovuşturma aşamasındaki savunmasında; suça sürüklenen çocuk …‘ın kendisine ait el arabasını istediğini, el arabasını verdikten sonra ….’ın geri gelmemesi üzerine meraklandığını,….’ın evine doğru giderken el arabasının üzerinde kalorifer peteklerini gördüğünü,….’ın kendisine petekleri satma teklifinde bulunduğunu beyan ettiği, suça sürüklenen çocuk …‘ın ise suçlamayı ve …‘ın beyanlarını kabul etmediği anlaşılmakla; aralarında menfaat çatışması bulunan suça sürüklenen çocuk …‘a ayrı bir müdafii görevlendirilmesi gerektiği gözetilmeyerek Avukatlık Kanunu’nun 38. ve CMK’nın 152. maddelerine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 09/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/5841 Karar : 2016/4361 Tarih : 22.12.2016
-
CMK 152. Madde
-
Şüpheli veya Sanığın Birden Fazla Olması Hâlinde Savunma
1-) Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulu’nun 20/10/2009 gün ve 2009/1-85/242 sayılı, 08/06/2010 gün ve 2010/1-35/140 sayılı kararlarında açıklandığı üzere, aynı öldürme olayının failleri olarak yargılanan ve savunmalarına göre aralarında menfaat çatışması bulunan sanıklar … ve …‘in ayrı ayrı müdafiler tarafından temsil edilmeleri gerekirken savunmada zaafiyet oluşturacak şekilde aynı müdafii tarafından temsil edilmeleri suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Yasasının 38. ve 5271 sayılı CMK`nun 152. maddesine aykırı davranılması,
2-) Olay mahallinde, olay yeri inceleme raporu ve krokisi uzman bilirkişi marifetiyle uygulanmak suretiyle, savunma, mağdur ve tanık anlatımlarının denetimine olanak verecek biçimde temsili ve tatbiki keşif yapılması, keşifte sanıkların bulundukları ve ateş edilen yerden olayın gerçekleştiği maktulünde oturduğu evin içerisindeki ve önündeki kişilerin görülüp görülemeyeceği, tanınıp tanınamayacağı, atış mesafesi, olay saati dikkate alındığında eve doğru etkili ve elverişli silahla asıl hedefteki kişi yada kişilere doğru atış yapıldığında, evin kapısında, bahçesinde yada etrafında bulunan kişilerin bulundukları konuma göre isabet almalarının ve buna bağlı olarak ölüm ya da yaralanma neticesinin meydana gelmesinin mutlak ve kaçınılmaz bir sonuç olup olmadığının kesin olarak belirlenmesinden sonra sanıkların hukuki durumlarının tayin edilmesi gerektiği gözetilmeksizin eksik inceleme sonucu yazılı olarak hüküm kurulması,
3-) Sanıklar … ve … öldürme eyleminin faili, sanıklar … ve … öldürme eylemine yardım eden olarak cezalandırıldıkları halde, eylemlerinin kısa karar da ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında öldürmeye azmettirme olarak kabul edilerek hükmün karıştırılması,
4-) Sanık … hakkında tehdit suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede;
24.11.2016 tarihinde kabul edilerek 02.12.2016 tarihli 29906 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik CMK`nun 253. maddesi uyarınca tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında olduğunun anlaşılması karşısında, taraflara anılan maddede öngörüldüğü biçimde yöntemine uygun olarak uzlaştırma önerisinde bulunulması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, …, …, …, … ve … müdafileri ile Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle, sanıklar hakkında kasten öldürme ve öldürmeye yardım suçları ile tehdit suçlarından kurulan hükümlerin bu nedenlerle, sanık … hakkında kasten yaralama, sanıklar …, … ve … hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet, sanık … hakkında tehdit suçlarından kurulan hükümlerin ise irtibat nedeniyle sair yönleri incelenmeksizin tebliğnamedeki düşünce hilafına BOZULMASINA, 19/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
19/12/2016 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı . …‘nın huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanıklar …, … ve … müdafii Avukatlar …, … ve …`in yokluklarında 22/12/2016 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.
YARGITAY 9. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/17326 Karar : 2016/8513 Tarih : 5.12.2016
-
CMK 152. Madde
-
Şüpheli veya Sanığın Birden Fazla Olması Hâlinde Savunma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Sanıklar …, … ve … hakkında kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılama sonunda aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda tartışılıp sanıkların suçlarının sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde düzeltme nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar … ve … müdafileri ile sanıklar … ve …`ün yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
… Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü`nce suça konu uyuşturucu maddeden alınan numunelerin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenle BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK’nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasının müsadereye ilişkin bölümüne “uyuşturucu maddelerin” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve … Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü`nce alınan numunelerin” ibaresinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- Sanıklar …, …, … ve … hakkında kurulan hükümlere yönelik yapılan temyize gelince;
a) … bakımından: Sanığın, isnat edilen suçun kanuni tanımında yer alan bir fiili gerçekleştirdiğine veya suç konusu esrara ortak olduğuna ilişkin kuşkuyu aşan kesin ve yeterli delil bulunmadığı; sabit olan fiilinin suç konusu uyuşturucu maddenin alıcısı ve satıcısı olan sanıklar arasında irtibat sağlamak suretiyle alım-satıma aracılık ederek suçun işlenmesine yardım etmekten ibaret olduğu anlaşılmakla, TCK`nın 39. maddesi uyarınca cezasından indirim yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) …, … ve … bakımından; Ceza Genel Kurulu’nun 20.10.2009 tarih ve … - … sayılı kararında açıklandığı üzere; sanıklardan birisi adına savunma yapılırken diğer sanık yönünden savunmada zaafiyete düşüldüğü durumda aralarında menfaat çatışması bulunan sanıkların ayrı müdafiler tarafından temsil edilmeleri gerekirken, aynı müdafii tarafından temsil edilmeleri suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 38 ve 5271 sayılı CMK’nın 152. maddelerine muhalefet edilmesi, Kanuna aykırı, sanıklar …, …, … ve … müdafileri ile sanıklar …, …, … ve …`ün temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 21. CEZA DAİRESİ Esas : 2016/9166 Karar : 2016/7011 Tarih : 22.11.2016
-
CMK 152. Madde
-
Şüpheli veya Sanığın Birden Fazla Olması Hâlinde Savunma
Yapılan duruşmaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak:
1-Dosya kapsamına göre sanıklar arasında menfaat çatışması olduğu gözetilerek 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 38/1-b ve CMK`nun 152. maddeleri uyarınca ayrı müdafiler atanması gerekirken her iki sanığa aynı müdafiinin atanması suretiyle savunma haklarının kısıtlanması,
2-Sahte fatura düzenlemek eylemi bakımından 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 4369 sayılı Yasa ile değişik 359/b-1. maddesinde suç tarihi itibariyle onsekiz aydan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüş olup, aynı eylemin düzenlendiği 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359/b maddesinde ise üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası öngörüldüğü nazara alındığında, suçun işlendiği tarihte sahte fatura düzenlemek suçunun temel cezasının 18 ay hapis olduğu ve bu haliyle sanığın lehine olduğu cihetle, temel ceza belirlenirken alt sınırdan uzaklaşıldığına dair bir ifade bulunmamasına rağmen, temel cezanın 3 yıl hapis cezası olarak takdir edilmesi suretiyle fazla ceza tayini,
Yasaya aykırı,
3-Kabul ve uygulamaya göre ise;
T.C. Anayasa Mahkemesi`nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 6723 sayılı Yasa ile değişik 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.11.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.
YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/4601 Karar : 2016/3143 Tarih : 20.06.2016
-
CMK 152. Madde
-
Şüpheli veya Sanığın Birden Fazla Olması Hâlinde Savunma
1-) Katılanların 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan açılan davaya katılma ve bu suçtan kurulan hükümleri temyize hak ve yetkileri bulunmadığından, katılanlar vekilinin suça sürüklenen çocuk .ve sanıklar .,., hakkında bu suçtan kurulan hükme yönelik temyiz istemlerinin reddine,
2-) Suça sürüklenen çocuk . ile sanıklar .,.,. hakkında. kasten öldürme, . silahla kasten yaralama eylemleri nedeniyle kamu davaları açıldığı, Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulu’nun 20/10/2009 gün ve 2009/1-85/242 sayılı kararında açıklandığı üzere; aynı öldürme ve silahla kasten yaralama eylemlerinin failleri olarak yargılanan sanıklardan birisinin savunulmasının diğer sanık yönünden savunmada zaafiyet yarattığı durumlarda sanıklar arasında menfaat uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü gerektiği; somut olayda suça sürüklenen çocuk . sanıklar .,., arasında yakın akrabalık ilişkisi ve menfaat çatışması bulunduğu anlaşıldığından, savunmalarının ayrı ayrı müdafiler yerine aynı müdafiler tarafından yapılması suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 38/1. ve 5271 sayılı CMK`nun 152. maddelerine aykırı davranılması, Usule aykırı ve suça sürüklenen çocuk ., sanıklar.,., müdafileri ile katılanlar .,.,.,.,.,.vekili ile Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle, suça sürüklenen çocuk ve sanıklar hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinin sair yönleri incelenmeksizin öncelikle bu nedenle tebliğnamedeki düşünceden farklı gerekçe ile BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi.
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.