Kanunun Kapsamı
CMK Madde 1
(1) Bu Kanun, ceza muhakemesinin nasıl yapılacağı hususundaki kurallar ile bu sürece katılan kişilerin hak, yetki ve yükümlülüklerini düzenler.
CMK Madde 1 Gerekçesi
Maddenin (1) numaralı fıkrası Kanunun kapsamını göstermektedir. Bir suçun işlenmesiyle birlikte Devlet ile fail arasında, değişik evre ve aşamaları kapsayan, bir ilişkinin oluştuğu bilinmektedir. Bu ilişki suçun ve failinin saptanmasından başlayarak verilecek hükmün kesinleşmesine ve hatta bazı hâllerde uygulanacak yaptırımların infazına kadar uzanmaktadır.
CMK 1 (Kanunun Kapsamı) Emsal Yargıtay Kararları
YARGITAY 9. CEZA DAİRESİ Esas: 2007/3723 Karar: 2007/3921 Tarih: 08.05.2007
-
CMK 1. Madde
-
Kanunun Kapsamı
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Karar: Tayin olunan cezanın süresi itibariyle şartları bulunmadığından, sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin 318. maddesi gereğince REDDİNE,
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafii ile katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5271 sayılı Ceza Mahkemesi Kanunu’nda şahsi hak davasına yer verilmediği gözetilmeden, katılanların manevi tazminat talepleri konusunda hukuk mahkemesinde dava açmakta muhtariyetleri yerine, talebin kabulüne karar verilmesi,
Sonuç: Kanuna aykırı olup hükmün bu nedenle BOZULMASINA, bu cihetin yeniden duruşma yapılmaksızın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün düzeltilerek ONANMASINA, 08.05.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.
YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas: 2004/5323 Karar: 2005/13204 Tarih: 16.06.2005
-
CMK 1. Madde
-
Kanunun Kapsamı
Zorla kaçırıp alıkoyma ve etkili eylem suçlarından sanıklar Yusuf Albaz ve Rahmi Uğur Özdemir haklarında İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonunda 25.06.2003 tarih ve 2002/553 Esas, 2003/136 Karar sayısı ile eylem kül halinde hürriyeti tahdit niteliğinde görülerek mahkumiyet kararı verildiği hükmün sanıklar vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; gönderilen dosya Yargıtay C. Başsavcılığının 17.02.2004 günlü tebliğname ve 8. Ceza Dairesinin 9.4.2004 günlü görevsizlik kararı ile Daireye verilmekle 27.10.2004 Çarşamba saat 14.00 duruşma günü tayin olunarak sanıklar vekiline davetiye gönderilmişti.
Belli günde Hakimler duruşma salonunda toplanarak Yargıtay C. Savcılarından Nusret Güngör hazır olduğu halde oturum açıldı.
Yapılan tebligat üzerine sanıkların vekilinin gelmediği ve ayrıca bir talepte de bulunulmadığı anlaşılmakla Yargıtay C. Savcısının uygun görülen talep ve mütalaası dairesinde (DURUŞMASIZ) inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilerek tefhim olunduktan sonra vaktin darlığına binaen dosyanın incelenmesi başka bir güne bırakılmıştı.
Bugün dava evrakı incelenerek aşağıda yazılı karar ittihaz olundu.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “zaman bakımından uygulama”, 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun ise, “lehe olan hükümlerin uygulanmasında usul” kurallarının düzenlenmesi, ayrıca 5252 sayılı Kanunun 12. maddesi ile 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun yürürlükten kaldırılması, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve bu Kanunların hükümden sonra 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunması karşısında;
5237 sayılı Kanunun 7. ve 5252 sayılı Kanunun 9. maddeleri uyarınca, sanıkların hukuki durumunun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun hükümleri de nazara alınarak yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, sanıklar vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 Sayılı Kanunun 8/1 maddesi gözetilerek CMUK. nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.06.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
YARGITAY 15. CEZA DAİRESİ Esas : 2013/20675 Karar : 2014/10909 Tarih : 2.06.2014
-
CMK 1. Madde
-
Kanunun Kapsamı
A- Katılan sanık …’ın temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanığın yüzüne karşı tefhim olunan …/06/2011 tarihli mahkumiyet hükmüne yönelik, sanık müdafiinin yasal süresi geçtikten sonra yaptığı, 11/07/2011 tarihli temyiz inceleme başvurusunun, 5320 sayılı Kanunun …1. maddesi gereğince uygulanması gereken … sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
B- Katılan sanık … hakkında yaralama suçundan kurulan hükme yönelik incelemede;
Hüküm verildikten sonra katılan sanıkların 11/07/2011 havale tarihli dilekçeyle şikayetten vazgeçtikleri dikkate alınarak ve katılan sanığa yüklenen yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete bağlı olduğu gözetilerek, 5237 sayılı TCK’nın …/4. maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesi lüzumu bozmayı gerektirmiş, katılan sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun …1. maddesi gereğince uygulanması gereken … sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın …/…ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE,
C- Katılan sanık … hakkında tehdit suçundan kurulan hükme yönelik incelemede;
Tehdit, bir kimsenin başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirmesidir. Bu suçta fail, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını mağdura bildirmektedir. Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vuku bulacak bir kötülüğün, gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit mağdurun karar verme ve serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı iç huzurunu bozmalı ve onu endişeye düşürmelidir. Mağdura yapılan tehdidin, onun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olması gerekir. Failin tehdit fiilini bilerek ve isteyerek işlemesi, verileceği söylenen zararın haksız olması yeterlidir. Fiilde korkutuculuk, ürkütücülük, ciddiyet yoksa tehdit kastının varlığından bahsedilemez. Mağdur haksız bir zarara uğrayacağı endişesine kapılmamışsa, korkutuculuk oluşmamıştır. Tehdit suçunun, bahsedilen yasal unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği olaysal olarak değerlendirilmeli, fail ile mağdurun içinde bulundukları ortam, söylenen sözler, söylenme nedeni ve söylendiği koşullar nazara alınmalıdır.
Aralarında önceye dayalı anlaşmazlık bulunan katılan sanık …’nın araçlarından inmekte olan katılan sanık …’un teyzesine hakaret etmesi sonucu çıkan kavgada katılan sanık …’un, …’yı ölümle tehdit ettiği iddia edilen olayda;
1- Anayasa’nın 141, 5271 sayılı CMK’nın …/1, 230 maddeleri ile … sayılı CMUK’nın 308/7. maddeleri uyarınca, mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması ve Yargıtay’ın bu işlevini yerine getirmesi için gerekçe bölümünde mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, ulaşılan kanaat ve delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği gözetilmeden katılan sanığın işlediği iddia olunan tehdit suçundan gerekçesiz karar verilmesi,
2- İlk haksız hareketin katılan sanık …’dan geldiği kabul edilmesine karşın katılan sanık … hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı hususunun tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan sanık …’un temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun …1. maddesi gereğince uygulanması gereken … sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02/06/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.