0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Avukatlar Hakkında Soruşturma ve Kovuşturma İzni Prosedürü

Adalet Bakanlığı Avukat ve Noter Şikayet Bürosu, avukatlarla ilgili soruşturma veya kovuşturma izni verilmesi prosedürünü şu şekilde açıklamıştır:

“Avukatlar hakkındaki şikâyet işlemleri, 01/01/2006 tarihli ve (13) No’lu “Avukatlar hakkında yapılan inceleme ve soruşturma işlemleri” konulu genelgemizde açıklanan prosedüre uygun olarak yürütülmektedir.

1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58’inci maddesi, avukatların görev suçları nedeniyle soruşturma, 59’uncu maddesi ise kovuşturma usulünü düzenlemiştir. Bu düzenlemelere göre avukatların görev suçlarından ötürü Adalet Bakanlığından izin alınmadan doğrudan doğruya soruşturma ve kovuşturma yapılamaz.

Şahsî suçları bakımından avukatlar genel hükümlere tâbidir.

Soruşturma usulünün düzenlendiği 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58’inci maddesinin birinci fıkrasına göre; avukatların, avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarındaki soruşturma Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır. Suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı, Adalet Bakanlığından izin almadan doğrudan soruşturma yapamaz, avukatın savunmasını alamaz ve kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veremez. Ancak, ön incelemeyi bizzat yapıp delilleri topladıktan sonra, soruşturma izni verilmesi ya da verilmemesi yönündeki kanaatini de bildirmek suretiyle Adalet Bakanlığından izin ister. Soruşturma izni verilmezse dosya işlemden kaldırılır.

Cumhuriyet savcısı, soruşturma izni verilmesi üzerine, avukatın savunmasını almak için Bakanlığın soruşturma iznini içeren düşünce yazısı örneğini avukata 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca usulüne uygun olarak tebliğ edip, savunma vermek üzere davetiye ile çağırır. Savunmasını yapması için avukatı ihzaren (zorla) getirtemez, mahkemeden yakalama kararı talep edemez.

Soruşturma aşamasını, avukatın savunmasını alıp gösterdiği deliller ile gerekli gördüğü diğer delilleri de topladıktan sonra tamamlayan suç yeri Cumhuriyet savcısı, bu defa “kovuşturma izni verilmesi” ya da “kovuşturma izni verilmemesi” yönündeki görüşünü içeren fezlekeli evrakı Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderir.

Kovuşturma usulü ise, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 59’uncu maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünce, soruşturmayı yapan suç yeri Cumhuriyet başsavcılığı tarafından gönderilen dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, yeterli delil bulunmaması hâlinde “kovuşturma izni verilmesine yer olmadığı”, şikâyet konusunu doğrulayan nitelikte yeterli ve ciddi kanıtlar bulunması hâlinde ise “kovuşturma izni verilmesi” şeklinde düşünce yazısı hazırlanır ve Bakanlık Makamının Olur’u alınır.

Kovuşturma izni verilmezse dosya işlemden kaldırılır. Kovuşturma izni verilmesi durumunda ise, dosya suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığına gönderilir. Bu aşamadan itibaren ceza kovuşturması başlamaktadır. Ceza kovuşturmasının başlaması, avukat hakkındaki şüphenin kamu davası açılmasını gerektirecek derecede yoğunlaştığı anlamına gelmektedir. Kovuşturma izni verilmesi üzerine şüpheli avukat “sanık” sıfatı kazanmaktadır.

Dosya kendisine gönderilen Cumhuriyet savcısı beş gün içinde iddianame düzenleyerek, son soruşturmanın açılmasına ya da açılmamasına karar verilmek üzere dosyayı o yer ağır ceza mahkemesine vermek zorundadır.

Mahkemece, son soruşturmanın açılması yönündeki inceleme sonunda, son soruşturmanın açılmasına karar verilirse, dosya suç yeri ağır ceza mahkemesine gönderilir, artık yargılama suç yeri ağır ceza mahkemesince yapılır.

Bu karara karşı sanık avukatın, son soruşturmanın açılmamasına dair karara karşı ise Cumhuriyet savcısının itiraz hakkı vardır.

Adalet Bakanlığının 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58’inci ve 59’uncu maddeleri uyarınca soruşturmaya ve kovuşturmaya izin verme ya da vermeme işlemleri, idarî işlem niteliğinde olduğundan, bu kararlara karşı müşteki ile şikayet edilen avukatın idarî dava (iptal davası) açma hakları da bulunmaktadır.”

Avukatlar hakkında soruşturma ve kovuşturma izni verilmesine ilişkin Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 01.01.2006 tarihli 13 Nolu Genelgesi Metni:

I– Avukatların; avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlarından dolayı yapılacak olan inceleme ve soruşturmaların kolluk makam ve memurlarına bırakılmayarak bizzat Cumhuriyet başsavcısı ya da bu konuda görevlendireceği bir Cumhuriyet savcısı tarafından yapılması,

II- Avukat büroları (yazıhaneleri) ve konutlarında mahkeme kararı ile ve kararda belirtilen olayla ilgili olarak yapılabilen aramaların, Cumhuriyet savcısı denetiminde ve baro başkanı veya vekili sıfatıyla görevlendireceği bir avukatın katılımının sağlanması suretiyle gerçekleştirilmesi,

III– İhzarî nitelikteki incelemelerde;

1) Hakkında ihzarî inceleme yapılan avukatın adı, soyadı, kullanılıyorsa kızlık soyadı, kayıtlı bulunduğu baro ve sicil numarası, tebligata yarar açık adresi ile müştekilerin açık adreslerinin fezlekede belirtilmesi,

2) Avukatın şikâyet konusu olayla ilgili vekâletnamesinin onaylı örneğinin soruşturma evrakına eklenmesi,

3) Hakkında inceleme yapılanın; avukat, stajyer, dava takipçisi veya dava vekili olup olmadığının ilgili barodan sorulmak suretiyle açıklığa kavuşturulması ile ilgili avukatın isnat edilen eylemin yapıldığı tarihte hangi baroya kayıtlı olduğu ve sicil numarasının tespit edilmesi,

4) Kamu kurumlarında görev yapan avukatların 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca haklarında yapılmış herhangi bir kanunî işlem bulunup bulunmadığı ile ilgili kurumdan alınacak cevabın inceleme evrakına eklenmesi,

5) 1136 sayılı Kanun’un 58’inci maddesi uyarınca, Bakanlık tarafından soruşturma izni verilmeden önce avukatın savunmasının alınmaması, ancak kendi isteğiyle açıklama yapmak veya dosyaya yazılı belge sunmak istediği takdirde, ihzâri mahiyetteki incelemeye esas olmak üzere “beyanda bulunan” sıfatıyla açıklamalarının tutanağa kaydedilmesi ve ibraz ettiği belgelerin alınması,

6) İhbar veya şikâyetin Cumhuriyet başsavcılığına yapılması durumunda doğrudan inceleme yapılması, bu konuda Bakanlıktan izin talep edilmemesi, inceleme sonunda düzenlenecek fezlekeli evrakın Bakanlığımız Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne gönderilmesi,

7) Ağır Ceza Cumhuriyet başsavcılarınca, merkez ve mülhakat Cumhuriyet savcıları tarafından hazırlanan fezlekelerin usul ve kanuna uygun bir şekilde hazırlanıp hazırlanmadığının kontrol edilmesinden sonra, bir üst yazı ile Bakanlığımız Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne aynı konuda yeniden fezleke düzenlemeden intikal ettirilmesi,

8) Şikâyet konusu işlemlere ilişkin evrakın, iddialar açıklığa kavuşturulacak şekilde incelenip gerekli görülen belgelerin onaylı bir suretinin evrakına eklenmesi,

9) Avukatla birlikte şikâyet olunan kişiler hakkındaki evrakın ayrılarak, tâbi olduğu usule göre soruşturmanın yürütülmesi,

10) Yapılan inceleme sonunda düzenlenen fezlekenin sonuç kısmında, Cumhuriyet savcısının soruşturma izni verilip verilmeme konusundaki düşüncesini açıkça belirtmesi,

11) Şikâyet dilekçesinde gösterilen ya da müştekinin ifadesinde belirtmiş olduğu tanıkların dinlenmesi, delil olarak ibraz edilen belgelerin Suç Eşyası Yönetmeliği hükümlerine göre emanete alınması, bu belgelerin postada kaybolmasının önlenebilmesi için onaylı bir suretinin inceleme evrakına eklenmesi,

12) İnceleme evrakının dizi pusulası düzenlenip, fezlekeye bağlı olarak Bakanlığımız Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderilmesi,

IV- Bakanlık tarafından verilen izin üzerine yapılan soruşturma sırasında;

1) Soruşturma izni hangi Cumhuriyet başsavcılığına verilmişse, soruşturmanın o yer Cumhuriyet başsavcılığınca yürütülmesi,

2) Soruşturma iznini havi düşünce örneğinin, hakkında soruşturma yapılan avukatla ilgili bölümünün 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca, “yasal süre içinde gelmediği ya da savunma yapmadığı takdirde bu hakkından vazgeçmiş sayılacağı” meşruhatını içeren davetiye ile ilgili avukata tebliğ edilmesi, başvurduğu takdirde savunmasının, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 147 ve devamı maddelerine uygun olarak alınması, Usulüne uygun tebligata rağmen yasal süre içinde savunma yapılmaması veya delillerin sunulmaması hâlinde evrakının bekletilmeyerek Bakanlığımız Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderilmesi,

3) Soruşturmanın tamamlanmasından sonra fezlekeli evrakın dizi pusulasıyla birlikte ağır ceza Cumhuriyet başsavcılığı aracı kılınarak Bakanlığımız Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderilmesi,

4) Yapılan soruşturma sonunda düzenlenen fezlekenin sonuç kısmında, Cumhuriyet savcısının kovuşturma izni verilip verilmeme konusundaki düşüncesini açıkça belirtmesi,

5) Bakanlıkça ilgili avukat hakkında genel hükümler uyarınca işlem yapılması gerektiği yönünde düşünce bildirilerek soruşturma dosyasının gönderilmiş olması hâlinde, sadece evrakın teslim alındığının bildirilmesi, buna ilişkin soruşturma ve kovuşturmanın aşama sonuçları hakkında ayrıca bilgi verilmesi yoluna gidilmemesi,

6) Kovuşturma izni üzerine, suçun işlendiği yere en yakın ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığı tarafından beş gün içinde düzenlenen iddianame üzerine, ilgili mahkeme tarafından verilecek olan son soruşturmanın açılmasına ya da açılmamasına ilişkin kararın bir suretinin Bakanlığımız Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderilmesi,

V- Avukatların, Avukatlık Kanunu’nun 58’inci maddesinin birinci fıkrası dışında kalan eylemleri hakkındaki soruşturmalarının, isnat edilen suçun tâbi olduğu soruşturma usulüne göre yapılması, bu kapsamda avukatların 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250’inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen eylemleri sebebiyle aynı Kanun’un 251’inci maddesinin birinci fıkrası hükmü gereğince Bakanlıktan izin talep edilmeksizin Cumhuriyet başsavcılıkları tarafından doğrudan soruşturma yapılması, Konularında gereken dikkat ve özenin gösterilmesini rica ederim.”

Avukatlara Soruşturma ve Kovuşturma İzni Verilmesi Yargıtay Kararları


Avukatlık Bürosunun Mesaj Atmak Suretiyle Görev Suçu İşlemesi

Dosya kapsamına göre, müştekinin şüpheli hukuk bürosu tarafından “… Dosyanıza işlem ve masraf yapılmaması için lütfen kısmi ödemenizi acilen yapınız” şeklinde altmıştan fazla mesaj atılmak suretiyle huzur ve sükunu bozma suçunun işlendiği iddiasıyla yapılan şikâyet üzerine yapılan soruşturma neticesinde herhangi bir soruşturma işlemi yapılmaksızın kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. İncelenen dosyada; … Hukuk Bürosunda çalışan avukatlar hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçuna ilişkin iddianın, şüpheli ya da şüphelilerin avukatlık görevi sırasında olduğu, avukatların görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işledikleri suçlarından dolayı soruşturma ve kovuşturmanın, Adalet Bakanlığı’nın vereceği izin üzerine yürütülmesi gerektiği, şüpheli avukat yada avukatlar hakkında genel hükümler çerçevesinde soruşturma yapılarak, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ve bu karara ilişkin itirazın merciince reddedilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/1095 E. , 2022/9332 K.).

…Hukuk Bürosu tarafından “Sn. T. Tılıç Akbank T.A.Ş’ye olan dosya borcunuza istinaden vermiş olduğunuz taahhüt planına uymadığınızdan ötürü mernis adresinize muhafazalı haciz işlemi yapılacaktır. Bilginize. B.HUKUK” şeklinde gönderilen mesaj nedeniyle şüpheliler hakkında şikayette bulunulması üzerine kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Hukuk Bürosunda çalışan avukatlar hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçuna ilişkin iddianın, şüpheli yada şüphelilerin avukatlık görevi sırasında olduğu, avukatların görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işledikleri suçlarından dolayı soruşturma ve kovuşturmanın, Adalet Bakanlığı’nın vereceği izin üzerine yürütülmesi gerektiği, şüpheli avukat yada avukatlar hakkında genel hükümler çerçevesinde soruşturma yapılarak, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/24167 E. , 2020/8017 K.).

Avukatlar Hakkında Hem Soruşturma Hem Kovuşturma İzni Alınmalıdır

Müştekinin eşi ile arasında devam eden Büyükçekmece 1. Aile Mahkemesinin 2013/1203 esas sayılı boşanma davasında eşinin avukatı olan sanık …‘ün duruşma çıkışında koridorda müştekiye “ben seni vücut engelli bilirdim, maalesef sen kafadan da engelliymişsin, dengesiz, pislik” şeklindeki sözlerle hakaret ettiğine ilişkin iddianın, sanığın avukatlık görevi sırasında olduğu, avukatların görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işledikleri suçlarından dolayı soruşturma ve kovuşturmanın, Adalet Bakanlığı’nın vereceği izin üzerine yürütülmesi gerektiği, sanık avukat hakkında soruşturma izni alınmış olmasına karşın kovuşturma izni alınmamış olması nedeniyle, mahkemece CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca durma kararı verilmesi gerekirken, genel hükümler çerçevesinde kovuşturma yapılarak, sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2018/3598 E. , 2019/1302 K.).

Görev Suçlarında Soruşturma İzni Zorunludur

Avukat olan sanığın aynı yerde memur yönelik hakaret ettiğine ilişkin iddianın, sanığın avukatlık görevi sırasında olduğu, avukatların görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işledikleri suçlarından dolayı soruşturma ve kovuşturmanın, Adalet Bakanlığı’nın vereceği izin üzerine yürütülmesi gerektiği, sanık avukat hakkında soruşturma ve kovuşturma izni alınmamış olması nedeniyle, mahkemece CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca durma kararı verilmesi gerekirken, genel hükümler çerçevesinde kovuşturma yapılarak, yazılı şekilde karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/9420 E. , 2015/570 K.).

Sanık avukatın vekilliğini yaptığı İçişleri Bakanlığının müşteki olduğu bir ceza davasının sanığına duruşma bitiminde adliye koridorunda “sen hırsızlık yapmışsın, aslında hırsızlıkla suçlanman gerekiyordu, çok şanslısın, iyi hakime denk geldin “ diyerek hakaret ettiğine ilişkin iddianın, sanığın avukatlık görevi sırasında olduğu, avukatların görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işledikleri suçlarından dolayı soruşturma ve kovuşturmanın, Adalet Bakanlığı’nın vereceği izin üzerine yürütülmesi gerektiği, sanık avukat hakkında soruşturma ve kovuşturma izni alınmamış olması nedeniyle, mahkemece CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca durma kararı verilmesi gerekirken, genel hükümler çerçevesinde kovuşturma yapılarak, sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/18993 E. , 2017/1258 K.).

Avukatın Savcıya Hakaret Etmesi ve Soruşturma İzni

Avukat olan sanığın müdafii olduğu şüphelilerin ifadelerinin alınmalarına ilişkin olarak görevli müşteki Cumhuriyet Savcısı ile yaptığı görüşme sırasında, müştekiye yönelik hakaret ve tehdit ettiğine ilişkin iddianın, sanığın avukatlık görevi sırasında olduğu, avukatların görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işledikleri suçlarından dolayı soruşturma ve kovuşturmanın, Adalet Bakanlığı’nın vereceği izin üzerine yürütülmesi gerektiği, sanık avukat hakkında 1136 sayılı Kanunun 58/1 ve 59. maddelerine aykırı olarak, soruşturma ve kovuşturma izni alınmamış olması nedeniyle, mahkemece CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca durma kararı verilmesi gerekirken, genel hükümler çerçevesinde kovuşturma yapılarak, yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/13035 E. , 2018/13151 K.).

Savcılık Kendiliğinden Avukat Hakkında Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı Veremez

İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, İstanbul Barosunda kayıtlı avukat olan şüphelinin, müştekinin ve eşinin kullanmakta olduğu cep telefonunu 10/09/2018 ila 05/10/2018 tarihleri arasında birden fazla kez arayarak borcun ödenmesi, aksi takdirde haciz ve muhafaza işlemleri uygulatılacağına dair sözler söylemek ve benzeri mahiyette birden fazla mesaj göndermek suretiyle rahatsız ettiği isnadıyla Ceyhan Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyette bulunduğu iddiasına ilişkin olarak, şüphelinin eylemi görevinden doğan veya görev sırasında işlenmiş bir suç niteliğinde görülerek, hakkında 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58/1. maddesi uyarınca 10/02/2020 tarihli Olur’la soruşturma izni verildiği, aynı Kanun’un 59. maddesine göre Ceyhan Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturmaya ait dosya ile ilgili olarak uzlaştırma kapsamındaki suç bakımından uzlaştırma işlemleri tamamlandıktan sonra düzenlenecek kovuşturma fezlekesinin Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderilmesi gerekirken, atılı suçun manevi unsurunu oluşturacak rahatsız etme kastının bulunmadığından bahisle genel hükümler uyarınca kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir. İncelenen somut olayda; şüpheli avukatın, müvekkilinin alacağı olduğundan bahisle müşteki aleyhine İcra İflas Kanunu’nun ilgili hükümleri çerçevesinde Küçükçekmece 2. İcra Müdürlüğü nezdinde genel haciz yolu ile takip talebinde bulunduğu, buna istinaden müştekiye muhtelif tarihlerde borcun ödenmesi aksi takdirde haciz ve muhafaza işlemleri uygulanacağına dair mesajlar atarak ve arayarak müştekinin huzur ve sükununu bozduğu iddiasına ilişkin olarak şüphelinin eylemleri görevinden doğan veya görev sırasında işlenmiş bir suç niteliğinde görülerek, hakkında 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58/1. maddesi uyarınca 10/02/2020 tarihli Olur’la soruşturma izni verildiğinin anlaşılması karşısında; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 59. maddesine göre Ceyhan Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma dosyasında, CMK’nın 254. maddesi uyarınca usulünce uzlaştırma işlemleri yerine getirilerek kovuşturma yapılmasına gerek görülüp görülmeyeceğine dair karar verilmek üzere, dosyanın Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderilmesi gerekirken, yapılan eylemlerin icra takibi ile ilgili bilgi verilmek amacını güttüğü ve bahse konu suçun manevi unsurlarını oluşturacak rahatsız etme kastının bulunmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi ve bu karara yapılan itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/30499 E. , 2021/3405 K.).

Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün Avukatlar hakkında yapılan inceleme ve soruşturma işlemlerine ilişkin 01/01/2016 tarihli 13 no’lu genelgenin 4. Fıkrasının 4. bendi de “ Yapılan soruşturma sonunda düzenlenen fezlekenin sonuç kısmında, Cumhuriyet savcısının kovuşturma izni verilip verilmeme konusundaki düşüncesini açıkça belirtmesi” biçimindedir. İncelenen dosyada şüpheli avukat … hakkında iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçundan Adalet Bakanlığı’nın 19/10/2020 tarihli soruşturma izni verilmesine ilişkin kararının ardından suçun uzlaşma kapsamında olması nedeniyle uzlaştırma prosedürünün uygulanması üzerine tarafların uzlaşmayı kabul etmeleri nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Somut olayda Cumhuriyet savcısı tarafından yukarıda belirtilen düzenlemeler gereğince uzlaştırma işlemlerinin tamamlanmasından sonra kovuşturma izni verilip verilmemesine ilişkin düşüncesini içeren fezleke ile soruşturma dosyasının Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne gönderilmesi gerekmektedir. Bu nedenle Adana 1. Sulh Ceza Hakimliği’nin 02/06/2021 tarihli ve 2021/3511 Değişik iş sayılı kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara yapılan itirazın reddine ilişkin karar açıkça hukuka aykırıdır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/3696 E. , 2022/13652 K.).

Mersin Barosu’na kayıtlı olarak avukatlık yapan sanık … hakkında, Silifke Cumhuriyet Başsavcılığınca, Adalet Bakanlığından izin alınmaksızın soruşturma yapılarak, delil yetersizliği nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır. Belirtilen yasal düzenleme uyarınca, soruşturma izni alınmadan önce ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’nın doğrudan soruşturma yapması mümkün bulunmadığı gibi, Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri çerçevesinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı da verilemeyeceği gözetildiğinde, Silifke Cumhuriyet Başsavcılığınca yasaya aykırı olarak verilen takipsizlik kararının hukuken yok kabul edilmesi gerektiğinden, bu karar gerekçe gösterilerek mercii tarafından verilen son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına ilişkin kararı hukuka aykırı bulunmuştur (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/18641 E. , 2020/16796 K.).

Soruşturma ve Kovuşturma İznine Karşı Açılan İptal Davalarının Beklenmesi

Avukatların görev sırasındaki veya görevlerinden doğan suçlarının 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58 ve 59. maddeleri gereğince Adalet Bakanlığının soruşturma ve kovuşturma iznine tabi olduğu, 58. maddesinde “… soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine; suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır …” hükmü yer almış, 59. maddesinde ise “58. maddeye göre yapılan soruşturmaya ait dosya Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne tevdi olunur. İnceleme sonunda kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü takdirde dosya, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesine en yakın bulunan ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet savcılığına gönderilir. Cumhuriyet savcısı beş gün içinde, iddianamesini düzenliyerek dosyayı son soruşturmanın açılmasına veya açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere ağır ceza mahkemesine verir. İddianamenin bir örneği hakkında kovuşturma yapılan avukata tebliğ olunur. Bu tebliğ üzerine avukat, kanunda yazılı süre içinde bazı delillerin toplanmasını ister veya kabule değer bir istemde bulunursa nazara alınır, gerekirse soruşturma başkan tarafından derinleştirilir. Haklarında son soruşturmanın açılmasına karar verilen avukatların duruşmaları, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesinde yapılır” hükmüne yer verilmiştir.

Sanık avukat hakkında Adalet Bakanlığının 11.04.2019 tarihli Oluru ile kovuşturma izni verilmemesi üzerine, katılan tarafından bu işlemin iptali için açılan davada, Ankara 8. İdare Mahkemesinin, 09.11.2020 tarihli ve 2019/1339 Esas, 2020/1905 sayılı Kararı ile; davacının alacaklı olduğu icra takibinde tahsil edilen tutardan 37.565,79 TL’sinin şikayetli avukatın bir diğer müvekkili olan hastanenin davacıdan alacağı olan tutarı davacının bilgisi ve izni olmadan ilgili hastaneye ödemesi yönünden iptaline diğer talepleri yönünden ise reddine karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine; Ankara Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesinin, 28.02.2022 tarihli ve 2021/754 Esas, 2022/541 sayılı Kararı ile; soruşturma izni verilmemesine ilişkin isnat ile kovuşturma izni verilmemesine ilişkin isnatlar birbirlerinden bağımsız olup, tek dilekçeyle dava konusu edilebilmesi mümkün olmadığından 2577 sayılı Yasanın 3 ve 5. maddeleri gereği dava dilekçesinin reddi gerekirken işin esasına geçilmesi nedeniyle idare mahkemesi kararında usule uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle istinafa konu kararın kaldırılmasına karar verildiği,

Bozma üzerine, Ankara 8. İdare Mahkemesinin, 24.05.2022 tarihli ve 2022/1051 Esas, 2022/1258 sayılı Kararı ile; dava dilekçesinin reddine karar verildiği,

Katılanın davacı olduğu Ankara 8. İdare Mahkemesinin, 14.03.2023 tarihli ve 2022/2045 Esas, 2023/614 sayılı Kararı ile; sanık avukat hakkında soruşturma izni verilmemesine ilişkin 25.12.2018 tarihli işlemin iptali için açılan davanın reddine karar verildiği, davanın istinaf aşamasında olduğu, Yine katılanın davacı olduğu Ankara 8. İdare Mahkemesinin, 14.03.2023 tarihli ve 2022/1980, 2023/616 sayılı Kararı ile de; sanık avukat hakkında kovuşturma izni verilmemesine ilişkin 11.04.2019 tarihli işlemin iptali için açılan davanın reddine karar verildiği, davanın istinaf aşamasında olduğu, Atılı görevi kötüye kullanma suçu ile ilgili olarak, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58 ve 59. maddeleri gereğince Adalet Bakanlığının soruşturma ve kovuşturma izni alındıktan sonra dava açılması gerektiği, bu hususların soruşturma ve kovuşturma şartı olduğu, kaldı ki sanık hakkında belirtilen eylemler nedeniyle; Adalet Bakanlığının, 25.12.2018 tarihli Oluru ile (1) sayılı inceleme maddesine konu iddiadan dolayı soruşturma izni verilmesine yer olmadığına, 11.04.2019 tarihli Oluru ile de kovuşturma izni verilmesine yer olmadığına ilişkin kararlar verildiği anlaşılmakla, bu kararların kesinleşip kesinleşmediği araştırılıp, sonucuna göre işlem yapılması gerektiği gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırı görülmüştür (Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2023/12427 E. , 2024/3274 K.).

Soruşturma ve Kovuşturma İzni Verilmesi Sırasında Dava Zamanaşımının Durması

5237 sayılı TCK’nın 67. maddesinin birinci fıkrasında dava zamanaşımını durduran nedenler, izin veya karar alınması, bekletici sorun yahut kanun gereğince kaçak olduğu hususunda karar verilenler olarak sayılmıştır. Bu düzenlemeye göre, suçun işlenmesi ile başlayan dava zamanaşımı süresi, izin veya karar alınması için yetkili merciye başvurulduğu ya da bir bekletici sorunun ortaya çıktığı günde yahut kanun gereğince kaçak olduğu hususunda karar verildiğinde duracak, izin veya kararın alındığı tarihte ya da bekletici sorun çözümlendiğinde yahut kaçak olduğuna karar verilenler hakkında bu kararın kaldırıldığı tarihte kaldığı yerden işlemeye devam edecektir. Bu nedenle, durma süresinden önce geçmiş olan süre, durma süresinden sonra işleyen zamanaşımı süresine eklenecektir. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58. ve 59. maddeleri uyarınca avukat hakkında soruşturma ve kovuşturma izninin istenmesi dava zamanaşımını durduran nedenlerden “izin” hâli ile ilgilidir. Bir avukatın işlediği görev suçu nedeniyle Cumhuriyet savcısının Adalet Bakanlığından soruşturma izni almak için başvurmasıyla dava zamanaşımı duracak, Bakanlıkça soruşturma izni verilmesiyle süre kaldığı yerden işlemeye başlayacaktır. Yine Cumhuriyet savcısının Adalet Bakanlığından kovuşturma izni almak için başvuruda bulunmasıyla dava zamanaşımı duracak, Bakanlıkça kovuşturma izni verilmesiyle süre kaldığı yerden işlemeye başlayacaktır (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/315 E. , 2020/471 K.).

Yapılan incelemede, iştirak halinde işledikleri iddia olunan aynı suç nedeniyle Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığının, 25.03.2014 tarihli ve 2014/3135 Soruşturma, 2014/1110 Esas sayılı iddianamesi ile Avukat … hakkında da son soruşturmanın açılmasına karar verilmesinin talep olunduğu, Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 29.04.2014 tarihli ve 2014/82 Esas, 2014/91 Karar sayılı kararı ile bu avukat yönünden son soruşturmanın açılmasına karar verildiği; … hakkında yapılan yargılama neticesinde, Silivri Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.03.2015 tarihli ve 2014/181 Esas, 2015/49 Karar sayılı kararı ile beraat hükmü kurulduğu ve bu kararın katılan vekili tarafından temyizi sonrası, Dairemizin 06.12.2022 tarihli ve 2019/6196 Esas, 2022/20105 Karar sayılı kararı ile “olağanüstü dava zamanaşımının suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar dolduğu” gerekçesiyle düşme kararı verildiği belirlenmiştir.

İnceleme konusu soruşturma dosyası kapsamında, Avukat olan şüpheli … hakkında görevi sırasında işlediği iddia olunan resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçuna ilişkin olarak, yargılama şartının gerçekleşmesini beklemek üzere soruşturma izninin talep edildiği 12.03.2013 ve soruşturma izninin verildiği 01.04.2013 tarihleri ile kovuşturma izninin talep edildiği 19.07.2013 ve kovuşturma izninin verildiği 11.03.2014 tarihleri arasında zamanaşımının durduğu gözetilerek ve suç tarihinin takip talebinde bulunulduğu tarih olan 22.01.2010 olduğu belirlenerek yapılan incelemede; şüpheliye yüklenen suçun, 5237 sayılı Kanun’un 206. maddesindeki cezasının türü ve üst sınırına göre, aynı Kanun’un 66/1-e ve 67/4 maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının suç tarihinden inceleme tarihine kadar gerçekleştiğinin anlaşılması karşısında, bu aşamadan sonra soruşturma yapma ve dava açma olanağının kalmaması nedeniyle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2023/6726 E. , 2024/11996 K.).

Sanıklara atılı görevi kötüye kullanma suçunun yaptırımı TCK’nın 257/1. maddesinde 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası olarak öngörülmüş olup, aynı Kanun’un 66/1-e maddesi gereğince bu suça ilişkin asli dava zamanaşımı sekiz yıldır. Daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve suç tarihinin 29.05.2009 olduğu eylemle ilgili olarak, sanıklar hakkında dava zamanaşımını kesen ilk işlem 19.02.2019 tarihli son soruşturmanın açılması kararı olup, sanıklar hakkında soruşturma izninin verilmesinin teklif edildiği 22.09.2016 ile soruşturma izninin verildiği 29.09.2016 ile sanık … hakkında soruşturma izninin verilmesinin teklif edildiği 04.04.2017 ile soruşturma izninin verildiği 30.04.2017, kovuşturma izninin verilmesi için dosyanın gönderildiği 22.03.2018 ile kovuşturma izninin verildiği 18.10.2018 tarihleri arasındaki toplam 7 ay 29 günlük durma süresi de gözetildiğinde, TCK’nın 66/1-e maddesindeki sekiz yıllık zamanaşımı süresi, son soruşturmanın açılması kararının verildiği 19.02.2019 tarihinden önce 02.02.2018 tarihinde ve Özel Dairece karar verilmeden önce dolmuş bulunmaktadır. Bu itibarla, Özel Daire hükümlerinin, gerçekleşen dava zamanaşımı nedeni ile bozulmasına, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, 5271 sayılı CMK’nın 303. maddesine göre karar verilmesi mümkün bulunduğundan, 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar hakkındaki kamu davalarının dava zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmelidir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2022/120 E. , 2022/416 K.).

Avukatın Yaralama Suçunu Görevinden Dolayı İşlemesi

Sanık avukatın vekilliğini yaptığı müştekinin borçlu olduğu icra dosyasında işlem yapmaması için müşteki tarafından tehdit edilmesi üzerine müştekiyi yaraladığına ilişkin iddianın, sanığın avukatlık görevinden doğduğu, avukatların görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işledikleri suçlarından dolayı soruşturma ve kovuşturmanın, Adalet Bakanlığı’nın vereceği izin üzerine yürütülmesi gerektiği, sanık avukat hakkında soruşturma ve kovuşturma izni alınmamış olması nedeniyle, mahkemece CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca durma kararı verilmesi gerekirken, genel hükümler çerçevesinde kovuşturma yapılarak, sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2021/10168 E. , 2021/12988 K.).

Avukatın Telefonla Arama Suretiyle Tehdit vb. Suçlar İşlemesi Soruşturma İzni Gerektirir

Şüphelilerin avukat oldukları, şikâyetçiyi telefonundan defalarca arayarak memuriyetten atılma ve hapse girme şeklinde tehditlerde bulunmak suretiyle “kişilerin huzur ve sükununu bozma” ve “tehdit” suçlarının işlendiği iddiasıyla yapılan şikâyet üzerine başlatılan soruşturma neticesinde herhangi bir soruşturma işlemi yapılmaksızın kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; şikâyetçinin iddiaları doğrultusunda, şüphelilerin eylemlerinin görevlerinden doğan veya görev sırasında işlenmiş bir suç niteliğinde görülerek, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlarından dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılır.’’ şeklindeki düzenlemeye istinaden soruşturma izni verilip verilmeyeceğinin takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığı’na gönderilmesi gerektiği nazara alınmadan, delil yetersizliğinden bahisle genel hükümler uyarınca kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu cihetle, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür (Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2023/16671 E. , 2024/587 K.).

.. Hukuk Bürosunda çalışan avukatlar hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçuna ilişkin iddianın, şüpheli ya da şüphelilerin avukatlık görevi sırasında olduğu, avukatların görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işledikleri suçlarından dolayı soruşturma ve kovuşturmanın, Adalet Bakanlığı’nın vereceği izin üzerine yürütülmesi gerektiği, şüpheli avukat yada avukatlar hakkında genel hükümler çerçevesinde soruşturma yapılarak, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ve bu karara ilişkin itirazın merciince reddedilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/1095 E. , 2022/9332 K.)

… Hukuk Bürosu, Açı Hukuk Bürosu, … Hukuk Bürosu, … Hukuk Bürosu, … Yönetim Varlık,…, … Varlık Yönetimi, … Hukuk Bürosu, Merkez Avukatlık Bürosu, Kolektük çalışan avukatlar hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçuna ilişkin iddianın, şüpheli yada şüphelilerin avukatlık görevi sırasında olduğu, avukatların görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işledikleri suçlarından dolayı soruşturma ve kovuşturmanın, Adalet Bakanlığı’nın vereceği izin üzerine yürütülmesi gerektiği, şüpheli avukat yada avukatlar hakkında genel hükümler çerçevesinde soruşturma yapılarak, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ve bu karara ilişkin itirazın merciince reddedilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/1091 E. , 2022/9331 K.).

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS